Matematik sanattır.
Sayfa: 
  • <
  • 1
  •   
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  •   
  • 27
  • >
  • Mare_Nostrum Gönderim Zamanı: 12 Sep 2013 Saat 12:01am
    Fuat Bey bu sene katılmadık yarış kalmamış,
    öncelikle tebrikler yazılarınızı zevkle okudum, son yarış için üzüldüm çok geçmiş olsun
    Çanakkale yazısı da gelecek herhalde :))
    Fuat
       Fuat
    Gönderim Zamanı: 12 Sep 2013 Saat 9:57am
    is_m@il, " havuz problemlerini çözemediğimden" elimden geldiğince bütün deniz yarışlarına katılmaya çalıştım. 
    24 Ağustos akşamı hiç hareket edemiyordum. Fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümünde okuyan yeğenim yaklaşık 40 dakika tedavi uyguladı. Doğru tedavi uyguladığını şimdi anlıyorum. Artı yeğenlerimin sorumluluğundan ertesi sabah zorla da olsa ayağı kalkabildim. Sonra her gün biraz iyileşti. Çanakkale yarışında ağrılar çok hafif devam ediyordu ama sorun olmadı.

    resa üstat, gençleri bilirsiniz, bazı şeylere aldırmaz görünürler ama, bilinç altlarında çok şey öğrenirler. Bir şeyi empoze etmektense, kendi istekleri ile özümselemeleri daha iyi oluyor. Büyük yeğen yüzmeye başlamak için yer aradı ama uygun bir yer bulamadı.  Memleketimizde herkesin rahat spor yapabilmesi için uygun tesisler maalesef yok.

    Yarışlar keyifliydi, ama başarı adına pek bir şey yok. Haliç maratonunu ilk defa duyuyorum. Hadi bakalım hayırlısı. Başarı dileğiniz için çok teşekkürler.

    enigma79, başarıdan çok, keyif almaya yönelik olunca her yarışa katılınabiliyor. Bel ağrımın geçmesi bana da mucize gibi geliyor.

    Mare_Nostrum,  Karamürsel yarışını kaçırmasaydım daha da keyifli olacaktı  😊. Çanakkale yazısını hemen şimdi yazıyorum. Tebrik için çok teşekkürler...
    Fuat
       Fuat
    Gönderim Zamanı: 12 Sep 2013 Saat 10:53am

    2013 Çanakkale Boğazı Yüzme Yarışı

    Genelde Çanakkale Boğaz yarışı kayıtları 1 Ağustosta açılıyormuş. Kayıtlardan bir önce kayıt ücretinin 100TL olduğu bildirildi. Bu durum forumda rahatsızlığa sebep oldu. Bu yarışmaya katılmak istiyor, fakat yeni girdiğim güzel insanların oluşturduğu bu forumdan da bağımsız hareket etmek istemiyordum. 5 Ağustosta kayıtlar açıldı. O ana kadar yazılan yazılarda ortak bir karar çıkmamıştı. O gün iyice düşünüp katılmaya karar verdim.  Sonrada böyle bir durumun bir daha yaşanmaması için  forumda kayıt ücretleri konusunda bir başlık açtım. Açılan başlığa çok az forumdaş görüş yazdı. Ben de bunu, şöyle yorumladım: İlerideki yarışlarda kayıt ücretleri konusunda forumda olumlu olumsuz yazılar görürsen, kendi kararını bağımsız olarak al.

    Geçen sene olduğu gibi bu sene de annemle babamı alarak 28 Ağustos 2013 tarihinde İstanbul'dan yola çıktık. Kalacağımız yeri ayarlamamıştım. İlk olarak Eceabat Öğretmenevini aradım. Bir günlük yerlerinin olduğunu söylediler. Eceabat'a geldiğimizde bizimkileri yerleştirdim ve akşama kadar gezdim. Ertesi gün sabah erken kalkarak şehitlikleri gezmeye başladık. Kuzeyden başlayarak Gelibolu Yarımadasındaki bütün yerleri gezdik. Gencecik insanların şehit düştüğü bu topraklarda, bu savaşı inlerin cinlerin kazandığına dair söylentiler çıkaranlara karşı bir güzel ... çektim. Savaşı kazanmaktan daha önemli kısmın, beyinleri aydınlatmak olduğunu bilen ve uygulayan Mustafa Kemal Atatürk'ü minnetle andım. 15:00-15:30 arası öğretmenevine geldik. Başka bir odada yer olduğundan o gece de orada kaldık.

    16:00 vapuruna binerek Çanakkale'ye geldim. Turizm bürosuna uğrayarak, Çanakkale Ticaret ve Sanayi odasını sordum. Otogarın yanında olduğunu, nereden bilet alınacağını ve hangi otobüsle gidileceğini söyledi. Aldığım biletler boşa gitti. Bir daha kullanmadım. Kayıt binasında ilk Dursun Saru'yu gördüm. Tanıtım toplantısının daha başlamadığını söyledi. Bende kayıt olmadan, toplantı salonuna geçtim ve bekledim. Bir süre sonra toplantı başladı. Rotary kulüp başkanı ilk 100TL açıklamasını yaptı. Yaptığı açıklamanın ayrıntısı sitede de yazıldı. Onun için, bu konuda fazla birşey yazmayayım. Yaptığı açıklamayı mantıklı buldum. Zaten dekontlarımızda da bağış görünüyordu. Ama yine de kayıt ücreti biraz fazlaydı. Yol, barınma, yeme masraflarını düşünürsek, bütçemizden epey miktar pay ayırıyoruz.

    Sonra emekli teknik öğretmen ve usta gemici olduğunu söyleyen biri kendinden emin, tam özgüven ile yarış kurallarını açıklamaya başladı. Başlangıç noktasına 250 metre aralıklarla kıyıya dik, üç dubanın konacağını ve yüzücülerin bu dubaları sağına alarak geçmesi gerektiğini, aksi durumda diskalifiye olacağını söyledi. Salondan bir yüzücünün balonların sıralamasını Ege Denizine döndürmesi gerektiğini söylemesini bile yanlış anlayıp, balonların sıralamasını Marmara'ya doğru sıralaması bardağı taşıran damla oldu. Çanakkale Boğaz yarışındaki olumsuzluğun yaşanmasındaki en büyük neden budur. Keşke bende bilmediğim konularda böyle kendime özgüven duyabilsem. Bu arada, geçen sene yarışı bitirememiş biri olarak, yaptığım bütün planlar çöpe gitmişti. Toplantı sonrasında Turgut üstadın yetkililerle konuşmasında, yanında bulundum. Dubaların konma sebebinin akıntıya karşı önlem olduğunu, Turgut üstadta bunun doğru olmadığını, bu sene daha çok kişinin akıntıya kapılacağını söyledi. Bende Turgut üstadı haklı çıkarmak için, yüzerken elimden geleni yaptım 😊.

    Toplantı sonrası kaydımı yaptırdım. Forumdan Resa, efsane, madenizli, dolphin, pina, mare, denizsal, enigma79 ile karşılaştık ve bir süre beraber güzel vakit geçirdik. Teşekkürler... O gün 21:00 vapuru ile Eceabat'a geçtim.

    Yarış günü 6:30 da arabalı vapur kuyruğuna girdiğim halde, 7:00 de kalkan vapura binemedim. Bir saat boşu boşuna orada bekledim. Yolda deniz yüzeyinde bir sürü ot gördüm, fakat yüzerken hiç karşılaşmadım. Yarış yerine geldiğimde yine forumdan birçok kişiyle selamlaştık. İskeleye yüreyerek gittik ve Eceabat vapuruna bindik. Bu arada forumdan bazı arkadaşlar Bo Derek ile fotoğraf çektirdi. (Bo Derek'in twitter ından fotoğrafı gördük). Geçen sene iskeleden verilen start bu sene sahilden olacaktı. Otobüslerle sahile geldik. Yarış başlayana kadar forumdaşlarla sohbet ettik. Bu arada madenizliye bel ağrımı anlattım (doktor olmak zor zanaat, yarışta bile rahat yok😊) ısınarak gir dedi. Neyse yüzerken bir sorun olmadı.

    Ve sonunda yarış başladı, geçen seneye benzer dalgalar vardı. Sonlarda, birkaç kişiden önce start aldım. Sahilden, dubaya yakın noktaya koşar adım giderek suya atladım. Daha birinci dubaya varmadan bana doğru yüzen birini gördüm. Herhalde yüzmekten vazgeçiyordu. Birinci dubada azcık yoğunluk vardı, ama rahat geçildi. İkinci dubaya yüzerken birinin ayağındaki çiple oynadığını gördüm, bayağı mucadele  ediyordu. İkinci dubaya geldiğimde, önümde bir sürü insan dubanın arkasında kurbağalama geçmeye çalışıyorlar ama olduğu yerde duruyorlardı. Bu insan kalabalığını nasıl yarıp geçecegim diye düşünürken, kararımı hızlı verip, yan yatıp, tek kol çekerek kalabalıktan sıyrıldım ve kimseye fazla temas etmedim. Üçüncü dubaya baktığımda , bir ve ikinci duba gibi aynı hizada görünüyordu. Biraz sonra ayağımdaki çipin gevşediğini hissettim. Ayağıma baktığımda siyah bant sarkıyordu, acaba açılıp düşecek miydi! Elimle çipin kayışını iyice bastırdım. Bir iki kulaç attıktan sonra tekrar aynı işlemi yaptım. Sonunda düşerse düşsün diyerek yüzmeye devam ettim. Bu arada üçüncü duba yok olmuştu. Dubayı gördüğümde kuzeydeydi. Akıntıya karşı yüzmeye başladım. Yüzüyorum birkaç kişi geçiyorum, dubaya bakıyorum aynı uzaklıkta. Var kuvvetimle yüzüyorum, azcık daha yakınlaşıyorum ama yine uzak. Ben bu dubayı geçemeyeceğim bıkayım diye içimden geçirdim. Arkama baktım daha bir sürü insan var, onlar bırakmıyorsa sende bırakma dedim ve devam ettim. Saat olmadığından orada ne kadar zaman geçirdim bilemiyorum. Bana neredeyse bir saat oldu gibi geliyor. Bu arada arkama baktığımda herkes Çanakkaleye doğru yüzüyor ve yakınımda hiç kimse yok. Ne oldu kural mı değişti, o anda bile, ne etraftan biri birşey söyledi, ne de ben fark ettim. Ben de son sürat Çanakkale'ye doğru yüzmeye başladım. Kilitbayır'a yaklaşmamak için çoğu zaman dik yüzdüm. Çimenlik Kalesine yaklaşırken akıntı iyice kuvvetlendi. Finişi kaçırdım ve kalenin taşlık kısmına 100 metre kala teknedeki kaptan sürenin dolduğunu söyledi. Hiç itiraz etmeden tekneye binerken, İstanbul'dan katılan biri daha yanıma geldi. Sürenin bittiğini öğrenince o da itiraz etmeden tekneye bindi. Tam hareket ederken İsmail geldi. Kaptan sürenin bittiğini söylüyor ama İsmail tam kuvvet karaya yüzüyor. Kaptan ıslık çalıyor, bağırıyor ama İsmail kararlı. Kaptan kıyıya fazla yanaşamıyor, teknenin kıyıya oturmasından korkuyor. Oturduk İsmail'in karaya çıkmasını bekledik. İsmail kıyıya çıktı ama biraz uzaktı. Tekrar 50 metre tersine yüzerek daha uygun yere çıktı. Kaptan çipi istedi, İsmail'de ben okutacam dedi. Kaptan çiplerimizi alarak bizi duşların orada bıraktı. (İsmail'in daha sonra yazdığına göre ayaklarına iğneler batmış ve midyeler çizmişti. Bunu düşününce, iyi ki karaya çıkmamışım dedim 😊).

    İki senedir Eceabat'tan yüzerek girdiğim denizden, yarışı tekneye çıkarak bitiriyorum😊. Şu teknelerin birini varışa koysalarda, ona doğru yüzsem😊. Geçen sene çok açıklarda toplanmıştım (avlanmıştım). Bu sene 100 metre yakınına yaklaştım. En çok merak ettiğim şey, şu duba olayı olmasaydı, nasıl bitirecektim. Planımı uygulayabilecek miydim. Bunun cevabını, gereksiz kurallar konduğu sürece, öğrenemeyeceğim olmamdır. (3. duba ve 90 dakika kurallarının uygulanmadığını net bir şekilde gördük. Kural koyup onu uygulamama olayını anlayamıyorum).

    Yarıştan sonra karşılaştığım bütün forumdaşlar yarışı bitirmişlerdi. Bu beni çok mutlu etti. Takip edebildiğim kadarıyla çoğu bütün yıl çok iyi çalışmışlardı.

    Annemleri de alarak doğru Yalova'ya gittik.

    Bir yaz sezonunu daha yüzme yarışları ile tamamladım. Yarışlarda geçirdiğim zamanları, yazma fırsatı ve cesareti verdiği için, siz değerli forumdaşlara buradan çok teşekkür ediyorum. Hepinize sağlıklı güzel bir yıl diliyorum.

    Sevgi ve saygılarımla...

    is_m@il Gönderim Zamanı: 12 Sep 2013 Saat 11:21am
    Kalemine sağlık Fuat hocam 😊 bende keske tekneyemi binseydim dedim sonra ama karşı kıyıya kendim çıkayım dedim inadım inat lafı aklıma takıldı sanırım😊 Önemli olan kendimizle mücadele eğer kaptan dibime gelip beni almaya ısrar etseydi sanırım onu denize alırdım😊
     
    Bugün baktığımda gereksiz yere 1 saat dikine mücadele edince süre baskısıda olunca finishe çarkedince çok akıntı olan yerde en fazla 5 dk dikine yüzülse finish görülürdü diye düşünüyorum. Sonuçta önümüzdeki maçlara bakalım artık. H.sonları erken saatte senin havuza geleceğim belki denk geliriz.

    Ismail_F
    Fuat
       Fuat
    Gönderim Zamanı: 12 Sep 2013 Saat 11:29am
    Benim havuza😊  her zaman beklerim. Hafta sonları havuzdayım. 
    wizard Gönderim Zamanı: 07 Jan 2014 Saat 7:22pm
    Bu sayfaya biraz antreman yazma zamanı geldi bence....

    Düzenleyen wizard - 07 Jan 2014 Saat 7:28pm
    likorinos Gönderim Zamanı: 07 Jan 2014 Saat 8:25pm
    Usta bir kalemin güzel yazıları, kendi sayfasında da şık duracak bence de...

    Fuat
       Fuat
    Gönderim Zamanı: 09 Jan 2014 Saat 1:50pm
    Wizard, Likorinos teşvikleriniz için çok teşekkürler. Havuza girip düz yüzüyorum veya naimsar'ın bir seferinde bahsettiği gibi, garip hareketler yapıp çıkıyorum. Bu yüzden antrenmanlarım demek doğru olur mu bilmiyorum ama, bundan sonra yazdıklarımda lafın gelişi, antrenmanlarım diyeyim.

    Sizlerin antrenmanlarını gördükten sonra, benim yaptıklarıma ancak gülünür. Biraz gülmek için bir kaç satır yazayım. Bizim havuzda arada sırada, yarışmalarda yaş grublarındaki dereceleri her zaman ilk üçte olan iki arkadaşımız ile karşılaşıyorum. Forumda yazmadıklarından isimlerini izinsiz yazmak istemedim. Bu arkadaşlar havuza geldiklerinde yanlarında bir çok havuz malzemesi ile geliyorlar, paletler (el ve ayak), pullboy, şnorkel ve adını bile bilmediğim bir kaç alet. Antrenmanlarını da gayet ciddi ve güzel yapıp gidiyorlar. Ben gariban ise, çıplak gelip çıplak gidiyorum. Ayıp olmasın diye iki ay önce kırlangıç tipi el paleti aldım. Şimdi elimde bir onla gelip gidiyorum:). Antrenmanlarım gayri ciddi ve kafama göre takılıyorum. Gerçi kendi içinde tutarlı olduğunu hissediyorum ama, bilimsel kanıtı olmadığından hissetmek yetmiyor. En verimli antremanımı son bir ayda yaptığım intervalli 10X100 ile yaptım. 100 metre 1.55 çıkıyor. Bir de bu sene yüzme günlerini dörde çıkardım. Hem zamandan dolayı, hemde zaman olsa kondisyondan dolayı, en fazla 50 dakika yüzüyorum.

    Gördüğünüz gibi, bu antrenmanları (?) buraya yazmak ayıp olur. 2014 Ekim itibari ile teknik yüzmeyi hedefliyorum. Yazılan her teknik analizi okuyup, belki de kısa bir süre yardım alarak, teknik antrenmanlar yapmaya odaklanacağım. Güz ve Bahar dönemleri benim için inanılmaz yoğun geçiyor. Bu yüzden foruma çok az girebiliyorum. O da ancak okumak için. Bir haftalık kısa arada, üç-dört aylık son yazdıklarınızın hepsini okuyup, ancak yorum yapabildim. Az yazabildiğim için çok üzülüyorum ve hepinizden de özür diliyorum. Sizlerin zaman ayırıp değerli vaktinizi harcamanızdan dolayı sizlere çok teşekkür ediyorum.

    Sevgilerimle... 

    Fuat
       Fuat
    Gönderim Zamanı: 17 Jun 2014 Saat 1:19pm

    2014 Kaş-Meis

    Sezonu, Meis-Kaş yüzme yarışı ile açmış bulunmaktayım. Katılımcı listelerinin, yarış tarihinden 15 gün önce açıklanması tuzluya mal olmasına rağmen, yüzme aşkına buna katlanıyoruz. Pasaport olayı da ayrı bir sürprizdi ya, o konuya hiç girmeyelim. Organizasyonda büyük emeği geçen Ufuk Bey'e, bu konudan bahsettim. Seçimlerden dolayı böyle bir olayın yaşandığını söyledi.

    13 Haziran akşamı Kaş'a geldim. Fethiye Kaş arasında yolculuk yaptığım şoför, gidiş ve dönüşte aynı kişiydi. Şivesinden o yöreden olduğu belli olan şoför, romanlardan fırlamış bir karakter gibiydi. İşini düzgün yapan, serinkanlı, herkese yardımcı olan, sempatik bir insandı. Kalkan'dan yanlış otobüse binen iki turisti kendi otobüsüne alarak, sorununu dil bilmemesine rağmen çözen, Kınık'tan binen Çinli turistin, Kınık çıkışında otobüsün Fethiye'ye gittiğini anladığında acilen otobüsten inmek isterken durduran, 10 lirasını geri verip 1 lira isteyen, dürüst şofördü. Kendi kendine, sıcaklardan bugün de herkes yanlış yöne gidiyor dedi. Bir durakta, orta kapıdan bir yolcu indi, tam hareket ederken, yan sıramdaki koltukta oturan  17-18 yaşlarındaki genç, ön kapıyı aç ben de ineceğim dedi. Şoför yörenin şivesiyle "kucaklayıpta benmi indirivereceğim" deyince kahkaha atmaktan kendimi tutamadım.

    Otele vardığımda akşam denize girdim ve 1 km yüzdüm. Sonra da Kaş'ın üçte ikilik kısmını karış karış gezdim. Ertesi sabah ise 2 km yüzdüm. Yüzdüğüm süreyi hesapladığımda, geçen seneden daha kötü sonuç çıkacağını gördüm. İstanbul'da beraber yüzdüğümüz hocama mesaj atarak durumu bildirdim. Hocam da, moralini bozma, ilk uçakla geri dönme dedi. Peki dedim 😊. Cumartesi sabah yüzmeden sonra Kaş'ın kalan kısmını gezdim. Öğlen dinlendim. Akşam toplantı yapıldı. Yarışa katılan yüzüyoruz.com ekibinden hemen hemen herkesle selamlaştık. Sevgili doktorumuz Ahmet'i çok değişmiş gördüm. Tam bir sporcu vücuduna sahip olmuştu. Sonra bizim yüzme havuzundan arkadaşla antik tiyatroda biraz zaman geçirdik.

    Yarış günü sabah erken kalkarak 7:20 civarında toplanma yerine geldim. Numaralandırma işlemini tamamlayarak teknelere alınma süresi boyunca yüzmeseverlerle sohbet ettik. Meis'e geldiğimizde geçen sene olduğu gibi "kalimera" ile karşılandık. Güzel bir sabahtı. Yarış yerinde, geçen sene konuştuğum sakallı Meis vatandaşı, yine oradaydı. Merhabalaştıktan sonra, bu sefer çok az konuşarak yanından uzaklaştım, çünkü yarışa zamanında başlamak istiyordum. Meis'te hiçbir şeyin değişmediğini, her şeyin aynı olduğundan bahsetti. Aslında, değişiklik kendisinde vardı, bu sefer ayakkabıları yoktu, ayakları çıplaktı 😊.

    Yarış başladı, ilk 1500 metre tam istediğim gibiydi. Her 500 metrede saate bakıp süre kontrolü yapıyordum. Sonraki 500 metrelerde süre uzamaya başlamıştı. Bu sene, geçen sene olmayan, akıntı vardı. Ama akıntıyı tam çözemedim. Hedefin sağına kaydığımda sola dönüyorum, bu durumda sola çok kayıyorum, sağa döndüğümde tekrar sağa kayıyorum. Orta kısmı, zikzaklar çizerek geçtim. Bu arada, bir kano bana doğru gelmeye başladı. Eyvah dedim, geçen seneki gibi beni durdurup, su isteyip istemediğimi sormaz inşallah. Bir süre sonra baktım, kano yanıma gelememiş. Başımı kaldırıp ileriye baktığımda, kanodaki genç düşmüş, kanoya çıkmaya çalışıyor. Yanından geçerken daha çıkmak için uğraşıyordu. Yaklaşık bir kilometre sonra ikinci kano yaklaştı. Yüzerken elimi, hayır istemiyorum anlamında salladım. Anladı ve fazla yaklaşmadı. Son bir kilometrede yorulmuştum, ama süre daha iyiyi gösteriyordu. Sonunda ben bitmeden yarış bitti. Süre: 2:49:08.

    Bu sene, antreman sayısını dörde çıkardığım halde, geçen seneki Fuat, bu seneki Fuat'a fark attı. Boğaz yarışında da böyle olmuştu. Hangi senedeki Fuat diğerini geçecek karıştırıyorum, ben Naimsar'ın sayfasına bir daha bakayım 😊. Deniz yarışlarının bu özelliğine bayılıyorum. Her an beklenmedik birşey olabilir. İstanbul Boğazı yarışında görüşmek üzere...

    Sevgilerimle...



    Düzenleyen Fuat - 10 Aug 2014 Saat 4:55pm
    Mare_Nostrum Gönderim Zamanı: 17 Jun 2014 Saat 8:26pm
    :)
    Fuat Bey geçen seneki sizi bilmiyorum ama :) genele baktığımda süreniz gayet iyi gözüküyor, tebrikler!
    amadeus! Gönderim Zamanı: 17 Jun 2014 Saat 9:50pm
    Önemli olan yarışmak ve keyif almak olduğuna göre, süre ve dereceyi fazla önemsememek lazım. Tebrik ederim. Nüfusunun %99'u 100 metre yüzemeyen bir ülkede bu yaptığınızın önemi daha da artıyor.👏

    Spor yapabiliyorum; demek ki özgürüm!
    pina Gönderim Zamanı: 18 Jun 2014 Saat 8:40am
    Sevgili Fuat seni çok tebrik ederim, çok güzel bir yazı ve çok güzel bir derece... Bu arada şaka bir yana beni de geçmişsin, yaş grubumuz git gide zorlaşıyor 😊

    https://web.itu.edu.tr/ergezen/yuzme.html                                Sayfa: 
  • <
  • 1
  •   
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  •   
  • 27
  • >