|
BİLGİ
ÇAĞINDA İNSAN Yazarı : Selim AYDIN Yayınevi : TÖV Baskı : İzmir / 1994 / 306 shf. ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRME İslam’ın prensiplerini hayata hakim kılan müslüman, zamanı
algılama ve onu kullanma konusunda ne Doğulu ne de Batılıdır. Cahil bir insan, günlük boş yere harcanan saatlerden sadece
bir tanesinden faydalanmasını bilse, on yıldan az bir zaman zarfında pek çok
şey bilen bir insan haline gelebilir. Zamanın yanlış ve verimsiz kullanılmasından ortaya çıkan
hastalıklar bedeni hastalıklardan daha tehlikelidir. İnsanın hem dünya hem
ahiret hayatını sıkıntıya sokacak dert ve hastalıklara yol açar. *Zamanlı hareket etmeyi bilmenin ve bunu uygulayabilmenin
önemli bir yolu eski alışkanlıklarımızı unutmak; bunun için de eski
alışkanlıklarımızın tam zıtlarını hayatımızda uygulamaktır. *Bir işte başarılı olmanın üç basamağı: 1-Motivasyon, 2-İrade gücü, 3-Belirlenen faaliyetlerin gerektirdiği özelliklerin
bütününe sahip olacak egemenliğin kazanılması *Zaman ustası, kendisine, çalışma hayatına, evine, kültüre
ve biyolojik ihtiyaçlarının teminine ayırdığı zaman birimleri arasında
dengeyi kurabilen ve hepsini yapabilen kişidir. *Hedeflerimizi başkaları değil, kendimiz belirlemeliyiz. *İnsanın, önce davranış ve alışkanlıklarını
değiştirebileceğine inanması gerekir. *Zamana hakim olabilmek için önce, insanın kendi
düşüncelerine ve iradesine hakim olması ve kendi kendini yönetebilmesi
lazımdır. *‘Ne düşündüğünü söylersen sana kim olduğunu
söyleyebilirim’. Zira insan ne düşünürse, sonunda o olur. Çünkü, herşey
düşüncede, hayallerde ve rüyalarda başlar sonra gerçek olur. *İnsan, verdiği ölçüde, hayattan geri alır. Siz zamanınızı
verimli kullanma konusunda ona zaman ayırdığınız ölçüde onun meyvesini
toplarsınız. *İnsan, hayatının her anından hesap vereceğini
unutmamalıdır. *Alelade bir insan zamanını nasıl sarfedeceğini düşünür,
akıllı insan nasıl tasarruf edeceğini... *Vakit kılıçtır. Sen onu kesmezsen o seni keser. *Kaybedilen bir saniyeyi dünyanın bütün hazineleri bile geri
getiremez. *Benim görevim zamanı, onun görevi beni öldürmektir. İki
katil birbirinden çok hoşlanır. *Zaman, ondan faydalanılabilecek kadar uzundur. Yeter ki
bunun ölçüsünü bulalım ve çalışalım. *İslam dünyasında yetişmiş birçok alimin zaman konusundaki
sözleri, *Akıllı ve tedbirli kimseler, yarına ulaşamayacağı
düşüncesiyle, içinde bulundukları anı en iyi değerlendiren, bu yolda gayret
sarfedenlerdir. İNSANİ MÜNASEBETLERDE SAĞLIKLI VE DOĞRU İLETİŞİM *İnsan kurduğu iletişimlerin ışığında kendini yeniden
tanımlar. *İnsanlar arası münasebetlerde kurulan iletişim veya
diyaloğun biri muhteva diğeri de ilişki derecesi olmak üzere iki seviyesi
vardır. İlişki derecesi muhtevanın çerçevesini oluşturur. *İnsanlar hergün kurdukları yüzlerce münasebetler içerisinde
kendi benliklerini tanımlarlar. Bu tanımlamaları ya kabullenme, ya reddetme
ya da umursamama şeklinde olur. *İnsanlarla diyalog kurarken bedenin duruşu, el ve yüz
hareketleri çok önemli mesajlar ihtiva eder. İnsan vücudunun en dikkati çeken
yeri, yüzü ve gözleridir. *Gözün kendisi başlı başına bir mesaj kaynağıdır. *El-kol hareketleri olarak jestler duyguların en güzel
belirtileridir. *Dokunma hissi bir insan için yeme içme kadar önemlidir. *Sosyal ilişkilerimize de giysilerimiz önemli mesajlar
taşır. *İletişimde önemli olan bir nokta da söyleyiş tarzıdır. *Sosyal münasebetlerin gerçekleştiği ortamın fiziki
özellikleri de önemlidir. Örneğin bulunulan yerin fiziki konumu ve
özellikleri, büyüklüğü, biçimi, rengi, aydınlatma derecesi, ısısı, sessizliği
o mekanda vuku bulan iletişimi etkiler. Bazıları bunun farkında olmasa da
kendileri bunlardan etkilenirler. *İletişim ortamının önemli bir elementi olarak kültür de
iletişimi etkiler. *Psikolojik gürültüyü kişinin o mesele hakkındaki inançları,
ön kabullenmeleri ve o an için sahip olduğu hissiyat oluşturabilir. *Sağlıklı bir iletişimin gerçekleşmesi, alınan ve verilen
mesajların ne derecede algılanabildiğine bağlıdır. *Bu karmaşık kompleks işlemlerin ürünü olan iletişim,
meselelerimizi çözdüğü kadar yeni problemlerde ortaya çıkarır. Bu ortaya
çıkan problemler, ancak insanlar arasındaki anlayış, yorumlayış ve duyup
hissediş farkının tabii ve kaçınılmaz olduğunu kabullenmeden doğan bir
hoşgörü ve müsamaha atmosferinde büyük ölçüde çözülebilir. *İletişim ve algılama insanın kendini tanımlamasına ve
tanımasına yardım eder. *İnsanın kendini ortaya koyduğu üç tane penceresi vardır.
Bunlardan biri kendine ait tanıma penceresi, diğer ikisi de sosyal hayattaki
görülme ve görünme pencereleridir. *İnsanlar, kendilerini değerlendirme durumunda olan
kimselere karşı (öğretmen, patron, müfettiş, imam vb.) maskelerini çok daha
sık kullanırlar. *Sosyal maskeler bizim başkaları tarafından kabul edilmemizi
kolaylaştırdığı gibi, en azından reddedilme ihtimalini de azaltır. *Sosyal maskelerimizi kullanarak yaptığımız iletişimlerdeki
temel anlayış şudur: ‘Sana nasıl bir kişi olduğumu, ne düşündüğümü, neler
hissettiğimi olduğu gibi söylersem beni ya kabul etmez, benimle alay eder
veya bana kızarsın’. *Sosyal maskeleri kullanmamızın bir sebebi, insanın
gelişigüzel herkese kendi iç dünyasını açmasının doğru ve sağlıklı bir
davranış biçimi olmamasıdır. Dolayısıyla sosyal maskeler, insanlar arası
diyaloğu kolaylaştırıcı, gereksiz sürtüşmeleri ortadan kaldırıcı önemli bir
fonksiyon görürler. *Sosyal maskeler kullanma ihtiyacı ayrıca kişiliğimiz ve
benlik şuurumuz tehdid edildiğinde ortaya çıkar. *Psikolojik savunma mekanizmaları: 1-Mantıklı gösterme 2-Telafi 3-Tepki oluşturma 4-Yansıtma 5-Özdeşim 6-Hayal kurma 7-Bastırma 8-Hissi soğukluk 9-Yer değiştirme 10-Karşı Saldırı Sağlıklı iletişim, sosyal münasebetlerin ve davranışların
olgunlaşmasıyla mümkündür. *İnsanlar arası münasebetlerin tatmin edici bir çizgide
gelişmesini engelleyen en önemli faktör, savunuculuktur. *İlmin temelini ‘anlamak’ın oluşturduğu da hatırdan
çıkarılmamalıdır. *Başarılı bir iletişim için, anlayabilmek için konuşulanları
dinlemek gerekir. *İnsanlar diyalog kurdukları kimselerle aralarında çıkan
sürtüşmelerin yıkıcı tutum ve davranışlara yol açmaması için değişik
davranışlara girerler. Bazıları 1-Kaçınmak, 2-Hasır altı etmek, 3-Suçlu hissettirmek, 4-Konuyu değiştirmek, 5-Eleştirmek, 6-Akıl okuyuculuk, 7-Tuzak kurmak, 8-İma etmek, 9-Bardağı taşırmak, 10-Tedirgin etmek, 11-Şakaya boğmak, 12-Yaraya dokunmak, 13-Değişmeye izin vermemek, 14-Yoksun bırakmak, 15-Yardımı esirgemek. *Maddi ihtiyaçlarını üretemeyip sadece satın almak ona sahip
olan insanlarda onları üreten toplumun kültür değerlerini benimsemeye başlar.
*Bir yabancı kültürü anlayıp değerlendirebilmek için ve
diğer kültürlerden olan insanlarla doğru ve sağlıklı bir iletişim kurabilmek
için: Dil, din, tarih, coğrafya, iklim, fiziki şartlar, refah
seviyesi, hükümet problemleri, insanların tutum ve davranışları, dış
tesirlerin mahiyeti gibi faktörler dikkate alınmalıdır. *Bütün sosyal hadiseler, kültürel yapı içinde analiz edilip
değerlendirilmeli ve insani münasebetlerimiz de ona göre düzenlenmelidir. BAŞARIYA GİDEN YOL *Sevgililer gibi kaynaşıp bütünleşin ama, iş ve
muamelelerinizde yabancı olma esasına göre davranın, *Tecrübe, aklın hocası, düşüncenin de rehberidir. *Çocuklarınızı bir sonraki çağa göre yetiştiriniz. *Üç ayrı düşünme kabiliyeti: 1-Analitik düşünebilmek. 2-Sentez yönünde heptenci düşünebilmek. 3-Değerlendirip önemini ve değerini hesaplayabilmek. *Karar vermede önsezimize güvenmek. *Karar verirken alternatifleri zenginleştirmeliyiz. *Karar vermede yenilik ve orijinalliğe önem vermeliyiz. *Mucidlikte, yeni fikir ve şeylerin üretiminde kaliteyi,
iyilik, doğruluk ve güzellik parametreleri belirler. *Eğer biz karar verme özellikleri olan bir işte çalışmazsak,
zihnimiz sağlığını kaybedebilir. *Cehalet karanlığı, insanın, okumayı, öğrenmeyi, düşünmeyi,
bıraktığı andan itibaren sarmaya başlar. *Akılcı ve doğru karar verme, daima faydaya karşı zararı
dengelemeyi, maliyet ve fayda analizi yapmayı gerektirir. *İnsan hayatı, fayda ve riskleri dengeleyen birçok faktörün
tesirleriyle şekillenir. *Konu hakkında sahip olduğumuz tecrübe ve bilgi birikimimiz,
farklı risklere karşı farklı tepkiler göstermemizi sağlar. *Sonuçları oyunun kuralına göre değerlendirme, karar vermeye
akıllı yaklaşımın temelini oluşturur. *İhtimaller, akıllı insanın kararın yönlendiren trafik işaretleridir.
*Grup liderinin dikkatle üzerinde durması gereken Üç temel
özellik: 1-Vazife -Gaye -Mesuliyet -Hedef -Program -Çalışma Şartları -Kaynaklar -Otoriteler -Ön eğitim -Zaman önceliği -Hedefe doğru ilerleme -Alternatifim var mı? -Kendini test etme 2-Ekibi Kurma -Hedef -Standartlar -Güvenlik standartları -Ekip büyüklüğü -Ekibin üyeleri -Ekibin ruhu -Disiplin -İstişare -Bilgilendirme -Grubu anlatma -Destek 3-Bireyin olgunlaşması -Hedef -Motivasyon -Katkı -Sorumluluk -Yetki -Ön eğitim -Başkalarını kabullenme -İlerleme -Performans -Mükafat -Vazife -Şahsiyet -Zaman ayırma -Güvenlik -Değerlendirme. *Verimli çalışma Reçetesi a- Muhtelif işler arasından seçim yapılmalı ve bütün
enerjiyi bir noktada toplamalıdır. b-Başarmanın mümkün olduğuna inanılmalıdır. C-Bir çalışma disiplini olmalı. d-Kişide çalışma disiplini ile birlikte hassasiyet ve
duyarlılık da oluşmalıdır. e-Büyük işler yapanların hepsi, zaman zaman bir köşeye
çekilmesini bilen insanlardır. *İnsanlara değer kazandıran önemli bir nokta da, onların
problemlerine kadar hızlı şekilde doğru olarak çözebildikleri veya yığılan
problemlere getirdikleri alternatif çözüm sayısıdır. *Biz bir yandan üretimi, düzenliliği ve organizasyonları
genişletip çoğaltırken, diğer yandan daha büyük bir hızla tüketimi arttırıyor
ve sonuçta dünyamızın entropisinin artışını daha da hızlandırıyoruz. *Gereksiz ve aşırı yüksek dozla alınan ve kullanılmayan
bilgi kişiyi rahatsız eder. *Bugün ne yazık ki ‘Hastalığın ne gibi bir hastası olduğunu
bilmek, hastanın ne gibi bir hastalığı olduğunu bilmekten daha önemlidir’. *Kendi kişiliğine saygı duymayan insanların kalp ve ciğer
hastalıklarına yakalanma tehlikesinin daha fazla olduğu bulunmuştur. *Kuruntu ve can sıkıntısı, tıpkı çiçek hastalığı veya AIDS
gibi bulaşıcıdır. *Sağlığımızın korunması için gerekli bütün ilaçlar vücut
içerisinde üretilmektedir. *En yüksek beden-zihin ve ruh sağlığına ulaşabilmek için
geleceğe umut ve güvenle bakmamız gerekir. *Çocuklarımıza verebileceğimiz en değerli armağan, ‘özgüven
duygusu’dur. *İnsanların kimliklerini, konumları ya da zenginlikleri
değil, yaptıkları iş belirler. *Hayatta başarısız ve mutsuz olmuş kimseler ‘Beş yıldızlı
isteklerini, dört yıldızlı kabiliyetleriyle gerçekleştirmek isteyen kimselerdir.
*Hoşnutluğumuz, elimizdekilerle ne ölçüde yetinebildiğimize
bağlıdır. *Geçmişteki yanlışları unutunuz. İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ DÜNYAYI ANLAMA *Sanayi Toplumlarının Karakteristik Özellikleri: 1-Standartlaştırma 2-Uzmanlaşma 3-Piyasa 4-Eş zamanlılık 5-Azamileştirmek 6-Maksimizasyon *Sanayi Ötesi Toplumun Habercileri 1-Bilgi ve iletişim teknolojileri 2-Çeşitlilik ve esnek zaman 3-Merkeziyetçilikten, adem-i merkeziyetçiliğe geçiş 4-Piyasaya karşı piyasa ötesi 5-Çevreyi koruma 6-Teknolojilere karşı takınılan farklı tutumlar 7-Sosyalizm’in çöküşü Bilgi Toplumunun Temel Sanayileri: a-Bilgi ve haberleşme teknolojileri b-Uzay teknolojileri c-Denizlerin nimetlerini ve zenginliklerini değerlendiren
teknolojiler. d-Biyoteknoloji ve genetik mühendisliği *Hayatta denge daha çok aranacaktır. Oyunla iş arasında,
üretim-tüketim için üretim arasında, kafa işiyle el işi arasında, soyutla
somut arasında öznelikle nesnellik arasında denge *Güç Kaynakları Şiddet, Servet, Bilgi *En büyük güce sahip kimseler, bu şiddet-servet-bilgi
kaynaklarının üçünü birden, zekice bir bağlantı içinde kullanabilenlerdir. *Sahte bilgileri kitlelere aktarma taktikleri: 1-Noksan taktiği 2-Genellik taktiği 3-Zamanlama taktikleri 4-Damlatma taktiği 5-Deprem dalgası taktiği 6-Buhar taktiği 7-Geri tepme taktiği 8-Sunturlu yalan taktiği 9-Ters-yüz taktiği *Gelecekte casuslar açısından üç büyük alan önem
taşıyacaktır: Ekonomi teknoloji, ekoloji, *Geçmişin, bugünün ve geleceğin toplumlarının tasviri. |