(Bu yazı, CNBC-e Dergi’nin  Haziran 2006 sayısında yayımlanmıştır)

 

Suha Çalkıvik

 

Denizin sesinde nağme olmak:

Strana Glukhikh /  The Land of the Deaf

 “Bunu söylemek, münasebetsizlik gibi gelebilir,  ama ben ‘para’ ile ilgili bir film yaptım, aşk ve para ile ilgili bir film. Bunların getireceği mutluluk üzerine... Filmin finalinde de aşk ve paranın çok ötesinde ortaya çıkan bir uyumu yaratmak istedim.”

Valery Todorovsky,  Seans dergisinde filmini bu cümlelerle tarif etmişti. Yönetmen, aşk ve paranın modern dünyada iki gerçek motivasyon aracı olduğuna inanıyor. Todorovsky’nin yönettiği ve Renata Litvinova’nın To Own and Belong adlı öyküsünden Juri Korotkov ile birlikte uyarladıkları; Dina Korzun, Chulpan Khamatova, Maksim Sukhaov, ve Nikita Tiunin’in başrolleri paylaştıkları Strana Glukhikh / *Sağırlar Ülkesi (1998), Berlinale’de Altın Ayı için aday gösterilmiş, Rus Film Eleştirmenleri tarafından En İyi Film seçilirken; yönetmen Todorovsky, Seattle’da Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yeni Yönetmen Ödülü’nü kazanmıştı.

Film, günümüz Moskova’sının tehlikeli yeraltı dünyasında kurgulanmış, tempolu, romantik bir fabl. Dinamik bir suç draması olan Strana Glukhikh, Moskova’yı yarı belgesel, yarı masalsı bir tarzla kalın bir çizgiyle ayırarak yansıtıyor. Filmin çok güçlü bir hikâyesi var. Gösterişli bir kumarhane, genç ve hoş bir bayan olan Rita (Chulpan Khamatova) serseri erkek arkadaşının kumar bahislerinde kendisini teminat (rehin) olarak gösterdiğini farkeder. Bu sırada bir striptiz gösterilerine çıkan Jaja (Dina Korzun) işten kovulur. Jaja, Rita’yı tehlikeli sulara sürükler. Jaja yeni bir aşk yaşamaya başlarken; Rita işitme engelli bir gangster için kulak görevi üstlenmiş olarak bulur kendini. Film, Jaja’nın  hayali bir cennet adası olan ‘sağırlar dünyası’na teatral bir şekilde kaçmayı düşlemesini ince bir mizahla anlatarak devam eder. Kısacası, iki başarılı, genç oyuncu ve işitme engelli insanların dünyasına büyüleyici bir bakış. Todorovsky’nin Strana Glukhikh filminde Dostoyevski’ye de atıfta bulunulmuş. Kızlardan biri her şeyden çok paraya değer veriyor. Öbürü ise, uğrunda fahişelik yapmayı göze alacak kadar kendini sevgilisine adamış karakteri ile ‘Suç ve Ceza’ romanındaki Sonya Marmeladova’nın modern bir versiyonu.

 

Berlin Film Festivali’nde ayakta alkışlanan -ünlü yönetmen Pyotr Todorovsky’nin oğlu- 43 yaşındaki Valery Todorovsky, “biz, filmde Rusya’dan değil, insanlardan söz ediyoruz” açıklamasında bulunmuştu. Filmin basın bülteninde, “1 milyon dolarlık bütçesiyle Gorki Stüdyoları tarafından gerçekleştirilen; aşkın filmdeki gibi, güç, kölelik, özgürlüğe kavuşma ve ölümcül olma gibi türlü kılıklarla karşımıza çıkabileceği” yönünde tanıtımı yapılmıştı.

 

‘Moskova Çehov Sanat Tiyatrosu’ oyuncularından Dina Korzun, Jaja’yı, karaktere işkence eden tüm çelişik duygular cümbüşünü başarılı bir şekilde veren harika bir performans ile canlandırdı. Jaja sağırdır ve adaletsiz, duyan insanların oluşturduğu dünyadan kaçıp her zaman yaz olan, herkesin mutlu olduğu, para gibi kirli bir kavramın bulunmadığı, duyamayanların büyülü dünyasında yaşamanın hayali kurar. Jaja, mantıksız ve açgözlü olmasına rağmen aynı zamanda hassas ve çocuksudur. Sonsuz bir mutluluğun hayalini kurar. Bu filmde yıldızı ışıyan, -‘Good Bye Lenin!’ filminden de hatırlayacağımız- Chulpan Khamatova  ve de diğer oyuncular, kendi sahneleri için işaret dilini öğrendiler.

Jaja, işitme engelli olmayı, ‘denizin sesinde bir nağme olmak’ olarak adlandırıyor. Hızlı dalgaların sesiyle Alexei Aigi’nin -ödüllü- dinlendirici minimalist müziğinin birleşimi, filmi sessiz bir film haline getiriyor.

 

Not: Bu filmdeki bazı karakterler, işitme engelli insanlar olsalar da Strana Glukhikh filmi, günümüzde Moskova’daki mafyatik ilişkileri ve suçluların ‘sağırlıklarını’ anlatır. Bu yüzden, ‘sağır’ kelimesi ironik anlamda, bilinçli olarak  duymazlıktan gelenleri nitelemektedir. İşitme engeli ile bir bağlantı kurulmaması ve alınganlık gösterilmemesi dileğiyle...