Geçen Aydan Kalanlar         Taner Derbentli

            
SONA ERMEK    (23 Haziran 2017)     
    
Haziran ayı mezuniyet törenlerinin yapıldığı aydır. Birçok öğrencinin üniversite eğitimi bu törenlerle sona erer. Mezuniyet törenlerini her zaman çok önemsemişimdir. Hem öğretim üyesi, hem de öğrenci olarak verilen büyük bir emeğin sonucunun tescil edildiği günlerdir mezuniyet törenleri. Ben de bu yıl diğer öğrencilerimin yanısıra, iki yeğenimin biri doktoralı tıp doktoru diğeri tıp doktoru olarak mezun olmalarının mutluluğunu yaşadım. Ne yazık ki uzakta olduğum için mezuniyet törenlerine katılamadım, ama onlara düşüncelerimi birer mektupla yazdım. Aşağıda yazdıklarım bir bölümüyle o mektuplardan alıntılardır.
    
Her sona eriş, aslında yeni bir başlangıçtır. Geçmişle gelecek arasında bir noktadır. Geçmiş bildiğimiz bir zaman sürecidir. Yaşadığımız zorlukları, uykusuz geceleri, sınavları düşününce insan rahatladığını hisseder, bir mutluluk duyar. Öte yandan yaşadıkları aynı zamanda sevinçli ya da üzüntülü anılarla doludur. Bundan dolayı da hüzünlenir. İnsan sona eren dönemle ilgili bir değerlendirme, hesaplaşma yapma gereği duyabilir, duymalıdır. Geçmiş bir ölçüde geleceğin tohumlarını da içinde barındırır.
    
Ancak gelecek büyük ölçüde belirsizdir, yaşamın insanın önüne çıkaracağı seçenekler, fırsatlar, zorluklar ve kişinin bunlar karşısındaki davranışları, geleceği belirler. Öğrenciler için, işe başlamak, doktora için bir üniversiteye gitmek, aile kurmak, yaşayacağı yeri seçmek geleceği belirleyecek temel seçimlerdir. Yaşam sona ermez, tüm sorumlulukları ve güzellikleri ile sürer. İşinizdeki gelişmeler, evlilik,çocuğunuzun olması, yeni projeler , yitirilen ve kazanılan sevgiler, yaşamınızda başlangıç ve bitişlerin nedeni olur. Uykusuz geceler, ‘sınavlar’, hiç bitmez. Bu nedenle sona ermek kanımca sadece bir aşamanın tamamlanmasıdır.
    
Yaşam birbirine bağlı bir evreler dizisidir. Çocukluk, gençlik , orta yaşlar, emeklilik. Aslında bunların herbiri de kendi içinde veya bağlantılı birçok başka evre barındırır. Örneğin, eğitim dönemi, iş hayatı, üstlenilen bir yönetim görevi, yurtdışında geçirilen bir süre, bir başka kentte yapılan görev bu kapsamda sayılabilir. Her bir dönemin kendine özgü özellikleri, zorlukları, mutluluk verici yanları vardır.
    
Burada emeklilik dönemi için de ayrı bir değerlendirme yapabilirim. Emeklilik iş hayatının sona ermesidir. Ama yeni bir başlangıçtır aynı zamanda. İnsanın işleri, yapmak istedikleri, düşleri, çevresi ile ilişkileri sona ermez, tam tersine başka bazı kaygılardan kurtulmanın özgürlüğüyle yeni işler yapmak ister. Ancak başta insanın fiziksel gücü ve sağlık sorunları olmak üzere kısıtlar artar. Emeklilik döneminde başarılı çalışmalar yapan, yapıtlar ortaya koyan çok kişi tanımışımdır. İki isim belirteyim, Muazzez İlmiye Çığ ve Hıfzı Topuz.
    
Ölüm mutlak bir sona ermedir. Ölümle, geleceği birleştiremezsiniz. Ancak kişinin geçmişi ölümle yok olmaz. Kişi yapıtları ve anıları hatırlandıkça yaşar.