Görmez Olaydım "Güneşi Gördüm"


Giriş Sayfası Duygusal ve Bireysel Genel Temalar Fikir ve Elestiri Makaleler


 

 

 

GÖRMEZ OLAYDIM, GÜNEŞİ GÖRDÜM

 

Epeyi gecikmeli de olsa en sonunda “Güneşi Gördüm”… Aslında gecikmeli izlediğime pek üzüldüğüm de söylenemez hani. Film eleştirmeni olmadığım gibi, sinemanın teknik teferruatlarından da pek fazla anlamam ama film kurgu olarak olsun, senaryo olarak olsun, sahneler arası geçişler olarak olsun gayet iyiydi. Aynı zamanda oyuncuların ve yönetmenin de performansı gayet iyiydi. Türk sinemasının -kanaatimce- teknik olarak başarılı filmlerinden biriydi. Lakin ben, filmi bu yönlerinden değil, ele aldığı konuyu işleyişinde yanlış tarafsız olamayışı yönüyle incelemek istiyorum.

Filmin vurgulamak istediği konuların neredeyse hepsine son raddesine kadar katılmaktayım. Filmin anlatmak istediği şeyler ah bir de daha tarafsız işlenseymiş ya daha güzel olurmuş. Korsana birçok insan karşıdır ama ben Kırmızıgül’ün para kazanmasına karşı bir insan olduğum için filmi gayet de korsan bir yoldan edindim ki zaten geç izleyişimin sebebi de görüntü kalitesi düzgün olan bir korsan çekimi ancak edinebilmiş olmamdan kaynaklandı. Emek hırsızlığı yaptım ve vicdanım da rahat… Neden mi?

Edindiğim kopya sanırım filmin yurtdışı gösterim kopyasıydı ve İngilizce altyazısı vardı. İşte dananın kuyruğunun koptuğu ilk detay altyazıda gizli: Oyuncular konuşurken “terörist” diyorlar lakin altyazıda -hafifletilmiş versiyonu olan- “gerilla” diye geçiriliyor; “dağa çıkmak” tabiri ise “gerillaya katılmak” diye çevriliyor altyazıda. Birileri PKK denen bebek katili örgütü, yurtdışına daha masumane pazarlama çabasında sanırım. İkinci detay ise çatışma sonrasına ölen PKK’lılar ve şehit düşen askerlerin görüntüsündeki duygu sömürüsünde. Yönetmen efendi, PKK itlerinin cesetlerini açık bir şekilde sergilemekten kaçınmayarak parçalanmış vücutlarla birilerine duygu sömürüsü yaparken, aynı şekilde parçalanmış ve kan revan içinde olan Türk Askeri’ni ise bayrağa sarılı tabutlarda gizlemeyi yeğliyor. Aklı sıra teröristler için “perişan edilen imajı” uyandıracak izleyicilerin nazarında. Bu denli ufak ve ucuz detaylar filmin tarafını da ortaya koyuyor. Filmin kapanışında (belki Türkiye gösteriminde yoktur emin değilim) İngilizce olarak, bu durumun 30 yılda kırk bin civarı insanın canına mal olduğundan bahsediyor ama PKK’nın kaç bin masumu öldürdüğü söylenmiyor bile.

Kardeş kavgasını, Güneydoğu insanının sorununu ortaya koymaya çalışan bu film, bu tür ufak ama dikkat çeken detaylarla asıl maksadını da ortaya koyuyor. Oradaki halkın gerçekten sadece huzura ihtiyacı var, bunu vurgulamak yerine bunu vurgular gibi gösterip katilleri mazlum gösterme çabasına giriyor.

Haliyle, film her ne kadar güzel olsa da filmin, kasıtlı bir taraflı anlatımı ve birçok konuda birçok insanı töhmet altında bırakan bir yanı mevcut. İşte bu sebepledir ki, kaynağının hangi tarafa gideceğini başından beri bilmediğim bir filmi de bilerek korsan izledim ki benden kuruş işlemesin gereksiz insanlara.  

                                                                                             Emre Utku ÖZEN