|
SÜPER
YÖNETİM KİTABI Yazar : Charles HANDY Yayınevi : İlgi Baskı : İstanbul / 1989 / 284 shf. BİRİNCİ KİTAP Bölüm 1: Yönetimin Dört Tanrısı Eski Yunan Mitolojisinden tanıdığımız bazı Tanrı adları ya
bir modele yada bir yönetim felsefesine verilmiş veya bir şirket yönetim
modeliyle özdeşleştirilmiştir. Her modelin bir adı, tekniği ve kendisini
sembolize eden bir simgesi vardır. Model adı, simgesi ve Yunan tanrısı
birlikte bir imajı oluştururlar. Bu bölümde kısaca bu modellerin özellileri üzerinde
duracağız. * Kulüp Modeli (Zeus): Simgesi
Örümcek ağıdır. Zeus, Olimpus Dağı’nda hükümranlığını sürdüren öfkelenince
şimşekler, memnun edilince bağışlar yağdıran bir tanrılar tanrısıdır. Bu sistemde bürokrasi, yani kırtasiyecilik hemen, hemen
yoktur. Zeus mektup veya not yazmaz. Mümkünse yüz yüze mümkün olmazsa,
telefonla konuşur. Zeusların en büyük özelliği ilgi ve güvenden kaynaklanan
sezgileriyle iş yapmalarıdır. Kulüp modeli birbirini tanıyan, kafa yapısı ve düşünce tarzı
birbirine benzeyen insanların, daha çok sezgi gücüyle formalitelerden çok
kişisel ilişkilerden oluşan bir sistemdir. * Rol Modeli (Apollo):
Simgesi Yunan tapınağıdır. Rol Modeli organizasyon kelimesinden söz edilince
akla gelen modeldir. Önemli olan kişiler değil, üstlenilen rol, yani
yapılacak iştir. Apollo bu işin patronudur; düzeni ve kuralları simgeler. Bu
model kişinin mantığına dayanır. Herşeyin mantık çerçevesi içinde
yapılabileceğini yada yapılması gerektiğini savunur. Rol modelinde şirket faaliyetleri, organizasyonun iş akışını
belirleyen belirli roller, bir sistem içinde birbirinden ayrılarak
gruplandırılır. Bu gruplar belirli kurallar zinciri ve işlemler dizisiyle
birbirine bağlanır. Hareketli ve yaratıcı bir kişilik bu tür işyeri için hiç
uygun değildir .rol modelinde kişi sadece kendisine verilen görevi yerine
getirir. * Görev Modeli (Athena): Bu
modelin simgesi filedir. Şirket birbirine bağlı komanda birimlerinden oluşan
bir ağdır. Her birinin kendi yapısı içinde belirli bir faaliyeti vardır. Ve
bunlar genel strateji içinde belirli bir sorumluluğu üstlenirler. Yaratıcılığın takdir edilip şans verildiği gençlerle fırsat
tanındığı bir sistemdir. Kararlar ortak alınır, olgun bir saygı uyum ve
insanların önüne dert çıkarmaktan çok onlara yardım etme eğilimi yaygındır.
Herkes belli bir amaca yönelmiş komandodur. Görev modeli oldukça pahalı bir sistemdir. Kadroyu piyasa
fiyatlarının üstünde ücret alma konusunda ısrarlı olabilecek uzmanlar
oluşturur. Sorunlar çoğunlukla anında çözülmez. * Varoluşçu Model (Dionysos): Simgesi dairesel bir şekil içinde yer alan birbirinden uzak
noktalar. Diğer üç modelde bireyler şirket için çalışır. Konuları
değişebilir, ancak burada çalışanlar daima şirketin amaçlarına ulaşabilmesi
için vardır. Bunun için çaba harcarlar. Bu modelde ise insanların kurumlara değil kurumların
insanlara çalıştırması söz konusudur. Bireysel yeteneğin veya yapılan işin, şirketin en büyük
kaynağı ve geliri olduğu durumlarda, varoluşçu model çok başarılı ve kalıcı
olur. Dionisos taraftarları patron tanımazlar. Ancak kendi
aralarında bir işbirliğini kabul ederler. Yöneticilik bu tür işler için, ev
işleri gibi günlük bir görevdir. Baskı ve otorite kesinlikle sözkonusu
değildir. Bölüm 2: Tanrılar İşbaşında Bu bölümde I. Bölümde açıklanan 4 Model'in birbirleri
arasındaki farklılıkları üç ana yöntem üzerinde inceleyeceğiz. Yöntemler: 1) Düşünme ve Öğrenme 2) Etkileme ve Değiştirme 3) Teknik ve Ödüllendirme'dir. * Kulüp Modeli (Zeus): Düşünme ve Öğrenme Yöntemleri: Zeus'u sevenler. Daima en
uygun görünen çözümü düşünürler. Parçaları ayrı ayrı inceleyip sonuç
çıkarmaya sabırları yetmez, sıkılıverirler. Kendilerine duydukları güven tam
olduğundan buna gerek de duymazlar. Etkileme ve Değiştirme Yöntemleri: Kulüp modeline göre yönetilen
kuruluşların yapısını kendi düşüncelerinizle değil ancak güvenilir kişilerin
ağzından çıkan fikirlerle değiştirebilirsiniz. Etkileme olarak kişisel
etkileme gücü kullanılır. Teşvik Ödüllendirme: Zeus tipindeki yöneticiler, olaylar ve
insanlar üzerinde etkili olmak isterler. Para çok önelidir bu modelde
teşvikçi olarak. * Rol Modeli (Apollo) Düşünme ve Öğrenme Yöntemleri: Apollo tam anlamıyla
planlamayı tercih eder. Düşünce mantığa dayanır. Analizci bir düşünce yapısı
sözkonusudur. Zeka yetenek için gereklidir. Apollo modelinde zekanın
yetenekle birlikte bulunması büyük önem taşır. Etkileme ve Değiştirme Yöntemleri: Apollo modelinde
mevkiinden kaynaklanan yetkiniz size sadece iş yaptırma gücünü değil, o işler
için bazı kurallar koyma, sistemler geliştirme imkanıda verir. Çalışanlardan
birini değiştirmek sistemde hemen hemen hiç etki yapmaz. Etki yapacak olan
yapıyı değiştirmektir. Teşvik ve Ödüllendirme Yöntemleri: Apollo eğilimliler
bireyleri sahip oldukları mevki sembolleri ile değerlendirir ve bunları elde
etmek için yarışırlar; şirket arabası, harcama yetkisi, çalışma odası gibi. * Görev Modeli (Anhena): Düşünme ve Öğrenme Yöntemleri: Anthena modeli için öğrenme
daha çok araştırmacılığa dayanır. Sınama yanılma yöntemi sözkonusudur. Etkileme ve Değiştirme Yöntemleri: Anlaşma veya Uzlaşma çok
ön plandadır. Çok geniş görüşlü insanlardan kurulu bir modeldir, görev
modeli. Teşvik ve Ödüllendirme Yöntemleri: Görev Modeli, Uzmanlığa,
profesyonelliğe büyük önem verir. Değişiklik çok sevilir. Sorun çözmek ana
görevdir. * Varoluşçu Model (Dionisos): Düşünme ve Öğrenme Yöntemleri: Varoluşçu modelin
temsilcileri herhangi bir beceriyi deneyerek öğrenmeyi tercih ederler. Fırsat
isterler fakat seçim hakkı kendilerinde olmalıdır. Etkileme ve Değiştirme Yöntemleri: Dionisos karakterini
etkilemek çok zordur. İnsana saygı duyarlar. Yönetilmeleri çok güçtür. Bu
modeldeki insanlar birbirinden tamamen farklı, apayrı insanlardır. Teşvik ve Ödüllendirme: Dionisos profesyonelleri şöhrete
fazla önem vermeyip, reklam olmayı sevmezler. Küçük bir şilt, bir şiir, göze
çarpmayan bir resim bile Dionisos'u ödüllendirmeye yeter. BÖLÜM 3: TANRILAR DENGESİ Bu bölümde önce şirketlerde, tanrılar ya da modeller
dengesini etkileyen güçleri yakından tanıyacağız. Daha sonra tanrılar arasındaki bağlantıları inceleyeceğiz. Etkileyici güçler: -Büyüme -İş sistemleri -Yaşam dönemleri -İnsanlar Büyüme: Tanrılar dengesini
etkileyen ilk güç şirketin büyümesidir. Şirket ne kadar büyürse o kadar
Apollo modeline yaklaşır. Büyümenin artması, sabit-düzenli durumların oranını
artırmasına yol açar. Yaşam Dönemleri: Değişim
hızı diye de nitelendirilir. Şirketler yaşam dönemlerine uyum sağlamak için
birtakım yöntemler geliştirmişlerdir. Bunlar; -Görev birimleri veya çalışma grupları oluşturmak. -Üretim veya yönetici kadrosunu daraltarak geliştirme
gruplarını genişletmek. -Üst düzeyde bir yönetim kadrosu oluşturmak. İş Sistemleri: Şirket
içinde yapılacak bir işi düzenlemenin üç değişik yolu vardır. - Akış sistemi: Bölümlerden birinin tamamladığı iş, diğer
bölümün hammaddesidir. - Kopya sistemi: Her bölümün yaptığı iş birbirinin aynıdır. - Birim sistemi: Her bölümün yaptığı iş birbirinden tamamen
bağımsızdır. İnsanlar: Bazı
modeller, bazı toplumlarda daha çok sevilir. Her kişide her dört tanrıdan
birer parça bulmak mümkündür. Kişinin aldığı eğitim onu herhangi bir modele
yakınlaştırır veya uzaklaştırır. Tanrılar Arasındaki Bağlantılar Bir şirkette, tanrılar arasında bağlantı b ulunması gerekir
ki o şirket dengeli bir şekilde yürüsün. Etkin bir bağlantının üç koşulu vardır. * Hoşgörü, * Köprüler, * Ortak dil Bu üç koşul yerine getirilmediğinde, dördüncü etken olarak
ortaya gevşeme çıkar. Gevşeme verimsizliğin ve uyumsuzluğun göstergesidir. Hoşgörü: Her modelin kendine
özgü koordinasyon ve denetim yöntemi olduğunu biliyoruz. Kendi yöntemlerinizi
başkalarına kabul ettirmeye çalışmanız bağnazlığı, ortaya çıkarır. Bu durumda
da güvensizlik girdabı devreye girer. Köprüler: Köprüler,
yazışmalardan başlayıp temsilciler, ortak kurullar, koordinatörler, irtibat
komiteleri ve proje ekiplerine kadar uzanabilir. Köprüler olmaz ise her model kendi yoluna gider. Bu da
verimliliğin azaltılması sonucunu doğurur. Ortak bir dil:
"Birlikte konuşan bir şirket, birlikte yürür" diyebiliriz buna
kısaca. BÖLÜM 4: TANRILAR VE ORTAMLARI Bu bölüme Tanrıların görüldüğü çevrelerin önemi ve Değişik
yerlerde görülen değişik modelleri göreceğiz. Şirketin etkinlik gösterdiği çevre, tanrıların
belirlenmesinde en az şirketin büyüklüğü, yaşama devresi ve iş tipi kadar
önemli bir öğedir. Güneydoğu Asya ülkeleri, emir-komuta kademelerinden ve güç
etkisinden oldukça mutlular. Onlar belirsizlikle yaşamaktan pek de şikayetçi
görünmüyorlar. Singapur, Hong Kong. Hindistan ve Filipinler bu değerleriyle
Zeus modeline daha uygun bir yönetim modeli sergilemekteler. Anglo-Saksonlar ve İskandinavyalılarda belirsizliğe pek
aldırmıyorlar. Ancak Güneydoğu Asya ülkelerine oranla daha demokratik bir
sistem uygulamaktalar. Bu da Anthena modelini andırıyor. Japonlar ise çok daha farklı yapıda bir toplum. Belirsizliği
sevmiyorlar. Çok daha toplumcular. Aileye son derece önem veren yönetim
modelleri daha çok Apollo modelini hatırlatıyor. Girişimci değiller. Fransızlar daha çok gücü ve emir-komuta zincirini
benimsemekteler. Bu toplum bireyciliği tercih ediyor ama risk almaktan
hoşlanmıyor. Bu bir Apollo kitlesinin üstünde Zeus karakterinin egemen olduğu
karma bir model. Avusturya ve Almanya gibi ülkeler belirsizliği sevmiyorlar.
Eşitlik istiyorlar ama bireycilikten hoşlanmıyorlar. Biraz demokratik bir Apollo
modelinin uygulayıcıları durumundalar. Çok çalışan, verimli ama aynı zamanda
sosyal macerayı ve fazla heyecanı sevmeyene donuk toplumlar. İKİNCİ KİTAP BÖLÜM 5: APOLLONUN ÇELİŞKİSİ Bu bölümde şirketlerin yönetim kademelerindeki çelişkileri
inceleyeceğiz. Yöneticilik, çelişkileri, değişik tanrıları, karşı tezleri
ve yönetim sorunlarını çözümleyebilme sanatıdır. Daha fazla apollolaşma ve şirketleri daha kurallı daha
düzenli hale getirme yolundaki baskılar sürerken, tam aksine, şirketi
oluşturan bireylere daha fazla bağımsızlık tanıma ve onların ihtiyaçlarını
daha fazla önemseme gibi görüşlerde giderek şirketlerdeki ağırlığını
artırıyor. 2000 yılında günümüzdeki çalıştırma şeklinden ve şirket
anlayışından çok farklı bir sistemin egemen olacağını gösterir somut
belirtiler var. Şirketlerin Apollo modeline sürüklenmeleri ile Büyüklük ve
Uyum çok ön plana çıkmış oluyorlar. İnsanlar, bulundukları şirketi dışarıda
daha büyük, içerde de daha istikrarlı bir duruma getirmek için karşı konulmaz
bir istek duyarlar. Büyüklük: - Daha
büyük olmak ile işler daha kolay olur. - Büyüklük saygınlık getirir. - Büyüklük esneklik ve güvence verir. İstikrar: Bir çok
şirket istikrarı geleceğin garantisi olarak görür ve bunu gerçekleştirmek
için çalışır. Yönetim açısından geleceği içine alan istikrar çok istenen bir
durumdur. İstikrarı uzun süre garanti eden kuruluşlar, şirketin
faaliyetlerinden ve elde edeceklerinden daha emin olurlar. Bu yönetimde
rahatlık arayanlar için son derece doğaldır. Apollo'ya direniş: İnsanların
Apollo'ya gösterdikleri Tepkinin 3 nedeni vardır. 1. Neden: İnsanların
yine insanlar tarafından yönetilmesidir. 2. Neden: Yapılacak
işin yani rolün son derece kesin ve belirlenmiş olmasının insanları
soğutması, heyecanı ve isteği azaltmasıdır. 3. Neden: Okullarda
ve toplumda, çocuklara Apollo modelinin uygulandığı aşırı kuralcı sistemlere
karşı çıkılması, bireyin daha özgür ve bağımsız olması gerektiği yolunda
değerler kazandırılmasıdır. BÖLÜM 6 : TEPKİLER Bu bölümde Apollo krizlerine bulunan üç temel çözüm üzerinde
duracağız. 1. Apollo krizlerine önerilecek ilk çözüm şirketleri verimli
ve etkin birer sosyal araç olarak görmektir. Bu noktada sorumluluk kilit
sözcük iş disiplininin topluma nasıl bir refah getirdiği düşünülüp Hong-Kong
örneği üzerinde durulabilir. 2. Apollo krizine getirebilecek ikinci çözüm, şirket
içindeki işi bir görev değil, bir ayrıcalık olarak yorumlamak olabilir. 3. Apollo çıkmazından üçüncü yanıt demokrasinin görevleri
veya ayrıcalığı olarak düşünülebilir. Modern sanayi toplumlarında her üç çözümüde görmek mümkün.
Ancak bu çözümlerin hiçbiri istediğimiz gibi bir geleceğin garantisi değil.
Sonuçta karşılaşılabilecek üretim verimsizliği, birçok şirket için
dayanılması güç boyutlara varabilir. BÖLÜM 7: TANRILARIN YENİ DÜZENİ Bu bölümde: Tepkilerin giderilmemesinden doğan karışıklığın
tanrıların yeni düzeni vasıtası ile nasıl aşıldığı incelenecektir. Büyümenin
ve uyumun gerçekleştirilmesi şeklinde görülen iki şirket ihtiyacı ile
toplumun çalışan kesiminde görülen ve kaçınılmaz çatışmalara neden olan
kişisel katılım için daha fazla olanak ve seçim hakkı gibi kişisel
ihtiyaçların giderilmesi ve çözümlenmesinin çok zor olması Yeni tanrı
düzenlerini gündeme taşımakta. İhtiyaç duyulan değişimi iş gücünden yararlanan şirketlerden
beklenen bir tür profesyonel ortaklık olarak niteleyebileceğimiz, federal
eyaletlere benzeyen şirket tiplerine geçme ihtiyacı olarak tanımlanır. Profesyonel Şirketler:
Profesyonel olan işin dış etkilerden korunması, çalışma sisteminin hatta
saatlerin istenildiği gibi düzenlenmesi ve daha fazla iş güvenliği sağlanması
Profesyonel şirketlerin temel özellikleridir. Bu özellikler önemli
avantajları beraberinde getirir. Profesyonel tıpkı sanatçı gibi parayı
yetenekleri karşılığında alır. Hizmetinin süresi veya bağlılığı alacağı
parayı etkilemez. Şirketler Federasyonu:
Apollo etkisi yok edilip, küçük köyler ile federasyona geçilince büyüme ve
büyümenin getirdiği uyumluluk ihtiyacı azalır. İş akışları parçalanır,
birimler küçülerek daha bağımsız hale gelirler ve işçiler bir tür sözleşmeli
birimler halinde çalışırlar. BÖLÜM 8: SONUÇLARI Tanrıların yeniden düzenlenmesine bağlı olarak
toplumlarımızın yeni çehreler kazanacağı, insanların yaşama biçimlerinin
değişeceği ve sosyal hayatın farklılaşacağı konusunda birçok gerekçe
sıraladık. Şirketler toplumların iskeletini oluşturduğu için bu kurumlarda
görülecek değişiklikler istesek de, istemesek de hepimizi etkiler. Bu bölümde
söz konusu gelişmelerin toplumlar açısından üç büyük sonucuna değineceğiz. * İşçi Toplumunun Çöküşü * Yeni Ortaklıklar * Yeni Örnekler 1. İşçi Toplumunun Çöküşü: Artık orta sınıf aileler otomatikleşti, sözleşmeliler iş
yapıyor. Aynı iş yine yapılıyor. Ama hizmetçiler, ya da uşaklar tarafından
değil, profesyoneller tarafından. İşsizlik oranının artışından dolayı gelişen
teknolojileri suçlamak son yıllarda oldukça moda. Yeni işler kaçınılmaz olarak insanların yerine makinelere
ihtiyaç duyuyor. Çünkü bu yeni iş alanlarının ve yeni mesleklerin beyne
ihtiyacı var; kaslı kollara, güçlü ellere değil. Yeni teknoloji ve buna bağlı olarak gelişen yeni işler
Athena ve Dionisesler istiyor. Apollo değil. Ana kaynak bu iki tanrı olmak
zorunda,çünkü beyin onlarda var. 2. Yeni Ortaklıklar: Şirketlerin
boyutları, karmaşa gelen gevşeme Apollo'dan kaçışın en önemli nedenleri idi.
Apollo'dan kaçanlar yeni ortaklık ile kooperatifçiliğe adım atmış oluyorlar. Burada bütün hisseler ortaklar tarafından paylaşılır Aramal
veya sermaye bütünüyle çalışanlar arasında paylaştırıldığından herkes kendini
"işçi" değil, üye olarak görüyor. 3. Yeni Örnekler: Şirketlerde Athena ve Dionisosların sayıları arttıkça, kadın öğesinin, yada kadınsı yoğunluğun arttığını böylece kadınların çalışmasının daha kolay olduğunu söylemek mümkün. |