Buharlaşma
kayIplarININ AZALTILMASI YÖNTEMLERİ
Buharlaşma kısaca, suyun sıvı fazdan gaz fazına geçmesi şeklinde
tanımlanabilecek bir doğa olayıdır. Türkiye genelinde yıllık toplam yağış
miktarı 501 milyar m3 dür, bunun 274 milyar m3 ü
buharlaşma yoluyla atmosfere geri dönmektedir. Diğer bir deyişle yıllık toplam
yağışın %54.7’sinden her hangi bir şekilde yararlanılamamaktadır. Diğer taraftan
küresel iklim değişiminin bu tabloyu daha dramatik bir hale getireceği
düşünülürse, buharlaşmanın azaltılması çalışmalarının önemi daha iyi
anlaşılacaktır. Buharlaşmanın etkin olarak azaltılabilmesi için öncelikle
buharlaşmayı etkileyen meteorolojik faktörlerin ve bunların buharlaşmayı ne
doğrultuda etkiledikleri önemlidir. Buharlaşmayı etkileyen başlıca
meteorolojik faktörler güneş enerjisi, su sıcaklığı, doyma açığı, rüzgar,
baraj yüzey alanı ve derinliğidir. Buharlaşmanın azaltılmasına yönelik olarak
geliştirilen yöntemler genellikle bu faktörlerin buharlaşma üzerindeki olumsuz
etkisini ortadan kaldırmaya yöneliktir.
Buharlaşmanın azaltılmasına yönelik yöntemler:
Bu
yöntemler dört ana başlık altında incelenebilir:
-
Fiziksel Yöntemler
1a. Su kütlesindeki tabakalaşmaya müdahale edilmesi
-
Burada amaç, yüzeydeki daha sıcak olan su kütlesinin, alt tabakalarındaki
daha soğuk olan su kütlesi ile yer değiştirmesinin sağlanması ve böylece
yüzeydeki su sıcaklığının dolayısı ile de buharlaşmanın azaltılmasıdır.
- Bu
yaklaşım nisbeten derin barajlarda (20 m) daha iyi sonuçlar vermektedir.
- Bu
yöntemle bir barajdan olan buharlaşma %15 oranında azaltılabilmektedir
1b. Su yüzeyinin yüzen cisimlerle kaplanması
-
Polisitren (köpük) bilya veya levhalarla su yüzeyinin kaplanması
- Veya
beyaza boyanmış, hafif, suda çözünmeyen ve toksik olmayan her hangi bir
madde de kullanılabilir
- Bu
yöntemle bir barajdan olan buharlaşma %35-%85 oranlarında azaltılabilir
-
Yapısal müdahaleler
2a. Gelen güneş enerjisinin su ortamına girmesini tamamen engelleyecek
tarzda barajın üzerinin örtülmesi.
- Bu
yaklaşım buharlaşmayı %37 oranında azaltmaktadır.
-
Barajın üzerinin çatı formunda örtülmesinde kontraplak, aliminyum ve plastik
levhalar kullanılmaktadır.
2b. Küçük yüzey alanına sahip barajların inşaa edilmesi
-
Yüzey alanında %50’ye varan bir azalma, buharlaşmada da %50’ye varan bir
azalma sağlamaktadır.
2c. Baraj çevresine rüzgar kırıcıların yerleştirilmesi
-
Rüzgar hızının ve dolayısı ile buharlaşmanın azalmasına neden olacaktır.
- Bu
açıdan en uygun yöntem ağaçlandırma
- Bu
yöntemle bir barajdan olan buharlaşma %10 oranında azaltılabilmektedir.
2d. Yer altı rezervuarlarının inşaa edilmesi
2e. Barajlardaki fazla suyun savaklanması yerine yeraltına basılması ve
kurak dönemde tekrar kullanılması. Bu yöntem ABD’nin çeşitli eyaletlerinde,
bazı Güney Amerika Ülkelerinde ve İsrail’de başarıyla uygulanmaktadır. Denize
yakın yerlerde tuzlu suyun yer altı suyuna karışmasını engellemesi yöntemin
diğer önemli bir tarafıdır.
2f. Barajın su tutma alanının hücresel bir yapıda inşaa edilmesi
2g. Baraj şevlerinin daha dik inşaa edilmesi
-
Barajın doğru işletilmesi
- Bir
barajda su öncelikle sıcaklığın nisbeten yüksek olduğu kısımlardan
çekilmelidir
- Su
alma yapıları seçici olarak istenilen seviyelerden su alabilecek şekilde
dizayn edilmelidir.
-
Kimyasal Yöntemler
- Bu
yöntemde Hegzadekanol ve oktadekanol gibi kimyasal maddeler
kullanılır. Sudaki bir takım mikroorganizmalar bu kimyasalların
zamanla biyolojik bozunumuna (biyodegradasyon) diğer bir deyişle ortamdan
elimine edilmesine neden olur. Kimyasal yöntemin esası su yüzeyinde bir
molekül kalınlığında ince bir film tabakası oluşturulmasına dayanır. Bu film
tabakasının kalınlığı 1 mm nin ikimilyonda biri kadardır. Bu amaçla
kullanılan maddeler katı (kristal) ya da eriyik formundadır. Kimyasal madde
katı formda kullanılırsa doğrudan göl üzerine serpilir, eriyik şeklinde
kullanılırsa içine ayrıca bir çözücü katılır. Uygulamadan sonra bu çözücü
buharlaşarak tamamen atmosfere karışır.
-
Yöntem büyük barajlarda daha etkindir
- Bu
yöntemlerle bir rezervuarda olan buharlaşma %15-%40 oranında
azaltılabilmektedir
- Film
tabakasının rüzgarlı ve dalga nedeniyle yırtılması sonucu yeniden
uygulanması gerekmektedir. Başta Avustralya olmak üzere, çeşitli ülkelerde
rüzgar etkilerine karşı daha dirençli kimyasalların geliştirilmesi üzerinde
çalışmalar sürmektedir.
- Film
tabakası su moleküllerinin dışarı kaçmasını engellerken oksijen ve
karbondioksit gibi gazların transferini önemsiz bir oranda etkiler. Bu
kimyasalların insan sağlığına ve göl ekosistemine her hangi bir yan etkisi
şu ana kadar rapor edilmemiştir.
-
Maliyet: Kimyasal madde 1 km2’ye ortalama 62.5 kg şeklinde
uygulanmaktadır. Söz konusu kimyasalın kg başına ortalama maliyeti 13$
civarındadır. Buna göre uygulama başına maliyet 62.5 kg´13$=812.5$’dır.
Eğer yıl içerisinde her gün kimyasal madde uygulaması yapıldığını düşünürsek
metrekare başına maliyet 0.10$ ile 0.15$ arasında değişmektedir.
-
Bugüne kadar yöntemin hem deneysel hem de alan çalışması bazında başarıyla
uygulandığı başlıca ülkeler şunlardır:
* ABD (Hefner Gölü-Oklahoma, 1958; Suhuaro Gölü-Arizona, 1960),
* İngiltere,
* Avustralya,
* Doğu Afrika (Malaya rezervuarı, 1955)
* Japonya (Pirinç tarlalarında buharlaşmanın azaltılması yoluyla su
sıcaklığının arttırılması ve böylece ürünün daha erken olgunlaşması
amaçlanmıştır, bu yolla rekolte %5 arttırılmıştır)
* Hindistan (Jaipur, Ramgarh Gölü, 50 mg/m2/gün, başarı %30,
1985),
* İsrail,
* Rusya vd.