|
1773'den 2003'e İstanbul Teknik Üniversitesi |
,
İstanbul Teknik Üniversitesi'nin geçmişi
gerilere, Osmanlı dönemine, Sultan III. Mustafa’nın saltanat yıllarına kadar
uzanmaktadır. Osmanlı Devletinde ilk kez Batılı anlamda mühendislik eğitimi
vermek üzere 1773 yılında kurulan Mühendishane-i Bahr-i Hümayun (İmparatorluk
Deniz Mühendishanesi), gemi inşaatı ve deniz haritalarının yapılması konusunda
uzman personel yetiştiriyordu. Haliç Tersane’sinde yer alan okulun kurucusu bir
Macar soylusu olan Baron de Tott'du.
Osmanlı'ların yenileşme hareketinde önemli rol oynayan
Baron de Tott, açılan okulda ders de vermiştir. İlk başhoca ise birçok yabancı
dil bilen ve gemi mühendisliği konusunda eğitim görmüş olduğu ileri sürülen
Cezayirli Seyyid Hasan Hoca’dır. Okulun kitaplığının yabancı dillerden çevrilen
birçok eserle zenginleştirildiği ileri sürülmektedir.
1795 yılında, III. Selim döneminde açılan Mühendishane-i
Berr-i Hümayun (İmparatorluk Kara Mühendishanesi) topçu subayı yetiştirmek için
kurulmuştu. Mühendishane-i Bahr-i Hümayun’un genişletilmesiyle oluşan bu okulun
eğitim süresi dört yıldı. III. Selim Mühendishane’nin gelişmesine önem vererek,
okula Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nden kitap göndermiştir. Okula bağlı bir
matbaanın kurulmasına olanak sağlayan padişah ayrıca gözlem ve ölçüm aletleri
bağışlayarak okulun donanımına katkıda bulunmuştur.
Okulda verilen dersler arasında istihkam, top dökümcülüğü,
topçuluk, astronomi gibi konular yer alıyordu. Okulun kuruluş ve gelişim
sürecinde Fransız öğretim üyelerinin ve mühendislerin de katkısı büyüktür.
Hasköy'de, bugün Haliç Köprüsü'nün kuzey yönündeki ayağının bulunduğu alanda
yer alan Kara Mühendishanesi binası zamanla yıkılmış; Hasköy askerlik şubesinin
bahçesinde duran yazıtı 1995 yılında İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan alınan izinle İTÜ'nün Taşkışla binasına
getirilerek, giriş holüne yerleştirilmiştir.
1847 yılında Mühendishane-i Berr-i Hümayun'un müfredatına
mimarlık alanında da dersler konularak batı usullerine göre mimarlık bilgileri
verilmeye başlandı. 1883 yılında Hendese-i Mülkiye’ye dönüşen Mühendishane-i
Berr-i Hümayun, 1909 yılında Mühendis Mekteb-i Alisi adını alarak, sivil mimar
ve mühendislerin yetişmesi konusunda eğitim vermiştir.
Cumhuriyetin kuruluşu ile mühendislik ve mimarlık eğitimi
yeniden düzenlendi. Mühendis Mekteb-i Alisi yol, demiryolu, su işleri ve
inşaat-mimarlık dallarını kapsayacak şekilde eğitim veren bir okul olarak
örgütlenmişti. 1929 yılında Mektebin mevcut su ve yol kollarına inşaat şubesi
de eklenerek mimarlık alanında eğitime başlanmıştır. İlk mezunlarını 1931
yılında veren Yüksek Mühendis Mektebi Cumhuriyet Türkiyesi'nin bayındırlık
işleri için gerekli teknik elemanları yetiştiriyordu. 1940'larda Almanya ve
İsviçre'yi terkeden öğretim üyelerinin katılımı ile güçlenen kadrosu ile Yüksek
Mühendis Mektebi, Türkiye'nin teknik öğretim alanında önde giden bir eğitim
kuruluşu olarak seçkinleşti. Önce Gümüşsuyu'ndaki eski kışla'da konumlanan
mektep, daha sonra Taşkışla ve Maçka Silahhanesi binalarının da verilmesiyle
büyüdü ve öğrenci sayısı ile birlikte öğretim kadrosu da gelişti. 1944 yılında
Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönüştü. Fakültelerin
başlangıçta çok sınırlı olan öğretim kadrosu zamanla gelişerek bilim dallarında
uzmanlaşmaya ve kadrolaşmaya gidildi. İlk yıllarında İnşaat, Mimarlık, Makina,
Elektrik Fakültelerinden oluşan İstanbul Teknik Üniversitesi Maden, Kimya, Gemi
İnşaatı, Fen-Edebiyat, İşletme, Uçak ve Uzay Bilimleri, Denizcilik gibi
fakültelerin kurulması ile büyümüş, tüm fakülteler bölümlere ayrılmış ve her
fakültede diploma veren programlar gelişmiştir. Örneğin İnşaat Fakültesi içinde
Jeodezi ve Fotogrametri, Makina Fakültesi içinde Tekstil, Mimarlık Fakültesi
içinde Şehircilik ve Endüstri Tasarımı gibi bölümler lisans ve yüksek lisans
eğitimi verecek şekilde dallanarak İstanbul Teknik Üniversitesi dünyadaki
çağdaş gelişmelere paralel bir büyüme göstermiştir. İTÜ mimarlık alanında ve
mühendisliğin tüm dallarında Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap verecek, aynı
zamanda uluslararası düzeyde yetkin olabilecek meslek adamları
yetiştirmektedir. İTÜ'de yapılan doktora ve diğer bilimsel yayınlar, Türkçe'nin
bilim dili olarak yerleşmesine ve birçok alanda teknik terminolojinin
oluşmasına katkıda bulunarak büyük bir ulusal birikim sağlamıştır.
İTÜ'de 1974/75 öğretim yılında iki kademeli eğitime
geçilerek, dört yıllık lisans eğitimine eklemlenen iki yıllık lisansüstü
programları ile birçok uzmanlık alanında üst düzeyde eğitim verilmeye
başlanmıştır. Halen Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler, Nükleer Enerji, Avrasya Yer
Bilimleri, Bilişim olmak üzere beş enstitü tarafından yürütülen yüksek lisans
ve doktora programları ile büyük bir öğrenci kitlesine hizmet veren İTÜ, lisans
sonrası eğitimle Türkiye'nin gereksinim duyduğu genç öğretim üyesi adaylarını
yetiştirmeyi ve düzeyli uzman gereksinimini karşılamayı hedeflemektedir.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Mimarlık, Makina, İşletme
Fakülteleri, Türk Musikisi Devlet Konservatuarı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü
kent merkezinde, Taşkışla, Gümüşsuyu ve Maçka binalarında bulunmaktadır. 1970'lerden
başlayarak Maslak'ta gelişmeye başlayan geniş kampüs içinde Rektörlük yönetim
binaları ile birlikte Elektrik-Elektronik, İnşaat, Maden, Kimya ve Metalürji,
Fen-Edebiyat, Uçak-Uzay Fakülteleri bulunmaktadır. Lisans sonrası eğitim veren
Enstitüler ise: Nükleer Enerji, Fen Bilimleri, Bilişim ve Avrasya Yer Bilimleri
Enstitüleridir. Teknik Üniversite bünyesine 1988 yılında katılan Denizcilik
Fakültesi, Tuzla'da 16.5 hektarlık bir alana sahiptir. İTÜ Maslak Kampüsünde
byük bir gelişme süreci yaşanmaktadır. Kitaplık, Kültür Sanat Birliği, Spor
Birliği, Çocuk Yuvası gibi binaların yapımıyla üniversite yaşamının
gerektirdiği temel hizmetler karşılanmıştır. 1940'lardan başlayarak birçok ünlü
İTÜ'lünün kaldığı Gümüşsuyu Öğrenci Yurduna ek olarak Maslak Kampüsünde yapılan
yeni yurt ve lojmanlar öğrenci ve öğretim üyelerinin kullanımına sunulmaktadır.
Kaynakça:
1. http://www.itu.edu.tr