Robotsu İnsanlar mı, İnsansı Robotlar mı?

İnsanlığın kendi özünden uzaklaştıkça uzaklaştığı bir dönemi hep beraber yaşamaktayız. İnsanlık tarihinde hakikatinden ve özünden uzaklaşmanın bu denli topyekûn olduğu başka bir dönem var mıydı bunu Allah bilir fakat insanların her birinin evine ve hatta cebine ve eline kadar gelen teknoloji beraberinde bazı geri alınması oldukça güç sonuçlara yol açtı.

Evimize ve cebimize kadar gelen bu teknoloji maalesef ki sadece güzel amaçlar için kullanılmıyor. Artık insanlar ne zaman ve nasıl alış-veriş yapması gerektiğini adeta telefonlarımızdaki ve televizyonlarımızdaki reklamlar ile öğreniyor! “Şahane Cuma”, “Efsane Cuma” ismiyle anılan her yılın Kasım ayı ile beraber bütün insanlar toplu olarak alışverişe davet ediliyor. İşyerine ya da okula gittiğinizde hemen herkes bu toplu indirimden ne aldığını, neyi alamadığını ve kaçırdığını anlatıyor. Sadece bu kasım ayına özel değil artık. Hemen her ay “efsane indirim” kampanyaları günlerce duyuruluyor. Günlerce ve peşi sıra sürekli reklam duyurularının aslında temelde bir dayanağı mevcut. Hepimizin bildiği üzere insanoğlu zaaflarla yaratılmış bir abd. Alışveriş yapmak ihtiyaç dışı da olsa insanoğlunun hoşuna giden bir eylem ve eğer insanlara uzun süre boyunca sürekli alışveriş yapılması gerektiği, indirimler yapıldığı empoze edilirse, birçok insan bu çağrıya cevap verecek ve ihtiyacı dahi olmasa bu furyaya katılacaktır. Yani ısrar sonuç doğurmakta.

Sadece alışveriş değil elbette ki. Hemen her aktivitemizi sosyal medyadan paylaşmak, hatta öyle hissetmesek de sürekli ‘eğlenen’ ve ‘çok mutlu olan’ insan portreleri ile sosyal medya hesabımızı doldurmak bugün topyekûn yaptıklarımızdan. Adeta programlanmış robotlar gibi sosyal medya fenomenlerini takip ediyor ve onların elektronik morfozik hayatlarını görüp onların ne kadar da “şanslı” olduğunu “izliyoruz”. İzliyoruz çünkü gerçeği bilmiyoruz. Özellikle lüks içerisinde yaşayan ve bu lüksü çekinmeden paylaşan fenomenler insanlarda toplu olarak mutsuzluğa, hatta zengin olmanın gayri meşru yollarını aramaya sebep oluyor. İnsanların kıyafetleri bile dönemsel olarak furya haline geliyor. Çünkü bu bazı fenomenler nasıl giyiniyorsa, ve nasıl bir moda başlatırsa topyekûn bizler de uyuyoruz.

Sosyal medyada ünlü olan bir restoranın önünde metrelerce kuyruk olduğunu hepimiz gördük. İnanın insanoğluna rica etsek ve şurada bir restoran var, lütfen orada akşam yemeği yiyiniz desek, 10 kişiyi ikna edemeyiz. Fakat sosyal medyanın bu elektronik morfoz etkisi gerçekten hayrete düşürücü. Biz insanları adeta komut almış robotlar gibi sürüyorlar. Biz bu hâli yaşarken farkına varmıyoruz ama özümüzden ve hakikatimizden uzaklaşmış oluyoruz. Biz ne yaparsak ruhumuz ve bedenimiz, kalbimiz daha doygun olur bunu aramak yerine adeta robotlar gibi televizyonlar ve sosyal medya neyi önümüze sunarsa oraya yönleniyoruz. Hem zamanımızı, hem zihnimizi ve ruhumuzu hem de bize bahşedilen maddiyatımızı bu yollarda harcıyoruz.

Yetişkinler bir yana bebeklerimiz bile artık videolar ile avutuluyor, yemek yemeleri için başlayan bu uygulama onların da saatlerce ekran karşısında kımıldamadan adeta robot gibi durduğu düzene dönüşüyor. En kötü etkisi ise bebeklerin ya da çocukların bu alışkanlıklarını bırakamamaları.

İşte Bak Robot, Tıpkı İnsan Gibi!

Robot kelimesinin karşılığı; genellikle mekanik bir sistemden oluşan, programlanınca belirli bir işi ya da çeşitli işleri yapabilen, fabrikalarda tehlikeli işlerde insan yerine kullanılan veya gündelik hayatımızda işlerimizi kolaylaştıran, elektrikle çalışan otomatik aygıt olarak düşünülebilir. Tarihte bilinen ilk programlanabilir robot 1200lü yıllarda Müslüman bir ilim adamı olan El-Cezeri tarafından geliştirilmiştir. Bu robot aslında bir tekne ve içerisinde bulunan maket insanlardan oluşmaktaydı. Maket insanlar davul ve flüt çalmaktaydılar. Bunun sırrı ise tekne yüzdükçe içindeki mekanizma harekete geçiyor ve maket insanlar bir harmoni halinde davul ve flüt çalıyorlardı. Bu sistem içerisinde aslında hem mühendislik, hem fizik, hem de müzik bilimi tek bir sistem üzerinde çalışıyordu. Değişen dalgalar müziğin ritmini davullar yardımıyla değiştiriyorken flütler de bu ritme ayak uydurmaktaydı.

Günümüzde robotlar programlanabilir mekanik işçilerdir. Hemen hepimizin evinde bulunan çamaşır makinesi de en bariz örneklerindendir. Çeşitli çalışma modları önceden programlanmış, bünyesinde elektrik motorundan su enjeksiyon ve tahliye sistemlerine varana kadar birden fazla dinamik sistemi barındıran bu robot her gün hayatımızı kolaylaştırmak için çalışmakta. Bunun gibi yüzlerce çeşit robot artık hayatımızın direkt ya da dolaylı olarak içerisinde yer almakta.

Yazılım teknolojilerinin yaygınlaşması ve programlanabilir aygıtların giderek küçülmesi ve ucuzlaması robotik teknolojilerinin de gelişmesine ve erişilebilirliğine katkı sağlamaktadır. Günümüzde “R” ismiyle anılan ve robotik programlamada kullanılan kolay kodlanabilir diller de hızla gelişmekte. Bu dilin yanı sıra C, C++ ve Python gibi diller de robotik kodlamada sıkça kullanılan diller arasında. Artık ülkemizde ortaokul ve lise öğretiminde de bu diller ve teknolojiler genç kuşaklarımıza öğretilmekte. Lisans seviyesinde Mekatronik mühendisliği ve Kontrol ve Otomasyon mühendisliği bölümleri de ileri düzey robotik tasarım ve programlama eğitimlerini imkan olarak sunmakta.

Robotlar da insanlar gibi kompleks sistemlerdir. Çünkü bünyesinde birden fazla temel mühendislik bilimleri bir arada yaşamaktadır. Nasıl ki insan bünyesinde sinir sistemi, dolaşım sistemi, sindirim sistemi vs komplike sistemler bir arada çalışıyor ve fizyolojik olarak bizi ayakta tutuyor ise robotlarda da elektrik motorları, sensörler, yapay zeka, makine öğrenmesi ve varsa hidrolik sistemler bir arada bulunup robotun işlevlerini yerine getirmesini sağlamaktadır.

Yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte robotlar artık insanlar gibi mantık yürütüp içerisinde bulunduğu durumu yorumlayıp bir karar mekanizması yardımıyla dinamik olarak kararlar alabilecek yeteneklere sahipler. İnsan mimiklerini taklit eden, insan yüzüne benzer yapay bir yüze sahip robotlar artık üretiliyorlar. Japonya’da geliştirilen bu robotlar insan ile iletişime geçiyor, sohbet ediyor, konuşma sırasında duygu durumlarını taklit ediyor, sinirlenince kaşlarını çatıyor ya da mutlu olunca gülümsüyor. Bu robotlar şimdilik hastanelerde ya da bakım evlerinde kullanılmak üzere tasarlanmış, maliyetleri yüksek ürünler fakat zamanla üretimi ucuzlayacak ve kullanım alanları artacaktır. Gelecekte kamu kurumlarında ya da özel sektör halkla ilişkiler birimlerinde insansı robotlar ile muhatap olup işlerimizi hallediyor hale geleceğiz.

Bizler robotlaştıkça, robotları da insanlaştırmaya çalışıyoruz.

Not: İmaj ntv.com.tr adresinden alınmıştır.