Günler: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
24 Haziran 2005 Cuma (1. gün)
gidilen yol: 62 km
toplam gidilen yol: 62 km
YENİKAPI
24 Haziran saat 8, önümüzde kilometrelerce asfalt var, neler gelecek başımıza... önce deniz yoluyla Yenikapı’ dan Bandırma’ ya geçilecek.. Yenikapı’ da Ayhan Kenan ve Yurdaer buluştuk...
Feribot yolculuğumuz 3 saat kadar sürdü. Yol boyunca gönenden geçmemizi şiddetle tavsiye eden amcaya arabayla gitmediğimizi, bisikletle gittiğimizi anlatmada zorlandık :)
BANDIRMA
Balıkesir Bandırma..Bisikletlerimizle gideceğimiz yüzlerce kilometrenin başlangıç noktası...
Ve yolculuk başladı. Biga’ya doğru yol almaya başladık.. İlk gün hedefimiz Biga..İleriki günlerde olsa bisikletten inip yürümek zorunda kalacağımız bir yokuşu heyecanla pedalladıktan sonra şehrin seslerinden ve evlerden uzaklaştık. Artık yollar ve etrafımızda büyüyen dağlar yol arkadaşlarımız...
Sıcak bastırıyor, Bandırmadan aldığımız sular bitmek üzere... O kadar ki son suyumuz termosta kalan bir bardak suydu. Neyse ki uzunca bir yoldan sonra görülen benzin istasyonu moralleri yerine getirdi.. Bir bardak suyu rahatlıkla içiverdik oracıkta ve ilk büyük yokuşumuzu indik..Meraklı gözler eşliğinde güzel bir dinlenmeden sonra yola çıktık tekrar. Öğleden sonra Balıkesir sınırına gelmiştik. Balıkesir’le yolculuğumuzun ileriki kısımlarında tekrar görüşmek üzere ayrıldık..
İlk gün akşamüstü Yurdaer’in lastiği görevine başladı. Diğer aksaklıkların da yardımıyla yolculuk boyunca aksatmadan yerine getirdiği patlamalarla mola ve çadır yerlerimizin (ve site ismimizin) belirlenmesinde kilit rol oynadı. Akşam olmak üzereydi ve Biga’ya 10 km vardı daha. Fazla ilerleyemeyeceğimizden uygun bir çadır yeri aradık.. Bulabildiğimiz en iyi yere kurduğumuz çadırımıza yerleşip Ayhan’ ın annesinin hazırladığı enfes hamur işlerini -evimizin rahatlığında olmasa da- afiyetle ve iştahla yedik.
Ne kadar en rahatsız çadır yerimizse de, çadırımız bizi dışardan iştahla seyretmekte olan bin bir çeşit kan emici ve kaşındırıcı varlıklardan korudu.Daha önce hiçbirimizin böyle bir yolculuğa çıkıp dağın başı bir yerde çadır kurmamış olduğundan dolayı içimizde tedirginlik ve korku vardı. Issız, ışıksız bir yerdi burası. Bizi gören birileri hala uyanık olduğumuzu anlasın diye feneri açık bıraktık. Yorulmuşuz, uykumuz geldi, planladığımız gibi nöbet falan tutmadan uyuduk…