(Bu yazı, CNBC-e Dergisi’nin Ocak 2006 sayısında yayımlanmıştır)

 

Suha Çalkıvik

 

 

Bir trajedinin güncesi: TAMÀS VE JULI

 

Dünyanın değişik ülkelerinden 10 ünlü yönetmen, 'Millennium Projesi: Yönetmenlerin Gözüyle 2000' başlığı altında 12 film üretti. Yönetmenlerin her biri, 1999 yılını 2000'e bağlayan geceye dair birer öykü anlattı. Yaklaşık birer saat süren bu filmler biraraya geldiğinde, sinemanın yeni bin yıla bakışını yansıtan ilginç bir derleme oluşturdu.

Bu filmlerden biri olan Tamàs ve Juli’nin (1997) yönetmeni Ildikó Enyedi, Macar Sinema Akademisi mezunları arasında (Márta Mészáros’dan sonra gelen kuşakta) en parlak kadın yönetmen olarak gösterilir. (Macarlar soyadlarını önde yazdıklarından, yönetmenin ilk adı Enyedi’dir.) Yönetmen, ilk uzun metrajlı filmi Az èn XX, szàzadom-20. Yüzyılım Benim (1989) ile Cannes’da ‘Altın Kamera Ödülü’ kazanmıştı.

Genç maden işçisi Tamàs ve anaokulu öğretmeni Juli, 1999 yazında tanışırlar. İkisi de aşklarını birbirlerine itiraf etmek için fazla gururlu olduklarından, birbirlerine bir türlü açılamazlar ve sıcak bir dostluktan öteye gidemezler. Juli, 31 Aralık'ta Tamàs'a yazmaya karar verir: Ona, akşam 10'da bir bar'da randevu verir. Tamàs, bu aşk mektubunu tekrar tekrar okurken, madenin şefi hangi madencilerin gece vardiyasında olduğunu açıklamaktadır. Onun adı da listededir. Juli beklemek zorunda kalacaktır ve Tamàs'ın ona haber verme olanağı yoktur.

Madencilikle geçinen ücra bir kasabada yaşanan bu aşk hikayesi, ‘yeni bin yıla geçiş’ teması üzerinde yoğunlaşmak yerine, yaşanmakta olan anın, iki aşığın 31 Aralık 1999 gecesi buluşma çabaları üzerinde odaklanır. Ildikó Enyedi'nin sessiz sekanslardaki şaşırtıcı içtenliği ve gülümseyiş ile acıyı birlikte yoğurma yeteneği, -Truffaut'yu hatırlatırcasına- o boğucu kasabada zamanın nasıl acımasızca aktığını vurgular. Gerçekçi bir kurgu ile tasarlanan Tamàs ve Juli'de, nostaljik bir görsel tutarlılık sağlanmış; karlar altında, her tarafı balçık ve kömür olan bu ormanlık bölgede yaşanan umutsuz aşk hikayesi yavaş yavaş işlenmiştir. Ancak olayların akışı, 2000'e uzanan sabaha karşı hız kazanır ve bu süreçte önceki kaçamaklar, ertelenmişlikler ortaya çıkar. Öznel detayları biraraya getirmekte çok başarılı olan Ildikó Enyedi, tutarsız ruh hallerinin akıldışılığını oldukça net irdeliyor.