Sayfa:
|
pina |
Gönderim Zamanı: 03 Jul 2013 Saat 3:20pm |
Fuat aramıza hoş geldin. Deneyimlerinden faydalanmak için sabırsızlanıyorum zira sen bizimkileri epeydir takip edip faydalanıyormuşsun. Annene acil şifalar dilerim.
|
Fuat |
Gönderim Zamanı: 03 Jul 2013 Saat 7:14pm |
Hermias, Wizard, Madenizli, Dolphin, Cantacy, Likorinos, Pina hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Annemin durumu şimdi iyi. İlginiz ve iyi dilekleriniz için hepinize tekrar çok teşekkürler. Forumun bu sıcaklığı gerçekten çok güzel.
Umarım gaza gelipte kendimi çok kaptırmam 😊. Herkese çalışıyorum diyorum ama epey saatti bu yazıları yazmaya çalışıyorum. Böyle güzel ortam her zaman bulunmaz ki 😊. Dolphin Marmaris ve Alanya yazılarında konuya değineceğim.
|
Fuat |
Gönderim Zamanı: 03 Jul 2013 Saat 7:31pm |
2012 İznik, Değirmendere ve Çanakkale Yüzme Yarışları
Boğaziçi yarışını bitirince
aileden olumlu tepkiler almaya başladım. Galiba biraz da gururlandılar.
Kırkından sonra azmıştım ama ilgim yüzmeye imiş. Onun için özellikle gençlere
ve tabi ki genç hissedenlere: Bu güzel sporu bırakmayın.
Türkiye'nin birçok yerini
dolaşmama rağmen İznik'e hiç gitmemiştim. Bilecik üzerinden İznik'e gittim. İki
gece orada kaldım. Yarış dışında, bütün zamanımı iki imparatorluğa başkentlik
yapmış İznik'in müzelerini, tarihi yerlerini ve doğal güzelliklerini gezmeye
ayırdım. Çok güzeldi.
Yarış günü sabah kahvaltımı
yaparak yüzme yerine geldim. Baktım orada da kahvaltı veriliyor.Azcık birşey
daha atıştırdım. Yüzme saatine uyulmayacağı belliydi. Ömer üstadı gördüm, biraz
sohbet ettik. Bende Eskişehir'den gelecek bir arkadaş var onu bekliyorum dedi.
Wizard'ı bekliyormuş. O zaman daha
Wizard ile hiç konuşmamıştık. Gölün kenarındaki iskeleye gittim. Su yılanları
ne güzelde yüzüyorlardı 😊. Epey bir zaman sonra yarış başladı. Üç duba konmuş ve 3000m yüzecekler iki tur
atması gerekti. Gölde yüzüş ile denizde yüzüş arasında çok fark göremedim.
Yarış bitti, dereceye girenler
ilan ediliyor. Yaş grubumda üçüncü olmuşum. Şaşırdım, beklemiyordum. İçimden
herhalde bizim grupta üç kişi var dedim. Çok yanılmamışım. Bizim grup 4
kişiymiş. Her neyse ilk defa kürsüye çıkmış oldum. Süre: 54:29:03.
Bu arada şöyle bir olay da oldu.
Bir kişinin üzerinde, mavi renkli, arkasında İznik Belediyesi yazan tişört
gördüm. Sonra bir kaç kişide de gördüm. Herhalde belediye çalışanları diye
düşündüm. Biraz sonra herkesin üzerinde görünce durumu çaktım. Nerden
verildiğini öğrendikten sonra bende alıp giydim. Bugüne kadar katıldığım
yarışlarda en güzel tişörtleri Urla'daki yarışlarda aldım. Arada dışarıda
giyilebilen türde.
Ayrıca yanmamış, bembeyaz tenimle
Urla ve İznik'te yarışmıştım. İznik'te ele, kola ve sırta yazılan
numaralarımdan, koldaki ve sırtımdakini yaklaşık onbeş gün taşıdım. İznik'te
biraz fazla yandığımdan, siyah kalemle yazılan numaraları sildikten sonra, numaramı
bu sefer doğal bir şekilde beyaz olarak bir süre daha taşıdım. Boğaz yarışında
numaralar duruyordu.
1 Ağustos tarihinde Çanakkale
yarışlarına kaydımı yaptırabilmiştim. Çanakkale'den bir hafta önce Değirmendere
yüzme yarışına katıldım. Aynı gün İstanbul'dan arabayla gidip, yarışıp geri
döndüm. O bakımdan iyiydi. 1500m bana göre biraz daha fazla uzunluğundaki
parkuru 42:07:48 ile bitirdim. Üçüncü olmuştum. Ama bu sefer 13 kişi içinde.
İşte bu kürsüler beni çok kandırdı 😊. Bir daha kürsü görür müyüm bilemiyorum. Çok zor. Amaç zaten o değil, ama
dereceyede girmek güzel oluyor be kardeşim.
Annemin rahatsızlığından dolayı,
annemde babamda biraz çocuklarına bağımlı olmuşlardı. Yalova'daki yazlığa
gitmek istiyorlar, ama birşeyde yapamıyorlardı. Bende onları alarak, yarışa
oradan da Yalova'ya götürürüm diye plan yaptım. Tabi ki hoşlarına gitti.
Yarıştan bir gün önce Trakya üzerinde Eceabat'a geldik, geceyi orada geçirdik.
Yarış günü sabah erkenden arabalı vapura bindik. Ben varış yeri için kerteriz
noktaları almaya ve rotayı izlemeye çalışıyorum. Kan çekti, vapurda boğazı
inceleyen balıkadam ile konuştuk ve
tanıştık. Çoğu forumdaş gibi, dost canlısı balık adam ile biraz sohbet ettik.
Çimenlik kalesine geldik ve gölgede tek bir bank vardı. Anne babayı banka
oturttum ve burdan ayrılmayın dedim. Midibüslere binene kadar onlarla
ilgilendim. Bu arada yine siteden bir sürü yüzme sever gördüm. Bazılarıyla
uzaktan selamlaştık, bazılarıyla kısa konuşmalarımız oldu. Yazmadığım için
fazla kimse tanımıyordu. Ama sıcaklık hep vardı. Midibüste Wizard ile yakın
oturduk, beni madenizli, Menderes Bey, diğer forumdaşlarla tanıştırdı. Herkes
yazın diyordu. Bende bu yaz yazdım😊.
Midibüsten mayolarımız ile
arabalı vapur iskelesine yürüdük. Bu arada herkes çipleri ayağına takmışken bir
ben koluma takmıştım. Yalnız İstanbul Boğazındaki yarışta kol bilekliğine
takıldığından ben öyle biliyordum. Tam çıkarıp ayağıma takacakken, biri gelip
ingilizce ayağıma takmam gerektiğini söyledi. Bonemi takmadığımdan, herhalde
beni yabancı sanmıştı. Yabancılara ve bize farklı boneler verilmişti. Arabalı
vapura diğer vatandaşlar ile yine mayolarımız ile bindik. Buda değişik bir
duyguydu. Normal zamanda yapamayacağınız birşeyi yaşamak, güzeldi.
Vapurla Eceabat'a geçerken varış
için kerteriz noktasını saptamaya başladım. Varışın arkasında bir dağ ve dağda
yeşil olmayan toprak bir alanı hedef seçtim. Bu arada boğaz çoşmuş, bir güzel
dalgalanıyor. Havuzda beraber yüzdüğümüz arkadaşımda Eceabat'taydı ve
Çanakkaleyi iyi bildiğinden biraz taktik verdi. Sol tarafta akıntının sola
götürdüğünü, herkesin söylediği gibi radyo antenine doğru yüzmenin doğru
olduğunu söyledi. Neyse start verildi ve yarış başladı. Yine sonlara doğru
denize atladım. Çip atladığımız zaman süreyi ölçmeye başladığından, ilk atlayan
ile son atlayan arasında süre konusunda
bir haksızlık olmuyor. Bir yüzüyorum,
pir yüzüyorum. Yabancı yerli epey kişiyi geçtim. Sonra ani bir kararla sola
kırdım ve kendimi "Dur yolcu" nun yanında buldum. Vapurda kerteriz alırken hiç Avrupa yakasına bakmamışım. Hep Asya tarafı ve varışın arkasına bakmışım. "Dur
yolcu" nun orada da yalnız bir kız var ve bana 15 dakikadır buradan çıkamadığını
söyledi. İçimden oradaki yazıyı okumadın mı diye geçti, ama şakayı kaldıramaz
diye birşey söylemedim. Ona varış noktasının dağdaki toprak alan (yanlış)
olduğunu burdan çıkmak için ise doğu tarafına (doğru) yüzmemiz gerekir dedim.
Dediğim tarafa doğru yüzdüm ve kızı gözden kaybettim. (Doğru yöne
yüzüyormuşum). Sonra yine kerteriz aldığım dağa doğru yüzmeye başladım. Bir
baktım solumda çimenlik kalesi, kerteriz aldığım dağa baktım, ne kadar
arkadaymış. Tamam dedim yarış bitti. Oynayabildiğim kadar suda oynayayım dedim.
90 derecelik açı ile Çimenlik Kalesinin arkasına doğru (akıntıya dik açı) ile
yüzmeye başladım. Bu sıra bir motor beni almaya geldi, üstünde de bizim kız
var. Benim yan yüzdüğümü görünce dokunmadı uzaklaştı. Uzaklaşınca şimdide
akıntıya karşı yüzeyim dedim. İyi bir denemeydi. Çok hoşuma gitti, çoçuklar
gibi şenlendim. Yürüme bandının, deniz versiyonuna binmiş gibiydim. Sonra
tekrar dik açıyla yüzdüm, motor tekrar geldiğinde tamam dedim ve tekneye
çıktım. Tekne kaptanı bizim çipleri
alarak diskalifiye olduğumuzu telsizle yetkililere iletti. Katıldığım son
yarışta madara olmuştum. Kerteriz aldığım dağa küstüm, ama haberi olmadı. Bizim
kıza bu yarışa daha önce katılıp katılmadığını sordum: Geçen sene katıldığını
61 dakikada bitirdiğini denizin hemen hemen çarşaf gibi olduğunu söyledi. Bizim
kız, diskalifiye olduktan sonra kaptana bizi yarış yerine yakın bırakın da
kıyıya yüzerek çıkalım dedi. Akrabalara dostlara rezil olmak istemiyorum. Motor
varış noktasına gidiyor gidiyor varamıyoruz. Ne kadar alta inmişim anlamadım.
Neyse, sonra bizi denize bıraktı ve biz varışa çipsiz çıktık. Daha bir sürü
yarışmacı yeni varış noktasına varıyorlardı.
Hemen giyinip Yalova'ya doğru yola
çıktım. Annemlere bana mesafe kısa geldi, ben biraz daha yüzdüm dedim😊. Yolda arkadaşı
aradım, bitiremediğimi söyledim, oda "aradığın iyi oldu, denizden çıktın demi"
dedi.
"Evet"
"üç kişi kaybolmuşta onları
arıyorlar, bende birinin sen olduğunu düşündüm"
"Geç dalganı oğlum geç"
"Ya doğru söylüyorum, şimdi bütün kanallar onu veriyor"
Gerçekten doğruymuş, yarışa katılamayıp kendileri alternatif bir rota çizip yüzen üç kişi kaybolduktan epey bir süre sonra sağsalim bulunmuştu.
|
enigma79 |
Gönderim Zamanı: 03 Jul 2013 Saat 7:50pm |
Fuat Bey hoşgeldiniz. Demek artık sizin de Çanakkale'den alınacak bir intikamınız var. Geçen yıl yarışı bitiremeyenleri 2 kategoride toplamak lazım. Birincisi benim gibi duba peşinde koşup varışı göremeden süreye takılanlar, ikinci ekip de varışı kaçıranlar. Bu yıl hakkından geliriz. Boğazda görüşmek dileğiyle.
|
Fuat |
Gönderim Zamanı: 04 Jul 2013 Saat 3:16pm |
2013 I. Marmaris Yüzme Maratonu
On saatlik araba yolculuğundan
sonra akşam saatlerinde Marmaris'e geldim. Otelime yerleştim. İstanbul'dan
çıkmadan önce yarışların saat kaçta başlayacağını bir kağıda yazmıştım. Kağıda
yazarken de orada kaçta olmam gerektiğini düşündüğüm zamanı yazmıştım. Geçen
sene katıldığım yarışların çoğunluğunda başlama saatinden neredeyse bir saat
sonra yarışlar başladığından, bu iş canımı sıkmıştı. Genelde her konuda söz
verilen saate uyulmama gibi kötü bir alışkanlığımız var. Sinir bozucu birşey.
Bende yarışmanın 10:00 da başlayacağını, 9:30 da orada olmam yeterli diye not
almışım.
Yarışma günü, yarış noktasına
geldiğimde herkes hazırlanmış bekliyordu. Hemen kayıt masasına gidip kayıt
yaptırdım. Bu sırada bir anons "5000 metre yüzecekler deniz kenarına
gelsinler". Ben daha soyunmadan yarış başlayacaktı. Yanmamış beyaz vücuda sahip
olduğumdan, vücuduma bol güneş koruyucu sürmüştüm. Kola ve sırta yazılan
numaraları kalem bir türlü yazmıyordu. Zor kötek yazma işlemi bitti. Bu arada
deniz kenarında açıklamalar yapılıyor. Masadaki görevli bayan eşyaların burada
kalabileceğini söyledi, hemen oracıkta soyunarak, bonemi giymeye fırsat olmadan
deniz kenarına geldim. En son yarım yamalak duyduğum 2 tur atacaksınız idi. Yarış başladı. Web
sayfasında verilen grafiğe göre umarım dubaları koymuşlardır diye düşündüm.
1. Dubayı herkesle geçtikten sonra, ikinci duba
görünmüyordu. Yine bir grupla yüzmeye devam ettim. Bir süre sonra ikinci duba
göründü, sonra üçüncü dubayı geçtim. Tam bu sırada önümde yüzen bir kişi, açık
denize doğru yüzmeye başladı, bir kaç metre yüzüp durdum. Bu sırada arkamda bir
bayanda (dolphin) durdu. Gidilen yönün doğru olmadığını söyledi. Dolphin ile
yüzerken bir tekne yaklaştı ve dördüncü dubanın yerini göstermeye çalıştı.
Teknedekilere emin olmak için bir tur daha mı atılacak diye sordum,
"bilmiyorum" dedi. Emin olmadığımdan dolphin ile beraber yüzmeye devam ettim.
Bu arada kiminde yüzdüğümü anlamak için numarasını okumaya çalışıyorum.
Yüzerken numara okumak bayağı zormuş. Koluna bakıyorum olmuyor, sırtındaki
numaraya bakıyorum olmuyor. İlk rakam 9 sonrası belli değil 4'mü 7'mi
karıştırıyorum. Sonra 94 olduğunu epey mücadeleden sonra okudum. Bu arada bir
ikinci tura başlamış olduk. Ben yine süpriz birşey olmasın diye dolphinle
beraber yüzüyorum. Son turda son dubayı geçerken, içimden uzun süre beraber
yüzdüğümüz bir bayana önceliği vermek gerektiğini düşündüm. Ama gerek kalmadı,
varış yeri netleşince dolphin atağa kalktı. Bende tersine iyice yavaşlayıp
yarışı bitirdim. Duş alıp giyindikten sonra forumdan kaptanduran, resa, Turgut
ve Ömer üstadlar ile biraz konuştuk. 94 numaranın orada dolphin olduğunu gördüm.
Kendisine rehberliği için teşekkür ettim. Daha sonra Resa üstadın manş geçişini
yüzyüze tebrik ettim. Bir süre sonra katılım belgesini aldığımda süremin 02:03:17
olduğunu gördüm. Beklediğimden kötü bir dereceydi.
|
Fuat |
Gönderim Zamanı: 04 Jul 2013 Saat 3:22pm |
Enigma79 teşekkürler. Hoşbulduk. Kendi adıma konuşursam, hakkından gelir miyim emin değilim. Geçen seneki tecrübelerim yeterli olursa hakkından gelirim ama yeni bir süpriz olursa da şaşırmam. Boğazda görüşmek üzere...
|
misterno |
Gönderim Zamanı: 05 Jul 2013 Saat 9:34pm |
Fuat Bey, hoş geldiniz. Annenize acil şifalar dilerim.
|
Fuat |
Gönderim Zamanı: 01 Aug 2013 Saat 7:43pm |
Hermias, yapamayacağım şeyler için söz vermeyeyim. Birincisi yaptığımız antrenmanlar, tamamen doğaçlama. Hiçbir bilimsel dayanağı yok. İkincisi gerçekten zaman sorunu var. Katıldığım yarışları anlatabileyim, o bile beni mutlu edecektir.
misterno, hoşbulduk. Temenniniz teşekkür ederim.
|
Fuat |
Gönderim Zamanı: 01 Aug 2013 Saat 7:48pm |
2013 Urla
Bu senenin ikinci yarışı için
Urla'ya geldim. Yine geçen sene kaldığım otelde kaldım. Resa üstat otelde yoktu 😊. Herhalde yarışmaya
katılmayacaktı. Bu arada internet vs kullanmadığımdan son duyuruları takip
edemiyordum. Uzun seneler teknolojiyle yoğrulduğumdan, son yıllarda
teknolojiden kaçıyordum. Sabah erkenden yarışma yerine gittim. Saatler değişmiş
, yarışma saati 12:00 de olacakmış. Toplanma yerinde onun için çok az kişi
vardı. Sonra otobüslerle Karantina adasına gittik. Orada Onur doktor ve yeni
doktor adayı cıvıl cıvıl, dost canlısı Ceyhun kardeşimle tanıştık. Uzun süre
beraber zaman geçirdik. Bu arada Karşıyaka takım halinde geldiler: Turgut, Ömer
ve diğer üstatlar. Bazılarını yalnızca simayen tanıyorum. Selamlaştık ve
konuştuk.
Bu sene rotayı değiştirdiler.
Kıyıda biraz dalga olduğu için (Şile her zaman öyle), iç kısımda dört duba
konarak parkur yapıldı. İki tur yapılacaktı. Dubaların etrafında dönen
yarışları hiç sevmiyorum. Dön baba dönelim. Başlangıç ve bitişi farklı olan
yarışlar çok daha güzel. İnsanın kafasında bir hedef oluyor. Ayrıca bazen
dubaların yeri kayıyor, rota belirlemek daha da zorlaşıyor.
Bu seneki parkur geçen seneden
daha uzundu. Yine rahat kendimi zorlamadan yüzerek 45:23:60 ile yarışı
tamamladım. Geçen sene 7. olmuştum, bu
sen 5. oldum. Aslında bunlar sanal şeyler. Deniz yarışlarında düzgün istatistik
çıkarmak çok zor. Bir yarışmadaki deniz
ortamının, akıntısı, rüzgarı, uzunluğu, vs
değişkenlik gösterdiğinden, bir önceki sene ile kıyaslamak doğru
olmuyor.
Bu arada, geçen sene ilk defa katıldığım yüzme yarışı
Urla'da şöyle bir olayda olmuştu. Yarıştan sonra sertifikaların verileceği söylenmişti.
Sertifika alanlara nereden alındığını sordum. Gösterilen masa yoğun olduğu
için, biraz sonra gittim. Masadaki görevlilerden biri bana hemen sertifikamı
verdi. Bende aldım gidiyorum, yürürken bir baktım sertifikanın üzerinde adım
yazıyor. Ne oluyoruz ya dedim. Hemen geri döndüm, veren kişiye bunun bana ait
olduğunu nereden anladın dedim. Hocam ben sizin İTÜ'den öğrencinizdim dedi. Yav, daha önce söylesene dedim. Sonra onunla
ne yapıyor, ediyor diye biraz sohbet ettik.
Bu sene yarışın sonunda Dursun
Saru ile biraz sohbet ettik. Yüzme adına güzel şeyler söyledi. Derecelerden çok
yüzmenin önemini vurgulamaya çalıştı.
Urla'dan direk Bodrum'a geçtim. (Bu arada yollarda ve
kaldığım yerlerde, başıma ilginç olaylar da geliyordu. Bunlardan biri, Urla'dan
Bodrum'a bir aileyi otostop ile getirmekti.) Bir gece orada kaldıktan sonra ver
elini Alanya.
|
Fuat |
Gönderim Zamanı: 06 Sep 2013 Saat 1:53pm |
İşler yoğunlaşmadan, bu seneye ait yarış anılarımı bitireyim.
2013 Alanya
Bu sene yeni üç yarışmaya daha
katılmış oldum. Marmaris, Alanya ve Kaş-Meis.
Alanya'ya yıllar önce gelmiş,
damlataş mağarası, kaleyi gezmiştim. Zamanım olduğundan gezmediğim yerleri gezdim. Yarış günü bone ve çipi almaya
gittiğimde, yarışma saatinin 13:00 de değilde 14:00 de olacağı söylendi. Neden
son anda böyle değişiklikler yaparlar anlamam. İnsanın yaptığı bütün planlar
alt üst oluyor. Bir saati nasıl geçireceğim diye düşünmeye başladım. Yemek
yiyemezsin, bari bir kafeye gideyim dedim, ondan da vazgeçtim. Parkta havuzun
kenarında oturdum, yarışmaya yarım saat kala yarışma yerine gittim. Turgut,
Ömer ve Karşıyaka takımından üstadlarda yeni geliyorlardı. Onlardan parkur
hakkında bilgiler aldım. Hepsine teşekkür ederim.
Bundan on-onbeş sene önce
güneşten korunma için sürülen, güneş koruyucuların dereceleri 5,8,10,15, 20 ve
en yükseği 30 dereceydi. 15 derece, benim için çok uygundu. Sonraki yıllarda
denize genelde akşam saatlerinde girdiğimden herhangi bir koruyucu kullanmadım.
Eski kafayla, bir tanıdıktan 15 derecelik güneş koruyucusu almasını rica ettim.
Marmaris'teki yarışdan sonra akşam otele geldiğimde, sırtımın tamamen
kızardığını, ön tarafımın bembeyaz olduğunu gördüm. Tıpkı, ızgarada bir tarafı
kızarmış balık gibiydim. Olumlu (aptalca) düşünerek, bacaklarımın arkasının
neden kızardığını bile görmezden gelip, sırtıma iyi süremediğimi düşündüm. Alanya'da karşıyaka takımı güneş
koruyucu sürerken, 30 derecelik 50 derecelik bir güneş koruyucularını görünce durumu
çaktım. Biraz geç oldu ama 😊.
Bende Ömer üstadın güneş koruyucusunu bitirdim. Birgün ödeşiriz 😊.
Yarış saati geldiğinde, fazla
katılımın olmadığı görüldü. Bu sene, ayrıca yarış parkurunun etrafına dubalar
yerleştirilmişti. Dubaların sağından (karaya taraf olmayan yönünden) yüzülmesi
gerektiği söylendi. Ve start verildi. Rotayı iyi tutturamadım. Genelde
dubaların çok açığından yüzdüm. Bu sene dubalara karşı bir alerjim oldu😊. Yarımadanın ikinci
kısmı biraz zorladı. Bu noktadan itibaren bir Rusla yüzmeye başladım. Son
kilometrede üç bayan yüzücü ile karşılaştık. Ne biçim yüzüyorsam, bir bakıyorum
yan yana yüzüyoruz, bir bakıyorum aramızda elli metre var. Neyse yarışın son
metrelerinde biraz gaza bazdım. Arkamda da bir bayan yüzücü vardı. Varışa
geldiğimde, suda kalarak merdivenlerden çıkmadım, önceliğin bayan yüzücüde
olduğuna inanarak ona verdim. Bu bayan yüzücü, Marmaris'te olduğu gibi Dolphin
olmasın mı! Dolphin, yarış bitmedi sudan çıkın dedi. Bende öncelik sizin, siz
önden buyurun dedim.
Süre 1:41:58. Yarış bitiminde,
Ceyhun kardeşimi de gördüm. Turgut, Ömer, Süreyya Ahmet, Dolphin üstadlar
kürsüdeydiler. Bütün yarışlarda durum farklı değildi.
|
enigma79 |
Gönderim Zamanı: 06 Sep 2013 Saat 5:34pm |
Fuat Abi, Görmüşken hemen bir yorum yapayım. Alanya'daki tek aksaklık yarış saatinin 1 saat ileriye alınması oldu. Aslına bakarsanız hem alanyacup sitesinden hem de belediyenin sitesinden yarışı ilan etmişler ve Alanyacup'takini güncellememişler. Benim gördüğüm tek organizasyonel ekskiklik de buydu. Bu yıl girdiğim yarışların içinde en başarılı organizasyonun Alanya'da olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kayıt işlemi 3 dk. Çıkar çıkmaz o geniş mi geniş şelalemsi duş platformu yarışın bütün yorgunluğuunu aldı. Hele ki o sulu portakallar ve kirazların üstüne daha ne isteyebilirdim. Küçük detayların basitçe uygulanabildiğini gördüm Alanya'daki organizasyonda. Tecrübeyi uygulamaya geçirmede çok başarılılar.
Fuat Yazdı:
İşler yoğunlaşmadan, bu seneye ait yarış anılarımı bitireyim.
2013 Alanya
Bu sene yeni üç yarışmaya daha
katılmış oldum. Marmaris, Alanya ve Kaş-Meis.
Alanya'ya yıllar önce gelmiş,
damlataş mağarası, kaleyi gezmiştim. Zamanım olduğundan gezmediğim yerleri gezdim. Yarış günü bone ve çipi almaya
gittiğimde, yarışma saatinin 13:00 de değilde 14:00 de olacağı söylendi. Neden
son anda böyle değişiklikler yaparlar anlamam. İnsanın yaptığı bütün planlar
alt üst oluyor. Bir saati nasıl geçireceğim diye düşünmeye başladım. Yemek
yiyemezsin, bari bir kafeye gideyim dedim, ondan da vazgeçtim. Parkta havuzun
kenarında oturdum, yarışmaya yarım saat kala yarışma yerine gittim. Turgut,
Ömer ve Karşıyaka takımından üstadlarda yeni geliyorlardı. Onlardan parkur
hakkında bilgiler aldım. Hepsine teşekkür ederim.
Bundan on-onbeş sene önce
güneşten korunma için sürülen, güneş koruyucuların dereceleri 5,8,10,15, 20 ve
en yükseği 30 dereceydi. 15 derece, benim için çok uygundu. Sonraki yıllarda
denize genelde akşam saatlerinde girdiğimden herhangi bir koruyucu kullanmadım.
Eski kafayla, bir tanıdıktan 15 derecelik güneş koruyucusu almasını rica ettim.
Marmaris'teki yarışdan sonra akşam otele geldiğimde, sırtımın tamamen
kızardığını, ön tarafımın bembeyaz olduğunu gördüm. Tıpkı, ızgarada bir tarafı
kızarmış balık gibiydim. Olumlu (aptalca) düşünerek, bacaklarımın arkasının
neden kızardığını bile görmezden gelip, sırtıma iyi süremediğimi düşündüm. Alanya'da karşıyaka takımı güneş
koruyucu sürerken, 30 derecelik 50 derecelik bir güneş koruyucularını görünce durumu
çaktım. Biraz geç oldu ama 😊.
Bende Ömer üstadın güneş koruyucusunu bitirdim. Birgün ödeşiriz 😊.
Yarış saati geldiğinde, fazla
katılımın olmadığı görüldü. Bu sene, ayrıca yarış parkurunun etrafına dubalar
yerleştirilmişti. Dubaların sağından (karaya taraf olmayan yönünden) yüzülmesi
gerektiği söylendi. Ve start verildi. Rotayı iyi tutturamadım. Genelde
dubaların çok açığından yüzdüm. Bu sene dubalara karşı bir alerjim oldu😊. Yarımadanın ikinci
kısmı biraz zorladı. Bu noktadan itibaren bir Rusla yüzmeye başladım. Son
kilometrede üç bayan yüzücü ile karşılaştık. Ne biçim yüzüyorsam, bir bakıyorum
yan yana yüzüyoruz, bir bakıyorum aramızda elli metre var. Neyse yarışın son
metrelerinde biraz gaza bazdım. Arkamda da bir bayan yüzücü vardı. Varışa
geldiğimde, suda kalarak merdivenlerden çıkmadım, önceliğin bayan yüzücüde
olduğuna inanarak ona verdim. Bu bayan yüzücü, Marmaris'te olduğu gibi Dolphin
olmasın mı! Dolphin, yarış bitmedi sudan çıkın dedi. Bende öncelik sizin, siz
önden buyurun dedim.
Süre 1:41:58. Yarış bitiminde,
Ceyhun kardeşimi de gördüm. Turgut, Ömer, Süreyya Ahmet, Dolphin üstadlar
kürsüdeydiler. Bütün yarışlarda durum farklı değildi. |
|
Fuat |
Gönderim Zamanı: 08 Sep 2013 Saat 2:26pm |
enigma79,
Yazdıkların tamamen doğru. Yarış saatinin bir saat ileri alınması dışında, herşey profesyonelceydi. Bir de duba koymaya gerek yoktu.
Ömer üstat bazılarının bu kurala uymadığını söylediğini hatırlıyorum. Bu da haksızlığa sebep oluyor.
Bu arada Çanakkale geçişin harikaydı. Tekrar seni kutluyorum. Kızını çok mutlu etmişsindir. Çanakkale rehberliğin için de ayrıca teşekkür...
|
|