Eğitim alanında göz alıcı projelere imza atan gençlerimizi gözlemlemek, beni her zaman heyecanlandırıyor. Üniversitelerde ve ortaöğretim kurumlarında, takımlar halinde geliştirdikleri ilginç projelerle sadece kendi kariyerlerini değil, aynı zamanda geleceğimizi de şekillendiriyorlar. Gençler, bu projeleri Teknofest gibi etkinliklerde, sempozyumlarda ve çeşitli yarışmalarda sergileyerek topluma sunuyorlar. Bu bir araya gelme ve ortak bir amaç etrafında toplanma durumu, gerçekten umut verici. Finlandiya’nın gelir kaynakları arasında en önemli payı hizmet sektörü oluşturur. Ormancılık, kağıt ve kereste sanayi, teknoloji sektörü, enerji, metal, tarım ve turizm ürünleri ülkenin başlıca gelir alanları arasındadır. Yazılım geliştirme, siber güvenlik, yapay zeka, veri analizi gibi alanlarda çok güçlüdür. Birçok uluslararası teknoloji şirketinin AR-GE merkezleri de Finlandiya’da bulunmaktadır.
Ancak, bu harika çalışmalar neden medyada yeterince görünmüyor? Medya genellikle daha dikkat çekici, vurdulu ve kırdılı coşku veren, duyguları kamçılayan olaylara odaklanıyor. Oysa olumlu gelişmeleri de aynı şekilde paylaşmalıyız. Başarı hikayeleri, toplumun her kesiminde ilham kaynağı olabilir. Gençlerimizin cesaretlendirici başarılarını görünür kılmak için daha fazla çaba sarf etmeliyiz. Çünkü unutmayalım ki, marifet iltifata tabidir; onlara destek vermek, bizler için de büyük bir kazanç olacaktır.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Teknik Üniversitesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nde kurulan METAR Kulübü’nün tanışma toplantısına katıldım. 30 yılı aşkın süredir pek çok projeye imza atan bu kulüp, öğrencilere kariyerlerinde ilham verici bir atmosfer sunuyor. Öğrenciler, mesleki gelişimlerine katkı sağlamak için sektördeki yenilikleri takip ediyor ve takım çalışmalarına destek veriyorlar. Özellikle Aqua, Modelleme ve Raporlama Takımı, gerçekleştirdikleri projelerle dikkat çekiyor. Sempozyumlarda sunulan bildiriler ve yazılan makaleler, bu gençlerin potansiyelini gözler önüne seriyor.
Öğretmenlik bölümü öğrencileriyle gerçekleştirdiğim kariyer planlama sohbeti ise beni bir hayli heyecanlandırdı. Gençlerle dijital dönüşüm, nitelikli insan kaynağı ve takım çalışması gibi konuları derinlemesine tartıştık.
1990’lı yıllardaki turizm sektörü gelişmelerinden, 2000’lerdeki sağlık turizmi artışından ve günümüzde eğitim turizminin sunduğu fırsatlardan bahsettik. Ülkemizin zengin kültürel mirası ve lojistik avantajları, gençlerimizin
uluslararası arenada fırsatlar yakalaması için büyük bir kapı aralıyor.
Dijital dönüşümün eğitimde sunduğu fırsatlar üzerinde durarak, kişiye özel eğitim yaklaşımlarının önemini vurguladık. Nesnelerin interneti ve yapay zekâ gibi kavramların eğitimdeki yenilikçi etkileri, gençlerin gelecekteki
başarıları için kritik bir rol oynuyor. Öğrencilerin eğitim dünyasında neler yapabileceklerini düşünmeye başlamış olmaları beni oldukça etkiledi.
“Akıl akıldan üstündür” diyerek, küçük fikirlerin büyük başarılara dönüşebileceğini hatırlattık. Ahilik kültüründen gelen “ben değil biz” anlayışının toplumsal refah için ne denli önemli olduğunu da vurguladık. Gençlerin
gözlerindeki parıltı, geleceğin parlak olacağına dair güçlü bir işaret. İyi insanlar ve teknoloji üreten bir nesil yetiştirmek için öğretmenlerin rolü tartışılmaz.
Ayrıca, gençlerin kariyer planlamalarında girişimcilik konularını dikkate almalarının büyük önemi var. Dünya genelindeki gelişmeleri takip etmeleri ve hızlı değişimleri fırsata dönüştürmeleri gerekiyor. Son günlerde üç farklı
öğrenci topluluğuyla bir araya geldik ve birlikte neler yapabileceğimize dair harika fikirler geliştirdik.
Bu noktada iş insanlarına sesleniyorum: Sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde, bulunduğunuz yerlerdeki eğitim kurumlarıyla iş birliğini artırmalıyız. Tecrübelerimizi ve imkanlarımızı gençlerle paylaşmak hem onlara hem de bize büyük fayda sağlayacaktır. İş yoğunluğu içinde haftada bir saat bile gençlere ayırmak, bu zamanın değerini anlamanızı sağlayacak ve hem sağlığınızı hem de mutluluğunuzu artıracaktır. Bir mezuniyet töreninde konuşan bir genel müdürün sözlerini hatırlıyorum; "Zaman zaman okulunuzu ziyaret edin. Öğrencilerle geçirdiğiniz bir saat, ruhunuzu canlandıracaktır. Bedava tedavi oluyorum." Demişti.
Eğitimde daha başarılı olmak için öğrenci, öğretmen, ebeveyn, yönetim, sektör ve basın hepimiz birer paydaşız. Eğitime destek verdikçe başarımız artacaktır. Bugünün öğrencileri, yarınlarımızı inşa edecek. Tüm paydaşlar olarak, birlikte daha çok şey yapabileceğimizin bilincinde olmalıyız. Her şeyin hızla değiştiği bu dönemde, biz de değişime bir an önce başlamalıyız. Tarihi değerlerimiz ve gençlerimiz, bu değişimin fırsatlarını barındırıyor. Gençlerin gelecekte küresel ölçekte eğitim kurumları kuran girişimciler olmalarını umut ediyor ve bu yolda atılacak adımları sabırsızlıkla bekliyorum. Haydi gençler, eğitim konusunda büyük girişimlerinizi bekliyoruz! Artık eğitim turizmi diyoruz.