Ahmet Amca 1 Geçen gün Mecidiyeköy'den Kadıköy'e giderken yanına oturduğum Ahmet amca çok günlük sıkıntılardan siyasete ve idamdan Avrupa Birliğine kadar şeyler anlattı. Anlattıklarını sizler ile paylaşmak istiyorum. İlk trafik sıkışıklığı ile konuya başladık. Köprüyü kullanmayanlar için hatırlatalım. Fatih Sultan Mehmet köprüsündeki yol asfaltlamaları ve bakım nedeniyle boğaz köprülerinde daha fazla bir trafik sorunu yaşanıyor. Ahmet amca elimde yetki olsa dedi. Hemen sordum ne yaparsın yetki olsa diye. Hemen ekledi. Toplu taşıma araçlarına, trafiğin sıkışık olduğu durumlarda tercihli yol sağlarım. Böylece toplu taşıma araçlarına binenler daha kısa sürede, gitmek istedikleri yere gideceklerinden, herkes toplu taşıma araçlarını tercih etmeye başlar ve belki de trafik sorunu kısmen çözülür dedi. Ahmet amca devam etti konuşmasına, ülkemizi bir hiç pahasına satıyorlar dedi. İnsanlar aç ve sefil. Üstüne üstlük bir de psikolojik bunalım var diye ekledi. Ahmet amca çok ümitsiz görünüyordu. Atatürk'ün gençliğe hitabesinden eklemeler yaptı. "Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir." Bu sözlerin aynen yaşandığını söylüyordu. Ahmet amcanın bir tanıdığının firması devlete vergi borcunu krizden dolayı ödeyememiş. Vergi memurları firmadaki eşyaları alıp götürmüşler. Ahmet amca sinirleniyor ve ekliyordu. "Amaç üzüm yemek mi, yoksa bağcıyı dövmek mi?". Yazık değil mi? Gençlere, işsiz kalanlara, evine barkına haciz gelenlere. Hükümet niçin var bir türlü anlayamıyorum diyordu Ahmet amca. Bu nasıl seçim sistemi ki, her zaman aynı şahıslar başta kalıyorlar. Bu kadar koltuk sevdası niye diyordu. Bunlar eğer vatanını layiki ile seviyorlarsa başkalarına da fırsat vermeleri ve bir an önce herkesin aday olabileceği bir seçim sistemine geçmeleri gerekir diyordu. Sorunlar sadece kısır bir döngü içinde yineleniyor diyordu. Çözüm üretmiyorlar, üretemiyorlar veya dilim varmıyor söylemeye diyerek ekliyordu. Çözümlerin gerçekleşmesine izin vermiyorlar diyordu. Bu biraz ağır itham değil mi dediğimde ise peki diyerek örnekleri sıralıyordu. Ahmet amcaya doğrusun deyip tasdiklemek zorunda kalıyordum. Evet birileri bizim gelişmemize engel oluyorsa ve biz de bunu aşamıyorsak yazıklar olsun bize diyerek Ahmet amcaya katıldım. 2020'lerde 2000'li yılların tarihe kara bir leke olarak geçecek olması ve 2020'lerde yaşayanların bize sizin kafanız çalışmıyor muydu "geri zekalılar" dediklerini duyar gibi oldum. Ahmet amca ile hükümet, başbakan vs ile konuşmalarımızı diğer gündem konuları takip etti. Haftaya Ahmet amca ile konuştuklarımızı paylaşmaya devam edeceğim. Sağlıcakla kalın...
|