2015 Boğaziçi Yüzme Yarışı
Boğaz yarışına girmeden önce,
Emirgan'da denize gireyim dedim. Bayramın ikinci ve üçüncü günü Cumartesi,
pazar 8:00-10:00 arası Emirgan'daydım. İlk gün, 49 dakika yüzdüm. Yüzdüğüm
zaman sürecinde, akıntıların nasıl değiştiğini gördüm. İkinci gün, bir saat
aralıksız yüzmek istedim. Gittiğimde, her tarafta balık tutanlar olduğundan,
kısa parkur yapmak zorunda kaldım. Yarım saat yüzüp çıktım. Daha çok
güneşlendim.
Yarıştan bir gün önce, cumartesi
günü, takım arkadaşlarımızla buluşup Yeniköy'de güzel bir kahvaltı yaptık. Salih, Ankara'dan geldiği için
kahvaltımıza davet etmiştik. Bir buçuk, iki saat civarında orada oturduktan
sonra, malzemeleri almak için Kuruçeşme'ye geldik. 11:50 de kalkan tekne turunu kaçırdık. Bu arada Manş'ı geçen altı kişilik bayan takımından Nesrin, Rengin, Halime ve Beyza hanımlarla karşılaştık. Hepsini
tebrik ettik ve daha sonra da biraz sohbet ettik. Takımın diğer iki elemanı Yasemin
ve Çilem hanımları, daha sonra gördüğümde
tebrik ettim. Tur teknesine bindik, daha önce yarışa katılan arkadaşlar, özellikle
İsmail ve ben de üç senenin
deneyimine göre, yarışa ilk defa katılan
arkadaşlara, deneyimlerimizi anlatmaya çalıştık. Önemli kısmı, bu seneye
uygulanacak bilgiler değildi maalesef 😊.
Bu sene lodos vardı ve orada lodosta ne olur, onu bilemiyoruza getirdik. (Kendimizi
kurtarmak adına). Benim için de, bu yarış, bu sene ilk defa yarışa katılan
arkadaşlarla beraber yeni bir deneyim oldu. Daha önceki senelerde lodos olursa
ne oluru, hep merak etmişimdir. Onu da gördük😊.
Yarış günü, Turgay ve Levent
hocalarımızla yarış yerine geldik. Yarışa
daha epey zaman vardı. Milli atlet ısınma hareketleri yaptırınca, boş durmaktan
iyidir deyip, biraz ısınma hareketleri yaptık. Sonra İsmail, daha sonra da Fatih,
Güray ve Ayşegül geldiler. Kanlıca'dan yarışmaya katılan Bertuğ ile yarışa girecek takımı,
tamamlamış olduk. Cumartesi lodos olan hava, akşam tekrar poyraza dönünce
sevinmiş arkadaşlara haber vermiştim. Pazar sabahı, havanın tekrar lodosa döndüğünü
görünce, üzüldüm. Vapura bindik, vapurda
da epey yorum yaptık.
Yarış başlayınca, hemen hemen
aynı zamanda suya atladık. Arkamda Turgay
Hoca olduğundan, bu sefer suya atlayışta kimseyle temas etmedim. İlk 200 metre
fena değildi. İkinci köprüye gelmek biraz zaman aldı. Ama emin de değildim. İkinci
köprüden sonrası ise tam bir işkence gibiydi. Daha önceki senelerde
karşılaştırınca, geçtiğim yerleri çok yavaş geçmek, rotayı oturtamamak, ben de karışık duyguların
oluşmasına sebep oldu. Etrafımda da fazla kimseyi göremeyince ve işler istediğim
gibi gitmeyince, bir ara geride ben mi kaldım, daha sonra en önde benmiyim gibi
gelgitler yaşadığım. Bir taraftan da arkadaşlara anlattığım, ama an itibarıyla
çelişkide olduğum durumu düşünüyordum. Bu arada, güneşinde beni yaktığını
hissetmeye başladım. Salih, bir gün önce, krem süreyim mi dediğinde, öyle de
emin hiç gerek yok demiştim ki. Üç yarışta gerçekten de gerek duymamıştım, ama
akşama sırt tarafından iyice yandığını gördüm. Neyse ki, Salih ben sürecem demişti, ben de sen bilirsin istiyorsan sen yine
sür demiştim de, konuyu açık bırakarak kapatmıştım. Umarım dediğini yapmıştır. Evet
yavaşta olsa hedefe doğru gidiyordum. Adaya
yakındım ve girişi nasıl yapayım diye düşünmeye gerek kalmadan ne 90, ne de 45 derecelik açıyla değil, 30 derecelik
açıyla girişi yaptım. En kolay kısmı da burası oldu. Gerçekten öyle miydi emin
değildim. Üç senedir, bütün enerjiyi burada harcadığım, en zorlu kısım diye
kafama kazıdığım bölümdü. Bu yüzden mi kolay oldu, gerçekten de öylemiydi! Büyük
olasılıkla da gerçekten kolaydı, sorun yoktu. Yarış bittiğinde Yasemin Hanım ile karşılaştık, süresini
söylediğinde ne kadar uzun sürdüğünü anladım. Süre: 1:31:57.
Geçen sene boğaz yarışı hakkında,
"Ama, yarış sonunda anladım ki, bu deneyimler yeterli gelmeyecek ve her sene
yeni birşey öğreneceğim. Boğaziçi, canlı bir deniz ve her sene insana birşey öğretiyor.
Bunlarda, başkalarına aktarılacak deneyimler değil. Herkesin bu deneyimleri,
kendisinin yaşaması gerekli. Genel bir doğru var ama kesin bir doğru yok." diye yazmıştım. Bu sene, bunu yaşayarak bir
kez daha görmüş oldum. Lodoslu havada nasıl yüzülürmüş, onu da gördük.
Bu yarışta takıma odaklandığımdan,
organizasyona çok dikkat etmedim. Her şey sorunsuz göründüğüne göre bu sene
organizasyon açısından en iyi sene diyebilirim.
Geçişleri için Resa ve Vural kaptanlara başarı dileklerimi bir de buradan ileteyim. Aynı
şekilde de, sevgili Alp ve Ahmet kardeşlerimede, Kopenhag için
başarılar diliyorum. Sevgili Antalya,
nazik davetin için buradan tekrar teşekkür ediyorum. Ve sevgili Celal Altunbaş, verdiğin haberler için
çok teşekkürler.
Sevgilerimle...
Düzenleyen Fuat - 27 Jul 2015 Saat 4:34pm