Home ] Up ] Smiling ] [ Düsündüren ] Ozlu Sozler ] Siir ] Sayings ] Short Stories ] Writing ]

DÜŞÜNDÜREN HİKAYELER

 

PARANIN ALAMADIĞI

 Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki oğlunu kapının önünde beklerken buldu. Çocuk babasına " Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun? " diye sordu... Zaten yorgun gelen adam, " Bu senin işin değil " diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk, " Babacım lütfen, bilmek istiyorum. " diye üsteledi. Adam, " İlla da bilmek istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk, " Peki bana 10 milyon borç verir misin? " diye sordu. Adam iyice sinirlenip, " Benim, senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi derhal odana git ve kapını kapat. " dedi. Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı. . Adam sinirli sinirli, " Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder? " diye düşündü. Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, " Belki  de gerçekten lazımdı. "...

       Yukarı çocuğun odasına çıktı ve kapıyı açtı... Yatağında olan çocuğa, " Uyuyor musun? " diye sordu. Çocuk " Hayır. " diye cevap verdi. " Al bakalım istediğin 10 milyon. sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim. " dedi... Çocuk sevinçle haykırdı, " Teşekkürler babacım..."

       Yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı. Bunu gören adam iyice sinirlenerek " Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?...Benim senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok! " diye kızdı. Çocuk " Ama yeterince yoktu" dedi ve paraları babasına uzattı;

" İşte 20 milyon... bir saatini alabilir miyim?...."

 

5 DERS

Birinci ve de en onemli ders.
Okuldaki ikinci ayimda, hocamiz test sorularini dagitti.

Ben okulun en iyi ogrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk
almadan geldim ve orada cakildim kaldim.
Son soru soyleydi:
"Hergun okulu temizleyen hademe kadinin ilk adi nedir?.."
Bu herhalde bir cesit saka olmaliydi. Kadini yerleri silerken hemen
hergun goruyordum. Uzun boylu, siyah sacli bir kadindi.
50'lerinde falan olmaliydi. Ama adini nerden bilecektim ki!..
Son soruyu yanitsiz birakip kagidi teslim ettim.

Sure biterken bir ogrenci, son sorunun test sonuclarina dahil olup
olmadigini sordu.
"Tabii dahil" dedi, hocamiz.. "Is yasaminiz boyunca insanlarla
karsilacaksiniz. Hepsi birbirinden farkli insanlar. Ama hepsi sizin
ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar. Onlara sadece
gulumsemeniz ve`Merhaba' demeniz gerekse bile.."

Bu dersi hayatim boyunca unutmadim. O hademenin adini da..

Dorothy idi.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Ikinci onemli ders.. Yagmurda otostop!..

Bir gece vakit geceyarisina dogru Alama otoyolunun kenarinda duran bir
zenci kadin gordum. Bardaktan bosanirca yagan yagmura ragmen, bozulan
arabasinin disinda duruyor ve dikkati cekmeye calisiyordu. Gecen her
arabaya el salliyordu. Yaninda durdum. 60'li yillarda bir beyazin bir
zenciye hem de Alabama'da yardima kalkismasi pek olagan seylerden
degildi. Onu kente kadar goturdum. Bir taksi duragina biraktim.
Ayrilirken ille de adresimi istedi Verdim. Bir hafta sonra kapim calindi.
Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi,
armaganda.. "Gecen gece otoyolda bana yardiminiza tesekkur ederim. O
korkunc yagmur sadece elbiselerimi degil, ruhumu da sirilsiklam etmisti.
Kendime guvenimi yitirmek uzereydim, siz cika geldiniz. Sizin sayenizde
olmekte olan kocamin yataginin bas ucuna zamaninda ulasmayi basardim.
Biraz sonra son nefesini verdi.

Tanri bana yardim eden sizi ve baskalarina karsilik beklemeksizin yardim
eden herkesi kutsasin!..

En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole."

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Ucuncu onemli ders.. Size hizmet edenleri hep hatirlayin..

Bir pastanin uc otuz paraya satildigi gunlerde 10 yasinda bir cocuk
pastaneye girdi. Garson kiz hemen kostu.. Cocuk sordu:

"Cukulatali pasta kac para?.."

"50 cent!.."

Cocuk cebinden cikardigi bozuklari saydi. Bir daha sordu:

"Peki dondurma ne kadar.."

"35 cent" dedi garson kiz sabirsizlikla.. Dukkanda yiginla musteri vardi
ve kiz hepsine tek basina kosusturuyordu.

Bu cocukla daha ne kadar vakit gecirebilirdi ki..

Cocuk parasini bir daha saydi ve "Bir dondurma alabilir miyim lutfen"
dedi.

Kiz dondurmayi getirdi. Fisi tabagin kenarina koydu ve oteki masaya
kostu. Cocuk dondurmasini bitirdi. Fisi kasaya odedi.

Garson kiz masayi temizlemek uzere geldiginde, gozleri doldu birden.
Masayi sanki akan yaslar temizleyecekti. Bos dondurma tabaginin yaninda
cocugun biraktigi 15 cent duruyordu..

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Dorduncu onemli ders.. Yolumuzdaki engeller..

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun uzerine kocaman bir kaya
koydurmus, kendisi de pencereye oturmustu.

Bakalim neler olacakti?.

Ulkenin en zengin tuccarlari, en guclu kervancilari, saray gorevlileri
birer birer geldiler, sabahtan oglene kadar.

Hepsi kayanin etrafindan dolasip saraya girdiler. Pek cogu krali yuksek
sesle elestirdi. Halkindan bu kadar vergi aliyor, ama yollari temiz
tutamiyordu.

Sonunda bir koylu cikageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.

Sirtindaki kufeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarildi ve ikina
sikina itmeye basladi. Sonunda kan ter icinde kaldi ama, kayayi da yolun
kenarina cekti. Tam kufesini yeniden sirtina almak uzereydi ki, kayanin
eski yerinde bir kesenin durdugunu gordu. Acti.. Kese altin doluydu. Bir
de kralin notu vardi icinde.."Bu altinlar kayayi yoldan ceken kisiye
aittir" diyordu kral.

Koylu, bugun dahi pek cogumuzun farkinda olmadigi bir ders almisti. "Her
engel, yasam kosullarinizi daha iyilestirecek bir firsattir.."

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Besinci onemli ders.. Onemli olan vermektir..

Yillar once hastanede calisirken, agir hasta bir kiz getirdiler.

Tek yasam sansi bes yasindaki kardesinden acil kan nakli idi.

Kucuk oglan ayni hastaliktan mucizevi sekilde kurtulmus ve kaninda o
hastaligin mikroplarini yok eden bagisiklik olusmustu.

Doktor durumu bes yasindaki oglana anlatti ve ablasina kan verip
vermeyecegini sordu.

Kucuk cocuk bir an duraksadi. Sonra derin bir nefes aldi ve "Eger
kurtulacaksa, veririm kanimi" dedi.

Kan nakli ilerken, ablasinin gozlerinin icine bakiyor ve gulumsuyordu.
Kizin yanaklarina yeniden renk gelmeye baslamisti, ama kucuk cocugun yuzu
de giderek soluyordu.. Gulumsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle
doktora sordu:

"Hemen mi olecegim?.."

Kucuk doktoru yanlis anlamis, ablasina vucundaki butun kani verip,
olecegini sanmisti.

CIR CIR BÖCEGI

Genc bir ciftci hayatinda ilk defa New York'a  gitmisti. Gokdelenlerin yuksekligi ve insanlarin coklugundan saskina donmustu. Kalabalik  bir bulvarda yururken, kulagina asina bir circir bocegi sesi geldigini  zannetti. Durdu ve dikkatle dinledi.! Evet, bu bir circir bocegiydi.!  Ses buyuk bir magazanin onundeki calilarin arasindan geliyor gibiydi. Bunun uzerine bu buyuk cali kumesine yonelip bakinmaya basladi. Bir magaza gorevlisi disari cikip : "Yardimci olabilir miyim??  " diye sordu. "Hayir, tesekkur ederim."  dedi genc adam. "Sadece surada bir circir boceginin sesini duydugumu sandim". "Hayir" dedi gorevli, "New York'ta bulunmaz". Genc ciftci circir bocegini buluncaya kadar cirlak sesi takip etti, onu eline aldi ve "Tamam iste burada !" dedi. 
Genc adam  bu calinin onunden her saat binlerce insan gecmesine karsilik circir bocegini duyanin bir tek kendisi olmasina cok sasirmisti. Bunun uzerine kucuk bir deneme yapmaya karar verdi. Elini cebine atip bir ceyrek cikardi ve havaya atti. Paranin kaldirima vurdugu anda, dusen bozuklugu aramak icin yurumekte olan 24 yaya durdu! 

Psikologlar genc adamin sahit oldugu olay icin bir tanım kullanirlar. Buna algida seçicilik denir, ve belli seyleri gormek ve belli sesleri duymak icin kendimizi egitiriz anlamina gelir. 
  
Gokyuzune bakip kuslari algilayin, kirlara gidip cicekleri algilayin, cocuklara bakip safliklarini, güzelliklerini algilayin, agaclara bakip dallarini, yapraklarini algilayin. Hayvanlara bakip dogalliklarini algilayin, insanlara bakip guzelliklerini (mutlaka guzel taraflari vardir) algilayin. 

Algiladiginiz yalniz para sesi olmasin. 

 

YARALAR

Kötü karakterli bir genç varmis. Bir gün babasi ona çivilerle
dolu bir torba vermis. " arkadaslarin ile tartisip kavga ettigin
zaman her sefer bu tahtaperdeye bir çivi çak" demis.

Genç, birinci (ilk) günde tahtaperdeye 37 çivi çakmis. sonraki
haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalismis ve geçen her
gün de daha az çivi çakmis.

Nihayet bir gün gelmis ki hiç çivi çakmamis. Babasina gidip
söylemis.
Babasi onu yeniden tahtaperdenin önüne getirmis. Gence
"bugünden baslayarak tartismayip kavga etmedigin her gün
için tahtaperdelerden bir çivi çıkart(sök)" demis.

Günler geçmis. Bir gün gelmis ki her çivi çikarilmis. Babasi ona
"aferin iyi davrandin ama bu tahtaperdeye dikkatli bak. Artik çok
delik var. Artik geçmisteki gibi güzel olmayacak" demis.

Arkadaslarla tartisip kavga edildigi zaman kötü kelimeler söylenilir.
Her kötü kelime bir yara (delik) birakir.  Arkadasina bin defa kendisini
affettigini söyleyebilirsin ama bu delik aynen kalacak(kapanmayacak).

Bir arkadas ender bir mücehver gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir sen
ihtiyaç duydugunda yardimci olur, seni dinler sana yüregini açar" demis.

YABAN KAZLARI

Göç eden yaban kazlarinin havada süzülürken "V" seklinde bir
formasyonla uçtuklarini görmüssünüzdür... Bilim adamlari kazlarin
neden bu sekilde uçtuklarini arastirmislar ve ;

1-) "V" seklinde uçuldugunda, uçan her kus, kanat çirptiginda
arkasindaki kus için, onu kaldiran bir hava akimi yaratiyormus.
Böylece "V" seklinde bir formasyonda uçan kaz grubu,
birbirlerinin kanat çirpislari sonucu ortaya çikan hava akimini
kullanarak uçus menzillerini % 70 oraninda uzatiyorlarmis. Yani
tek basina gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse
ikiye katliyorlarmis.

Kissadan Hisse: Belli bir hedefi olan ve buna ulasmak için bir
araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erisirler.

2-) Bir kaz, "V" grubundan çiktigi anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü
diger kuslarin yarattigi hava akiminin disinda kalmis oluyor. Bunun sonucunda,
genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna bu sekilde devam ediyor.

Kissadan Hisse: Eger kafamiz bir kaz kadar çalisiyorsa; bizimle ayni yöne
gidenlerle bilgi alisverisini ve isbirligini sürekli kilariz.

3-) "V" grubunun basinda giden kaz hiç bir hava akimindan yararlanamiyor.
Bu yüzden digerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu durumda en arkaya
geçiyor ve bu defa hemen arkasindaki kaz lider konumuna geçiyor. Bu
degisim sürekli yapiliyor; böylece her kaz grubun her noktasinda yer almis oluyor.

Kissadan Hisse: Yaptiginiz her isi, yeri ve zamani geldiginde
baskasina birakmak gerekiyor.

4-) Uçus hizi yavasladiginda gerideki kuslar, daha hizli gitmek üzere
öndekileri bagirarak uyariyorlar.

Kissadan Hisse: Ilerlemek ve yol almak için bazen baskalarinin
uyarilarina gereksinim duyariz. Bundan alinmamaliyiz; tam aksine,
böyle uyarilari sevinç ve takdirle karsilamaliyiz.

5-) Gruptaki bir kus hastalanirsa ya da bir avci tarafindan
vurulup uçamayacak duruma gelirse; düsen kusa yardim etmek üzere
gruptan iki kaz ayriliyor ve korumak üzere hasta / yarali kazin
yanina gidiyor. Tekrar uçabilene (ya da eger ölürse, ölümüne
kadar) onunla beraber yarali kusu asla terk etmiyorlar. Daha sonra
kendilerine baska bir kaz grubu buluyorlar. Hiçbir kaz grubu,
kendilerine bu sekilde katilmak isteyen kazlari reddetmiyor...

Kissadan Hisse: Adam olmak sadece insanlara özgü degil....



Home Up Smiling Düsündüren Ozlu Sozler Siir Sayings Short Stories Writing