Türkiye AB'ye yük degil

Eger Türkiye 1996 yilinda tam üye olsaydi AB bütçesinden alacagi net katki 9.8 milyar ECU olacakti. Bu, AB ülkelerinin toplam GSMH'lerinin sadece yüzde 0.15'i kadar

Onur ÖYMEN


04_hab01.jpg        TÜRKIYE'yi AB üyeligi sürecine sokmak istemeyenlerin gerekçelerinden biri ekonomik açidan Türkiye'nin yetersizligi. Oysa diger adaylarla yapilan karsilastirmalar bunun tam aksini kanitliyor. Bazi üretim rakamlari bunu somut biçimde ortaya koyuyor.
       Türkiye'yi AB ülkeleriyle karsilastirirken bu ülkelerin AB fonlarindan büyük katkilar sagladiklarini da dikkate almak gerek. Örnegin, Yunanistan'in 1981 - 1996 yillari arasinda AB bütçesinden aldigi yardimlarin toplami 44.2 milyar ecu. Yaklasik 50 milyar dolar. 1986'da üye olan Portekiz'in 1996'ya kadar aldigi yardimlar 22.2 milyar, Ispanya'nin 64.6 milyar ECU.
       AB'ye aday sayilan Orta ve Dogu Avrupa ülkelerine 1990 - 1995 arasinda AB, çesitli ülkeler ve milletlerarasi kuruluslar tarafindan verilen yardimlarin toplami 86.5 milyar ECU. Yani 100 milyar dolara yakin.
       Türkiye Arastirmalar Merkezi'nin bir çalismasina göre, eger Türkiye 1996 yilinda tam üye olsaydi AB bütçesinden alacagi net katki 9.8 milyar ECU olacakti. Bu, AB ülkelerinin toplam GSMH'lerinin sadece yüzde 0.15'i kadar. Yani Türkiye'nin üyeliginin AB'ye büyük bir yük yükleyecegi iddiasi da dogru degil.

Yabanci sermaye niçin gelmiyor?

       1996 yilinda dünyadaki dogrudan yabanci yatirimlarin toplami 349 milyar dolar. Çin bu pastadan 42.3 milyar dolar aliyor. Brezilya ile Singapur'un payi 9.5 milyar dolar. Endonezya 8, Meksika 7 ve Malezya 5.3 milyar dolar aliyor. 1995 yilinda Türkiye'ye gelen yabanci sermaye ise 378 milyon dolardan ibaret. Firmalar hangi ülkelere yatirim yapacaklarini kendileri kararlastiriyorlar ama Türkiye'ye niçin yeterince yabanci sermaye gelmedigini merak edenlerin yatirimci firmalarin çesitli garanti ve tesvik sistemleriyle kendi ülkelerince nasil yönlendirildigini de arastirmalari gerekiyor. Bir de uluslararasi degerlendirme kuruluslarinin verdikleri notlar var. Yüksek not alan ülkeler yabanci sermaye için de çekim merkezi oluyor. Ama bu degerlendirmeler her zaman isabetli mi? Türkiye'nin birçok bakimdan AB'ye aday ülkelerin hepsinden üstün oldugu kanitlandi. Oysa Bulgaristan hariç, hepsine verilen not Türkiye'den yüksek. Bu yil büyük bir ekonomik krize giren ülkelerden Endonezya'ya geçen yil Temmuz ayinda verilen not Türkiye'den dört basamak, Kore'nin notu ise 10 basamak yukaridaydi.

Adaylari kiyaslayan rapor

       Merkezi Brüksel'de bulunan Avrupa Iliskileri Merkezi (Centre de Relations Europeennes, CRE), Türkiye'yi AB üyeligine aday diger ülkelerle ekonomik açidan karsilastiran bir çalisma yapti. Bu arastirmanin sonuçlari 200 sayfalik bir rapor halinde yayinlandi. Varilan genel sonuç söyle:
       "Kopenhag zirvesinde ortaya konulan her üç kriter açisindan da Türkiye, AB'ye aday olan Orta ve Dogu Avrupa ülkeleri arasinda en iyi durumdadir." (CRE, La Turquie, 10 Ans Apres sa Demande d'Adhesion a l'Union Europeenne, s. 120 - 121)
       Rapordaki bilgilerin ve yapilan karsilastirmalarin ortaya çikardigi gerçek su ki, eger AB çitayi Türkiye'nin asamayacagi kadar yüksege koyarsa bu çitanin üzerinden hiçbir aday geçemez.
       Kuskusuz yukarida belirtilen hususlar Türkiye'nin ekonomik alanda hiçbir sorunu olmadigini göstermiyor. Tam tersine Türkiye'nin, basta enflasyon olmak üzere, kamu açiklari, gelir dagilimi bozukluklari, kamu gelirlerinin yetersizligi, iç ve dis borçlar gibi pek çok sorunu var. Ancak bu sorunlari irdelerken de Türkiye'deki durumu ideal ölçülere göre degil baska ülkelerle karsilastirmali olarak ele almak gerekir. Böyle bir arastirma Türkiye'nin durumunun, örnegin issizlik gibi bazi alanlarda yalniz aday ülkelerden degil, bir kisim AB üyesi ülkeden daha kötü olmadigini ortaya koyuyor.
       Buna karsilik gelir dagiliminda Türkiye OECD ülkeleri içinde en geri siralarda. Vergi gelirlerinin GSMH'ye oraninda da Türkiye Avrupa'nin en alt sirasinda yer aliyor. Türkiye'de bu oran Avrupa ortalamasinin yaklasik yarisi kadar. Türkiye, örnegin Ispanya oraninda vergi toplayabilse kamu gelirlerini yilda yaklasik 16 milyar dolar artirabilir.
       Türkiye'yi AB'ye aday ülkelerle karsilastirirken, 1993 Maastricht Antlasmasi'ndan sonra AB'nin bir savunma boyutu kazanmayi kararlastirdigini da unutmamak gerek. Asker sayisi açisindan dünyada 7. sirada gelen, silah, teçhizat ve egitim açisindan ise daha da ileri düzeyde bulunan Türk ordusunun gücünün de dikkate alinmasi gerekiyor. AB'ye öncelikle aday olmasi öngörülen üç ülkenin toplam savunma güçleri Türkiye'nin yarisindan az.

Bunlari biliyor musunuz?

       * Türkiye'nin elektrik üretimi 1970 yilinda 8.6 milyar kw saat, 1994'te 95 milyar kw saat. Sadece alti AB üyesi Türkiye'den çok elektrik üretiyor. Aday ülkeler içinde Türkiye'den biraz fazla elektrik üreten sadece Polonya var.
       * Türkiye'nin ham çelik üretme kapasitesi 1981 yilinda 2.6 milyon ton, 1997 yilinda 19.3 milyon ton. 1981'de dünya siralamasinda 32. olan Türkiye 1995 yilinda 12. sirada. AB üyeleri arasinda Türkiye'yi geçen sadece 4 ülke var. Adaylar arasinda hiç yok.
       * Çimento üretiminde Türkiye'nin 1997 yilinin basinda aylik üretimi 3.871 milyon ton. Dünya ülkeleri arasinda altinci sirada. AB ülkeleri veya adaylari arasinda Türkiye'den çok çimento üreten yok. Türkiye'nin üretimi Fransa'nin iki kati, Ingiltere'nin dört kati.
       * Pamuk ipligi üretiminde Türkiye dünyada dördüncü, pamuklu dokumada da altinci sirada. Türkiye'den fazla üreten Avrupa ülkesi yok. Yün ipligi üretiminde Türkiye dünyada dördüncü. Avrupa'da Ingiltere'den sonra ikinci.
       * OECD ülkeleri arasinda 1980 ile 1997 yillari arasinda kesintisiz her yil istihdam artisi saglayan iki ülke var: Japonya ve Türkiye.
       (OECD Economic Outlook, June 1997)

       Yarin: Müslüman ülkeler arasinda tek gerçek demokrasi