Galata
Kulesi’nin uzun dönem yangin gözetleme kulesi olarak kullanildigini
ve “Galata Yangin Kulesi” olarak isimlendirildigini çogu kisi
bilmez. Yapilisindan sonra Cenevizliler ve Bizanslilar zamaninda nice olaylara
tanik olan, fetih askerlerini izleyen Kulenin taslarinda tarihin gözlerini
görebilir, merdivenlerinde “yanginnn varrrr” seslerini duyabilirsiniz..
Galata Kulesi’nin yapilisi hakkinda çesitli rivayetler var. Kuleyi
Dogu Roma Imparatorlarindan Anastasius
Oilozus’un 507 yilinda bir fener kulesi olarak yaptirdigi ve Cenevizliler’in
bu eski kuleyi genisletip büyüttükleri rivayetlerden birisidir.
Daha çok üzerinde durulan ise Cenevizliler’in gelmelerinden
sonra, 1348 yilinda bölgelerini yabancilara karsi korumak amaciyla, Galata
surlarini yaptirdiklari ve Galata Kulesi’nin bu surlarin bas kulesi oldugudur.
Galata adinin nasil verildigi de tam bilinmemektedir. Kelt Kavmi buradan geçerken,
önderleri Brennos yönetiminde bu bölgede kaldiklari ve 'Galata'
adinin da bu nedenle yöreye verildigi söylenmektedir. Bir baska görüse
göre ise bu ad, Grekçe'de 'süt' anlamina gelen 'gala' sözcügünden
türemistir. Galata sözcük olarak 'sütler', galatas 'sütçü'
anlamina gelmektedir. Bir üçüncü görüse göre,
Galata adi Italyanca'nin Cenova Lehçesi'nde 'yokus' anlamina gelen 'caladdo'
sözcügünden türemistir.
Yüksekligi 56 metre olan kuleye güney cephesinden dar bir kapi ile girilir.
Bu kapiya, 10 basamakli bir merdiven ile çikilir. Içeride bes sahanlikli
ve 146 basamakli bir merdiven vardir. Galata Kulesi’nin iç çapi,
zemin katinda 8.95 m.dir. Duvar kalinligi 3.75 m olan kulenin zemin katinda dis
çapi ise 16.45 metredir. Dördüncü kattan sonra, Türk
çagi yapimi oldugunu gösteren biçimde mazgallar ve besinci
katta top namlularinin yerlestirildigi yuvalar vardir.
Yerden külah ucuna kadar kulenin bütün yüksekligi 66.90 m.dir.
Uzun bir tarihi geçmise sahip olan kulenin baslangiçta tepesinden
haçli sivri bir külahin bulundugu ve Fatih Sultan Mehmet’in
bu külahi yiktirarak yeniden yaptirdigi, adina da Isa Kulesi denildigi belirtilmektedir.
Fatih yazdigi bir manzume ile kuleyi tasvir ederken
Baglamaz firdevse gönlini kalatayi gören
Servi anmaz anda ol Servi dilarayi gören
Bir firengi sivelü Isayi gördüm anda kim
Lebleri dirisüdür dir idi Isayi gören
Kule, fetihten sonra çesitli devirlerde tamirler görmüs, yanginlar
geçirmistir. Kanuni devrinde Kasimpasa tersanesinde çalistirilan
esirler için zindan olarak kullanilmis, daha sonralari tersanenin ambari
haline getirilmistir. III.Murat zamaninda kulenin rasathane olarak da kullanildigi
belirtilmektedir. Galata Kulesi’nin üzerinde duracagimiz kismi yangin
kulesi olarak kullanilmistir. Günün yirmi dört saati kule içinde
dönerek yangin gözetleyen biçkin kösklülerin birbirinden
ilginç hikayeleri bulunmaktadir. Fransa'dan göç ederek gelen
Gerçek Davut’un ilk tulumbayi yapmis ve bu tulumbanin Tophane yangininda
kullanilip basarisi görüldükten sonra, bir kisim yeniçeriler
Gerçek Davut’un emrine verilmis ve 1714 yilinda ilk Itfaiye Teskilatinin
kurulmasindan sonra yanginlarin haber alinmasi ve duyurulmasi için çalismalara
baslanmis ve Galata Kulesi 1717’den itibaren yangin gözetleme kulesi
olarak kullanilmistir.
Galata kulesi III. Selim döneminde 1794 yilina kadar tas duvar üzerine
konulmus üstü kursunla ahsap bir külah ile iki odadan ibaretti.
25 Temmuz 1794’te Galata’ da çikan bir yangin sonucu bu çati,
odalar ve merdivenler tamamiyla yanmis ve yeniden onarilmistir. Kuleye sivri bir
külah konulmus ve bugünkü kulenin en üst kismina denk gelen
yerde dört tarafa çikintilar verilmek üzere dört camli kösk
yapilmisti. Kulede ayrica üç oda ve etrafina birer sofa ve divanhane
eklenmisti.
Galata’ da 1831 günü çikan yanginda Galata' nin bir bölümü
ve Galata Kulesinin ahsap kisimlari yanmistir. Bu yangina kadar kulenin en üst
katinda bir kahvehane bulunuyordu. Kulenin bugünkü sekli II. Mahmut
döneminde yapilan onarimda verilmistir. En üst katin biçimi degistirilerek,
buraya kemerli on dört büyük pencereli bir kat yapilmistir. Bunun
üstüne kursun kapli sivri bir külah yerlestirilip, pencerelerin
önüne çepeçevre demir bir parmaklik takilarak, Istanbul'u
her yönden panoramik görme imkani saglayan bir gezinti yeri yaratilmistir.
Ayrica, Padisah bu kuleye bir saat koyulmasini emretmistir.
Kule, 1864'te baslayan 'imar' çalismalarinda avlusunu, kapilarini, kiyiya
inen sur duvarlarini kaybetti, hendekler dolduruldu. 1874'den itibaren sadece
yangin gözetleme ve haber verme üssü haline getirildi. 18. Yüzyilda
Galata Kulesi’ne, gece yarisini haber vermekle görevli bir Mehterhane
Ocagi yerlestirildi. 1875'te Galata Kulesi'nin üst kismi bütünüyle
degistirilip külah kaldirildi.
Beyoglu’nun büyük kesimi ile Haliç’in Eminönü’nden
Eyüp’e kadar olan kesimi gözetleniyordu. Ilk yangin gözetleme
amaciyla kullanilmaya baslandiginda, görülen yangin, sadece kule içine
asili kös vurarak halka duyuruyordu. Bu gelenek sürekli devam etmis
ama uzaklardan yanginin haber alinabilmesi için kös çalmanin
yaninda bayrak ve fener asilmaya da baslanmistir.
Yangin görüldügü zaman Icadiye tepesine haber vermek için
gündüz kirmizi bir bayrak ve geceleri kirmizi bir fener asilirdi. Icadiye
tepesi yanginin oldugunu görünce top atisi yapardi. Top sesini duyan
bütün Istanbul halki yangin semtini ögrenmek için “kösklü”leri
beklerdi. Icadiye tepesinden yapilan top atislarinin, daha sonra II.Abdülhamit
tarafindan düsmanlarin geldigi seklinde evhamlanmasi sebebiyle yasakladigi
belirtilmektedir.
Istanbul içi, surlarin disindan, Haliç kiyisindan, Eyüp ve
Marmara kiyisindan Yesilköy’e kadar olan kisimda yangin oldugu zaman
Galata kulesine, gündüzleri biri sari biri kirmizi iki bayrak ve geceleri
iki kirmizi fener asilirdi. Yangin, Kadiköy, Üsküdar ve Bogaziçi’
nin Anadolu yakasinda ise gündüzleri tek yesil bayrak ve geceleri tek
yesil fener asilirdi. Beyoglu tarafi ve Bogaziçi’nin Rumeli tarafi
için ise gündüzleri bir beyaz bayrak ve geceleri bir beyaz fener
asilirdi.
19. yüzyilin son yillarinda da Galata yangin kulesi agaligi unvaniyla bir
kadro verilmistir. Kulede 18 kösklü bulunuyordu. Bunlar, basaga, ikinci
aga, çavuslar ve neferler den ibaretti.
Bir zamanlar ilk uçan Türk olan Hezarfen Ahmed Çelebi, ünlü
uçusunu Galata Kulesi'nden yapmis, halkin saskin bakislari önünde
bogazi asip Üsküdar semtine kadar uçmayi basarmistir.
Istanbul Belediyesi kuleyi 1967'de II. Mahmud dönemindeki sekline göre
onardi. Ve külah yerine konuldu, kulenin içine bir asansör konuldu
ve pencereli üst kat, lokanta ve lokal olarak kiraya verildi. Dünyanin,
içinde yemek servisi verilen en eski kulesi oldugu söylenen Galata
Kulesi, turistler tarafindan özellikle ilkbahar ve sonbaharda yogun bir biçimde
ziyaret ediliyor.