İSTANBUL - Kapaktaki fotoğraf, aynı yıl Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen aynı adlı oyuna ait. Sağda görülen aktör, bıyıklı, yağız köy delikanlısı Ali’yi canlandıran Mümtaz Sevinç. Sanırım, Mümtaz Abi o yıl 26 yaşındaydı, Devlet Tiyatroları kadrosuna yeni katılmıştı.
O yıl ben 15 yaşındaydım, Ankara’da oturan babaannemi sömestr tatilinde ziyarete gitmiştim, oyunu izlemiş, çok etkilenmiştim.
İstanbul’a dönerken tesadüf eseri aynı trende oyun ekibi ile yolculuk ettim. Meğer İstanbul’a turneye gidiyorlarmış. Trenimiz karşı yönden gelen trenle çarpıştı, büyük bir kaza yaşadık; 9-10 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlıyorum. ‘Bir Ölümün Toplumsal Anatomisi’ ekibi ölümden dönmüştü.
Yıllar sonra 1991’de TRT İstanbul Televizyonu’nun dublaj koridorlarında ikinci kez tanıştık Mümtaz Abi’yle…
Ortaköy Çınaraltı’nda bir akşamüstü rakı masasında, o oyunu ve kazayı kendisine hatırlatmıştım. Belleği müthişti…
Kazayı düşünüp gözleri doluvermiş ve kadehinden koca bir yudumu dikivermişti.
Onu artık buralarda göremesek de, o muhteşem sesi, kayıtlarda ve uzayın derinliklerinde sonsuza dek yaşayacak. Kapağında gençlik fotoğrafı olan Oktay Arayıcı’nın bu eseri de…
Mümtaz Abi’nin oyundaki son repliğini okuyorum kitaptan:
ALİ - Ekmek yediğin sofraya bıçak soktun.
Mümtaz Sevinç, çok sevilen bir insandı. Zaten bu topraklarda çok sevilen insanlar, ya çok erken öldüler, ya da erkenden öldürüldüler.