(Bu yazı 8 Mayıs 2006’da yayımlanmıştır.)

 

Suha Çalkıvik

 

 

Roman havaları NTV’de: ‘Şutka Rekorlar Kitabı’

 

Yerel karakterlerin sonu gelmez yarışlar içinde kendi öykülerini bir melodram atmosferinde canlandırdıkları sıcak ve eğlenceli ‘Şutka Rekorlar Kitabı’, oldukça sıradışı bir anlatım sergiliyor.  

 

Underground’ filminin çekimleri boyunca Emir Kusturica üzerine belgesel çekerek adını duyuran  Aleksandar Manic, senaryosunu da yazdığı ‘The Shutka Book of Records / Şutka Rekorlar Kitabı’ filminde, bizleri Romanlar’ın sihirli dünyasında bir gezintiye çıkarıyor.

 

 

Yönetmen, Makedonya’nın Shutka (Şutka) kasabasında büyüleyici hatta gerçeküstücü bir atmosferde yaşayan deli dolu ve asi insanların kendi aralarındaki tatlı rekabet öyküsünü  sıcak ve dinamik bir anlatım tarzıyla aktarıyor. Novi Sad’da FIPRESCI (Sinema Eleştirmenleri) ve Altın İzleyici Ödüllerini,  Ljubljana’da ise Uluslararası Af Örgütü Ödülü’nü kazanan belgesel film, İstanbul Film Festivali’nden sonra NTV Belgesel kuşağında Perşembe 20.30’da ekrana geliyor.

 

Dünyanın çeşitli yerlerinde dağınık olarak yaşayan Romanlar, gününü gün ederek yaşama, özgürlüklerine olan düşkünlükleri ve geleceğe yönelik kaygılardan uzak durma gibi ortak özellikleri taşırlar. Onlar, çoğunlukla yaratıcısı belli olmayan, kendilerine özgü, sade, canlı ve dinamik bir karakter taşıyan müziklerinde aşk, sevgi, para, ayrılık, cinsellik gibi temaları mizahi bir üslûpla anlatırlar. Zengin çalgı (enstrüman) topluluklarıyla ritmik, süratli ve bol süslemeli biçimde icra ettikleri müzik, ‘öteki’ olarak görülmelerine dair gizli bir hüznü de barındırır.

 

‘The Shutka Book of Records’ filmi, Norveç’te gösterildikten sonra Portekizli eleştirmen Joao Antunes, “Şutka,  paranın var oluşu veya var olmayışı arasındaki bağlantıyı, sevinci, ahlâki değerleri, sosyal standartları, iyi ve kötü tatları, efsaneleri ve aldatıcılığı yansıtmaktadır” değerlendirmesini yapmış, bu eleştiri yazısı Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu tarafından ödüllendirilmiştir.

 

Makedonya basınına dağıtılan tanıtım kitapçığında, yabancı eleştirmenlerin yaptığı yorumlara yer verilmiş. Yazılardan birinde film, “Avrupa’daki en büyük Roman yerleşim bölgesindeki gerçeküstü karakterlerin büyülü koleksiyonu” şeklinde tarif edilirken, Hollandalı bir eleştirmen, yönetmenin anlatım tarzını Fellini’nin üslubu ile karşılaştırmıştır. Amerikalı bir gazeteci ise, Şutka sakinlerinin rol yeteneklerine değinerek, filmin eğitimli aktörlerin düş ürünü karakterleri oynadığı kurmaca bir belgesel havası taşıdığını belirtmiştir.

 

Filmin Makedonya’daki dağıtımcısı Darko Mitrevski, Aleksandar Manic’in bu yapıtını geniş bir izleyici kitlesine ulaştırmak için söz vermiştir. Darko Mitrevski, 2005 yılında kendi filmi ‘Bal-Can-Can’ı dağıtırken de bunu yapmıştır. Estetik açıdan ‘Şutka’ ile benzerlikler taşıyan Mitrevski’nin bu filmi  Makedonya’da 1980’lerden beri görülmeyen bir seyirci sayısına ulaştı. Makedonya’nın her köşesinde sinema salonları ile anlaşmalar yapılarak, ‘Bal-Can-Can’ 120 bin izleyiciye ulaşmıştı. Mitrevski, ‘The Shutka Book of Records’ belgeseli için de aynı çabayı göstererek geniş seyirci kitlelerine ulaşmayı hedefliyor. Mitrevski, “Şutka’nın ticari potansiyeline inanıyoruz. Neşeli olduğu kadar,  duygusal ağırlığı  ile gözlerden yaş getirecek,  delilik düzeyinde  gerçeküstücü bir film bu”  saptamasını yapıyor. Mitrevski, film için ülke çapında medya kampanyası başlatırken Şutka bölgesinin basının bu kadar ilgisini çekeceğini tahmin etmemiş.

 

Manic’in filmi, Şutka halkının, diğer yoksul Makedon bölgelerinde olduğu gibi, tuğla ve beton evlerdeki yaşantılarını göstermektedir. Filme olumsuz eleştiride bulunan Roman yerel yöneticiler, 40 yıl önce olduğu gibi çadırlarda ve karavanlarda yaşayan Roman imajının modasının geçmişte kaldığının altını çizerek ve bunun yerine Roman bilim adamlarından, doktorlardan ve müzisyenlerden örneklerin verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Avrupa’da Roman Katılımı'nın Onyılı Sözleşmesi (*Decade of Roma Inclusion) için gerekli adımların hâlâ atılmadığı bir ortamda filmin duygularını yeterince ifade edemediğini iddia edenlere, Manic ve Mitrevski şiddetle itiraz ediyorlar. Yönetmen Manic, “filmin sadece Romanlar veya sadece Şutka hakkında olduğunu iddia etmedik. Film, bir çok cana yakın, büyüleyici insan hakkında bir film” diyor. Makedon basınında filmi destekleyenlerden günlük Vreme gazetesinin yazarı Jasna Frangovska, bu film çekilene kadar BBC ve diğer yabancı medyanın, Makedonya hakkında haber çektiklerinde, ellerinde evrak çantalı genç profesyonellerin aksine Üsküp’ün tarihi Taş Köprüsü civarındaki dilencileri çektiklerini belirtti. 14 albümü olan müzisyen Bayram Severdzan, bu filmin Romanları tanımlayan özel pozitif enerjinin bir parçası olduğunu vurguladı: “Biz sadece kendimizi canlandırdık ve kendimizi çektik, başkalarını değil. Bu film aracılığı ile, insanların beni Şutka dışında duymaları gururlandırıyor.” ‘Şutka Rekorlar Kitabı’, Makedonya sinemalarında iki ay boyunca gösterimde kalarak, kendi de bir rekora imza attı.

YÖNETMEN HAKKINDA

Yugoslavya’da (Vojvodina, 1966) doğan, Almanya’da büyüyen, psikoloji eğitiminden sonra Prag Film ve TV Akademisi’ni (FAMU) bitiren Sırp yönetmen Aleksandar Manic, ünlü yönetmen Emir Kusturica’nın sinema anlayışını irdeleyen Shooting Days’ adlı belgeselle adını duyurdu. Manic, Kusturica’yı Underground’ filmini çekerken adım adım izlemiş hatta bu filmde tercümanlığını bile üstlenmişti. Reklam filmleri, kısa filmler ve belgeseller çeken yönetmen, geçen ay Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin davetlisi olarak Türkiye’ye gelmişti.

 

Aleksandar Manic Filmografisi:

 

The Astropolitan (1990)

Falling and Rising (1992)

Shooting Days (1997)

The Walls of Kosovo (1998)

The Orphans of Enver Hodsha (1999)

Doger (2000)

The Shutka Book of Records (2005)

 

 

Romanlar ve ayrımcılık

Geçen ay ajanslardan (AP ve AFP) gelen haberler, Avrupa’da en çok ayrımcılığa uğrayan insan topluluklarının Romanlar olduğu yolundaydı.  Avrupa'daki en büyük, en yoksul ve en hızlı büyüyen azınlık topluluğu olan ve nüfusunun 7 ila 9 milyon olduğu tahmin edilen Romanlar, dünyada gündemin konusu olmaya devam ediyor. AB'ye bağlı Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı İzleme Merkezi'nin yıllık raporunda, “Romanlar’ın, istihdam, sağlık, barınma ve eğitim alanlarında ayrımcılığa uğramalarının yanı sıra sürekli olarak ırkçı şiddetin kurbanı oldukları” belirtildi. Barınma konusunda ayrımcılığın vahim durumda olduğu kaydedilen raporda, Roman çocuklarının birçok ülkede, bu çocukları eğitim bakımından yeteneksiz ve öğrenme zorlukları olan çocuklar olarak damgalamaya aşırı hazır bir zihniyet sonucunda, orantısız biçimde özel eğitim sınıfında toplandıkları; Avrupa’da hükümetlerin toplumla bütünleştirme programlarına karşın Romanlar’ın toplumsal dışlanma riskiyle karşı karşıya oldukları kaydedildi. Rapora göre, Roman kadınların zoraki kısırlaştırılması da büyük bir sorun olmaya devam ediyor.

 

*Avrupa’da Roman Katılımı'nın Onyılı (Decade of Roma Inclusion) Organizasyonu, Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki sekiz ülkede, Romanlar'ın sosyo-ekonomik durumu ve bölgede sosyal olarak azınlık kapsamına alınması için kurulmuş bir yapı.  Girişim 2005 yılında başlatıldı, 2005-2015 yılları arasında devam edecek ve Avrupa Romanların yaşam düzeyini arttırmak için oluşturulan Dünya Bankası’nın desteklediği ilk çokuluslu projedir. Projede yer alan ülkeler; Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Makedonya, Romanya, Sırbistan-Karadağ ve Slovakya. Tüm bu ülkelerde yüksek oranda Roman nüfusu vardır ve bu nüfus ekonomik ve sosyal açıdan kötü durumda bulunmaktadır. Hükümetler, aradaki uçurumu kapatacaklarını, Roman ve Roman olmayan halk arasında eşit imkanlar oluşturacaklarını belirtmişlerdir. Ayrıca yoksulluk ve Romanların dışlanmışlıklarını da çözeceklerini beyan etmişlerdir.

 

 

Not: Işık Üniv.’den Emrah Güder ve Altuğ Demirden’in  katkılarıyla derlenmiştir.