(Bu yazı CNBC-e dergi Kasım 2007 sayısında yayımlanmıştır.)
Kısa
metraj acılar
11 Eylül
2001 tarihinde A.B.D.'deki askeri ve sivil
hedeflere yapılan saldırılar, dünya tarihinde bir
dönemeç
olarak kabul
edilirken, sinema için de önemli bir tema haline
geldi. Gökdelenlere çakılan uçakların
haber
bültenlerinde
tekrar tekrar gösterilen amatör kamera görüntüleri,
sinema endüstrisi için ileride defalarca kullanılabilecek olaylar silsilesinin göstergesiydi. Bu trajik görüntüler sinemacıların profesyonel
bakışıyla "eşsiz
nitelikte" görsel
malzemelerdi. Olayın üzerinden
geçen altı yıl gibi kısa
bir süre içinde, birden fazla '11 Eylül filmi' çekildi. Bu filmlere önümüzdeki
yıllarda da yenilerinin eklenmesi şaşırtıcı olmayacak.
11'09''01 - September 11 projesi, Fransız
yapımcı Alan Brigand'ın
11 farklı ülkeden,
politik sinemacı kimlikleri ile öne çıkan 11 usta yönetmene '11 Eylül olaylarına dair birer kısa
film çekmeleri' çağrısı
üzerine 2002 yılında
hayata geçirildi. Filmlerin her birinin 11 dakika, 9 saniye ve 1 kareden
ibaret
olmaları şartı
getirilmişti.
Yönetmenler Shohei
Imamura (Japonya), Sean Penn (ABD), Ken Loach (İngiltere), Samira Makhmalbaf
(İran), Claude Lelouch
(Fransa), Alejandro Gonzales
Inarritu
(Meksika), Idrissa Ouedraogo (Burkina Faso), Amos Gitai
(İsrail), Mira Nair (Hindistan),
Danis Tanovic (Bosna-Hersek) ve Youssef Chahine (Mısır)
projede yerlerini aldı ve
çektikleri
kısa filmlerden, 134 dakika süren dünyanın acılarına
tanıklık ettiğimiz
dev bir sinema sentezi ortaya çıktı. İngiltere’de
yaşayan Şilili bir göçmenin işkencelerle geçmiş
hayatının mektup satırlarına yansıması; 1983'te
Lübnan’a yapılan
bir saldırıda yaşamını yitiren Amerikalı subayın hayaletinin gezinişi; 23 yaşında Müslüman
bir gencin terör zanlısı olarak FBI tarafından yanlışlıkla tutuklanması
ve hoşgörü olgusunun sorgulanması; Afgan çocuklara 11 Eylül'ü anlatmaya çalışan bir öğretmenin hikayesi; Usame Bin Ladin’in resmini gazetelerde görerek ödül avcılığına soyunan
çocukların büyük
şakaları; Srebrenitsa
katliamının boyutlarının
hatırlanması; bir
intihar eyleminin kağıt üzerindeki dökümü; Hiroşima, Nagasaki
ve Ortadoğu'da
yaşananların bıraktığı
derin yaralar ve de eşini kaybetmiş ihtiyar bir adamın tek göz
odasındaki
dramı gibi, bireysel acılara da yer verilmiş.
Bu kısa film derlemesi, kimilerince "sadece A.B.D. karşıtlığının
perdeye yansıması"
olarak değerlendirilmişse
de eleştiri/özeleştiri yüklü sahneler, bu yargıyı haksız çıkarıyor.
Yapımcılar, Amerikan halkının
yaşadığı yas
dönemini gözönünde
bulundurarak, filmin A.B.D.
gösterimini özellikle
geciktirdi. Sean Penn ve Claude Lelouch'un filmleri insanın içine işlerken, özellikle Meksikalı yönetmen Inarritu'nun A.B.D.'ye yönelik eleştirisini, ateşler içindeki binadan kendini dışarı atmaya çalışan insanların görüntülerini
kullanarak dile getirmesi oldukça çarpıcı. 11 yönetmen
görsel anlatımdaki
ustalıklarını, isabetli
müzik seçimleri
ile perçinlerken
filmlerin
etkisini daha da kalıcı hale getirmişler.
Amatör kameralarla kayıtlara geçemese de, her ülkenin
kendi tarihinde yaşadığı bir
'11 Eylül' acısı
olmuştur. 11 Eylül’den
yola çıkarak çekilen ve 11 kısa filmden oluşan evrensel boyutlardaki bu yapıt, diğer ülkelerde de yaşanan, ama dile (görüntüye)
dökülememiş ‘öteki
acılara’ yer vererek ‘11 Eylül’e
çok farklı bir bakış açısı sunuyor.
Suha Çalkıvik