|
KENDİME ENGEL OLAMIYORUM Yazar: Recep Şükrü APUHAN Başkalarıyla olan ilişkilerimiz, onları tanımak için olan
iştiyakımız, bizim, bizdeki olan kapıları çalmak, aralamak yani kendimizi
tanımaya başlamak demektir. İnsanlarla tanışmak için aradaki engelleri
kaldıralım. Müdürün de işçisinden öğreneceği çok şey vardır. Duvarlara kapı
açmaya çalışırken, kapı duvar olmasın. Descartesin “Düşünüyorum öyleyse
varım” sözüne Arif Nihat Asya: “O yanlış” demiş, “Düşünülüyorum, öyleyse
varım”.Mızrağın ucundaki dikiş iğnesi Elias Hawe dikiş makinesindeki iğne deliğini rüyasında
görmüştür. Kendilerini bir amaca adayanlara rüyaları da hizmetkar olur.
Eserlerinin doğum sancıları rüyalarına sıçramamış olanlara, rüyalarında yeni
eserler gösterilmez. Artık bana karışma Her başarısızlık başarıya doğru atılmış ilk adımdır.
Yolumuzdaki aksilikler bizler için birer öğretmendir. Bal, arılara aittir.
Arılar, acı çiçekleri, tatlı bal olmaya mecbur kılar. Eğer içinizde,
karşılaştığınız her yeni durumu olumsuzluk, bezginlik olarak karşılayan
ikinci bir şahıs varsa, ona “Artık bana karışma” deyip yolunuza devam edin. Tufan demek Nuh demektir. Fırsatlar hazır bulunanlar içindir. Fransız Milli Kahramanı
İtalyan asıllı Napolyon için Fransız ihtilali bir fırsattı. O, bu fırsat için
her yönüyle hazırdı. Bir Çin atasözü şöyle der:“Rotası olmayan geminin
yelkenlerini dolduracak rüzgar yoktur”. Goethe, kendisine engel olmayan insanlar için de en güzel
örnektir. Yeteneklerini sonuna kadar zorlayan bu insan, sanatta, bilimde,
siyasette ve daha bir çok dalda güzel eserler vermeye çalışmıştır. Bizler de
yeteneklerimizi bilip, hedeflerimizi saptayarak ve imkanlarımızı kullanarak
yapacağımız işi hakkıyla yapmalıyız. İstiyor muyuz? Olmasa da olur mu? Hayal etmek, gerçekle ilişkisini kaybetmediği sürece işe
yarar. Düşündüğümüz bir işi yapmak istiyorsak, ona büyük bir aşkla inanmamız
gerekir. “Ne yapalım, olmasa da olur” anlayışı, inanmamış gönüllerin
lafıdır. Kış, Kendisini Naza Çeken Bahardır. Her kavuşma ayrılıkla başlar. Meşakkatin sonunda sevinç
vardır. Hiçbir zaman korkmayalım ve ümidimizi kaybetmeyelim. Dağına Göre
Kar... Eğer birşeyi istiyorsak, onun getireceği bütün sıkıntılara
razıyız demektir ve gücümüzün dışında bir yük de omuzlarımıza yüklenmez. Bağımsızlığı, İdeallerine Esir Olmakta Bulanlar Gerçek hürriyeti, “ideallerine esir olmak”la tanımlayanlar
hiçbir şekilde kısıtlanamazlar, engellenemezler. Hayatlarını sadece
hedeflerine kilitlemiş, ideallerinden ödün vermeyen insanlar, başarıya
ulaşabilirler. Sultan Murad Hanın oğullarına vasiyeti iki kelimelik: “Attan
inmeyesiniz” lafıdır. Peşinden milyonları sürükleyen büyük düşünür Said
Nursi, servet olarak geriye bir cep saati bırakmıştır. Evet! ideallerinin
esaretinde yaşamayı bilenler ideallerindeki hürriyeti bulmuşlardır. İtalya’yı Kurtaran Adam 1513 İtalya’sındaki siyasi ve iktisadi karışıklık, İtalyan
vatansever Machavelliyi “Bu karışıklığı ancak büyük bir lider önleyebilir”
düşüncesiyle “hükümdar” isimli eserini yazmaya sevketti: “Devletin menfaatleri uğrunda herşey mubahtır. Devlet adamı
hileye, şiddete başvurabilir” gibi düşüncelere sahip Machavelli, sonraki
asırlarda lanetlense de amacına ulaştı. “Nerede hürriyet yoksa orası benim vatanımdır” 1776da Amerika’da Thomas Painenin “Sağduyu” adlı kitabı
Amerika’yı İngiliz sömürgesinden kurtarmış ve bağımsız bir devlet haline
getirmiştir. Ayıdan Dost Olmaz... Dostlarınızı kendi cinsinizden ve akıllı olanlardan seçin.
Ahmak dostların bize kaybettirdiği zaman az değildir. Ahmak dostu olanın,
ayrıca düşmana ihtiyacı yoktur. Olumlu Programlar Yüklenin Yapacağınız işlerden galip ayrılmayı istiyorsanız, kendinizi
galibiyet için programlayın. Başarıya programlanmış her insan başarıyı
yakalayacaktır. Siyasetimiz Güzel Olsun Her zaman peşin hükümlü olmaktan kaçınmalıyız. Bunun hem
bize zararı hem de başkalarıyla olan ilişkilerimize zararı olur.
Karşılaştığımız bir kişiye hoşlanmadığımız bir hareketine karşılık peşin
hükümlü davranmamız belki de sonradan kazanacağımız bir dostluğu önceden
baltalamak olur. Bazen de halledebileceğimiz bir işin ilk denemesi başarısız
olunca onun hakkında peşin hükümlü davranıp o yeteneğimizin körelmesine neden
olabiliyoruz. Sizin Kaybettiğinizi Sizin Gibi Aramazlar. Kazanırken çevremizde bulunan dostların çağı kaybederken
çevremizden kaybolurlar. Kendi işimizin başkası tarafından iyi bir şekilde
yapılmasını beklemek saf dillilik olur. Önemli olan kaybetmemek. Kaybettiğini
da tek başına arayacak gücü kendinde bulabilmektir. Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir Olur Mu? Başladığımız bir işi, bilgili bir şekilde yaparsak
bitirebiliriz. Bilgisizce körü körüne yapılan bir işten hayır beklenmez.
Burada bize düşen en önemli şey kitap okuyup, bilgi dağarcığımızı
genişletmemizdir. Çizmeden Yukarı Çıkılırsa... Başkalarına karşı tavırlarımızda her zaman ölçülü
davranmalıyız. Nerede başlanıp, nerede durulacağını bilmek bir fazilet
işidir. Ya kendimizi kontrol altına alacağız, ya da şahsımızın kontrol altına
alınmasına izin vereceğiz. Sizce hangisi daha onurlu? Hesabınızı İyi Bilmelisiniz. Hesabını bilen, dengeli yaşamayı da bilir. Gelir ve
giderimiz dengeli olmalıdır. Ya gelirimiz kadar harcayacağız, ya da
harcadığımız kadar gelir elde etmek için çalışacağız. Bu dengeyi kuramayan
insanların çoğunlukta olduğu bir ülkenin durumunu düşünebiliyor musunuz? Haklarımızı Savunacağız Yaşantımızda birçok problemle ya da iş hayatımızda bir çok
rakiple karşılaşabiliriz. Kendi kuvvetlerimizi kullanırken karşı kuvvetleri
de lehimize çevirebilmek için uzlaşma yoluna gitmeliyiz, Tedbir bir uzlaşma
metodu dur, bir zafiyet değildir. Uzlaşma teslim olma anlamına da gelmez.
Aslında uzlaşma tam anlamıyla kendimizi savunmadır. Ve bunu yapmak bizim
hakkımızdır. İlkeli Olmak Büyük Bir Plan Yapmaktır İlkelerini tespit eden, onlarla yaşamasını bilen, ilkeleri ile
bütünleşen insanlar yaşadıkları çevreyi de kendi renkleri ile
renklendirirler. İlke sahibi insanlar doğrudan hiçbir zaman ayrılmamalılar.
Başkalarına saldırmak ilke sahibi insanların yapacağı bir iş değildir. İlke
sahibi olmak büyük bir plan yapmak ve bu plana ısrarla uymaktır. Kendimizle Hesaplaşmanın Filmi: İç Dilimiz İç dilimiz ne kadar güzelse, dış görünüşümüz de o kadar iyi
olur. Jest ve mimiklerimiz, bakışlarımız, yürüyüşümüz, davranışlarımız hep iç
dilimizi yansıtır. Hayattan ne istediğimizi hep iç dilimiz karar verir. Kapasiteniz, Ulaşmak İstediğiniz Hedeftir Kapasitemiz nedir? Ulaşmak istediğimiz hedef
“kapasitemiz”dir. Belirlediğimiz hedefe ulaşmayı ne kadar şiddetle istiyorsak
kapasitemizin sınırları da o kadar geniş olur. Güçlü inanç basit bir netice elde etmez. Yaptığımız işlerde ne kadar inançlı olduğumuzu ortaya koyan
gösterge neticelerdir. Güçlü bir inanç, basit bir netice ile son bulmaz.
Herkes inandığı gibi yaşamalıdır. Bu örnek bir yaşam biçimidir. Kökünden Sökülmeyen Her Bitki Yeniden Yeşerir. Hemen hemen her insanın kötü bir alışkanlığı vardır. Kötü
alışkanlıklarımızdan kurtulmak istiyorsak onu tamamen içimizden söküp
atmalıyız. Geçici çözümler hiç bir zaman sonuç vermez. Bir Sıkıntı Kaynağı: Mutlu Olmayı Bekleyen İnsan Gerçek mutluluk, insanın kendi üzerine düşen görevleri
eksiksiz yerine getirmesiyle olur. İnançları doğrultusunda yaşayan her insan
kendisini rahat ve huzurlu hissedebilir. Böyle yapmadığı halde kendisini
mutlu hissedenler vurdumduymaz insanlardır. Eleştirilmek İsteyenler, Başarmak İsteyenlerdir. Kişiler kendi eserlerinde yanlış bulmak istemezler. Böyle
bir durumda başkası tarafından eleştirilmek isteyen, başarıya ilk adımı atmış
demektir. Bundan da önemlisi kişinin kendisini eleştirebilmesidir. Eleştiri
istemeyenin en büyük engeli kendisidir. Gözlem Yapmak Teknik Bir Mecburiyettir. Bir konuda başarılı olmak istiyorsak, yapacağımız en iyi
şey, o konuda başarılı olmuş insanları gözlemlemektir. Bu gözlemleme metodu
kendimizdeki doğruyu, yanlışı bulmamızı da sağlayacaktır. Zamanınıza Karşı Kıskanç Olun. “Hayata yeniden başlasaydım saniyelerin nabzını tutardım”
diyor Dostoyevski... Yahya İbn-i Hubeyse’de “Korunması için gayret göstermen
gereken en değerli varlığın zamandır. Fakat görüyorum ki en kolay kaybettiğin
şey de odur” diyor zaman için. Zamanımızı herkes parça parça götürebilir ama
hiç kimse geri veremez. Onun için zamana karşı kıskanç olmalıyız. İki Hayatın Ortasındaki Değişim Madem ölüm var zamanımız kısıtlı demektir. Ölüm gelmeden
hayatı iyi kullanmalıyız. Ölümden sonraki hayatımızın iyi kullanmalıyız.
Ölümden sonraki hayatımızın iyi olmasını istiyorsak ölümden öncesini iyi
kullanmalı, insan olmamızın hakkını vermeliyiz. Büyük Güce Katılmak. Dünyamız ve insanla ilgili, milyarlarca şaşırtıcı ve
düşündürücü olay vardır. Kainattaki güzellik ve düzen büyük bir gücün
eseridir. Bu büyük güçten faydalanmak, bu güçle irtibat kurmakla mümkündür.
Bu irtibatta ona ibadet etmek demektir. Bu büyük güçle en estetik kucaklaşma
şekli namazdır. Allah ve Hareket Allah (c.c.) diyor ki: “İnsan benim sırrımdır. İnsanın
mahiyet bendedir. Kendisini bensiz bilemez” İnsanın Allah (c.c.)ı bilme yolunda göstereceği her çaba,
eksiksiz olma yolunda atacağı bir adım olacaktır. Allah (c.c.)ı bilen Onunla
beraber olan sınırlarının en uç noktalarına doğru cesaretle yürür. Bırakınız Yapsınlar... Bırakınız Geçsinler... Adam Smith, “Milletlerin zenginliği” adlı eserini 1776da
piyasaya çıkardı. Bu kitapta, yoksullar üzerindeki ekonomik terörü şiddetle
eleştirdi. Toprak reformunu savundu. Onun görüşlerini dinleyen İngiliz
işadamları zengin oldu. Sivil İsyanlar Henry David Thoreav, 1849da bir dergide “Sivil İtaatsizlik
ismiyle bir deneme yayınlandı. Denemedeki esas fikir şuydu: “Fertler devlet
için değil, devlet fertler içindir”. Bu yüzden her baskıya, dikta öngören her
ideolojiye karşı çıktı. Tom Amcanın Kulübesi Bayan Stowe, “Tom Amcanın Kulübesi” adlı eserinde köleliğin
vahşet ve saçmalığını, kölelerin ızdıraplarını o kadar etkili anlattı ki
kölelik aleyhindeki duygu ve düşünceler kamçılandı. Fellini Sineması Federico Fellini, çağdaş sinema ustalarının başında gelir.
Fellini, yanında çalışanların hepsinden azami derecede faydalanır. Kendisini
onlara çok sevdirdiği için onlara çok sevdirdiği için onları istediği gibi
çalıştırır. Onun başkasına gösterdiği bu ilgi sevilen bir rejisör olmasını
sağladı. Fono-Telefoto Jules Verne, kimsenin daha radyoyu bile düşünmediği bir
zamanda televizyonu hayal etmiş ve ondan “fono-telefoto” diye bahsetmiş,
Kuzey Kutbundan uçakla dönen Amiral Byrda, denizaltının babası Simon Lakede
hep ilk ışık Jules Verne olmuştur. Düşüncenin Yeniden Yapılandırılması Bir adama kırk gün deli derseniz deli olur. Edison da
sınıfında geri zekalı diye bilinirdi. Ama annesinin onu samimiyetle savunması
Edison’u yüzyılın en büyük mucidi yaptı. Hayallerinizde engeller olmasın. Bazen “Korktuğum başıma
geldi” deriz. Aslında başımıza gelen belanın tüm iç şartlarını biz hazırlamış
ve belayı mıknatıs gibi çekmişizdir. Çoğu insan bazı işlerde kendisinin kabiliyetsiz olduğunu
düşünür. Aslında o, bizim zihnimizde bulunan olumsuz resmimizdir. Bu olumsuz
resmi ortadan kaldırıp yeni olumlu resmimizi koymamız gerekir. Doğrusu da
budur. Herşeyi mümkün gören, her mümkünü gerçekleştirebileceğini
inanan insan o mümkünü fetheder. Odasındaki Osmanlı Devleti haritasını
“ufkumu daraltıyor” diyerek kaldıran ve yerine dünya haritasını asan düşünce
ve eylem adamının sınırlarını tespit etmek çok güçtür. Problemlerin Pişirildiği Ocak Zihninizi geliştirmeyi istiyorsanız, sabırlı davranmalısınız.
Onu dinlendirmeyi bilmelisiniz. Bilinçaltınızın düşünme ve bulma gücünün,
bilincinizin dinlendiği sıralarda çalışmaya devam etmesi, zihnin
dinlendirilmesi kavramını yeni bir açıdan görmenize yol açacaktır. Bulma, Kendi Kendinize Özel Bir Yolda İlerlemenizdedir. Aklımıza gelen çoğu fikir, bilinçaltımız sayesinde hiç
beklemediğimiz bir anda gelir. Mozart, Hyden, James Watt, Walter Scott gibi
birçok insan eserlerini onlarla uğraşmadıkları anda meydana getirmiştir.
Kendini gevşetmek, dinlendirmek elzemdir. Uyurken vücudun bütün enerjisinin
dörtte biri beyne gider. Belki de bu, yeni düşüncelerin doğmasını
sağlamaktadır. İnsanların Aktığı Meydan İnsanlarla olan iletişimde ne kadar başarılıysak, kendi
kendimizi yönetimimizde de o kadar başarılıyız demektir. İletişime hakim
olduğumuzda başkalarının olumsuz müdahalelerini en aza indiririz. İletişimde
alacağımız mesafeler ne olacağımızı bize gösterecektir. Sözlü iletişimde, ses tonunuz, konuşma tarzınız, kelimeler
üzerindeki vurgulamalarınız, iletişim yönünüzü etkiler. Bazıları fıkra
anlatır, insanları ağlatabilirler. Sözlü iletişimde hataların bedeli bazen o
kadar ağır olur. Birisi bir şirkette genel müdür olan kardeşini ziyarete
gitmiş. Bir odada beraber oturup sohbet ederlerken kendisine doğru gelen tüm
ziyaretçilere kardeşini göstererek “Genel müdür o” diyormuş. Bunun sebebi
kendisinin kardeşinden daha şık giyinmesiymiş. Evet, iletişimde imaj da bazen
çok şey anlatır. İletişimde gözlerin de önemi büyüktür. Bazen gözler çok
şeyler anlatabilir. Cem Karaca, Fethullah Gülen Hoca Efendi ile tanışmasını
en az dört TV kanalında anlatırken hep aynı etkilenişin sözleri ile
anlatmıştır: “Gözlerimin içine bakıyordu”. Farkların Önünde Duraklamak John Powys, “Anlaşılma arzusu sevilme arzusu kadar
şiddetlidir” der. Herşeyden önemlisi ilişkilerde samimi olmaktır. Samimiyet,
davranışlarımıza istikrar kazandırdığı gibi, bizi beklenmeyen tepkiler
gösteren çekinilecek bir insan olmaktan da korur. Sizi Kim Yönetiyor? Kendi dışınızdaki herkesi ve herşeyi kontrol edebilmeniz
önce kendi kendinizi yönetiyor olmanızla mümkündür. Korku içinde kaçan insan
güçsüzdür. Kovalayan insan ise, koştukça güçlenir ve kaçanı mutlaka yakalar.
Kendi kendini yönetmeyen insan “kaçan insan” gibidir. Kendi kendini yöneten
insan “kovalayan insan” gibidir. Kararlı ve sakindir. İçinizdeki Aslandan Haberiniz Var Mı? Herkesin İçinde Bir
Arslan Vardır. Önemli olan ona emirler yağdırabilmektir. Emir vermek için
güçlü, emri uygulamak içinde disiplinli olunmalıdır. İçimizdeki arslanı
arslan gibi yönetmeye başladığımız zaman çok şey değişmeye başlayacaktır. Gümüş Mangalın Maşasını Soranlara Aldırmayın. Her insan
tenkide maruz kalabilir. Önemli olan tenkitler karşısında sakin olabilmektir.
Dikkatli bir ayıklama ile işe yarar olanları alıp, diğerlerini bir köşeye
süpürelim. Böyle davranırsak tenkitler suratımızda patladığında afallamayız. Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle diyor: “Çok övgü
dinlemekten sakının. Zira çok övgü boğazlamaktır”. Övgülerin tesiri altında
alınan kararlar sağlıklı olmaz. Yaptığımız işler karşılığında bize övgüler
yağdırılıyorsa daha yapacak çok şey olduğunu düşünüp sakin olalım. Ve bize
yardımcı olanları da unutmayalım. İnsanın Gücü İnsanın gücü olgunluğundadır. İnsan olgunluk noktasına akan
kuvvetlerinin önünü kesmezse, kainat gibi olacaktır: Güçlü, düzenli, güzel.
Kainatın en “özenli” yaratığı insandır. Kainat insanın emrine verilmiştir.
İnsan kendisindeki gücü “Allah’ı bilme” şuuru ile kullanırsa, insanlığın
maddi gelişimi artacak ve insanlıkta bu gelişmeden kendisini
koruyabilecektir. Kime Gidiyorsanız Onunla Gidiyorsunuz Kainat bir düzene tabidir. Ve o düzenin sahibi büyük bir güç
vardır. Kainattaki herşey insanın hizmetine sunulmuş dekor ve aksesuardır.
Aslında insanın da bu dekor içinde bir yeri vardır. İnsan bu yeri yani bu
duruşu kainat sahibinin istediği şekilde ayarlamalıdır. Mesela namazda
ihmalkarlık, kainat dekorunu yok saymak, o büyük güce saygısızlık etmek
demektir. Kainatta çizdiğimiz yolda ilerlerken Allah’ın onayının olduğu
şekilde ilerlemek gerekir. Unutmayalım ki kime gidiyorsak, onunla gidiyoruz
demektir. Cennete Yolculuk Kudsi bir hadimde Efendimiz (s.a.v.): “Allah (c.c) şöyle buyurdu: “Cenneti umana Cenneti, Cehennemi umana Cehennemi veririm” buyurmuştur” diyor. Cennete yolculuğun tek şartı, Cenneti umarak sürekli teşebbüs halinde olmaktır. Ne yaparsam Cehenneme girerim?” düşüncesinden çok, “Ne yaparsam Cennete girerim?” düşüncesi bizde hakim olmalıdır. Bunun için de Allah (c.c)la olan irtibatımız kuvvetli olmalıdır. |