<<Ana sayfa

Günler: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

1 Temmuz 2005 Cuma (8. gün)

gidilen yol: 57 km
toplam gidilen yol: 481 km

Aliağa-Menemen-Ulukent-İZMİR

Şehrin ortasında kamp yaparsan böyle olur:) köpeklerin havlama sesleri uyandırdı bizi.. Ayhan midesinden rahatsızlık hissediyordu o sabah, gün pek güzel başlamadı. Yurdaer lastiğinin patladığını gördü Ayhanla Kenan çadırı toplarken Yurdaer tamire başlamıştı. Kahvaltımızı yaptık Ayhan fazla yiyemedii midesinden dolayı. Tam gidecektik ki, Ayhan'ın da lastiğinin patlamış olduğunu gördük. Böylece patlayan lastikler olayında Yurdaer yalnız kalmamış oldu :)

Aksaklıkların giderilmesinden sonra, yola koyulduk. Aliağa'dan çıkıştaki rampayı yakıt tankeri eksozlarının altında sabah yürüyüşü olarak değerlendirdik. Neyse ki İzmir yoluna, kendimizi bulduğumuz otoyola çıktık. Sıcak sabahtan bastırıyordu, belli ki gün kavurucu olacaktı ve bu bizi korkutuyordu. Ayhan'ın bozuk midesi de iyice yavaşlatıyordu bizi, halsizlikten doğru düzgün gidemiyordu.. Öğleye doğru yol kenarında bir benzin istasyonunda sıcaktan ve Ayhan'dan dolayı durduk fazla gidememiyorduk. Burada, bir ağaç altındaki gölgelikte bizi kendimize getirecek soda,çay vs. içtik. Bir saatten fazla eğlendimiz bu yerden ayrıldık yola tekrar çıktık.

Sıcak sıcak sıcak... Asfalt tekerleklerimize cehennem sıcaklığını yaşatıyordu sanki ziftten bir bataklığa dönüşmüştü yol. Sıcak yüzümüzü kavuruyordu, Bizler gidilen 7 günün kürek mahkumları gibi üzerimizdeki baskıları kendi beyin hücrelerimizde zevke çevirip çektiğimiz işkenceden zevk alır hale gelmiştik. Yollar bitmeyecek gibiydi ama bizim azmimizde öyle...

Gediz bu yakıcı yolda gördüğümüz bir vaha yeşilliğinde altımızdan sanki buraya ait değilmiş gibi bir serinlikle akıyordu. Bizler büyülenmiş gibi yolu bırakıp nehir kenarına indik. Gölge bulduk, çimenlere serildik.

Yalnız bu dinlenme bize biraz pahalıya patlayacaktı. Nehre inen toprak yol ve otluklarda bulunan küçük dikenler yine Yurdaer'in lastiğini bulmuştu..Patlak lastiği tamir etmeyle geçen bir süreden sonra tekrar yola koyulabildik.

Bu şekilde giderek sıcaktan zar zor Menemen'e vardık... Menemen'deki parkta dinleneceğimiz çay içeceğimiz bir yer aradık. Burada günler sonra sosyal bir ortama girdik ve tavla oynadık :) Bir kaç gün bile insanlardan uzak kalmak insanda etkiler yaratabiliyor. Konuşurken sesimizi -ve kelimelerimizi- ayarlayamıyorduk.

Öğleden sonra bir serin yer daha bulmak ve ihtiyaçlarımızı gidermek için bulduğumuz bir camiinin avlusuna girdik. Kedi çok tatlıydı :)

Öğleden sonra dört beş olduğu halde bu sıcak hala devam ediyordu Menemen caddeleri fırın gibi yanıyordu. Kendimize geldiğimizde yola çıktık yeniden, izmire bu akşam varmayı düşünüyorduk, Bu akşam izmire yetişip bir otelde kalmayı düşünüyorduk. Bu yüzden hava kararsa da bisiklet süreceğiz, bulduğumuz bir otelde geceleyecektik.

İzmir tabelası bize tüm yorgunluğumuzu unutturdu...

İşte İzmir'e geldik, İzmir'e evimize gelir gibi sevinçle geldik, İzmir'e bir zafer kazanmış gibi girdik, İzmir'e bir ülkeye iltica eder gibi geçtik, İzmir istanbulun havasını özleyen burunlarımıza çok uzaklarda kalan bir şehrin artık özlediğimiz eksoz ve deniz kokusunu hatırlattı...

İzmir'e girdikten hemen sonra Yurdaer bir iç lastik alması ve Ayhan'ın bisikletinin orta göbeğindeki bir sorundan dolayı tamirci aradık, Kısmetimiz iyi insanlarla karşılaşmakmış, burada da böyle bir iyi insanla kaşılaştık, tamirci hanım, evet hanım, son derece iyi davrandı bizlere, ona selam ediyoruz...

Ve İzmir trafiğine girmeye hazırız, arkamızda 2-3 çantayla yoğun trafiğin tadını çıkarıyoruz, bu zamana kadar eldiğimiz hiç bir yol böyle heyecenlı değildi heralde, yokuş aşağı gittiğimiz için yorulmuyorduk, arabalar etrafımızda zar zor ilerlerken biz aralardan sıyrılıp çıkmanın zevkini alıyorduk...

Merkeze doğru gidiyorduk, otellerin bulunabileceği Basmane'yi duymuştuk. Yolumuz oraya doğruydu. Şehrin içinde bir saate yakın yolculuktan sonra Basmane'yi bulduk. Burada bulduğumuz ilk otel bize uygun bir fiyat söyledi, eşyalarımızı ve bisikletlerimizi otele yerleştirip odalarımıza çıktık.

Otelimiz tam izmir fuarınıon karşısında, güzelce sıcak suyla duşumuzu alıp, temiz kıyafetler giydik. Fuara girdik. Ayhan trene bir kere bindikten sonra, dönme dolap dışında diğer oyuncakları aşağıdan seyredip Yurdaer ve Kenan'ın fotoğrafını çekmekle yetindi... Çokzevkli bir geceydi, Gece İzimir' in ışıları dönme dolaptan çok güzel görünüyordu. Bunlar, bu fuardan fotoğraflar,

Gece 12'ye doğru otelimize geri döndük yumuşak yataklarda yatıp uyuduk.

<< 7.Gün   9.Gün >>

Günler: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13