Çalakalem  (Scribblings)       Taner Derbentli

             Bu sayfada değişik konularda ayda bir yazdığım kısa yazıları bulacaksınız.
             (On this page you will find short articles that I will monthly write on various topics.)
             Yazıları okumak için aşağıdaki konu başlıklarını tıklayınız.
             (To read the articles plase click the headings below.)
             Yazıların iki dilde olmasının bir nedeni de İngilizce hazırlık öğrencilerine yardımcı olmaktır.
             (One reason for the articles being in two languages is to help the English preparatory students)

             Carnot and Mozart (Carnot and Mozart)             Genel Seçimler (General Elections)
             Eğitimin Kalitesi (Quality of Education)               Anneanne (Grandmother)
             Şok ve Dehşet (Shock and Awe)                        Otuz Yıl (Thirty Years)
             Kuymak (Kuymak)                                               Cumhuriyet (The Republic)
             Enerji ve Toplum (Energy and the Society)        Ölçek (Scale)
    

  Otuz Yıl                                          Thirty Years

    
    Geçen ay İstanbul Teknik Üniversitesinde (İTÜ) 30. hizmet yılımı doldurduğum için bir plaket aldım, onurlandırıldım. İTÜ' de çalışmaya 1973 yılında Elektronik Hesap Bilimleri Enstitüsünde sistem programcısı olarak başlamıştım, bugün Makina Fakültesinde öğretim üyesiyim. Otuz yıl içinde insanın kendisi ile ilgili anlatacak epey bir birikimi oluyor. Bunun bir bölümü özgeçmişime ve yayınlarıma yansıdı. Ayrıntılar ki, aslında insanı anlatan bunlar, iyi veya kötü insanla birlikte gömülüp gidiyor. Romanları yazılanlar ise düşlerimizin gerçek sandığımız kahramanları. Bu nedenle otuz yılı ben kendimden söz ederek değil, yakından ilgili olduğum iki alandaki gelişmelerle anlatmaya çalışacağım.
    Bilgi işlem hep uğraştığım konulardan biriydi. Mühendislik eğitimim süresince hesaplarımı sürgü cetvelle yaptım. 1970' li yılların başında yaklaşık 400 dolara alabileceğiniz el hesap makinaları piyasaya çıkmıştı ama bu fiyat bir öğrencinin kolayca verebileceği bir bedel değildi. Programlar ise delikli kartlara yazılır ve büyük makinalarda çalıştırılırdı. Bazı laboratuvarlarda iş istasyonu adı verilen daha küçük kapasiteli bilgisayarlar bulunurdu. İTÜ, 1973 yılında IBM 1620 bilgi işlem sistemini, Burroughs 3700 sistemiyle değiştirmeye karar verdi. Sonraki yıllar bilgi işlem alanında başdöndürcü gelişmelerin yaşandığı yıllar oldu. 1975-1980 arasında el hesap makinaları ve programlanabilir hesap makinaları yaygınlaştı. 1980 li yılların başında Apple McIntosh ve IBM PC masa üstü bilgisayarlarının piyasaya çıkmasından sonra, mühendislik hesapları bu makinalarda yapılır oldu. Giriş bilgileri delikli kartlar, manyetik şeritler yerine, tüm ekran editörleri kullanılarak klavyelerden yapılmaya başlandı. Önce beş çeyrek, daha sonra üç buçuk parmaklık disketlerle bilgi ve programlar kolayca saklanabilir oldu. 1990 lı yılların ortalarında masa üstü bilgisayarlar neredeyse her eve girebilecek kadar ucuzlamıştı. Bu arada Windows ve Word' de herkes tarafından bilinir olmuştu. Yirminci yüzyılın sonlarına, haberleşme ve bilgiye erişmede devrim diyebileceğimiz internet damgasını vurdu.
    İlgili olduğum diğer alan ısıl bilimlerdi. Termodinamikte seksenli ve doksanlı yıllarda ekserji çözümlemesi, enerji sistemlerinin optimizasyonu ve termoekonomi öne çıkan konulardı. Isı geçişinde ise paket programların ve bilgisayarların gelişmesiyle sayısal çözümleme önem kazandı. Optik ölçme, veri toplama, veri çözümleme alanlarında da büyük ilerlemeler oldu.
    Bundan sonraki otuz yıl için ne tahmin edilebilir ? Sanırım masa üstü bilgisayarlar giderek diz üstü bilgisayarlara benzeyecek. Fare, insanın on parmağına yerleşen akıllı bir kalem biçimini alacak. Mühendislik tümüyle bilgisayar tabanlı bir mesleğe dönüşecek. Mühendisler birer arayüz ve yorum uzmanları olacaklar. Temel mühendislik bilimleri ( örneğin termodinamik) makro düzeyden mikro düzeye inecekler (veya çıkacaklar).
    Tüm bu değişim ve gelişmelere baktığımızda, bilginin nasıl çoğaldığını gördüğümüzde, kişi olarak gücümüzün çok sınırlı olduğunu görüyoruz. Ancak asıl önemli olan ve insanı mutlu eden de galiba bu sürece ayak uydurabilmek ve bir parçası olduğunun ayırdında olmak.
          (17 Haziran 2003)     
         
    Last month I received a trophy in acknowledgement of thirty years of employment at the İstanbul Technical University (ITU), I was honored. I had started working at ITU as a systems programmer in the Electronic Computing Center in 1973, I am a professor in the Faculty of Mechanical Engineering now. One surely accumulates a lot of personal experience during such a time span. Some of this is reflected in my CV and publications. The details, which are more human, for good or bad, are buried with the person. Those on whom novels are written are supposedly real heroes of our imagination. Therefore I am going to write not about myself but about developments in two fields with which I was closely involved.
    I was always involved with computing. During my engineering education I did my computations with a slide rule. In the beginning of seventies hand calculators were introduced to the market at a price of about 400 dollars, too high for an average student to buy. We wrote our programs on punched cards and executed them in mainframes. Some laboratories had work stations using punched tapes. In 1973, ITU decided to change its IBM 1620 with Burroughs 3700. The years that followed were years of stunning changes in the area of computers. Programmable hand calculators gained widespread use between 1975 and 1980. With the advent of Apple McIntosh and IBM PC in the beginning of eighties, engineering computations turned to them. Input data were prepared using full screeen editors from keyboard instead of punched cards or magnetic tapes. First, five and a quarter, then three and a half inch diskettes were used to save data and programs personally. In mid nineties PCs were cheap enough to enter every house and office. Windows and Word were known by everybody. But the revolution in communication and access to information came with internet at the end of the twentieth century.
    The second area with which I was involved, was thermal sciences. Exergy analysis, optimization of energy systems and thermoeconomics were topics which stood up in thermodynamics during the eighties and nineties. Numerical solutions gained importance in heat transfer with the developments in computers. Large strides were taken in the fields of optical measurements, data acquisition and post processing.
    What can be guessed about the next thirty years ? I think PCs are going to resemble laptops more and more. The mouse is going to take the shape of a smart pencil which fits one's ten fingers. Engineering is going to become a totally computer based profession. Engineers are going to be experts of interfacing and interpretation. The basic engineering sciences (e.g. thermodynamics) are going to descend (or ascend) from macro to micro levels.
    When we look at all these changes and developments, when we see how fast the knowledge accumulates, we see how limited personal power we have. However I think that what is important and what makes one happy is to be able to feel these changes and keep pace with them.
          (June 17, 2003)