Filmde 2. Dünya Savaşı sırasında Polonya’da Lvov kentinde lağım işçiliği ve
küçük çapta hırsızlıklar yaparak geçinen Leopold Socha’nın öyküsü anlatılıyor.
Kanalizasyona sığınmak zorunda kalan bir grup Yahudi ile karşılaşan Leopold,
para karşılığında saklanmalarına izin vermeyi ve onlara düzenli olarak erzak
getirmeyi kabul eder. Zamanla ödeyecek paraları kalmayan Yahudilerle Leopold’ün
ilişkisi farklı bir boyut kazanır. Saklandıkları 14 ay boyunca trajik insan
hikâyelerinin yaşandığı dehlizlerde, ahlâk, suç, din ve ölüm gibi kavramlar
sorgulanır.
Robert Marshall’ın gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığı In the Sewers of
Lvov /
Lvov’un Kanalizasyonlarında
(1990) adlı
eserden uyarlanan film, Nazilerin zulmünden kurtulmak için mücadele eden
Yahudileri ele alan bir çok melodramdan (örneğin
Schindler's List) farklı olarak
kahraman yaratma ucuzluğuna kaçmamış. Neredeyse filmin tamamının kapkaranlık ve
klostrofobik mekanlarda geçtiğini düşünürsek, sinemada ışık kullanımın ne denli
önemli olduğunu kanıtlayan bir eserle karşılaşıyoruz. Çarpıcı sahneleriyle umut
kavramını yeniden sorgulamamıza neden olan film, yönetmen Agnieszka Holland’ın
ustalığını kanıtlıyor.
Suha Çalkıvik
Agnieszka Holland hakkında
Gazeteci anne babanın çocuğu olarak 1948’de Varşova’da doğan Agnieszka Holland,
Prag’daki Sinema TV Akademisi’nden
(FAMU) mezun oldu. Miloš Forman, Ivan Passer ve Vera Chytilova gibi Çek
yönetmenlerinden etkilendiğini söyler. Krzysztof Zanussi'nin
Illumination ve Andrzej Wajda'nın
Danton filmlerinde bu usta
yönetmenlere asistanlık yaparak sinema kariyerine adım attı.
Europa Europa (1991) filmiyle dünyaca
tanınan bir yönetmen olan Holland, Polonya Sinemasına politik filmleriyle
katkıda bulundu. Yönetmen şu sıralarda Polanski’nin ünlü
Rosemary's Baby filmini NBC
televizyonu için 4 bölümlük mini dizi olarak yeniden uyarlıyor.