El choclo (1947)


Muzik: Ángel Villoldo
Sözler: Enrique Santos Discepolo
Çeviren: Deniz Kenter
Enrique Santos Discepolo

El choclo
The corn
Mısır

Con este tango que es burlón y compadrito
se ató dos alas la ambición de mi suburbio;
con este tango nació el tango, y como un grito
salió del sórdido barrial buscando el cielo;
conjuro extraño de un amor hecho cadencia
que abrió caminos sin más ley que la esperanza,
mezcla de rabia, de dolor, de fe, de ausencia
llorando en la inocencia de un ritmo juguetón.

Por tu milagro de notas agoreras
nacieron, sin pensarlo, las paicas y las grelas,
luna de charcos, canyengue en las caderas
y un ansia fiera en la manera de querer...

Al evocarte, tango querido,
siento que tiemblan las baldosas de un bailongo
y oigo el rezongo de mi pasado...
Hoy, que no tengo más a mi madre,
siento que llega en punta 'e pie para besarme
cuando tu canto nace al son de un bandoneón.

Carancanfunfa se hizo al mar con tu bandera
y en un pernó mezcló a París con Puente Alsina.
Triste compadre del gavión y de la mina
y hasta comadre del bacán y la pebeta.
Por vos shusheta, cana, reo y mishiadura
se hicieron voces al nacer con tu destino...
¡Misa de faldas, querosén, tajo y cuchillo,
que ardió en los conventillos y ardió en mi corazón.

With this mocking and pretentious tango
a pair of wings was tied to the ambition of my slum;
with this tango, the tango was born, and like a scream
it left the sordid slum looking for heaven;

Weird spell of a dying love
that openned paths with just hope
a mixture of rage, pain, faith and solitude
crying with the inocence of a playful rhythm.

From the miracle of your foretelling notes
they were born, wives and lovers
moon of puddles, broken tango on the hips
and a fiery desire in the way to love...

Evoking you, beloved tango,
I feel the trembling of the tiles in the dancing party
and I hear the punishment of my past...

Today, that I don’t have my mother anymore,
I feel her coming in tiptoes to kiss me
when your voice is born along with the bandoneon

Carancanfunfa crossed the sea with your flag
and after a drink of Pernod mixed Paris and Alsina Bridge
became sad buddy of the poor man and the concubine
and even pal of the rich man and the young woman.

Because of you, playboy, jailed, convicted and poor
became words that were born with your destiny
Mass of skirts, kerosen, woman and knife
that burned in the little convents and burned in my heart.

Bu şakacı ve pervasız tango ile
kanatlandı varoşumun tutkusu;
bu tango ile doğdu tango ve bir çığlık gibi
çıktı balçıktan gökyüzünü arayarak;
ahenkli bir aşkın tuhaf yakarışı
kanunsuz ama umutla dolu yollar açan,
öfke , acı , inanç ve yokluğun karışımı
kıvrak bir ritmin masumiyetinde ağlayarak.

Mucizesiyle notalarının kehanetinin,
doğdular, düşünmeden , aşk kadınları ve sevgililer
su birikintilerinde ay , kalçalarda canyenque(1)
ve aşkın doğasında vahşi bir tutku.

Seni hatırladıkça sevgili tango,
hissediyorum yer taşlarının dansla titreyişini
ve duyuyorum homurdanmasını mazimin...
Bugün olmasa da artık annem
hissediyorum öpmeye geldiğini beni parmak uçlarında
şarkın hayat bulduğunda bir bandoneonun tınısında.

Carancanfunfa(2) denize açıldı bayrağınla senin
ve karıştırdı bir pernoda(3) Paris ile Puente Alsina(4)'yı
hüzünlü dostu aşığın ve metresin
ve çöpçatanı varlıklı adamla genc kızın.
Dile geldiler seninle , kaderinle doğduklarında
genç zampara, hapishane , aylaklık ve sefalet,
etekler ayini ; ucuz içki , kadın ve bıçak,
randevuevlerinde alevlenen ve alevlenen kalbimde.

1 - Canyengue : Tangonun çok eski, 1890-1920 lerde uygulanan versiyonu. Canyengue başta sadece toplumun en alt , en fakir tabakası olan zencilerin ve yerlilerin yaptığı, salonlarda değil, açıkta ,yıldızların altında ve düzgün bir zeminde bile değil, toprak zemin üstünde yapılan bir danstı. Fakat bu dans o kadar popüler oldu ki, daha sonraları toplumun bir üst sınıfındaki melezler ve beyazlar tarafından da çeşitli uyarlamalarla değiştirilerek " canyengue orillero" olarak yapılmaya başlandı. Beyazlar bu çok canlı ,hareketli dansı içerdiği afrika ritimleri , bedenin üst kısmını oynatma ve kalça hareketlerini alarak kendi tarzlarında yorumlamaya başladılar. Canyengue başlangıçta bir çift dansı değildi , genelde ayrı olarak,olduğu yerde birbiri etrafında dönülerek yapılıyordu. "Canyengue orillero" avrupai dans stili tarzında bir tutuşla bir çift dansı olarak uygulanmaya başlandı. Bu da doğal olarak dansın adımlarını değiştirdi ve genel anlamıyla "orillero" doğdu. Dans hala yıldızların altında ama daha organize bir dans ortamı içinde yapılıyordu. Bu da adımların gene değişmesine sebep oldu çünkü artık daha düzgün, dansa uygun bir zemin kullanılıyordu. "Canyengue orillero" 1920'lerin sonlarında ve '30 larda popüler dönemini yaşadı. Bu dönemde önce Firpo, daha sonra Canaro ve başka tipik orkestralar ortaya çıktı.

2 - Carancanfunfa : burada "tango" anlamını taşıyor

3 - Perno (Pernod) : anason, çeşitli bitki özleri ve baharatlarla hazırlanan bir likör

4- Puente Alsina : Buenos Aires'te günümüzde Puente Uriburu olarak bilinen köprü . Eskisinin yerine 1938'de şu anki şekliyle, neo-kolonyal tarzda inşa edilen köprü mimari açıdan çok değerli bulunmaktadır.



Tango sözleri Anasayfası