|
EVET
DEDİRTME SANATI Yazar : Roger FISHER- William URY Yayınevi : İlgi Yayıncılık Baskı : İstanbul / 1989 / 169 shf. ÖNSÖZ Hoşunuza gitsin veya gitmesin sizde bir tartışmacısınız.
Tartışma hayatın bir gerçeğidir. Tartışma, başkalarından istediklerinizi elde etmenin temel
yoludur. Hergün çeşitli konularda tartışılmasına karşın, bunda başarılı olmak
o kadar kolay değildir. İnsanlar tartışırken iki yol kullanırlar; yumuşak ve sert
davranmak. Yumuşak davranan taraf, kişisel zıtlaşmayı gidermek ister ve bu
nedenle anlaşmaya varmak için hemen ödün verir. Dostça bir karar verilmesine
çalışır; ne varki sonunda sömürülür, acı çeker. Sert davranan ise tartışma
ortamını bir irade yarışması olarak görür. Mutlaka kazanmak istediği için
sonunda sert bir karşılık bulur. Tartışmanın üçüncü bir yolu da ne yumuşak ne sert fakat hem
yumuşak hem de sert tartışmadır. Harvard Tartışma Projesi diye anılan
çalışma içinde geliştirilen yöntem, pazarlıkların ilkeler üzerinde
yapılmasını öngörmektedir. Elinizdeki kitap, işte bu ilke tartışması yöntemi
hakkındadır. 1.BÖLÜM: DURUM ÜZERİNDE ÇEKİŞMEYİN Herhangi bir tartışma yöntemi, üç kritere göre
değerlendirilebilir: Anlaşma olabilecekse bu akılcı bir anlaşma olmalıdır.
Kullanılan yöntem verimli olmalıdır. Taraflar arasındaki ilişkileri iyiye
götürmese bile hiç değilse zedelememelidir. Durum üzerinde çekişmek akılcı olmayan anlaşmalar üretir. Tartışmacılar, durumları üzerinde çekişirken kendilerini bu
durumlara bağlama eğilimi gösterirler. Durumunuzu ne kadar ortaya koyar ve
saldırılara karşı ne kadar savunursanız o oranda kendinizi ona bağlamış
olursunuz. Durumunuzu değiştiremeyeceğinizi karşı tarafa anlatmaya çalıştıkça
da bunun gerçekleşmesi o kadar zorlaşır. Benliğiniz, içinde bulunduğu durumla
özdeşleşir. Böylece gerçekleşebilecek bir anlaşmanın ve tarafların temel
çıkarlarını akılcı bir şekilde bağdaştırabilmesi olasılığını azaltmış
olursunuz. Durumlar üzerinde çekişmek verimsizdir. Durum üzerinde tartışmak, uzlaşmanın gecikmesine veya
sonuçsuz kalmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca mevcut ilişkileri de tehlikeye
sokar. Tartışan herkes yapacağı ve yapmayacağı konularda ısrar eder. Ortak
bir çözüm bulma telaşı bir savaş halini alır. Hiddet ve küskünlüğün sonunda
genellikle bir tarafın haklı görüşleri dikkate alınmadan, diğer tarafın kesin
isteklerine boyun eğdiği görülür. Taraflar ikiden fazlaysa durum çekişmesi daha da zorlaşır. Bir toplantıda ne kadar çok insan bulunursa, durum
tartışmasına gömülme eğilimi o kadar artar. Birleşmiş milletler toplantısında
olduğu gibi, şöyle bir 150 ülke tartışmada yer almışsa, durum üzerinde
pazarlığın sonuç vermesi hemen hemen olanaksızdır. Nazik olmak çözüm yolu değildir. Sert tartışmayı tasvip etmeyenler daha nazik bir tartışma
yolu izleyerek olabilecek zararları önlemeyi umarlar. Karşı tarafı dost gibi
görüp bir anlaşmaya varma gereğini duyarlar. Önerilerde bulunmak ve ödün
vermek, karşı tarafa güvenmek, dostça davranmak ve yüzleşmeyi önlemek için
gerektiğinde geri çekilmek, yumuşak bir tartışma oyununun standart
hamleleridir. Bu tartışma sizi sert oyun oymayan birine karşı tehlikeli
duruma düşürür. Belki her şeyinizi kaybedersiniz. Sert ve yumuşak tartışmalar arasında bir seçim yapmak
hoşunuza gitmiyorsa sadece amaca yönelik bir tartışma yapabilirsiniz. Bu tip
tartışma bilinçli bir kararla ortaya çıkmadığından, genellikle gözden kaçar. Yumuşak durum tartışması mı yoksa sert olanı mı kullanmalı,
sorusuna verilecek yanıt,"Hiçbiri"dir. Dostça ve uygun yoldan,
akılcı sonuçlar ortaya koymak için planlanmış yeni bir tartışma yöntemi ilke
anlaşması ya da değerler üzerinde pazarlıktır. Bu yöntem dört temel noktaya
ayrılabilir. Bu dört nokta, hemen her koşulda kullanılabilecek dürüst bir
tartışma yöntemini özetlemektedir. İnsanlar: İnsanları problemden uzak tutun. Çıkarlar: Fikirlerinizi durumlar üzerinde değil, çıkarlar
üzerinde toplayın Seçimler: Bir karara varmadan önce ortak çıkarlar için
seçenekler üretin. Kriterler: Sonucun objektif kriterlere dayandırılmasında
ısrar edin. Birinci nokta, insanların bilgisayar olmadıkları gerçeğini
anlatır. Bizler heyecanlı yaratıklarız. Heyecanlar, problemin objektif
değerleri ile tipik bir karmaşıklığa uğrarlar. O halde insanları
problemden ayrı tutun. İkinci nokta, durumlar üzerinde tartışmak, gerçekte ne istediğinizi
gölgeler. Durumlar arasında fedakarlığın bir anlaşma temin etmesi olasılığı
yoktur. O halde, fikrinizi durumlar üzerinde değil çıkarlar
üzerinde toplayın. Üçüncü nokta, baskı altındayken sorunun çözümlenmesindeki
güçlüğü yansıtmaktadır. Bir muhalefet karşısındayken karar vermeye çalışmak
görüşünüzü daraltabilir. O halde, bir karara varmadan önce, ortak çıkarlar
için seçenekler üretin. Dördüncü nokta, piyasa değerleri, uzmanların taktirleri,
yasaların gerekleri, sonucu belirleyici objektif kriterlerdir. Taraflar bu
kriterler üzerinde anlaşırlarsa makul bir çözümde birleşirler. O halde, sonucun
objektif kriterlere dayandırılmasında ısrar edin. Tartışmayı planlamaya başladığınız andan bir anlaşmaya
varıldığı veya işi koparmaya karar verdiğiniz ana kadar geçen zaman üç
devreye ayrılabilir: Analiz, planlama, tartışma. Analiz devresinde sadece
durumu teşhise çalışırsınız; bilgi toplarsınız, organize edersiniz ve
düşünürsünüz. Planlama devresinde aynı dört
öğeyle ikinci kez ilgilenecek yeni fikirler geliştirir, ne yapacağınıza karar
verirsiniz. Tartışma devresinde yine aynı
yöntem kullanılarak objektif standartlara dayalı bir anlaşma yolunu
araştırırsınız. 2.BÖLÜM: İNSANLARI PROBLEMDEN AYRI TUTUN Tartışmanın en basit şeklinden, en karmaşık uluslararası boyutlarına
kadar kolayca unutulan temel gerçeği sizin, karşı tarafın temsilcileriyle
değil insanlarla tartışmakta olmanızdır. Tartışmanın bu insancıl tarafı ya
sonuca yardımcı olur ya da talihsizlik getirir. İnsanlar kızarlar, üzülürler,
korkarlar, düşmanca hisler edinirler, kırılır ve gücenirler. Kolayca tehdit
edilebilir benlikleri vardır. Dünyayı kendi açılarından görürler ve zaman
zaman kendi görüşlerini gerçeklere karıştırırlar. Bir tartışmanın hazırlık
devresinden sürdürülmesine kadar, her an, kendinize şu soruyu sormalısınız:
"İnsan problemine yeteri kadar dikkat ediyor muyum ?". Her tartışmacının iki ilgisi vardır:madde üzerine ve
çıkarlar üzerine. Örneğin bir satıcı, bir yandan satışından kar etmeyi
düşünürken diğer yandan da devamlı bir müşteri kazanmak ister. İlişki, problemle bozulma eğilimi gösterir. Tartışmanın en kritik yanı, taraflar arasındaki ilişkinin
madde üzerindeki tartışmalarla bozulabilmesidir. Bir madde üzerinde
insanların öfkeli davranması veya benliklerini işin içine karıştırmaları
sonucu etkiler. Durum üzerine pazarlık, madde ile ilişkinin çatışmasına yol
açar ve bir tartışmacının hem madde hem de
iyi ilişkiler bakımından birini diğeri ile değiştirmek suretiyle etkiler. Tartışma esnasında karşınızdaki insanların problemini
işlemek ve iyi bir iş ilişkisini korumak amaçları çelişkiye düşürmez. Bu
problemleri bazı ayrıcalıklara dayanarak çözmeye çalışmayın. Duygusal problemlerle uğraşırken duygusal teknikler
kullanın. Heyecan yükseldiği anlarda, ilgili herkesin sükunet bulması için
çareler düşünün, iletişimi geliştirmeye çalışın. Problemi çözmek için üç
temel alanın koşullarına göre düşünmeniz yararlı olur. Sezgi, heyecan ve
iletişim. İnsan problemleri bu üç sepetten birine düşer. Bu sizin için de
geçerlidir. Sezgi Karşı tarafın düşündüklerini anlamak, sizin probleminizi
hemen çözmeye yetmez. Problem onların düşündükleridir. Fikir ayrılıklarının
el alınışında doğruluk, tezlerin sadece biri olabilir; belki iyi bir tez
belki değil. Farklılık vardır, çünkü farklılık onların düşündüklerindedir.
Korkular, yanlış olsa bile, gerçek korkulardır ve ele alınması gerekir.
Umutlar, gerçekçi olmasalar bile, bir savaşa yol açabilirler. Olaylar,
yerleşmiş olsalar bile, problemin çözülmesi için etkili olmayabilirler.
Objektif geçeği araştırmak yararlı olduğu kadar, sonunda her iki tarafın
görüşüne göre tartışılacak gerçek problemi oluşturur ve bir çözüm sağlar. Kendinizi onların yerine koyun. Çok zor olsa bile, durumu karşı tarafın gördüğü açıdan
görebilmek, sahip olunabilecek en önemli beceridir. Bunu yaparken tarafsız
kalmaya özen göstermeniz gerekir. Karşınızdakilerin görüşlerini anlamak
onlarla aynı fikirde olmak anlamına gelmez. Çelişki alanını daraltmanıza,
aynı zamanda kendi çıkarlarınızı geliştirmenize yardım eder. Korkularınızla onların amaçlarını kolaylaştırmayın. İnsanlar bazı şeylerden korkmakla, karşı tarafın yapmak
istediğini peşinen kabul eder. Kendi probleminiz için onları suçlamayın. Problem hakkında konuşurken, kusurları, konuşmakta
olduğunuz kişiden uzak tutun. Görüşlerinizi karşılaştırın. Farklı görüşleri işlemenin bir yolu, onları açığa çıkarmak
ve karşı tarafla tartışmaktır. Diğerlerinin düşüncelerine aykırı davranabilmek için fırsat
kollayın. İşleme katıldıklarından eminseniz,
sonuçtan karşı tarafa bir pay verin. Bir anlaşmanın kararları lehte
görünse bile, karşı taraf, taslak hazırlanmasına katılmadığı için, kuşku
duyarak anlaşmayı reddedebilir. Önerilerinizi değerlerine uygun olarak yapın. Davadaki taraflardan birine "sen kazandın "
diğerine "sen kaybettin " demek yerine, kararın ilkelere, yasalara,
geleneklere uygunluğunu anlatmak gerekir. Heyecan Sert bir tartışmada, bir tarafın heyecanı diğer tarafa da
geçer. Korku, öfkeyi doğurur; öfke de korkuyu. Heyecan bir tartışmayı çok
çabuk çıkmaza sokar veya büsbütün koparır. Önce kendinizin ve karşınızdakilerin heyecanını tanıyın ve
anlayın. Neler hissettiğinizi not edin. Sonra kendinizi nasıl hissetmek
istediğinizi yazın: Emin, rahat. Aynı şeyi karşınızdakiler için de yapın.
Neyin heyecan yaptığını kendinize sorun. Heyecanları gizlemeyin ve onları haklı görün. Açıklanmış
heyecanın verdiği ağırlıktan kurtulan insanlar, probleme daha istekle
sarılacaktır. Karşı tarafın rahatlamasına fırsat verin. Dertlerini
başkalarına anlatanlar duygusal bir rahatlık duyarlar. böylece patlayıcı
maddeyi kontrol altına almış ve konuşmacıya söyleyeceği her şeyi söylemesi
için cesaret vermiş olursunuz. Heyecanlı patlamalara tepki göstermeyin. Sembolik hareketler kullanın. Mesela, özür dilemek
yapabileceğiniz en değerli ve en ödüllendirici yatırımdır. İletişim İletişim olmadan tartışma olmaz. Tartışma, bir karara
ulaşmak için yapılan bir iletişim şeklidir. İletişimde üç büyük problem vardır. Önce, tartışmacılar
birbiriyle konuşmuyor olabilirler. Gruplar arasındaki etkili iletişim,
herkesin diğerinin gönlünü almaya çalışmasıyla mümkün olur. Siz, doğrudan doğruya ve açıkça kendileriyle konuşurken,
onlar sizi duymayabilirler. Aynı
şekilde siz, karşı tarafın söylediklerini duymuyorsanız, iletişim kurulmuş
sayılamaz. İletişimin üçüncü problemi anlaşmazlıktır. Birinin
söylediklerini diğeri ters yorumlayabilir. İletişimin bu üç problemi için ne yapılabilir ? Dikkatle dinleyin ve söylenenleri kabul edin. Dinlemek, karşı tarafın düşüncelerini anlamanızı,
heyecanlarını hissetmenizi ve onların söylemeye çalıştıklarını duymanızı
sağlar. Dikkatle dinler ve zaman zaman konuşmacının sözünü
kesip,"Söylediklerinizi doğru anladım mı, yani….."şeklinde
konuşursanız karşı taraf, zaman öldürmediğini, laf olsun diye konuşmadığını
anlayacaktır. Bu şekilde onların tezini kendilerinden daha iyi açabilir ve
çürütülecek noktaları bulabilirseniz, yapıcı bir diyalog başlatma şansınız
artar ve kendilerini anlamadığınızı sanmaları olasılığını ortadan kaldırmış
olursunuz. Anlaşılacak şekilde konuşun. Karşı tarafla konuşun. Üçüncü
kişilerin hükmedici ve kışkırtıcı etkilerini azaltmak için, karşı tarafla
özel ve gizli iletişim kurmak yararlı olur. Önemli kararlar odada iki kişiden
fazlası bulunmadığı zamanlarda alınır. Karşı taraf hakkında değil kendi hakkınızda konuşun.
"Sözünüzü tutmadınız !" yarine "Kendimi kandırılmış
hissediyorum" gibi. Bir amaçla konuşun. Bazen problem çok fazla iletişimdir. Bir
açıklamada bulunmadan önce, ne konuşmak ve neyi öğrenmek istediğinizi, ayrıca
bu bilgilerin neye hizmet edeceğini bilin. Olmadan önlemek en iyisidir. İnsan problemi, problem doğmadan önce ele alınmalıdır. Karşı tarafla işe yarayacak ilişki kurun. Karşı tarafı şahsen tanımak size gerçekten yardımcı olur. İnsanları değil problemleri göğüsleyin. Tarafların kendilerini düşünmeleri için daha etkin bir yol,
birbirlerini, avantajlı olabilecek uygun anlaşma yollarını, yan yana ve
ısrarla araştıran ortaklar gibi düşünmeleridir. Rakiplerinizle masanın aynı
tarafına oturmanız faydalı olur. 3. BÖLÜM: DURUMLAR ÜZERİNDE DEĞİL ÇIKARLAR ÜZERİNDE DURUN Bir kütüphanede tartışan iki kişiyi düşünün. Biri pencerenin
kapanmasını diğeri açık kalmasını istiyor. Pencerenin ne kadar açık kalacağı
üzerinde çekişiyorlar. Biraz aralık mı ? Yarıya kadar mı, yoksa daha az mı
açık ? Hiç bir çözüm ikisini birden tatmin etmiyor. Kütüphaneci odaya giriyor. Birine pencereyi neden açmak
istediğini soruyor "Temiz hava almak için" cevabını alıyor. Ötekine
niçin kapatmak istediğini sorunca "Esintiye engel olmak için
"cevabını alıyor. Biraz düşündükten sonra, kütüphaneci gidip yandaki
odanın penceresini açarak esintisiz temiz hava girmesini sağlıyor. Akılcı bir çözüm için durumları değil çıkarları bağdaştırın. Bu hikaye pek çok tartışma için tipik bir örnektir. Durumlar
ile çıkarlar arasındaki bu fark, can alıcı noktayı oluşturmaktadır. Çıkarlar problemi tanımlar. Durumlar çelişiyor gibi görünse
de bunlar arasında ödün istemek yerine ardındaki çıkarların bağdaştırılması
daha çok işe yarar. Zıt durumların arkasında paylaşılabilen ve uyulabilen
çıkarlar bulunduğu gibi çelişenler de bulunur. Çıkarları nasıl teşhis edersiniz ? Karşı tarafın çıkarlarını saptamak en azından
kendilerinizinkileri anlamak kadar önemlidir. "Niye ?" diye sorun. Bir temel yöntem, kendinizi
onların yerine koymaktır. Onların takındığı her tavrı inceleyin ve kendi
kendinize "Niye ?"diye sorun. Çıkarların meydana çıkarılmasının bir diğer yolu da
"Neden olmasın ?" diye sormaktır. Her grubun birden fazla çıkarı
bulunacağını anlayın. Tartışmacının çıkarlarını anlamak, dikkate alınması
gereken çeşitli ve farklı çıkarları anlamak demektir. En güçlü çıkarlar temel beşeri ihtiyaçlardır. Temel beşeri
ihtiyaçlar şunları kapsar:
Bir liste yapın. Her iki tarafın çıkarlarını düzenleyebilmek
için, bunları aklınıza geldikçe bir kağıda yazmak yararlı olur. Çıkarlar hakkında konuşmak Tartışmaktan amaç çıkarlarınızı korumaktır.
Karşınızdakilerin sizin çıkarlarınızı dikkate almasını istiyorsanız,
çıkarlarınızın neler olduğunu onlara anlatın. Çıkarlarınızı canlı tutun. Şiddetli bir ülserle doktora
gittiğinizde, durumunuzu hafif bir mide ağrısı gibi anlatırsanız sonuçtan çok
umutlu olmamalısınız. Onların çıkarlarını problemin bir parçası olarak görün.
Böylece ortak çıkarlar daha çabuk gerçekleşir. Dikkatle dinlenmek istiyorsanız problemi cevaptan önce
okuyun. Geriye değil ileriye bakın. Nereden geldiğiniz hakkında
konuşmak yerine, hangi noktaya varmak istediğiniz hakkında konuşursanız
çıkarlarınızı daha iyi kollamış olursunuz. Kararlı fakat esnek olun. Bir tartışmada hem nereye gittiğinizi
bilmeli, hem de yeni fikirlere açık olmalısınız. Problemler üzerinde sert insanlar üzerinde yumuşak olun.
Tartışmalarda daima işe yarayan şu kuralı unutmayın: İnsanlara destek
olurken, öte yandan tüm gücünüzle problemi vurgulayın. Destek olmakla saldırının
bu şekilde birleşmesi bağdaşmaz gibi görünür, ama psikolojik bakımdan
böyledir. Bağdaşmazlık onun işlemesine yardım eder. Psikolojinin bu kuralı,
insanların bağdaşmazlıktan hoşlanmadıklarını ve onu gidermek istediklerini
savunur. Onların çıkarlarını dikkate almaz ve önerilerine açık
olmazsanız, diğer tarafın sizi dinlemesini ve önerdiğiniz seçimler üzerinde
tartışmasını bekleyemezsiniz. Başarılı bir tartışma kararlı ve açık sözlü
olmayı gerektirir. 4.BÖLÜM: ORTAK KAZANÇ İÇİN ORTAK SEÇENEKLER ÜRETİN Çoğu kez anlaşmacılar bir anlaşmaya varabilecekken onu
kaybederler, yahut vardıkları anlaşma iki taraf içinde daha iyi olabilecekken
bu gerçekleşmez. Pek çok anlaşma, bir taraf portakalın içini diğer taraf
kabuğunu alacağı yerde, iki tarafın yarımşar portakal almasıyla sonuçlanır. TEŞHİS Birçok tartışmada seçeneklerin kullanılmasına dört büyük
engel vardır: (1) Erken yargı, (2) tek çözümün peşinde koşmak, (3)belirli bir
ödülü kabullenmek, (4) " bu problemi çözmek onların problemi " diye
düşünmek. Bu zorlukları yenmek için onları anlamak gerekir. Problemler karşısında bir şey söylemeden önce iki kez
düşünmek gerekir. Tek çözümün peşinde koşmak yeni düşüncelerin ortaya
çıkmasını engeller. Dar görüşlü bencillik, tartışmacıyı tarafsız olmayan
durumlara, tarafsız olmayan yargılara ve tek yanlı çözümlere yöneltir. TAVSİYELER Üretken seçenekler bulmak için: (1) Seçenek üretme işini
onların yargılarından ayırın, (2) tek çözümün peşinde koşmak yerine masa
üzerindeki seçenekleri çoğaltın, (3) ortak çıkarlar araştırın, ve (4) onların
karar vermesini kolaylaştıracak yollar bulun. Seçenek üretmek için beyin fırtınası * oturumu
yapılmalıdır. Bunu yaparken aşağıdaki noktaları göz önünde tutmanız yararlı
olur: Görüşmeden önce: 1.Amacınızı iyi belirleyin. 2.Birkaç atılımcı seçin. 3.Çevreyi değiştirin. 4.Resmiyetten uzak bir ortam oluşturun. 5.Toplantıya bir başkan seçin. Görüşme sırasında: 1.Katılanları problemin karşısında yan yana oturtun.
Fiziksel davranışların psikolojik etkileri güçlüdür. 2.Eleştiri yasağı da dahil olmak üzere, bu toplantının temel
kurallarını açıklayın. Ne şekilde olursa olsun, olumsuz eleştirileri
"kural dışı " ilan edin. 3.Probleme her açıdan inandırıcı yaklaşan fikirlerin
listesini yapın. 4.Fikirleri tam haliyle yazın. Görüşmeden sonra: 1.En umut verici fikirleri bir yıldızla işaretleyin. 2.Bu fikirleri geliştirme yolları bulun. 3.Fikirleri değerlendirmek ve bir karar vermek için bir
zaman belirleyin. Beyin fırtınasını zor olsa da karşı tarafla yapmakta fayda
vardır. Seçeneklerinizi genişletin Katılanların en iyi niyetlileri bile, görüşmelerde
kendilerinin en iyi tek çözümü aradıkları kanısına göre hareket ederler. Bu
da düşünceye sınırlama getirir. Fikirler özgür kalınca, daha sağlıklı düşünme
ve yapıcı sonuçlar ortaya çıkarma ihtiyacı duyarsınız. Özelden genele giderek seçenekleri çoğaltın. Seçenek bulma
işi dört tip düşünceyi kapsar: Biri belli bir problemi düşünmektir,
ikinci tip açıklamalı analizdir, üçüncü tip ne yapılması
gerektiğini düşünmektir, dördüncü tip de eylem için belirli ve uygun
öneriler getirmektir. Seçenek oluşturmada dört temel adım vardır: 1.Adım: Problemi tanımak 2.Adım: Analiz etmek ( Teşhis, belirtiler, eksikler,
engeller) 3.Adım: Yaklaşım ( Strateji, çareler, fikirler) 4.Adım:Hareket (yapılması gerekenler) Çok sayıda seçenek üretmenin bir yolu da olaya çeşitli
uzmanların gözleriyle bakmaktır. Düşündüğünüz anlaşma modeli gerçekleşmediği takdirde değişik
ağırlıklı anlaşma modelleri oluşturun veya öne sürülmüş bir anlaşmanın
kapsamını değiştirin. Ortak kazancı araştırın Ortak çıkarları tanımlayın. Kuramsal olarak, ortak
çıkarların anlaşmaya varılmasını kolaylaştırdığı açıktır. Farklı çıkarlar
hususunda da portakal örneğini hatırlayın. Çıkarları birleştirmenin bir yolu karşınızdakine
tercihlerini sormaktır. Çıkarlardaki öncelikte, inançta, tahminde ve riske
karşı tutumlardaki farklılıklar, çıkarların birleşmesine olanak verir. Bir
tartışmacının parolası "Yaşasın farklılık "olmalıdır. Karşınızdakilerin karar vermesini kolaylaştırın Sizin için bir tartışmada başarı, karşı tarafın sizin
hoşunuza gidecek bir karar almasıdır. Kimi etkilemek istiyorsanız kendinizi onun yerine koyun.
Uygun kararın seçilmesinde bol seçenekle kolaylaştırmanın yollarını arayın. 5.BÖLÜM: OBJEKTİF KRİTERLER KULLANILMASINDA ISRAR EDİN Farklılıkları arzuya göre uzlaştırmanın ciddi bedeli vardır.
Eğer kendi talebinizi karşı tarafa rakip olarak sürerseniz bir uzlaşmaya
varamazsınız. Ya siz geri çekilirsiniz ya da onlar. Çıkarlardaki
farklılıkları arzuya göre uzlaştırmaya çalışmanın bedeli bu kadar yüksekse, çözümü
arzulardan tamamen uzak yerlerde aramak gerekir - yani objektif kriterlerde… Objektif kriter kullanma korkusu Bir tartışmada dikkatinizi tarafların hamlelerine değil
problemin değerleri üzerinde toplayın. Akılcı fikirlere açık, tehditlere
kapalı olun. İlkeler üzerinde tartışmak akılcı anlaşmalar sağlar. Birden
fazla gurubun bulunduğu tartışmalarda, objektif kriterler, ortak bir paydada
anlaşmayı sağlar ve bu şekilde zaman israfı önlenmiş olur. Objektif kriterlerin geliştirilmesi İlkeler üzerindeki bir tartışmanın sürdürülmesinde iki soru
akla gelir: Objektif kriterler nasıl geliştirilir ve tartışma sonunda nasıl
kullanılır. Hangi tartışma yöntemi kullanırsanız kullanın, önceden
hazırlanmakla iyi edersiniz. Önceden seçenekli standartlar geliştirin ve onları
kendi davanızda nasıl kullanacağınızı tasarlayın. Adil standartlar kullanın.
Bir sınır tartışmasında bir nehrin sınır kabul edilmesi, nehir kenarından 10
metre uzaktaki hayali bir çizgiyi kabul etmekten daha sağlıklıdır. Adil işlemler kullanın. Bir
problem için adil standartlar ya da karmaşık çıkarları çözümlemek için adil
işlemler kullana bilirsiniz. Bir pastayı iki çocuk arasında paylaştırmak için
eskiden beri uygulanan usulü bir düşünün: Biri pastayı keser, öteki alacağı
parçayı seçer. İkisi de bölüşmenin adil olmadığından bahsedemez. "Biri
keser diğeri seçer "işlemini beğenmeyen guruplar için "hakemlik
" en son çaredir fakat bunun da sakıncaları vardır. Objektif kriterlerle tartışma Objektif kriterlerle tartışmada hatırlanacak üç temel nokta vardır: 1.Her konuyu, objektif kriterler için yapılan birer ortak
araştırma olarak niteleyin 2.Hangi standartların uygun olacağı ve nasıl uygulanacağı
konusunda tartışmalara açık olun. 3.Baskı karşısında eğilmeyin, sadece ilkeler karşısında
evet. Sözün kısası, dikkatinizi objektif kriterler üzerinde
toplayın ama esnek olun. 6. BÖLÜM: ONLAR DAHA GÜÇLÜYSELER NE OLUR ? (Anlaşma için en iyi seçeneği geliştirin) Karşı taraf daha güçlü bir pazarlık durumuna sahipse
çıkarlardan, seçeneklerden ve standartlardan konuşmanın ne yararı olabilir ?
Karşı taraf daha zenginse, daha iyi tanıdıkları varsa, yahut daha geniş bir
uzman kadrosu ya da güçlü silahları varsa ne yaparsınız ? Yapabileceğiniz iki şey vardır. Birincisi, sizi,
reddetmeniz gereken bir anlaşmayı kabul etmekten korumak; ikincisi, çıkarlarınızı
tatmin edecek bir sözleşme için bütün varlığınızı kullanmanıza yardım etmek. Kendinizi korumak Tartışmacılar kendilerini korumak için genellikle kabul
edilebilecek en kötü sonucu, yani bir taban çizgisini belirlemeye
çalışırlar. Bir şey alıyorsanız taban çizginiz ödeyebileceğiniz en yüksek
fiyattır. Eğer bir şey satıyorsanız taban çizginiz kabul edeceğiniz en düşük
fiyattır. Fakat taban çizgisi, hayal gücünü engeller. Kötü bir anlaşma
yapmaktan sizi korurken, öte yandan kabul edilmesi akıllılık olabilecek bir
anlaşmadan alıkoyar. Bunun gibi durumlarda kalmamak için çare en iyi seçeneği
bilmektir. En iyi seçeneği bilmemenin hasıl ettiği güvensizlik tartışmayı
sonuca götürmez. Anlaşmaya varamadığınız takdirde ne yapacağınızı dikkatle
düşünmemişseniz, gözleriniz kapalı tartışıyorsunuz demektir. Tüm varlığınızı kullanmanıza yardım etmek İki tarafın nisbi tartışma güçleri, esas olarak uzlaşmama
seçeneğinin onlara ne kadar çekici geldiğine bağlıdır. İstasyonda sevdiği bir
vazoyu, fakir bir satıcıdan almaya çalışan bir zengin misali; satıcı vazonun
satılacağından emin çünkü başka turiste satabilir fakat zengin vazoyu
kaçıracağından endişeli çünkü başka nereden alabileceğini bilmiyor. Anlaşma sağlanamazsa ne yapacağınızı araştırmanız büyük
ölçüde sizi güçlendirir. Cezip seçenekler siz bir köşede beklerken gelmez.
Sizin onu araştırmanız gerekir. En iyi tartışma seçeneğinin ortaya
çıkarılması üç farklı işlemi gerektirir: (1) Bir anlaşmaya varılmaması
halinde, yapabileceklerinizin bir listesini hazırlayın, (2) Ümit veren
fikirleri ayırın, (3) En iyileri gibi görünen seçeneği deneme anlamında
seçin. Bir tartışmada karşı tarafın en iyi seçeneğini de
düşünmelisiniz. Diğer taraf güçlü ise… İyi bir seçeneğe sahip olup, en iyi çözümü bulmak için,
bilgi, para, insan gücü, ilişkiler ve zeka gibi neyiniz varsa kullanın. Bir
tartışmadan ne kadar rahat ayrılırsanız sonucu etkileme gücünüz o kadar çok
ulur. 7. BÖLÜM: KARŞI TARAF OYUNA KATIMAZSA NE OLUR ? ( Tartışma tekvandosunu kullanın) Siz iki tarafın da kazancını azamiye yükseltecek bir anlaşma
geliştirmek için çare ararken, onlar yalnız kendi kazançlarını azamiye
yükseltmek için sizin önerilerinize saldırabilirler. Siz değerler üzerinde
probleme saldırırken, onlar size saldırabilirler. Bu durumda üç yaklaşım
vardır. Birincisi sizin yapabileceklerinizdir. Siz düşüncelerinizi durum
yerine değerler üzerinde toplayabilirsiniz. Şimdiye kadar bu konu üzerinde
durduk. Eğer bu işe yaramazsa onların dikkatini değerlere çevirerek durum
pazarlığına karşı koyarsınız. Biz buna tartışma tekvandosu diyoruz.
Üçüncü yaklaşım, daha önce çıkarlar, seçenekler ve kriterler üzerinde
tartışmak için eğitilmiş bir üçüncü gurubu işin içine katın. Böyle bir
girişimde bu gurubun kullanacağı en etkin araç "tek taslak üzerinde
tartışma işlemidir." Tartışma tekvandosu Karşı gurup size baskı yaparsa siz de onlara baskı yapmaya
çalışırsanız tartışmayı durum pazarlığına çevirmiş olursunuz. Karşı taraf
size saldırıyorsa karşı koymayın. Onlar durumları ileri sürerken siz
reddetmeyin. Sizin fikirlerinize saldırıya geçerlerse savunmaya kalkmayın.
Size saldırırlarsa da karşı saldırıya geçmeyin. Tepki göstermekten vazgeçin.
Karşı saldırıda bulunmak yerine onların saldırısına yön değiştirip problem
üzerine yöneltmeye bakın, onları ortak çıkarları araştırmaya ortak kazançlar
için seçenekler ve tarafsız standartlar bulmaya yönlendirin. Karşı tarafın saldırısı tipik olarak üç manevradan oluşur: Durum
üzerinde şiddetle ısrar etmek, fikirlerinize saldırmak, size saldırmak. Karşı taraf durumunu ortaya koyduğu zaman ne reddedin ne de
kabul edin. Onu olası bir seçenek görün. Onun arkasındaki çıkarlara bakın,
yansıttığı ilkeleri araştırın ve onu geliştirme yolları düşünün. Fikirlerinizi savunmayın;
eleştiri ve tavsiyelere açık olun. Karşı tarafın eleştirilerine karşı koymak
yerine, kendi fikrinizde neyin yanlış olduğunu kendilerine sorun. Size yapılan bir saldırıya probleme yapılan bir saldırı
havası verin. Saldırı esnasında arkanıza yaslanın
ve rahat davranın. Açıklama yapmak yerine soru sorun ve duraklayın. Sükut sizin en güçlü silahınızdır. Karşı taraf makul
olmayan bir öneride bulunursa yerinizde öylece oturun ve hiç bir şey
söylemeyin. Karşı tarafın oyuna sokulması Karşı tarafı oyuna sokmak için "Yanılıyorsam lütfen
düzeltin","Bizim için yaptıklarınızı takdir
ediyoruz","İddialarımın doğru olup olmadığını anlamak için size
birkaç soru sorabilirmiyim?","Acaba söylediklerinizi anlıyor
muyum?" gibi cümleler kullanabilirsiniz. 8.BÖLÜM: KARŞI TARAF HİLEYE BAŞVURURSA NE YAPARSINIZ ? (En katı tartışmacının ehlileştirilmesi ) Sizden yararlanmak ve sizi kullanmak için insanların
kullanacakları pek çok taktik ve hile vardır. Yalan ve psikolojik baskılardan
başlayıp çeşitli baskı tekniklerine kadar giden bu yöntemler, yasaya
aykırılık, ahlak dışı davranmak gibi hoş olmayan şeyler dahi olabilir. Bu tip
taktiklere hileli pazarlık denir. İnsanlar bunlara iki tip karşılık verir.
Birincisi, birlikte bindiğiniz botu sallamak hoş olmaz düşüncesiyle karşılık
vermeden ortamı yumuşatmak. İkincisi de aynı şekilde karşılık vermektir.
Bunlara karşı koymak için, tartışmanın şekli hakkında ilke tartışmasına
girmek gerekir. Oyunun kurallarını nasıl tartışırsınız ? Diğer tarafın hileli bir taktik kullandığı bir olayda,
tartışma oyununun kurallarını görüşmenin üç aşaması vardır. Taktiği teşhis
edin, konuyu açıkça ortaya koyun ve taktiğin meşruluk ve arzu edilme durumuna
bakın ve tartışın. Size meşru olmayan bir taktik kullanıyor diye insanların
kişiliklerine saldırmayın. Dikkatinizi durumlar üzerinde değil
çıkarlar üzerinde toplayın. Ortak çıkarlar için seçenekler bulun. Objektif
kriterler kullanmakta ısrar edin. Kasti aldatma Tartışma hilelerinin belki de en yaygın şekli gerçeklerin,
yetkilerin yahut niyetlerin yanlış tanıtılmasıdır. Hileli tartışmaların en eski şekli bile bile yanlış
açıklamalarda bulunmaktır. Gerçeklerin araştırılması bunun ilacıdır. Karşı taraftakiler, hiç de öyle olmadığı halde kendilerini
tam yetkili olarak tanıtabilirler. Bu taktik onlara ikinci bir şans verme
özelliği taşır. Bir alışverişe girmeden önce karşı tarafın yetki sınırlarını
öğrenin. Karşı tarafın anlaşmaya uymama olasılığının sezildiği
hallerde, anlaşmaya bu durumu engelleyici ilaveler yapmak mümkündür. Gerçeğin bir bölümünü söylemek aldatmak demek değildir. Psikolojik savaş Bu tür taktikler sizi rahatsız etmek için kullanılır. Öyle
ki, siz bilinçaltınızda, tartışmayı bir an önce bitirip gitme arzusu
duyarsınız. Tartışmanın yapılacağı çevrenin seçimini onlara bırakırsanız
onları rahatlatmış ve yumuşatmış olursunuz. Çevrenin fiziksel durumunu
sevmezseniz bunu hemen bildirin. Bu sayede gerilimi düşük tutmuş olursunuz. Karşı taraf sizi sözlü ve sözsüz rahatsız edebilir. Bu
durumda rakibinizin gözlerine bakın. Bakışlarını sizden kaçırmaya
çalışacaktır. Kandırma amaçlı psikolojik savaşın bir başka şekli de, iyi
adam-kötü adam oyunudur. Tartışmada bulunan karşı taraf kendi arasında kavga
sahneler ve sizin müdahalenizi beklerler. Bir tartışmada kullanılan en kötü taktiklerden biri de
tehditlerdir. Siz tehdit ederken inandırıcı olun, karşı tarafın tehditlerini
ise önemsemeyin. Her an ilkeli davranın. Durum üzerinde baskı taktiği Bu tip pazarlık taktiği tek bir tarafın ödün vermesi için
kullanılır. Bunlar: Tartışmayı reddetmek yani görüşmeyi kesip başka bir
zamana havale etmek, görüşmeye aşırı taleplerle başlamak, talepleri devamlı
yükselterek bir dizi tavizler istemek, kilitleme taktiğini kullanıp tek şart
öne sürmek ve görüşmeleri kesmekle tehdit etmek, katı yürekli görünmek,
anlaşmayı geciktirmek, ister al ister alma taktikleri bunlardan bazılarıdır. Bir ilkeyi savunmak meşru olmayan bir taktikten kolaydır.
Bir kurban olmayın. SONUÇ Üç nokta. Bunu zaten biliyordunuz Bu kitapta anlatılan meseleleri siz zaten biliyordunuz.
Önemli olan bilgilerinizi organize etmekti. Yaparken öğrenin Bir beden eğitimi kitabını okumak size bedensel bir gelişme
sağlamaz. Önemli olan bilgileri uygulamaktır. "Kazanmak" Biz ilke tartışmasını kullanışlı buluyor ve tavsiye ediyoruz. bu yöntemi kullanmak alışkanlıkları değiştirmek ve duyguları değerlerden ayırmak demek değildir. Kendinize zaman zaman şunu hatırlatın: Kazanmak için uygun bir yol bulmalıyım ve hakkettiğimi elde etmek için daima dürüst olmalıyım. |