Tüm yurtta, İzmir'in kurtuluşunun 63. yıldönümünün mutluluğu varken, her ikisi de öğretmen olan Özen soyadlı evli bir çiftin başka bir mutlulukları daha vardı o gün. Artık, evlerinin yeni bir ferdi daha vardı. Adını Emre Utku koymuşlardı bu ferdin.

         Doğduğum ve büyüdüğüm yer olan Malatya'mda tamamladım üviversiteye kadar olan eğitimimi. Mavi önlüklü bir velettim Hasan Varol İlköğretim okuluna attığım adımla başlayan ilk öğretim zamanlarımda. Orta okulu ise, birbirinden güzel anılarla Malatya Anadolu Lisesinde bırakmıştım geride. Öğrenciye, kendini yarış atı gibi hissettiren eğitim sistemimizde, bir yarıştan daha çıkmış ve yarışın sonucu olarak; bir buçuk yılını yatılı, kalan bir buçuk seneyi ise gündüzlü olarak bitireceğim Malatya Fen Lisesi sıralarını eskittim, yine birbirinden güzel ve ilginç anılarla. Bir senelik bekleyişten sonra, ikinci kez koştuğum maratondan bu defa İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'nin yolunu tutmak üzere ayrıldım Malatya'dan.

          Genelde, sevecen bir mizacım vardır ve sıcak kanlı davranmayı yeğlerim. İçimde barındırdığım çocuk, zaman zaman şaşkın bakışlara maruz bıraksa da beni, o çocuk sayesinde mutlu olmayı başarırım ufak tefek şeylerle. Ufak tefek şeylere çok çabuk da üzülebilirim. İnatçı olduğumu, damarım tutmuşsa nuh deyip peygamber demediğimi söyleyenler sanırım haklılar. Bu yüzdendi, senelerce lakabımın "keçi" olması. Detaycılık, burcumun da özelliğiymiş ama ben burçlara pek inanmam. Çok detaycıyımdır, çok küçük detaylara bile takılırım, irdelerim. Çok yorucu... Hırçın, zaman zaman biraz huysuz biri olduğum aşikar olsa da gerçekten özen gösteririm sevdiklerime. Bir de hafızam kuvvetlidir ama ezberleme anlamında değil; yapılan iyiliği de unutmam, kötülüğü de.

          Türk halk müziğine olan aşkım, sanırım ilgi duyduğum enstrümana da yansımış durumda. Her ne kadar çok iyi çaldığım söylenemese de bağlama çalıyorum. Sosyal latin danslarla (salsa, bachata, merengue, cha cha) ilgileniyorum. Bir zamanlar dersten bile kaçardım basketbol oynamak için ama yıllardır, basketbol topuna elimi bile sürmedim. Hiç anlamadığım iş olan futbolda ise, yaz tatillerinde can sıkıntısından her iki gecede bir halı sahada top oynaya oynaya defans oyuncusu oldum çıktım.

               Okuduğum bölümü gerçekten seviyorum, iki sene içerisinde İnşaat Mühendisi olacağım umarım...