|
TÜRKİYE’DEKİ
ETNİK GRUPLAR Yazar: Peter Alfrod ANDREWS GİRİŞ Etnik gruplar kendi kültürel tanımlamaları için geçmişten
seçilmiş ortak gelenekleri kriter olan genelde endogomik gruplardır. O halde
bir grup kimliğinin doğası yani özdeşleştiği imaj ve grubun başka genellikle
de komşu gruplardan farklı olarak bir sonraki kuşaklarda kendisini yeniden
üretmesiyle ilgili özellikleriyle ilgiliyiz. Bu anlamda etniklik ulusallıkla
karıştırılmamalıdır. Türkiye bağlamında bu ayrımı vurgulamak özellikle
önemlidir. Çünkü cumhuriyetin temel ilkeleri ta ilk yıllarından itibaren Türk
sözcüğünün etnik anlamda kullanımıyla ulusal anlamda kullanımını birleştirmiş
ve bu iki kullanım arasına herhangi bir net ayrım koymamış ve bu belirsizlikten
doğan yanlış anlamaları görmezlikten gelmiştir. ”Türkiye de yetmiş iki millet
var.”Buradaki millet sözcüğü modern anlamdaki ulustan çok yarı özerk
azınlıkları dile getiren eski bir Osmanlı deyişidir. Bir grubun tanımı koşulların hem iç hem de dış
değişikliklerine karşılık gelen sürekli bir adaptasyon sürecidir. Gerçekten
de Svanberg in belirttiği gibi sorun bir etnik grubun ne olduğundan çok ne
zaman var olduğu yani ne gibi koşullar altında var olduğudur. Etniklikle
ilgili üç temel durum vardır. Emik bir grubun kendisine içerden bakışı, etik
bir gruba dışardakilerin bakışı ve dolayımlama bu iki bakış arasında
kurulabilen dengedir. A)Emik Bakış: a)Kaçınılmaz kendini tamamlama: Kaçınılmaz kendini tanımlamanın nedenleri şunlardır: 1)Bir azınlık dinin başka inançlardan olanlarla evliliğe
izin vermemesi 2)Grubun engel olamadığı bir yanyana gelmenin sonucu olan
yaptırım. Örneğin, Çerkezlerin yabancıların müdahalesi sonucu Kafkasya dan
sürülmesi 3)Bir çoğunluk olarak aynı kategoriye giren bir grubun
dinsel ayrımlar, meslek ve yerellikle ayrılmaya başlaması. Örneğin Türkler
arasındaki alevi Türkmen veya tahtacılar ayrımları. b)Bilinçli kendini tanımlama: Bir grup dışarıdan bir tehlikeye tepki olarak kimliğinin
altını çizmek isteyebilir. c)Sınırlı kendini tanımlama: Bir grubun çoğunluktan kendisini ayıran kültürel
özellikleri miras alması da bu tanımlamaya girer. Grup kimliği esas olarak dil, din ve aşiret örgütlenmesi
görülür. Meslek tek başına ayırt edici bir öğe olamasa da ana öğelerin birisi
ya da daha fazlasıyla birleşince etkili olabilir. Aşiret örgütlenmesinde
Türkiye de hızlı bir erime aşamasında olduğu da kesindir. B)Etik bakış: İçerden bakıştaki kendini tanımlamanın doğasında varolan
ince farklara karşı gösterilen duyarlılıkla karşılaştırırsak, genel olarak
dışarıdan bakış bazı pek bilinmeyen özellikler temelinde geliştirilen
yaklaşımı nedeni ile kaçınılmaz olarak kabadır, kişiden kişiye değişen
adlandırmalar içerir. Bu nedenle emik bakışa göre daha zayıf bir
değerlendirme olabilir. C)Denge: Başta ifade ettiğimiz gibi denge emik ve etik bakışın
ortaklaşa meydana getirdiği bir değerlendirmedir. Gruplar bu bakışa ne kadar
kendi içlerinde ehemmiyet vermeseler de bu kolayca bir yana bırakılacak bir
şey değildir. Türkiye de gerçekleştirilen ciddi etnolojik çalışmaların
miktarı o kadar azdır ki bu ideale çok nadiren ulaşılır. Başvurulan
alternatif kaynaklar dil bilim çalışmalarından folklor denemelerine kadar
çeşitlilik gösterir. Uygun olan her kaynak kullanılmaya çalışılmıştır fakat
bu grupların emik açıdan yani kendileri tarafından kavrandıkları gibi
kapsayıcı bir tanımlamalar dizisi vermek olanaklı olmamıştır. Pek çok durumda
sadece etik bakışı nazara alınmıştır. Etnik yapı hakkında sağlam bir fikre
sahip olabilmek için 1970 den sonra ekonomik baskıdan dolayı şehir
merkezlerine göç eden ve etnik yapıların da çözülmelere uğrayan grupları
tekrar eski yurtlarına dönmeleri gerekmektedir. Şimdi her bir etnik grubu kendi özellikleriyle kısa kısa
inceleyelim. Not: Grupların nüfusları
1965 genel nüfus sayımına göre ele alındığından şu anki sayılarını tam olarak
yansıtmıyor. Bu sebepten dolayı özet içine alınmamıştır. TÜRKLER-SÜNNİ: Genel adları: Türkler Kendi adlandırmaları: Türk(ler) Yöresel adlandırmaları:
Yerli, Manav, Pallık(Artvin in bazı bölgelerinde),Dadaş(Erzurum da), Efe(Ege
de ) vb. Dağılım: Türkiye’nin her
yerinde fakat değişik yoğunluklarda Türk olmayan ya da karma nüfuslu birtakım
köyler dışında batı ve iç bölgelerde Türk nüfusun büyük ölçüde baskın olduğu
görülür. Dil: Türkçe, standart Ankara,
İstanbul ve İzmir Türkçesi Din: Sünni müslüman =Hanefi
belli bir azınlık içinde kalsa da, derviş tarikatlarının(Rufai, Mevlevi,
Kadiri, Halveti, Bektaşi*, Nakşibendi vb.)etkisi bir ölçüde hala varlığını
korumaktadır. Grup kimliği: Din ve dil
birliğine M. Kemal in kurduğu T.C.’nin temel ilkelerine ve Osmanlı
Devleti’nin kültürel mirasına dayanır. *Bektaşi tarikatı Sünni tarikat değildir. Cumhuriyetin kurulmasından sonra, dinden ve halife olarak
Osmanlı padişahlarına bağlılıktan kaynaklanan birlikten ziyade Türk diline ve
tarihine dayalı yeni bir kimlik duygusu, M.Kemal’in temellendirdiği ideoloji
birleştirme amacıyla eğitim aracılığıyla yaygınlaştırılmıştır. Mevcut
ideoloji M.Kemal’in hemen heryerde anılan “Ne mutlu türküm diyene” deyişinde
özlü olarak ifade edilmektedir. Nurcu ve Süleymancı tarikatların (?) büyümesi kimlik
oluşturmada dinsel temelin varlığını göstermektedir. TÜRKLER=Alevi Genel adları:
Alevi(ler),Kızılbaş, Türkmen(Doğu Anadolu) Kendi adlandırmaları: Alevi Yöresel adlandırmaları: Nalcı(orduda),
Sıraç(Tokat’da);geleneksel olarak elçi, Tahtacı, Çepni, Abdal, Kızıldeli,
Talibi, Arapkirli vb. diye ayrılırlar. Dağılım: Sivas, Tokat, Yozgat,
Nevşehir, Çorum, Amasya, Kahramanmaraş ve Erzincan’a yayılmışlardır. *Bektaşi tarikatı Sünni tarikat değildir Dil: Türkçe, Anadolu
lehçeleri * Din: alevi
müslüman(Alevilik) Grup kimliği: Batini
dine ve dolayısıyla endogamiye dayanır. Aleviler yetkin şekilde
belgelenmemiştir; bunun nedeni yabancılara karşı ketum tutumlarından ve
takiyeden kaynaklanır. Bektaşi tarikatının müridleri ile aleviler arasında
dinsel örgütlenme bakımından belirgin bir farklılık yoktur; yine de pratikte
kasabadakiler Bektaşi, köydekiler Alevi sayılabilir. Genel inanç gönlü
kapalılara açık olmayan hak yolunun paylaşılmasıdır. Bu yol hak Muhammed Ali yoludur. Kırkların binası ulu yoludur. Gelenek, topluluktaki değişik düzeylerdeki “pir, dede ve
baba” diye adlandırılan bir “rehberler”ağının otoritesiyle bir ölçüde
sürdürülmektedir ve bu gelenekte kadınlarla erkekler eşit konumdadır.
Aleviler Sünnilerle evlenmezler ve ayinleri kabul edilenler dışında herkese
kapalıdır yinede Alevilik kendi içinde bir mezhep değildir. Şiilikle
özleştirmek yada taraftarlarına Caferi demek doğru değildir. Sünni çoğunluğun
kendilerini kınaması ve horlaması sonucu kendi kabuklarına çekilmişler ve bu
kınamalardan ötürü Sünnileri “yezit” ve daha kötüsü “ağzı kara” * olarak
nitelendirmişlerdir. TÜRKLER: Sünni-Yörük Genel adları: Yörük(ler) Kendi Adlandırmaları: Yörük,
Aydınlı (Adana’nın doğusu ) Dağılım: Esas olarak
toros dağları boyunca batı Anadolu’dan Maraş’a kadar olan bölgede yaşarlar.
Yörüklerin büyük bir kısmı Osmanlı’nın sınırlarını genişlettiği dönemde
Trakya’ya ve Balkanlara göç etmiştir. Dil: Türkçe, çeşitli
lehçeler. Din: İslam, Sünni, Hanefi. Grup Kimliği: Yörüklerin
ortak bir soy ağacı bir kök duygusu yoktur. Kabile, sülale ve ailede erkeğin
soyu daha güçlüdür. Kadınlar evlendiklerinde soyları ile olan ilişkilerini
yitirmezler. Saygı gösterilen erkeklere ağa olarak bakılır. Genellikle Yörükler
Orta Asya’dan ortak bir Türk kökenden geldiklerini ileri sürerler. Genelde
evlendikleri kişiler yakın akrabalarından olmaktadır. Batı Anadolu da
yüzyıldan fazladır yerleşik düzene geçmiş olan Yörükler arasında Yörük
kimliğinin hem emik hemde etik olarak korunduğu birçok örnek vardır. TÜRKLER: Alevi-Yörük Genel adları: Alevi
Yörük(ler) Kendi adlandırmaları: Bilinmiyor Dağılım: Afyon,
Emirdağ, Bilecik ve Bozüyük de yaşadıkları kaydedilmiştir. Dil: Türkçe, Anadolu
lehçeleri Din: Alevi müslüman (Alevilik) Grup Kimliği: Bu konuda
fazla bilgi yoktur. Fakat muhtemelen birincisi din, ikincisi aşiret yapısı,
üçüncüsü meslekle ayrım kazanırlar. TÜRKMENLER: Sünni Genel Adları:
Türkmen(ler) Kendi Adlandırmaları:
Türkmen(ler) Yöresel Adlandırmaları: Aşiret
adları, örneğin Avşar, Hatamış . *Bu terim ağzı kara değil karabaş diye ifade edilir . Dağılım: Batı ve İç Anadolu da
yaygındırlar. En yaygın grup Avşarlardır. Geleneksel kışlakları olarak İç
Anadoludaki yüksek havzalar gösterilmiştir. Grup Kimliği:
Horasandaki Türkmenlerin ilk müslüman lideri Oğuzhan ve onun aşiretlerinin
soyundan gelmeye dayanır. Soy temel olarak ataerkildir. Bozok ve Üçok olmak
üzere iki eşit birliğe ayrılmışlardır. Temel aşiret kimliği duygusu Avşarlar
ve Çepniler gibi birkaç örnek dışında korunmamıştır. TÜRKMENLER: Alevi Genel adları:
Türkmen(ler), Alevi(ler), Kızılbaş(lar) Kendi adlandırmaları:
Türkmen(ler), aşiret(sıraç), gavum(nalcı) Yöresel adlandırmalar:
Çepni, Adalılar, Üsküdarlı, Sıraç, Nalcı Dağılım: Batı ve İç
Anadolu bölgesinde, doğuda Gaziantep in Nizip ilçesinde ve Divriği’ye kadar
olan bölgede. Bilinen Türkmen köyleri Kars, Sivas, Yozgat, Tokat, Ordu,
Çorum, Balıkesir illerindedir. Dil: Türkçe Din: Alevi müslüman Grup kimliği: Özellikle
kaynağı Horasan da olan ortak Türkmen soyundan gelindiği duygusu ve ikinci
olarak din yoluyla ayrım kazanır. Aşirete bağlılık bazı durumlarda güçlüdür.
İç birlik belli bir “ocak” ın başı olan ocak zadenin toplulukça benimsenmiş
otoritesi yoluyla sağlanır. Fakat dede uzak bir yerde yaşıyor olabilir. Yerel
cemaate bir baba başkanlık eder ve gözetimi altında evli çiftler arasında bir
dizi özel bağlar(eş tutmak) kurulur, böylece bunlar birbirinden tamamıyla
sorumlu olurlar.*Cemaat küçük suçları yıllık cem ayini öncesinde dede huzurunda
bir tür mahkeme olan sorgu ayini ile kendi içinde yargılar. Topluluğun içli
dışlı, kapalı kendini açığa vurmayan yapısı kolayca yanlış anlamalara yol
açabilecek niteliktedir. Bu yüzden aleviler “mum söndü” ensesi ilişkiye giren
ve zina yapan kafirler olarak nitelendirilmişlerdir. Bu iftira 16.yüzyılın
başında yaygındı. Bu yaklaşım neticesinde aleviler tepki olarak Sünnileri
ağzı kara(karabaş) ve bağnaz olarak nitelendirmişlerdir. Bu zıtlaşma
Alevilerin cemaat duygusunu güçlendirmektedir.14.yüzyılda kızılbaşın yerine
alevi sözcüğünün kullanılmaya başlanması bu nitelemeyi ortadan
kaldıramamıştır. Çünkü alevi sözcüğü kızılbaşla özdeşleştirilen nefreti büyük
ölçüde miras almıştır. TAHTACILAR: Alevi Genel adı:
Tahtacı(lar) Kendi adlandırmaları: Türkmen,
yaptıkları ticaret nedeniyle tahtacı Yöresel adlandırmaları:
Çaylak(lar), Aydın(lar) Dağılım: Batıda
başlamak üzere İzmir, Manisa, Aydın, Muğla, Denizli, Antalya, Adana ve doğuda
Antep e kadar Toros un dağlık bölgelerinde Dil: Türkçe, Anadolu lehçeleri Din: Alevi müslüman Grup kimliği:
Tahtacıların Aleviliği diğer Alevilerinkinden pek farklılık göstermiyor.
Sadece Tahtacılar ağaçlara özel bir saygı ve sevgi gösteriyor.
İşaretledikleri ağaçları kesmeye başlamadan önce bir kurban kesiyorlar ve
diğer ağaçları korumaya özen gösteriyorlar. Bıçkıcı be oduncu olarak kadın
erkek birlikte çalışıyorlar. Çalışma birimi bir keyenin(kahya) başkanlık
ettiği 30-40 aileden oluşan bir abadır. Tahtacılar endogami geleneğine
sahiptirler. *yazar burada Alevilerde musahipliği anlatmaya çalışıyor. ABDALLAR: Alevi Genel adları: Abdal,
abtal, carcar vb. Kendi adlandırmaları: Abdal Dağılım: Batı ve
İçanadolunun tamamında Dil: Türkçe, Anadolu
lehçeleri Din: Alevi müslüman Grup kimliği: Batini din
seyyar mesleği ve endogami ile pekişen aşiret örgütlenmesi ile ayrım kazanır.
Ozanlık, müzisyenlik, kalaycılık, sepetçilik gibi mesleklerden dolayı
çingenelere benzetilmiştir. Kendilerini Türkmen sayarlar. AZERİ TÜRKLERİ: Şii Genel adları: Azeri Kendi adlandırmaları: Azerbaycanlı(lar) Yöresel adlandırmaları:
Karabağlılar, Şirvanlılar Dağılım: Sovyet
sınırına yakın doğu illerinde Dil: Azeri Türkçesi Din: Şii müslüman Grup kimliği: Önce din
sonra mülteci olarak tarihlerinden kaynaklanır. Din ve dil olarak büyük
ölçüde asimilasyona uğramışlardır. AZERİ TÜRKLERİ: Karapapak Genel adları: Karapapak,
terekeme Kendi adlandırmaları: Karapapah,
terekeme Dağılım: Özellikle Kars ın
Çıldır ilçesinde yoğunlaşmışlardır. Dil: Karapapakça Din: İslam, Sünni, Hambeli Grup kimliği: Köklerinin
Kafkasya dan olduğuna dair ortak bir duygu vardır. Terekemeliler kaba, son
derce saf, sağı solu belli olmayan ve alıngan insanlar oldukları söylenir.
Dine saygı göstermemeleri ile dikkat çekerler. KÜRTLER: Sünni Genel adları: Kürtler Kendi adlandırmaları: Kürt,
kırmancı Dağılım: Özellikle
Hakkari, Van, Ağrı, Siirt, Bitlis, Muş, Diyarbakır ve Urfa illerinde
bulunurlar. Ayrıca Şehir merkezlerinde göçmen işçilerin oluşturduğu büyük
gruplar yaşamaktadır.1.Dünya savaşından sonra 700.000, 1925 yılındaki Kürt
isyanından sonra1 milyon Kürt batı anadoluya göç etmişler ve çıkan genel affa
rağmen geriye dönmemişlerdir. Dil: Kurmancı(Kırmancı) Din: Sünni müslüman, genelde
safi Grup kimliği: Öncelikle
dile sonra da mezheplerine dayanırlar. Kadiri ve Nakşibendi tarikatlarının
yanı sıra aşiret soyuda yerel kimliği pekiştirmede etkili rol oynar. Kürtler
bir efsaneye göre zalim Zahak tan kurtarılan bir grup çocuktan türemiştir.
Ayrıca Kürtlerin Milan ve Zilan adlı iki ilkel kabileden geldiğide
söylenmektedir. endogami tercih edilir ve kuzen evlilikleri sıkça görülür. Bu
gün Kürtçenin resmi makamlarca konuşulmasının yazılı ve sözlü Kürtçe yayın
yapılmasının yasak olması olumsuzda olsa etik bir açıdan ele alındığını
göstermektedir. KÜRTLER: Alevi Genel adları: Alevi Kürt
Kendi adlandırmaları: Alevi,
Kürt Dağılım: Bingöl,
Tunceli, Erzincan, Sivas, Yozgat, Elazığ, Malatya. Dil: Kurmanca Din: Alevi müslüman Grup kimliği: Öncelikle
din yoluyla sonra da dil yoluyla üçüncü olarak da aşiret tanımlaması ile
belirlenir. Aşiret soyağaçları seyit ve seyit olmayanlar diye ikiye ayrılır.
Dini liderler bu seyitlerden seçilir. Tunceli dışında yaşayan Kürt
Alevilerine civarda yaşayan ve Tunceli kökenli bir rehber klavuzluk eder. ERMENİLER Genel adları: Ermeni Kendi adlandırmaları: Hai Dağılım: Öncelikle
İstanbul’da. Topluluğun idaresi ve patrikliği Kumkapı’dadır. Sırasıyla
İstanbul Kastamonu, Hatay, Amasya ve Diyarbakır ilerinde yaşamaktadırlar. Dil: Ermenice Din: Üç ayrı dinleri vardır.
a)Ermeni Apostolik kilisesi, b) Roma Katolik kilisesi, c)Protestan kilisesi. Grup kimliği: Gruba
adını veren soy atası Haik’e dayanır Anadoluda yaşattıkları kültürleriyle
özellikle de din ve dil unsurlarıyla belirlenir. İstilacılara karşı
verdikleri mücadele ulusal kimliklerini kuvvetlendirmiştir. Orta ve Doğu
Anadoludaki tarımsal hayat tarzından kent yaşam tarzına geçtiler . RUMLAR: Hristiyan Genel adları: Rum, Yunan
. Dağılım: Özellikle
İstanbul’da yaşarlar. Dil: Yunanca’nın bölgesel
bir versiyonudur. Din: Hristiyanlık, Rum
Ortodoks kilisesi, İstanbul Fener ‘deki Patrikliğe bağlıdır . Grup Kimliği: Dilin ve
dinin birleşmesiyle belirlenir. Endogamiyle pekiştirilir. Osmanlı idaresinde
millet statüsünde bulunan Rumlar oldukça özerk bir topluluktur. Beş ruhani
grup halinde örgütlenmişlerdir Lozan anlaşmasında kendi okullarını açabilme
hakkına sahip olmuşlardır. YAHUDİLER Genel Adları: Musevi,
Yahudi. Dağılım: Çoğunlukla
İstanbul, İzmir, Ankara, ve Bursa’da . Dil: Judaco-Spanist yada
ladino . Din: 1)Seferadik,
2)Ashkenazic, 3)Koraite Grup kimliği: Önce din
daha sonra dil de ayrım kazanır. Antik çağdan bu yana bütün Akdeniz
dünyasında varolagelmiştir. Fransa, Almanya ve İspanya’dan Osmanlı
Balkanlarına göç etmişlerdir. Hemen hemen bütün yerleşim merkezlerinin önemli
deniz ve kara ticaret yolları üzerinde olduğu görülür. En önemli uğraşları
ticarettir. ARAPLAR: Nusayri Genel Adları: Nusayri,
Arap uşağı. Kendi Adlandırmaları: Alevi Dil: Arapça, Türkçe Dağılım: Büyük
bölümü Hatay’dadır. Adana ve İçel’de yaşayanlarda vardır. Grup Kimliği: Kendilerine özgü din ve dil yapılarıyla belirlenir. Aşiret örgütlenmesi ve endogami ile pekiştirilir. Kurucusu Muhammed İbn Nusair’dir. Din konusunda oldukça titizdirler. Topluluğa karşı suç işleyenler kovularak hatta öldürülerek cezalandırılır. Dini liderlik babadan oğula geçer. Sünnilere ezeli düşman gözüyle bakılır. |