Edebiyat

Roman, hikaye, şiir, deneme gibi edebiyat türlerinin hepsi ilgimi çekiyor. Burada da çok beğendiğim kitaplardan bazı bölümleri / parçaları paylaşmak istedim.

“Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi?
Daha kimseler çözmedi bu bilmeceyi…” (Hamlet)

“İnsan isterse her sabah gün atımıyla birlikte yeniden doğabilir, kirlerinden, acılarından, yaralarından arınabilirmiş.” Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Yaşar Kemal

“…Adam yarı uykuda, yarı düşte, bir insanın canının ne kadar tatlı, vazgeçilmez olabileceğini, kimi insanların, belki de büyük bir insan çoğunluğunun canlarını vermemek için ne kadar alçalabileceklerini  ilk olarak düşünüyordu. İnsan canı bu kadar alçalmaya değer miydi? Ne pahasına olursa olsun insan yaşamını sürdürmeli miydi? Sıtmalar, hastalıklar, zulümler, buyruklar, açlıklar, yoksulluklar insan soyunun yaşama direncini kıramamış, insanoğlu kıyımlardan, aşağılamalardan, sakatlıklardan, kırımlardan sonra bile yaşamını sürdürmüştü. Bu korkunç güç, bu sonsuz direnç, bu yaşamak için katlanılan en aşağılık durumlar neydi, ne içindi?” İnce Memed 3, Yaşar Kemal

“Sahi bre Ali, yaşamamız, ölmekten bu kadar korktuğumuz, yaşamak ne işe yarıyor? Uğruna bu kadar alçaldığımız, zulmettiğimiz, haram yediğimiz, insan öldürdüğümüz yaşamak ne işe yarıyor?” İnce Memed 3, Yaşar Kemal

“Kimi zaman da o kadar çok, o kadar çok korkuyordu ki, öfkesini, korkusunu gidiyor Adem Babamızla Havva Anamızın üstüne kusuyor, teh, diyordu, çırılçıplak duruyorsunuz ya, cennetin ortasında, suyun başında, yanınızda yılan…Sizi tamahkarlar sizi, bir küçücük elmaya kandınız da, hem de bir yılancığa, şu zıkkımı yediniz de başımıza bunca işi açtınız. Çıkın bakalım şu belanın altından, çocuklarınız birbirlerini yiyor. Biribirlerinin kanını içiyor. İşte bunlar şu azıcık, bir lokma elmaya dayanamadığınızdan oldu, çirkin bokboğazlar. Alın işte, görün marifetinizi, zengin fakiri yiyor. Ne diyordu o, öfkeli adam, adı Zeki mi ne, çektikçiler her yaz bu ovada bin tane çocuğu keyif için öldürüyorlarmış. Doğurmaz olasıca fallik, yani ellik orospusu beğendin mi ettiğini, torunların aç, aç, aç! Kan içinde yüzüyorlar…” İnce Memed 4, Yaşar Kemal

“Memedin gözlerine o eski çelik ışıltısı gelmiş oturmuştu gene.” İnce Memed 4, Yaşar Kemal

Cesaretim olsa, tıpkı İnce Memed’in destanını yazdığım gibi, Mustafa Kemal’in de destanını yazmak isterdim…Söz: Yaşar Kemal, geçtiği eser: Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği, Ahmet Taner Kışlalı.

“Beni bu işe sardıran, bilir misiniz ki, FKP üyesi bir Fransız arkadaşımdır. Bir akşam, (akşam mıydı?) St-Michel Bulvarı’nda otobüslerin fren lambaları kırmızı kırmızı parıldarken, sizin diyor, devrimci bir lideriniz olacak, adı neydi onun, Mustafa Kemal mi, nedir tutumu, Sunyatsen’e göre nereye koyabilirsin, sağa mı sola mı? Ana ilkeleri nelerdir? vs. Donakaldığımı hatırlıyorum. Söyleyebileceğim son derece genel, handiyse anlamsız şeyler. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastı, memleketi düşmanlardan kurtardı, falan filan. Bir anda, bu delikanlıyla ‘Gotha Programı’nın Eleştirisi’, ya da ‘Tarihsel Şiddetin Rolü’ üzerinde takır takır  tartışabildiğimi, oysa onun bana ülkem, ülkemin devrimci lideri konusunda sorduklarını cevaplamakta aciz ve çaresiz kaldığımı görüp utanıyorum.”, Hangi Atatürk, Attila İlhan

Çok beğendiğim bazı yazarlar ve şairler şöyle:

  • Yaşar Kemal,
  • İhsan Oktay Anar,
  • Oğuz Atay,
  • Sabahattin Ali,
  • Nazım Hikmet,
  • Carl Sagan.

Bu yazarların/şailerin kitapları dışında çok beğendiğim bazı kitaplar var Moby Dick, Dünya’nın En Güzel Öyküsü, Martı Jonathan Livingstone, Dünyamıza Bakış, Sofie’nin Dünyası, …