İstatistik belirli olayların gözlemlenmesi yoluyla elde edilen verilerin toplanması, işlenmesi ve bu verilerden bir sonuca varılabilmesi için kullanılan tekniklerin tümünü kapsamaktadır. Bir bilim dalı olarak geçmişi ve içinde bulunulan durumu sayısal yöntemlerle analiz ederek gelecek hakkında karar vermeyi kolaylaştırmaktadır. İstatistiğin konusu olan olayları, kendi türünden olayları tam anlamıyla temsil edip edemediğine bakarak ikiye ayırabiliriz. Buna göre olaylar tipik olay ve kollektif olay olarak ayrılabilir.
Tipik olay birbirinin tam benzeri olaylardır. Gerekli koşullar oluştuğunda hep aynı şekilde tekrar eden olaylardır. Fiziksel ve kimyasal olaylar tipik olay olarak örnek verilebilirler.olaylar birbirinin aynısı olduğundan bunlardan sadece bir tanesi oluşturduğu topluluğu temsil edebilir.Hidrojen ve oksijenin belirli koşullarda suyu meydana getirmesi tipik bir olaydır.
Kollektif olay ise birbirine benzemeyen , ortak yönleri olmasına karşın aralarında farklılıklar bulunan olaylardır. Genellikle canlı varlıklarla ilgili olaylar kollektif olay olarak adlandırılırlar. Nüfus kollektif olay için iyi bir örnektir. Nüfusu oluşturan bireylerin, insan olmak ve aynı bölgede veya ülkede yaşamak gibi ortak özellikleri olmasına rağmen cinsiyet,yaş,meslek gibi çeşitli özellikler bakımından farklıdırlar.
Teorik olarak tipik olaylarla kollektif olaylar birbirlerinden kolayca ayrılabilirse de gerçekte aralarında çok kesin bir çizgi çekilememektedir. Olayların tipik ve kollektif olarak ayrılması bunları etkileyen nedenlere bağlıdır. Olayları etkilen nedenler de genel neden ve rastsal neden olarak ikiye ayrılır. Genel nedenler aynı topluluktaki bütün olaylar üzerinde hep aynı yönde ve aynı derecede etkindir. Rastsal nedenler ise olayları zıt yönlerde ve çeşitli derecelerde etkilerler. Örneğin verimi etkileyen çeşitli faktörlerden toprağın cinsi ve iklim genel neden; hava değişimleri, uygulanan tarımsal teknikler, tohumun kalitesi gibi faktörler rastsal neden olarak tanımlanabilir. Büyük sayılar kanununa göre (Bernoulli) gözlem sayısı arttıkça sonuçlar rastsal nedenlerin etkisinden kurtulmaktadır. Bu kanunun işleyişine en iyi örnekler rastsal faktörlerin en belirgin olduğu şans oyunları olarak gösterilmektedir. İstatistiğin konusunu tipik olayların değil, kollektif olayların oluşturduğunu söyleyebiliriz.
Ana kütle
Ana kütle kollektif olay özelliğinde ve aynı cinsten(homojen) birimlerin meydana getirdiği topluluktur. Birimler tamamen aynı özelliklere sahip olmasalar da , bazı ortak yanlarının bulunması gereklidir.örneğin yıl bir kütle olarak alınırsa günler birimdir. Kütleler çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler. Birimleri sayılabilen kütlelere belirli kütle, sayılamayanlara belirsiz kütle adı verilir. Bir ülkenin nüfusu, bir şehirdeki binalar belirli kütle,bir nehirdeki balıklar, ormandaki karıncalar sayılamayacağı için belirsiz kütledir. Kütleler sürekli süreksiz olarak da sınıflanabilirler. Arsa ,tarla gibi birbirine bitişik olan birimler sürekli,insan, otomobil gibi birimler süreksiz kütleleri oluştururlar.
Birim
Kütleyi oluşturan kollektif olayların her birine birim adı verilir. Canlılar(insan,hayvan) sosyal bir kuruluş(aile,şirket) bir olay(doğum,ölüm,evlenme) birim olarak kabul edilir. Birimler mutlaka sayılabilir veya ölçülebilir özelliklere sahip olmalıdırlar. Birimler aynı zamanda homojen olmalıdırlar. İstatistikte homojenlik eşitlik anlamına gelir. Aynı tanıma uygun birimler biçimsel homojenlik tanımına uymaktadır.
Örnek
Anakütle bütün birimlerin oluşturduğu topluluktur. Anakütleden seçilen birimlerin oluşturduğu alt topluluk örnek olarak adlandırılır. Bir firmada satın alınan hammaddenin tamamı anakütleyi, kalite kontrolü için alınan parça örneği oluşturur.
Vasıf (nitelik) ve şık
Birimlerin sahip oldukları ve birbirlerinden ayırdedilmelerine yarayan özellikler vasıf olarak adlandırılır. Nüfus sayımında birim insandır. İnsanların yaş, boy ,medeni durum gibi özellikleri vasıftır. Belli bir vasıf çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir. Bu ortaya çıkış biçimleri de şık adını alır. Örneğin medeni durumun , “evli”, “bekar”, “boşandı”, “dul” şeklinde 4 şıkkı vardır.
İstatistik analiz
İlk bilgilerin toplanması (rölöveler) aşamasında araştırmanın konusu ve birimlerin tarifi yapılır. Rölövenin zamanı ve kapsamı belirlenir. İkinci aşamada toplanan veriler matematik ve istatistik analizlere uygun, düzenli duruma getirilir. Verilerin tasnifi ve gruplaması yapılır. Üçüncü aşamada düzenlenmiş ve gruplandırılmış veriler tablolar ya da grafikler şeklinde sunulur. Son aşamada ise çeşitli yöntemler kullanarak eğilimler ortaya çıkarılır, olaylar arasındaki ilişkiler bulunur ve karar verilerek sonuca ulaşılır.
VERİLERİN TOPLANMASI
Araştırmalarda elde edilen veriler genellikle düzensiz ham verilerdir. Toplanan veriler kolay ve anlaşılır bir biçimde düzenlenebilir. Bu düzenleme çeşitli şekillerde yapılabilir.verileri küçükten büyüye doğru sıralayıp düzenli hale getiren yöntemlerden bir tanesi gövde-yaprak (stem –and-leaf) görüntüsü yöntemidir. Yöntemde sayılar basamaklarına ayrılarak bir kısmı gövde bir kısmı da yaprak şeklinde gösterilir.
Örnek: Aşağıdaki sayılar saat 24 ile 7 arasında bir telefon santraline gelen toplam 911 çağrının 36 günlük dağılımını göstermektedir.
22 76 6 23 54 31
30 27 35 19 71 48
17 30 48 28 105 22
63 41 26 37 35 44
11 41 64 65 52 63
8 34 38 32 43 30
Bu verileri gövde-yaprak şeklinde düzenleyelim:
gövde yaprak
10 5
7 1, 6
6 3,3,4,5
5 2,4
4 1,1,3,4,8,8
3 0,0,0,1,2,4,5,5,7,8
2 2,2,3,6,7,8
1 1,7,9
0 6,8
gövde-yaprak gösteriminde verilerin rank değeri de belirlenerek bazı istatistik ölçülerin hesaplanması kolaylaşır. Rank için ilk veri 1 den başlayacak şekilde tüm veriler sırayla numaralandırılır.06 ya 1, 08 e 2, 11 e 3 , 17 ye 4 rank numarası verilerek devam edilir.Veriler derecelendirildikten sonra istatistikte çok kullanılan bir ortalama ölçüsü medyan kolaylıkla hesaplanabilir. Medyan sıranmış bir dizide tam ortadaki elemanın değeridir. Eğer dizinin eleman sayısı çift ise ortadaki iki elemanın aritmetik ortalaması alınır. Örnekteki verilere uygularsak;
Veri sayısı 32 olduğu için 18. ve 19. elemanların ortalaması alınacaktır. Her iki elemanın değeri de 35 olduğundan (35+35 )/2 = 35 medyan değeridir
Aşağıdaki veri grubunu gövde-yaprak şeklinde düzenleyiniz.(60 adet)
5,9 |
7,7 |
8,9 |
5,2 |
7,3 |
7,7 |
6,3 |
7,3 |
5,7 |
5,6 |
5,6 |
6,7 |
6,9 |
7 |
7,3 |
6,2 |
6,5 |
6,5 |
9,2 |
7,1 |
4,1 |
4,9 |
7,5 |
7,5 |
9,6 |
7,9 |
5,3 |
5,5 |
6,1 |
6,1 |
8,3 |
8,1 |
8,1 |
4,5 |
7,3 |
9,4 |
5,8 |
6,7 |
6,7 |
6,9 |
6,9 |
7,1 |
6,9 |
7,7 |
7,7 |
8,1 |
8,7 |
6,5 |
6,7 |
9,1 |
7,1 |
6,3 |
5,1 |
7,3 |
8,3 |
8,9 |
9,3 |
5,7 |
6 |
5,9 |
gövde yaprak
9. 1,2,3,4,6
8. 1,1,1,3,3,7,9,9
7. 0,1,1,1,3,3,3,3,3,5,5,7,7,7,7,9
6. 0,1,1,2,3,3,5,5,5,7,7,7,7,9,9,9,9
5. 1,2,3,5,6,6,7,7,8,9,9
4. 1,5,9
İncelenen vasfın aynı şıkkına sahip birimleri kümeler halinde bir araya getirme işlemine sınıflama (tasnif) denir. Vasıfların çeşitli şıklarının kütlede kaç defa tekrarlandığını gösteren sayılar frekans adını alır. Bir sınıfa düşen veri sayısı o sınıfın frekansıdır diyebiliriz. Verilerin sınıflar ve bu sınıflara karşı gelen frekanslar şeklinde düzenlenmesine frekans dağılımı veya frekans tablosu denir.
Örnek: 100 kişilik bir sınıfta öğrenciler yaş vasfının şıklarına göre sınıflanıyor.
Yaş ( şıklar ) frekans(n)
18 21
19 25
20 30
21 18
22 6
toplam 100
Ele alınan vasfın şıkları çok sayıda ise sınıflamada sorun çıkabilir. Bu durumda gruplamaya başvurulur.
Bir vasfın birbirine yakın olan şıklarını bir araya getirmeye gruplama denir. Örneğin meslek istatistikleri yapılırken serbest çalışan doktor,avukat,dişçi,tüccar gibi meslekler “serbest meslekler” grubuna alınmaktadır. Gruplama ile toplanan veriler hakkında daha geniş ve açık bilgiler alınabileceği gibi, her gruba düşen frekans sayısı da büyür. Gruplamanın bu yararları yanında bazı sakıncaları da vardır. Örneğin grup sınırlarının belirtilmesi önemli bir sorundur. Günlük gelirleri “12-16 dolar”, “16-20 dolar” gibi grupladığımızda , 16 doların hangi gruba gireceği belirsizdir. Bu durumda “12-16 dolardan az”, “16-20 dolardan az” şeklinde bir gruplamaya gidilmelidir. Gruplamada grup sayısı genellikle 7-20 arasında tutulmaktadır. Nicel vasıflara göre yapılan gruplamada gruplara “sınıf”, gruba girebilecek en küçük şıkkın değerine “ sınıf alt sınırı”, en büyük şıkkın değerine de “sınıf üst sınırı”, bunlar arasındaki farka “sınıf aralığı” ve sınıf sınırlarının aritmetik ortalamasına “sınıf ortalaması” adı verilir.
Örnek:1993 verileri kullanılarak dünyadaki 30 büyük şehir nüfuslarına göre gruplandırılarak
frekans dağılımları gösterilmektedir.
Nüfus grupları(*1000 kişi) şehir sayısı(frekans)
3000 - 4000 den az 6
4000 - 5000 den az 6
5000 - 6000 den az 4
6000 - 7000 den az 6
7000 - 8000 den az 2
8000 - 9000 den az 4
9000 ve üzeri 2
Yukarıdaki örnekte 3000-4000 den az sınıfının alt sınırı ”3000”, üst sınırı “4000” , sınıf aralığı “ 4000-3000=1000” ve ortalaması “(3000+4000)/2=3500” olarak bulunur. “9000 ve üzeri” sınıfı ise açık sınıf aralığı olarak tanımlanır.
Bir kütleyi oluşturan bütün birimler bir vasfın şıklarına göre sınıflandıktan sonra , diğer bir vasfın şıklarına göre tekrar sınıflandırılırsa buna vasıf kombinezonu veya bileşik sınıflama adı verilir.
Aşağıdaki tabloda nüfusun yaş, cinsiyet ve medeni duruma göre vasıf kombinezonunu göstermektedir.
Yaş |
Bekar |
Evli |
Dul |
Boşanmış |
Sınıfları |
Erkek
Kadın |
Erkek
Kadın |
Erkek
Kadın |
Erkek
Kadın |
0 - 9 |
|
|
|
|
10 -19 |
|
|
|
|
20 - 29 |
|
|
|
|
30 - 39 |
|
|
|
|
........... |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Vasıf kombinezonu ile daha homojen gruplar elde edilmektedir . Ayrıca kütlenin bileşimi daha ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Ancak vasıf kombinezonunda aşırıya kaçılmamalıdır, tablolar büyür ve yayınlanması güçleşir.
Sayısal olarak düzenlenmemiş verilerin artan veya azalan büyüklükte sıraya konmuş, düzenlenmiş şekline seri denir. Serideki en büyük değerle en küçük değer arasındaki farka “yayılma bandı” veya “rank” adı verilir. Seriyi oluşturan sayılardan her biri bir terimdir. Seriler çeşitli şekillerde sınıflandırılırlar. En çok kabul görmüş sınıflandırma aşağıdaki gibidir.
· Zaman serisi
· Mekan serisi
· Bölünme serisi
Zaman serisi
Verileri gün, hafta, ay, yıl gibi zaman vasfının şıklarına göre düzenlenmiş olarak gösteren serilerdir. Zaman serisi iki sütundan oluşur. Birinci sütunda zaman vasfının şıkları, ikinci sütunda ise olaya ait değerler bulunur.
Örnek: Yıllara göre Türkiye nüfusu
Yıllar |
Nüfus(milyon) |
1950 |
20,9 |
1955 |
24,1 |
1960 |
27,8 |
1965 |
31,4 |
1970 |
35,6 |
Mekan serisi
Toplanan verileri mekan vasfının şıklarına göre sıralanmış olarak gösteren seriler mekan serileri adını alır.Mekan vasfının şıkları ülke, bölge, il, ilçe, köy gibi şıklar olabilir. Seri iki sütundan oluşur. İlk sütunda mekan vasfının şıkları, ikici sütunda değerler bulunur.
Örnek: İllere göre 1970 yılı nüfus değerleri
İller |
Nüfus(bin kişi) |
İstanbul |
3.019 |
Ankara |
2.042 |
İzmir |
1.427 |
Adana |
1.035 |
Bursa |
848 |
Bölünme serisi
Zaman ve mekan vasfının dışında kalan maddi vasıflar olarak tanınan vasıfların şıklarına göre düzenlenmiş seriler bölünme serileridir. Bir sınıftaki öğrencilerin aldığı notlar, boy uzunluğu, ağırlık , işçi sayısı gibi vasıflar örnek verilebilir. Bölünme serileri sayısal olmayan vasıflara göre de düzenlenebilir. Ancak sayısal vasıflara göre düzenlenmiş bölünme serileri daha çok kullanılmaktadır. Bu tür bölünme serileri 4 sınıfta toplanabilir.
· Basit seriler
· Sınıflanmış(tasnif edilmiş) seriler
· Gruplanmış seriler
· Bileşik seriler
Sayısal verilerin küçükten büyüğe ya da büyükten küçüğe doğru sıralanması ile elde edilen serilerdir.
Örnek: 12 öğrencinin bir dersten aldığı notlar
Notlar(xi
) |
0 |
25 |
30 |
30 |
45 |
50 |
50 |
50 |
65 |
70 |
75 |
90 |
Gözlem sonuçlarının düzenlenerek birinci sütunda olaya ait değerleri, ikinci sütunda frekansları gösterecek şekilde hazırlanırsa sınıflanmış seri elde edilir.
Örnek: 12 öğrencinin bir derse ait notları (basit seri için verilen örnek) ve frekansları
Notlar(xi) |
Frekanslar(ni) |
0 |
1 |
25 |
1 |
30 |
2 |
45 |
1 |
50 |
3 |
65 |
1 |
70 |
1 |
75 |
1 |
90 |
1 |
Gruplanmış seri
Bu tip seride gözlem değerleri sınıflar şeklinde gruplandırılarak gösterilirler . ikinci sütunda yine frekanslar yer alır. Yukarıda verilen notlar örneğini 25 ‘ er aralıklı olarak gruplarsak aşağıdaki tablo elde edilir.
Not
sınıfları |
Frekanslar(ni) |
0-25
den az |
1 |
25-50
den az |
4 |
50-75
den az |
5 |
75-100
den az |
2 |
Gözlem sonuçlarını iki veya daha fazla vasfa göre düzenleyen seriler bileşik serilerdir. Bileşik serilerde birden çok vasıf ile ilgili bilgiler değerlendirildiği için vasıflar arasında bir ilişkinin var olup olmadığı kolaylıkla öğrenilir. Basit bileşik seri iki sütundan meydana gelir.sütunlardan birinde veriler vasıflardan birine göre küçükten büyüğe doğru sıralanır. Diğer sütunda ise, her birimin diğer vasfına ait gözlem değerleri gösterilir.
Su miktarı |
Buğday üretimi |
||||
|
5-6 dan
az |
6-7 den
az |
7-8 den
az |
8-9 dan
az |
Toplam |
4-5 den
az |
1 |
|
|
|
1 |
5-6 dan
az |
|
2 |
|
|
2 |
6-7 den
az |
|
|
1 |
|
1 |
7-8 den
az |
|
|
|
1 |
1 |
Toplam |
1 |
2 |
1 |
1 |
5 |
Bileşik serileri gruplayarak tablo şeklinde de gösterebiliriz. Buğday üretimi ile harcanan su arasındaki ilişkiyi tablo şeklinde gösterelim.
Bu tabloya iki vasıf arasındaki ilişkiyi gösterdiği için “korelasyon tablosu” adı da verilmektedir. Tablo içersindeki sayılar frekansları göstermektedir. Frekanslar sol üst köşeden sağ alt köşeye doğru toplandığı için ilişki pozitiftir.Aksi durumda ilişkinin negatif olduğu, bir değişkenin değeri artarken diğerinin azaldığı ortaya çıkacaktır.
Frekans bölünmeleri
Bir bölünme serisinin grafiği apsiste sınıflar, ordinatta frekanslar gösterilerek çizilir. Çizilen eğrilerin şekillerine göre bölünme serileri bazı tiplere ayrılır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:
·
Simetrik seri
Frekansların serinin maksimum noktası etrafında dağıldığı seriler simetrik serilerdir. Maksimum frekans ortadadır. Bu noktanın iki yanında frekanslar önce hızlı sonra yavaş azalırlar. Bir olaya etki eden faktörler tesadüfi olarak ortaya çıkıp olayı zıt yönlerde etkiliyorsa ve bu etkilerin şiddeti birbirine eşit ise bu tip eğri ortaya çıkar. Kollektif olaylara ( ağırlık, zeka,uzunluk gibi) uygun olduğu için olasılık dağılımlarının çoğunda normal bölünme kullanılır. Simetrik seri maksimum frekansın normalin üstünde olması durumunda “sivri” , normalin altında olması durumunda “basık” olabilir.
·
Asimetrik seri
Frekanslar serinin tam ortasında değil de, ortadan önceki noktada yığıldığında “sağa eğik seri”, ortadan sonraki bir noktada yığıldığında ise, “sola eğik seri” ortaya çıkar.sağa eğik seriye (uzun kuyruk sağda) asimetrisi pozitif seri, sola eğik seriye(uzun kuyruk solda) asimetrisi negatif seri denir.bir işyerindeki ücretlerin çoğu ortalama ücretin altında ise eğri sağa eğik, üstünde ise sola eğik olacaktır. Yaşa göre tasarruf eğilimi de negatif asimetri gösterecektir.
·
Çok maksimumlu seri
Bazı serilerde frekanslar iki veya daha çok sayıda maksimum yapabilir. İki maksimumlu seriler daha çok kütlenin homojen birimlerden oluşmayıp, iki farklı türü kapsadığı durumlarda ortaya çıkar. Kadınlarla erkeklerin boy dağılımları aynı grafik üzerinde gösterildiğinde ortalamalar farklı olduğu için maksimum noktalar birbirinden uzaklaşır.
·
J ,
ters J ve U serileri
J serilerinde küçük değerlerin frekansları düşük, büyük değerlerin frekansları yüksektir.Ters J serisinde ise bunun aksidir.Kalp, felç gibi yaşlılık hastalıklarından ölümler ileri yaşlarda daha sık görüldüğü için bu hastalıklardan ölümlerin yaşlara göre bölünmesi J serisine uyar. Yaşa göre ölüm oranlarının bölünmesi de U serisine örnek verilebilir. Çünkü düşük ve ileri yaşlarda ölüm oranı yüksek olmaktadır. Banka, servis istasyonu gibi müşterilere hizmet veren yerlerde müşterilerin gelme sürelerinin bölünmesi de ters J serisine uymaktadır.
Grafikler
Gözlem değerlerinin rakamlarla gösterilmesi olayın genel eğiliminden çok ayrıntılara dikkat çekilmesine neden olur. Grafikler gözlem sonuçlarının daha iyi anlaşılmasını sağlar. Grafikler değişik şekillerde sınıflandırılabilirler. Basit seriler grafikle gösterilemediği için tablo şeklinde sunulmaları uygundur. Sınıflanmış serilerde her şıkkın frekansına göre uzunluğu değişen çizgiler ya da ayrık sütunlar kullanılır.
Örnek: 1988-1994 döneminde kişi başına GSMH(dolar) değerleri verilmektedir. Bunları kullanarak sütun diyagramını çizelim.
Yıllar |
GSMH |
1988 |
1706 |
1989 |
1986 |
1990 |
2682 |
1991 |
2620 |
1992 |
2708 |
1993 |
3004 |
1994 |
2193 |
Sütun diyagramı
Gruplanmış serilerin grafiği çizilirken histogramlar kullanılır. Histogramda her sınıfın frekansı, o sınıfa ait sütunun yüksekliği ile değil , alanı ile gösterilir.
Örnek: bir okuldaki öğrencilerin matematik dersinden aldıkları notların dağılımı
Notlar |
Öğr.sayısı |
0-2 den
az |
100 |
2-4 den
az |
200 |
4-6 dan
az |
500 |
6-8 den
az |
150 |
8-10
dan az |
50 |
Bu verilere ait histogram
İSTATİSTİKİ
ANALİZLER
Binominal Test
Binom modeli, istenilen sonucun olma olasılığı p iken, n bağımsız denemede tam
x adet istenilen sonucun olması olasılığını veren modeldir.
Örnek: Demir bir para ile yazı tura atıdığında, yazı gelme olasıllığı
1/2dir. Bu hipoteze dayanarak 40 defa yazı tura atılarak sonuçlar bir yere not
edildiğinde, atılanların ¾’ünün yazı olması ve gözlemlenen anlamlılık
derecesinin küçük (0.0027) olması durumunda, olasılığın ½ ihtimalinden uzak
olması yani atılan paranın hileli olması söz konusudur.
Cluster Analizi (Kümeleme Analizi)
Kümeleme analizi, bireylerin veya uyarıcıların benzerliklerine göre gruplarda
veya kümelerde toplanmasını amaçlayan birçok değişkenli istatistik
analizidir.Ayırma (Diskriminant) analizinden farklı olarak kümeleme analizinde
faktör analizindeki gibi veri matrisi analiz öncesi tahmin ve kriter alt
setlerine bölüştürülmez. Kümeleme analizinde dikkatler, bireylerin araştırmada
ölçülen tüm değişkenler üzerindeki değerlerini hesaba katarak ortaya çıkacak
kümeler veya gruplar üzerinde toplanmıştır. Bireyler arasındaki benzerlikleri
saptamak amacıyla uzaklık ölçüleri, korelasyon ölçüleri veya nitelik
verilerinin benzerlik ölçüleri kullanılabilir.
Örnek: Kişilerin sosyo-ekonomik nitelikleri ve siyasal eğilimleri esas
alınarak bu özelikler itibariyle benzer olan kişilerin aynı gruplarda veya
kümelerde toplanması amacıyla tesadüfi olarak seçilen 64 kişi üzerinde 19
değişkenin değeri ölçülmüştür. Bu araştırmanın amacı, saptana 19 değişkenin
kişileri farklı gruplarda topllamada hangi ölçüde yeterli olduğunu belirlemek
ve böylece daha geniş kapsamlı çalışmalarda bu değişkenlerin kullanıp
kullanılamayacağını kararlaştırmaktır.
Kümeleme analizinin pazarlama sorunlarının çözümüne uygulanması oldukça yaygın
bir yöntemdir. Pazar bölümlenmesi, pazar testinin uygulanacağı bölgelerin
saptanması bu konuda örnek verilebilecek birkaç konudur.
Diskriminant (Ayırma) Analizi
Ayırma analizi, iki veya daha fazla sayıdaki grubun ayırımı ile ilgilenen
birçok değişkenli ilgi analizidir. Amaçları arasında analiz öncesi tanımlanmış
iki veya daha fazla sayıda grubun ortalama nitelikleri arasında önemli
farkların olup olmadığının test edilmesi, gruplar arasındaki farka herbir
değişkenin katkısının saptanması ve grup içi değişime oranla gruplar arasındaki
ayrımı maksimize eden tahmin değişkenleri kombinasyonunun belirlenmesi
sayılabilir.
Örnek: ‘Bira içenleri’, ‘bira içmeyenlerden’ ayırt etmenin bir pazarlama
sorunu olduğu kabul edilirse, büyük bir bira üreticisinin yaptığı araştırma
ayırma analizine örnek olarak gösterilebilir. Bu nedenle, tesadüfi olarak
seçilen 500 kişilik bir tüketici bölümünü örnek olarak alınmış ve bu kişilerin
bira içip içmedikleri, cinsiyetleri ve sporla ilgilenme dereceleri saptanmıştır.
Cinsiyet ve sporla ilgilenmenin tahmin değişkenleri olarak kullanılmalarının
nedeni, daha önceki çalışmaların bu değişkenlerle bira içme arasında kuvvetli
bir ilginin olduğunu göstermiş olmasıdır.
Ayırma analizi sonuçlarının test edilme olanağının bulunması sonuçların
geçerliliğini ve güvenilirliğini ve dolayısıyla analizin gücünü artıran önemli
bir etmendir.
Faktör Analizi:
Faktör analizi veriler arasındaki ilişkilere dayanarak verilerin daha anlamlı
ve özet bir biçimde sunulmasını sağlayan bir çok değişkenli istatistiksel
analiz türüdür. Amaç esas olarak değişkenler arasındaki karşılıklı bağımlılığın
kökenini araştırmaktadır.
Örnek: Pazarlama araştırmacısı tüketicilerin marka tercihleri, mağaza
tercihleri, sosyo-ekonomik demografik ve psikolojik nitelikleriyle ilgili
çeşitli verileri toplayabilir. Ancak, araştırmacının son amacı, tüketicilerin
çeşitli markalara karşı tutumları veya eğilimleri gibi bazı temel değişkenlerin
veya boyutların saptanmasıdır. Tüketicilerin markalara tutumları, aile büyüklüğü
ve satınalma sıklığı gibi çeşitli değişkenlerle ölçülebilir. Şayet bu tür
değişkenler arasında önemli korelasyonlar var ise ‘markalara karşı tutum’ bir
faktör olarak kabul edilir.
İstatistiksel Hipotez Testleri
Araştırma hipotezlerinin yazılı hale dönüştürülüp daha sonra istatistiksel
olarak test edilebilecek bir şekle dönüştürülmesi, bir araştırmanın
istatistiksel hipotez test aşamasıdır. İstatistiksel bir hipotez aslında bir
tesadüfi değişkenin dağılımı ile ilgili yapılan bir varsayımdır. Uygulamada bir
hipotez genellikle ilgili ana kütlenin bir veya daha fazla parametresinin
belirlenmesi anlamını taşır. Hipotez testinde, hipotezin belirlenmesinden
sonraki önemli bir aşamada önem derecesinin saptanmasıdır, başka bir deyişle
birinci tip hata a’nın düzeyinin saptanmasıdır. Karar alıcı birinci tip hata
a’yı saptarken test sonucunda yanlış karar almaktan ötürü katlanmak zorunda
olacağı kaybı düşünmektedir. Uygulamada en çok kullanılan önem dereceleri 0,1;
0,05 ve 0,01dir. 0,05 önem derecesinde birinci hipotez red edildi mi sonuç
önemli, 0,01 önem derecesinde red edildiğinde sonuç çok önemli olarak
nitelendirilir.
Test istatistikleri olarak ilgili konuya göre parametrik veya parametrik
olmayan (nonparametrik) testler kullanılabilir.
Ki-kare Testi:
Ki-kare ilgi analizi pazarlama araştırmalarında çok yaygın olarak kullanılan
bir istatistiksel analiz türüdür. Bu yaygın kullanımın en önemli nedenleri, çok
basit bir analiz türü olması, varsayımlarının azlığı ve çok güçsüz ölçeklerde
ölçülmüş verilere uygulanabilmesidir.
Amaçları şunlar olabilir:
1)Örnek değerlerinin dağılımının belirli bir teorik dağılıma uyma derecesinin
saptanması (uygunluk testi)
2)İki veya daha fazla nitelik esas alınarak sınıflandırılan veriler
değerlenerek bu nitelikler arasındaki ilginin derecesinin belirlenmesi
(bağımsızlık testi)
Araştırmacının amacı, örnek değerlerinde gözlenen ilgi hakkında bir yargıya
varmaktır. Odak noktası bireylerin seçilen bazı nitelikleridir. İlginin
fonksiyonel formunun doğrusal olması gerekmez. Analiz doğrusal olmayan
ilişkilere de uygulanabilir.
Örnek: Belirli tip bir elektrik resistansının dayanıklılığını test etmek
amacıyla 360 resistans tesadüfi olarak seçilmiş ve belli gözlem değerleri
saptanmıştır. Dağılımın %5 önem derecesinde normal dağılımdan mı gelmekte
olduğunu anlamak için ki-kare uygunluk testi yapılabilir.
Kolmogorov-Simirnov test istatistiği:
Bu test prosedüründe yine ki-kare testinde olduğu gibi belli bir önem
derecesinde örnek değerlerinin dağılımının test öncesi saptanan belirli bir
dağılıma uyup uymadığı araştırılır. Böylece parametrik istatistik tekniklerinin
kullanılması ile ilgili önemli varsayımlardan birinin de test edilmesine imkan
sağlanmış olur (Uygunluk testi).
Korelasyon analizi
Korelasyon analizi esas olarak tahmin ve kriter değişkenleri arasındaki ilginin
yönü ve derecesi ile ilgilenir. Analizin en önemli varsayımı değişkenler
arasındaki ilginin doğrusal olduğu yönündedir. İlginin derecesini ölçmede
korelasyon katsayısı “r” kullanılır. Basit korelasyon analizinden söz
edilebileceği gibi, çoklu korelasyon analizi yapmak da mümkündür.
Korrespondans analizi:
Korrespondans analizinin amaçlarından bir tanesi, iki sayısal değişken
arasındaki ilişkiyi tanımlamak ve aynı zamanda her degişkenin kategorileri
arasındaki ilişkileri belirlemektir. Her değişken için, düzleme yansıtılan
kategoriler arasındaki mesafe yakınlık ilişkisini ifade eder.
Mc Nemar Nonparametrik testi (Aynı anakütledeki değişikliklerin testi):
Tek bir anakütleden tesadüfi ve bağımsız olarak çekilmiş bir örnek üzerinde
birden çok ölçme yapıldığı durumlarda bu ölçmeler arasındaki farkın anlamlı
veya önemli olup olmadığını saptamayı amaçlar. Bu testin en önemli niteliği,
nominal ölçekte ölçülmüş, önce ve sonra ölçmelerin yapıldığı deneysel serimlere
kolaylıkla uygulanabilmesidir.
Örnek: Bir meşrubat firması ürünlerinin dağıtımının yeterince yaygın
olmamasından şikayetçidir. Dağıtımı daha yaygın bir hale dönüştürmek amacıyla
bir tutundurma kampanyası planlanmıştır. Bu kampanyanın etkinliğini saptamak
amacıyla bir ay sürecek olan bu kampanyadan önce ve sonra kampanyanın
yönetildiği yöreden tesadüfi olarak seçilecek dağıtıcıların meşrubatı satıp
satmadıkları belirlenecektir. Bu amaçla 30 dağıtıcı tesadüfi olarak seçilir.
Kampanya öncesi ve sonrası ölçmelerle bu meşrubatı 7 dağıtıcının kampanya
öncesi ve sonrası bu meşrubatı satmadığı, 3 dağıtıcının eskiden olduğu gibi
kampanya sonrası da meşrubatı satmaya devam ettiği, 16 dağıtıcının eskiden bu
meşrubatı satmazken kampanya sonrası satmaya başladığı ve 4 dağıtıcının ise
tersine eskiden bu meşrubatı satarken kampanya sonrası satıştan vazgeçtikleri
saptanmıştır. Bu koşullar altında kampanyanın gerçekten başarılı sayılıp
sayılamayacağını belirlemek için Mc Nemar testi uygulanabilir.
Regresyon analizi
Bir kriter değişkeni ile bir veya daha fazla sayıda tahmin değişkenleri
arasındaki ilgiyi sayısal hale dönüştürmede kullanılan istatistiksel analizdir.
Regresyon analizi esas olarak değişkenler arasında ilişkinin niteliğini
saptamayı amaçlar. Tahmin değişkeni olarak bir değişken kullanılırsa basit
regresyon, tahmin değişkenleri olarak iki veya daha fazla değişken kullanılırsa
çoklu regresyon analizinde söz etmek mümkündür. Amaç her tahmin değişkenininin
kriter değişkenindeki toplam değişmeye olan katkısının saptanması ve
dolayısıyla tahmin değişkenlerinin doğrusal kombinasyonunun değerinden
hareketle kriter değerinin tahmin edilmesidir.
Örnek: Tüketicilerin gelir düzeyleri ile A malının satışları arasındaki
ilişkinin doğrusal olduğu varsayılarak iki değişken arasındaki ilişki
matematiksel olarak gösterilebilir.
Varyans Analizi Tablosu (ANOVA)
İkiden fazla ana kütle aritmetik ortalamasının karşılaştırılması ile ilgili testte izlenecek süreç ANOVA tablosu ile özetlenebilir. Buna göre F test istatistiği varyans analizi yardımıyla kullanılır: Farklı anakütlelerden seçilen örnek aritmetik ortalamaları arasındaki farkların karelerinin ortalaması, herbir örneğin kendi içindeki farkların karelerinin ortalamasına bölünür. F test istatistiği belirlendikten sonra sonuca varılır.
Örnek: Bir firma yöneticileri yeni ambalaj makineleri satın almayı
planlamaktadır. Buna göre piyasada en çok tutulan üç marka ambalaj makinesinden
hangisini satın almaları gerektiğine karar verebilmek için her bir makine beşer
saat çalıştırılmış ve saat başına ambalaj miktarları saptanmıştır. Bu verilere
dayanarak %1 önem derecesinde firma yöneticilerinin üç makinenin üretim
miktarları arasında önemli bir fark olup olmadığını test etmeleri gerekir ve
verilere varyans analizi uygularlar.
Wilconxon nonparametrik testi:
Bu testte, bağımlı iki ana kütle aritmetik ortalamasının belirli bir önem
derecesinde birbirinden önemli derecede farklı olup olmadığı test edilir.
Örnek: Dergi reklamlarında kullanılacak mesajın kısa veya uzun olmasına
karar vermek için aynı reklam kopyalarında kısa ve uzun reklam masajları
kullanılarak 9 çift reklam mesajı geliştirilmiştir. Bu reklam mesajlarını
hatırlanma derecesi tesadüfi olarak seçilen 20 kişi üzerinde araştırılmış ve
belli değerler bulunmuştur. Belli bir önem derecesinde kısa mesajlı reklam
kopyalarının uzun mesajlı reklam kopyalarından daha fazla hatırlanıp
hatırlanmadığını test etmek için Wilcoxon testi uygulamak gerekir.