ANASAYFA
Çoktan yokolmuş bir hayatı düşünün, sonsuz çoraklığa atılan balık ağları ancak anıları ayakta tutabilir ama gerçekler anılardan farklı yaşanır yokoluşlarda..Bir gün denizin geri geleceğine inanmasaydılar eğer çoktan vazgeçerlerdi martı seslerinden. Bir hikayeden çok yitip gitmiş, sessiz kalmış bir gerçek Aral. Günden güne yokolup giderken insanlara izlemekten başka şans bırakmayan bir gerçek.. Gemiler bir daha hiç demir alamayacak başka limanlara, fotoğraflar tanıklık edecek yaşadıkları eskimeye. Liman kentleri bir hayalmişçesine kilometrelerce geriden bakacak en yakın su birikintisine fotoğraflarda. İnsanlar tüm yaşananlara inat denizin geri geleceğine, gemilerin sanki o çıplak toprağa değil de eski Aral a demirlediklerine inanacaklar.. Aral insana yenik düşmüş bir yaşam ve onu asıl acıklı kılan da akıl almaz yokoluşu.. Hataların inanılmazlığı kadar inanılmaz bir sonuç.. Ve Aral şimdi günden güne ölen bir göl, insanlar inansalar da onun inancı yok yaşamaya, martılar yok, limanlar yok, ve artık Aral bir toprak denizi, kocaman bir yokoluş.. İnsanoğlunun yarattığı en büyük çevre felaketinin iç parçalayıcı portresi.
ESKİ FENERLER ESKİ GEMİLER uzun yanlışlarla battı gemiler geçtikleri her yerde İçindekiler toy rüzgarlarda yelken açan düşlerimiz uğradığımız adalarda dağıldı geçtiğimiz gemilerde kaldı çarpılmış yüreklerimiz boşlukta el sallayan biri var hala bizim varamadığımız uzaklıklara ![]() ne kulaklarımızda siren sesleri ne kadırga serenlerinin yol açtığı birkaç tuzlu resim içimiz bir ada kuraklığı sualtı batıklarıyız gündemin en fazla neyi bilebiliriz şimdi bulmacalarda geçen gemici deyimlerinden başka.. ![]() örgütlü rastlantılarda her şey sessizliğe güvendi oysa eski fenerler eski gemiler içindi paslandı ay ışığında gümüş eyerli tekneler uykuları çevik tutan deniz rüzgarları dağıldı şimdi her şeyi çıplak görmenin acı veren aydınlığı umudun yeni ve altın anlamı. MURATHAN MUNGAN |
Denizi Özleyenler İçin gemiler geçer rüyalarımda, allı pullu gemiler, damların üzerinden; ben zavallı, ben yıllardır denize hasret, -bakar bakar ağlarım- hatırlarım ilk görüşümü dünyayı, bir midye kabuğunun aralığından: suların yeşili, göklerin mavisi, lapinaların en harelisi... hala tuzlu akar kanım istiridyelerin kestiği yerden. ![]() neydi o deli gibi gidişimiz, bembeyaz köpüklerle, açıklara! köpükler ki fena kalpli değil, köpükler ki dudaklara benzer; köpükler ki insanlarla zinaları ayıp değil. gemiler geçer rüyalarımda, allı pullu gemiler, damların üzerinden; ben zavallı, ben yıllardır denize hasret... ORHAN VELİ KANIK ![]() |