Geçen Aydan Kalanlar         Taner Derbentli

            
SEÇİMLER    (12 Temmuz 2018)     
    
24 Haziran 2018 tarihi, ülkemizde cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine sahne oldu. Parlamenter sistemden, başkanlık sistemine geçiş sözkonusu olduğundan bu seçimlerin önemi, öncekilere göre daha büyüktü. İttifak yapan iki parti başkanlık sistemini savunurken, ittifak yapan dört parti de, seçime tek başına katılan bir diğer partiyle birlikte demokratik parlamenter sistemi savunuyordu. Seçimi başkanlık sistemini savunan ittifak kazandı ve bu ittifakın başkan adayı da, cumhurbaşkanı olarak seçildi.
    
Seçime oldukça ağır ekonomik koşullarda gidildi. Özetle, Türk Lirası başta Amarikan doları olmak üzere diğer ülke paraları karşısında son bir kaç ayda değer kaybetmişti. Yıllık enflasyon yüzde 10’ u geçmiş ve yükseliş halindeydi. Önemli gıda ürünlerinin fiyatları son altı ay içinde yüzde 25’ lere varan oranlarda artmıştı. Türkiye’ nin cari açığı sürekli artıyordu. Gıda alanında kendi kendine yeten Türkiye, artık tarım ürünlerinin büyük bir bölümünü yurt dışından almak zorunda kalıyordu. Halkın geçim sıkıntısı içinde olduğu haberleri televizyonlarda sıkça dillendiriliyordu. Ancak seçim sonuçları yukarıdaki ağır ekonomik tablonun halk tarafından pek önemsenmediğini ortaya koydu.
    
Gene üzerinde önemle durulan konulardan biri de adil seçim koşullarıydı. Başta TRT olmak üzere, yazılı ve görsel medyanın büyük bir bölümü ittifaklardan birine ağırlıklı olarak yer verip, adeta onun sözcülüğünü yaparken, diğer ittifak ve seçime tek başına giren parti medyada pek yer bulamadı. Seçime tek başına giren partinin lideri tutukluydu ve miting yapma olanağından yoksundu. İttifaklardan birinin başkan adayı devletin sağladığı olanaklardan (örneğin ulaşım) yararlanırken, diğer partilerin başkan adayları sağladıkları kısıtlı bağışlarla kampanyalarını yürüttüler. Seçimlere Olağanüstü Hal koşullarında gidildi, İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Bakanları tarafsız bakanlarla değiştirilmedi. Adil olmayan seçim koşullarının, sonuçları ne ölçüde etkilediğini bilemiyoruz.
    
Seçim sonuçları ile ilgili önemli bir değerlendirmeyi Prof. Dr. Nebi Sümer, “Herkese Bilim Teknoloji” dergisinin, 6 Temmuz 2018 tarihli, 119. Sayısında yaptı. Sümer, kişiler arasında güvenin az olduğu, farlılıklara hoşgörü ile bakamayan ve çatışmaları müzakere yoluyla çözme becerisi az olan toplumlarda, seçim sonuçlarının karşıt kimlik siyaseti ile belirleneceğini savundu. Başka bir deyişle seçmenler koşulları değerlendirip oy vermek yerine, kendileri ile özdeştirdikleri partilere oy vermekteydiler. Profesör Sümer yazısında kişiler arası güven bakımından, Türkiye’ nin diğer Avrupa ülkelerine göre en alt sıralarda yer aldığını da belirtmekteydi.
    
Yukarıda partilerden ve seçim sonuçlarından söz edilmedi, sadece bazı gözlemlerde bulunuldu. Kimin kazandığını olmasa da kimin kaybettiğini tahmin edebiliyor musunuz ?