<<Ana sayfa

Günler: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

5 Temmuz 2005 Salı(12. gün)

gidilen yol: 66 km
toplam gidilen yol: 734 km

Çamiçi-Selimiye-Milas (->Bodrum); Çamiçi-Selimiye-Milas ( ->Marmaris)

Sabah Ayhan'ın benzinciden getirdiği sıcak su ile yaptığımız hazır çorbaları içerek güne başladık. Menteşe dağları üstü bembeyaz bulutlarla arkamızda durmaktaydı. Yurdaer Marmaris'e gitmek için işte bu dağları aşmalıydı, Kenan ve Ayhan'ın ise Milas'tan sonra yolu çok zor değildi..

Toplandıktan sonra yürümeye başladık yeniden. Çamiçi'ne vardık burada araba tamircisi bulabildik ancak, fakat Kenan'ın bisikleti için akort teli bulamadık. Selimiye ilerdeydi, oldukça ilerdeydi, 10-15 km'lik bir yol vardı ve mecburen, oraya gitmekte olan bir kamyonetin kasasına bindik...

Günler boyunca yol gittiğimiz halde bir tünel dahi geçmemişken, kamyonetle bindiğimiz sırada geçtiğimiz bu tüneli bisikletlerimizle geçmeyi çok isterdik...

Selimiye'de tamirci bulabildik ve bisikleti yaptırabildik. Yola devam etmeden önce burada öğle yemeği için bir çay bahçesi gibi dinlenebileceğimiz bir yer bulduk. Tostlar yiyerek , çaylar, oraletler içerek dinlendik. Bundan sonraki durağımız yaklaşık 20 km ilerdeki Milas'tı. Burası, üçümüzün son oturup vakit geçiriği yerdi...

Ve yola çıktık, bunlar yoldan ve yol üzerindeki "Euromos" antik kentinden bazı kareler:

Yol sona geldikçe sanki daha çabuk bitiyor. Saat 4 olmadan Milas'a vardık. Milas Yurdaer'in ayrılacağı yer...

Milas'ın Tatakale'yi hatırlaran sokaklarını geçip şehrin çıkışında bulunan alışveriş merkezinden alışverişlerimizi yaptık. Burada yeni bir eşya paylaştırması yaptık, Yurdaer'in yolu daha zordu üstelik gece gitmeyi de düşünüyordu. Ve bu noktaya kadar süren güzel yolculuk ilk ayrılığını veriyordu...

Yurdaer'i uğurladıktan snra biz de Milas'ın çıkışından Bodrum yönüne döndük. Bizim yolumuz düz sayılırdı yalnız Yurdaer'in yolu gerçekten korkutucuydu...

Yolumuz ilk başta oldukça yokuş, sonra büyük bir inişin ardından gelen dümdüz bir yoldu. Bodrum yaklaşık 50 km ilerdeydi. Bu şekilde Imösık hava alanını geçtikten sonra çıkılan bir yokuşun inişini beklemeden bulduğumuz bir boşlukta çadırımızı bu sefer ikimiz kurduk. Bu sefer pis yedili oynamadık çünkü iki kişi zevki olmuyordu, pişti oynadık. Yurdaer'le telefonda konuştuk, bisikleti tanıştığı bir tır şoförüyle tıra atıp beraber bir miktar gittiğini anlattı. Zaten aşması gereken çok sarp yokuşlar vardı. Yolda Yurdaer'i polis çevirmiş, O'nun turist olduğunu, kaybolduğunu sanmışlar :p Türk olduğunu anlayınca bırakmışlar.

Bodrum'a bu kadar yakın olduğumuz halde buz gibi bir geceydi. Yurdaer'in olmamasının tedirginliği uykumuza yenik düşmüş, son gecemiz bodrum yarımadasından önceki bu tepede geçmişti...

<< 11.Gün   13.Gün >>

Günler: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13