İki kekeme yolda karşılaşmış, biri diğerine;

- yarım saat vaktin varsa, gel seninle 5 dakika konuşalım. demiş.

 

 

 

 

Genç iş adamı uçağa binmek üzere havaalanına gelir ve bilet kontrolü yapılan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.

Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?" der.

Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceğiniz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdiğim yeşil valizin Londra'ya, mavi olanın da Paris'e gitmesini istiyorum."

Görevli kız şaşkınlıkla ; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün değil".

Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduğuma çok sevindim. Geçen sene yapmıştınız da!"

 

 

 

 

 

 

 

,

Bir  rahip,bir ayyaş ve bir fizikçi giyotinle idama mahkum edilir.

Önce rahip çıkarıldı. Ona "yukarıya mı bakmak istersin aşağıya mı?" diye sorulduğunda, "gökleri son olarak bir kaç saniye daha seyredebilmek için yukarı bakmak isterim," dedi. Cellat onu yüzü yukarıya bakacak şekilde bağladı ve bıçağı serbest bırakacak mekanizmayı çekti, ancak bıçak rahibin boğazına birkaç santimetre kala durdu.

Seyirciler "bu bir mucize!" diye bağırıştı. Bunun üzerine rahip serbest bırakıldı.

 

Sonra ayyaş çıkarıldı. Ona da "yukarı mı bakmak istersin aşağı mı?" diye sorulduğunda, "son olarak bir kaç yudum daha içki içebilmek için yukarı bakmak isterim," dedi. Cellat onu yüzü yukarıya bakacak şekilde bağladı, ağzına içki döktü ve bıçağı serbest bırakacak mekanizmayı çekti, ancak bıçak ayyaşın boğazına birkaç santimetre kala durdu.

Seyirciler "bu bir mucize!" diye bağırıştı. Bunun üzerine ayyaş serbest bırakıldı.

 

Sonra fizikçi çıkarıldı. O da yukarı bakmak istediğini söyledi. Cellat onu da yüzü yukarıya bakacak şekilde bağladı ve işini yapmaya hazırlandı. Bu arada fizikçi gözleriyle mekanizmayı inceliyor ve kalabalık da üçüncü bir mucizenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini merakla bekliyordu. Cellat elini mekanizmaya uzattığında fizikçi konuştu:

"Bir dakika bekle, sorunu anladım."

 

 

 

 

 

 

 

Üç işletmeci ve üç mühendisin iş icabı trenle bir seyahate çıkmaları gerekir. Tren garına giderler.

Üç işletmeci 3 bilet aldığı halde mühendisler tek bilet alır. İşletmeciler bunun sebebini sorduklarında mühendisler, "bekleyin ve görün," derler.  Trene binerler ve tren hareket ettikten bir süre sonra üç mühendis kalkıp hep beraber trenin tuvaletine girerler. Biraz sonra kondüktör gelir ve üç işletmeciden üç bileti alır. Tuvaletin önünden geçerken kapıyı tıklatıp, "bilet lütfen," der. Kapı açılır ve bir el bileti uzatır. İşletmeciler bunu görürler. Taktiği kapmışlardır.

 

Dönüş yolculuğu için yine gara giderler. İşletmeciler bu sefer tek bilet almışlardır. Mühendisler ise hiç bilet almaz. İşletmeciler yine şaşırıp sebebini sorduklarında mühendisler yine bekleyip görmelerini söylerler.

 

Bir süre sonra yolculuk başlar.

 

Önce işletmeciler kalkıp bir tuvalete girer. Ardından da mühendisler karşısındaki tuvalete. Kondüktörün gelmesine yakın bir mühendis çıkıp karşı kapıyı tıklar ve "bilet lütfen," der. Açılan kapıdan bir el bileti uzatır. Bileti alan mühendis diğer tuvalete geri girer!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adam, karısının kedisinden çok rahatsız oluyormuş. Bir gün karısı evde yokken kediyi alıp arabasına atmış. 2-3 site öteye bırakıp işine gitmiş. İşten döndüğünde bir bakmış ki, karısı kanepede kedisini seviyor.


Ertesi gün işe giderken yine kediyi arabasına almış. Bu kez 2-3 kilometre uzağa götürüp bırakmış. Akşam eve döndüğünde bir bakmış ki, kedi yine evde.

Ertesi gün adam bu kez işi iyice abartmış. Kilometrelerce yol kat ettiği yetmiyormuş gibi sokaklara sapmış çıkmış, dönmüş dolanmış, kediyi öyle bırakmış. Akşama doğru evi aramış. Karısına:

 

-          Bizim kedi evde mi hayatım?

-          Evet yanımda, kanepede yatıyor.

-     Ben kayboldum da... Yolu sormak için aramıştım.

 

 

 

 

 

 

 

 

Eski zamanda bir grup hırsız eşek çalmışlar.  içlerinden biri satmak için pazara götürmüş.  ancak yolda eşeği bir başkası da ondan çalmış.Geri arkadaşlarının yanına döndüğünde ne yaptın kaça sattın dediklerinde cevabı sadece

 

- eşeği aldığımız fiyata sattım  olmuş

 

 

 

 

 

 

 

4 öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve de matematik sınavını  kaçırmışlar ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler, işte arabaya bindik yolda lastik patladı o yüzden kaçırdık diye. Neyse hoca demiş 3 gün sonra gelin sizi sınav yapacağım diye...

3 gün sonra bu 4 öğrenci sınav olmak için gelir, matematik hocası bu 4 ünü sınıfın köşelerine birbirlerine en uzak olacak şekilde oturtur...

 

Birinci soru aynen şöyledir " Hangi lastik patladı ?? "

 

 

 

 

 

 

 

KESTİRME CEVAP

Yılmaz bütünleme sınavına girmişti Yılmaz.Akşam evde babası sınavının nasıl geçtiğini sordu :

 

-Sorulara cevap verebildin mi, oğlum?

-Evet babacığım... Ne sordularsa tümüne tek tek cevap verdim.

-Peki, ne cevaplar verdin bakalım?

-Bilmiyorum, dedim babacığım!...

 

 

 

 

 

 

 

 

Bay Tilki bir gün ormanda dolaşırken bir Bay Tavşan' a rastladı. Bay Tavşan bir şeyler yazmakla meşguldü.

"-Kolay gelsin, Bay Tavşan. Ne yazıyorsunuz?"

"-Doktora tezimin 1. bölümünü yazıyorum.

"-1. bölümde teziniz ne?"

"-Tavşanlar tilkileri nasıl parçalar ?"

"-Yapma! Bu doğru değil! Bu bir bilim adamına yakışmayacak ciddiyetsizlik! Teziniz kökten yanlış."

"-Yaa!" dedi Bay Tavşan, "peki, gel de deneysel kanıtı gör öyleyse."

 

Bay Tavşan önde, Bay Tilki arkada, çalılığın arkasına doğru ilerlediler.

Bir sure sonra Bay Tavşan, yüzünde gülümsemeyle çalılıktan çıkıp geldi ve yerine oturarak yazmaya devam etti.

 

Bir zaman geçti. Bay Kurt' un yolu Bay Tavşan 'in bulunduğu yere düştü. Bay Kurt sordu:

"-Kolay gelsin, Bay Tavşan. Ne yazıyorsunuz?"

"-Doktora tezimin 2. bölümünü yazıyorum.

"-2. bölümde teziniz ne?"

"-Tavşanlar kurtları nasıl parçalar?"

"-Yapma! Bu doğru değil! Bu bir bilim adamına yakışmayacak ciddiyetsizlik! Teziniz kökten yanlış."

"-Yaa!" dedi Bay Tavşan, "peki, gel de deneysel kanıtı gör öyleyse."

 

Bay Tavşan önde, Bay Kurt arkada, çalılığın arkasına doğru ilerlediler.

Bir sure sonra Bay Tavşan, yüzünde gülümsemeyle çalılıktan çıkıp geldi ve yerine oturarak yazmaya devam etti.

 

Eh, biz de neler olduğunu merak ettik tabi. Çalılığın arkasına dolanarak bir göz attık. Bir de ne görelim? Ormanlar kralı aslan haşmetle oturmuş ve etrafında parçalanmış kurt ve tilki.

 

 

*   *   *   *   *   *   *   *

 

 

Bu hikayeden ne ders çıkardınız?

 

"Tezinin ne olduğu hiç önemli değil,  önemli olan tez danışmanının kim olduğu."

 

 

 

 

 

 

 

MANTIK YOLU

Öğrenci sınıfa yeni gelmişti.İkinci günü öğretmenine sordu :

-Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?

-Olur mu evladım, demiş öğretmen.Yapmadınsa ceza da olmaz. Niye sordun bunu?

-Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz sanıyordum!

 

 

 

 

 

 

 

Bir gece, 3 vampir yarasanın cani müthiş derecede sıkılmış. Düşünmüşler, ve Kan içme yarışması yapmaya karar vermişler. Önce birinci yarasa havalanmış ... 15-20 dk sonra geri dönmüş . Döndüğünde ağzı ve dişleri kan içindeymiş bizimkinin. Diğerleri merakla sormuşlar:

            -ne oldu ya?.. Anlatsana

bizimki hiiic demiş pişkin pişkin,

-          -          -          Hani su ilerde bir koy var ya

-          -          -          -eee ee - hani orada bir eşek varya, iste bütün kanını içtim onun!!

-          -          -          Woww demiş diğerleri, büyük adamsın

 Biraz sonra ikinci yarasa havalanmış yalpalayarak yarim saat sonra geri dönmüş. Geri döndüğünde yüzü kan içindeymiş.. Diğer ikisi hemen sormuşlar:

-          -          -          Eee, anlat bakalım sen ne yaptın..

-          -          -          Hani ilerde bi koy varya, kani orada bir eşek lesi var ya

-          -          -          - eee eee - hani orada büyük bir çınar varya, hah.. evet evet iste o orada iki inek vardı, içtim ikisinin kanını..

Diger iki yarasa hayretler içerisinde bakakalmışlar, uff be demisler senin ustune yarasa cikmaz bu alemde....

 Sira 3. yarasaya gelmiş... 1 saat 2 saat yok, derken sabaha karsı çıkagelmiş.. Yalpalaya yalpalaya, zarzor tutunmuş diğer iki vampirin yanına. Geldiğinde Yüzü gözü, eli ayağı kan içindeymiş.. Diğer iki yarasa hemen atlamışlar:

-          -          -          ne oldu?

Anlatmış bizimki:


- Hani ilerde bi koy var ya, hani orada bir eşek leşi var ya

- eee ee demiş diğerleri merakla.

- Hani orada büyük bir çınar varya, o çınarın altında iki inek leşi var ya...

- eee ee..????

- Hani leşlerin yanında büyük bir kaya var ya...

- evet???

– İste ben göremedim ....

 

 

 

 

 

 

Trickery The Toons!

A drunk walks into a bar and says to the bartender,

 "Hey, if I show you a trick will you give me a free drink?"

The bartender says, " I don't know. Show me the trick first and we'll see."

The drunk pulls a frog out of his pocket and sets him down at the piano where the frog proceeds to play the best jazz the bartender has ever heard. Amazed, he gives the drunk his free drink. Then the drunk says.

 " Hey bartender, if I show you another trick, can I get another free drink?"

The bartender says,

"If it's anything like the first trick you showed me you can drink the rest of the night free."

So the drunk pulls a rat from his other pocket, puts it on top of the piano, and the rat starts singing scat along with the frog's jazz riffs.

The bartender starts pouring drinks for the drunk as fast as he can drink them.

A few hours later, an agent walks into the bar and sees the frog and the rat going at it on the piano. He says to the bartender, "Why, that's the greatest act I've ever seen! Who owns that act?"

The bartender points to the drunk who's passed out on the floor and says, "That drunk owns them."

The agent wakes the drunk up and says, " That's the greatest act I've ever seen in my life! I'll give you a hundred thousand dollars for that act."

The drunk says,    "They're not for sale."

The agent says, "Okay then, I'll give you fifty thousand just for the scat-singing rat."

The drunk says, "Okay, it's a deal, " and the agent gives him the fifty thousand and leaves with the rat.

The bartender yells at the drunk,

 "I can't believe you did that! Youhad a million dollar act there and you just broke it up for a measly fifty grand!"

"Relax," the drunk says.

"The frog's a ventriloquist."