Fatih Kızılgök ile
‘Toz’ üzerine…
Yönetmen
Fatih Kızılgök’ün
katıldığı hemen
her festivalde ödül
kazanan ‘Toz’ adlı kısa filmi bu defa
İrlanda’da, Cork Film Festivali’nde
yarışacak.
Bu yıl 50. kez yapılacak olan Festival, film sanatının
tüm formlarında nesnel yaklaşımı ile takdir
topluyor.
9-16 Ekim
tarihleri
arasında gerçekleşecek
olan Cork Film Festivali, özellikle kısa filmciliğe verdiği destek ile ün
yaptı. Cork’ta
Uluslararası Kısa
Film Yarışması bölümünde
11 Ekim’de gösterilecek
olan ‘Toz’, 14 dakikalık bir sürede, aynı evi paylaşan iki genç insanın birbirlerine yakınlık kuramamalarını,
korkularını, yabancılaşmalarını
anlatan bir film.
Colorado
Üniversitesi
Serbest Sanatlar Bölümü mezunu olan yönetmen Fatih Kızılgök, 1999
yılından bu yana deneysel
video ve film çalışmaları
yapıyor. ‘Toz’, yönetmenin
‘İsimsiz’ (2001), ‘Sekiz’ (2002) ve
‘Invisible Majestic’ (2003) filmlerinden sonra çektiği dördüncü film. ‘Toz’, son olarak geçtiğimiz hafta sonuçları açıklanan
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde
En iyi Kısa Film seçilmişti. Fatih Kızılgök ile ‘Toz’ ve
geleceğe dair konuştuk.
Neden kısa film?
Fatih Kızılgök -Kısa
filmin bir kısıtlama ve uygulama sistemi olarak kompakt, hafif ve daha
ekonomik olması, yönetmeni maddi ve düşünsel açıdan daha yaratıcı olmaya itiyor. "Toz"
bu yüzden süre ve anlatım
olarak bir kısa film olarak tasarlandı ve böyle çekildi.
-'Toz'un öyküsünden yola çıkarsak, nasıl bir anlatım yolu ile film
dilinizi
oluşturuyorsunuz?
F.K.- "Toz" bilinçli olarak bir öykü üzerinden değil, bir durum ve
hal
üzerinden akan bir film. Öykü ya da kurmaca
denilen anlatımlar
sinemanın madde doğasıyla çok uzak olmasına rağmen beni
çok şaşırtan
bir şekilde en popüler ve yaygın biçimde kullanımdalar. Hikâye, daha
doğrusu kurmaca ya da gerçek
haliyle hikâye, daha çok dil ve yazıyla
alakalı gibi geliyor bana,
yani
daha çok edebiyat'ın özeline giriyor.
Oysa 'Sinema' ya da bence
daha doğru tanımıyla 'film' kendi öznelliği
olan ve
tamamen
kendine has durumları,
sesleri, görüntüleri,
ya da
karanlığı olan
bir ortam. 'Toz'da hikâye
kolaycılığına kaçmadan
'film'e özel bir durum oluşturmaya ve bunun benim
ve muhtemelen
yaşıtlarımın çoğunun
içinde bulunduğu
bir hali anlatabilmesine çalıştım.
-‘
F.K.- Cork Film Festivali
benim
için ayrı bir önem
taşıyor, o da filmin görüntü
yönetmeni Robbie'nin ülkesi İrlanda'da yapılıyor olması. Umut denen
şey ise festivallerde pek bir şey ifade
etmiyor benim için. Daha
doğrusu, ödül
umudu maddi bir ihtiyaç dışında bir önem taşımıyor
demek
istiyorum. Tabii ki ödül almak insanın gururunu okşuyor ama ertesi
gün bu duygunun hava kadar hafif olduğunu anlıyor insan.
Filmin bu döneme kadar
ve önümüzdeki
dönemde 40'tan fazla
uluslararası gösterimi
oldu ya
da
olacak. Bu festivallerin arasında,
Rotterdam, Edinburgh, Tampere, Stockholm, Milano, Krakow, Sevilla,
Saraybosna ve Sao Paolo gibi çok önemli Uzun ve Kısa
Metrajlı
Film
Festivalleri var. 'Toz'un bence en önemli başarısı ise -komiktir ki
Türkiye'de muhtemelen bundan çoğu insanın haberi olmayacak- bu
seneki
Avrupa Film Akademisi Ödülleri’nde Kısa
Film Ödülü için
aday
gösterilen 12 filmden biri olması. Aralık ayında Berlin'de ödül
töreni var. ‘Avrupa
Oscarları’ olarak
adlandırılıyor, çünkü
burada da
Amerika'da olduğu gibi tüm üyeler
oy veriyor, yani jüri, sayıları
2000'e varan tüm Akademi üyeleri.
-Çekmeyi düşündüğünüz
filmlerinizden
bahsedebilir
misiniz?
F.K.- İki tane daha
kısa metrajlı filmin üzerinde çalışıyoruz. Konularını
açıklamak şu
anda pek istemiyorum. Ama muhtemelen önümüzdeki
kış
ilki, ondan sonraki yaz da
ikincisi çekilecek.
‘Toz’ filmi giderlerini
karşıladığı anda bu yeni
filmlere başlamak istiyoruz. Daha sonra da
bir uzun metrajlı film projesi bekliyor ama
henüz
çok erken...
-Sinemada hedefiniz, düşleriniz?
F.K.-Benim için Sinema bir düş kurma ya da
hedef belirleme yeri değil.
Aksine çok da disiplin
gerektiren, insana acı çektiren ve çoğu zaman
içten içe yanlızlığa iten bir şey. Daha çok isteklerimin ve
arzularımın karşılandığı
ve kendimce memnuniyetle yapabildiğime
inandığım bir
akıl yürütme
mecrası. Dramatik
Sinema eğitimi almadığım
için kendimi buraya hapsolmuş gibi hissetmiyorum ve açıkçası
film
elastiğinin esneyebileceği
uçlar beni
sürekli farklı anlamların
üzerine çalışmaya
itiyor. Tabii ki bu işin
mikro ve makro kesitleri
ilgimi çok çekiyor ve ekonomik olarak uygulanabilir bir sistemin nasıl
kurulabileceği, üretim,
dağıtım, ve pazarlama organlarının ne gibi
yönlere doğru manipule edilebileceği de beni merakta
bırakıyor.
‘Toz’un
Ödülleri:
45.
Krakow Film Festivali Uluslararası Yarışma FIPRESCI Ödülü
(Polonya),
4. Corta
Uluslararası Film Festivali
En İyi Film Ödülü
(Portekiz),
Antalya Altın Portakal Film Festivali En iyi Kısa Film Ödülü,
İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulusal Kısa Film Yarışması En İyi
Film Ödülü,
4. ‘if İstanbul’ Uluslararası
Film Yarışması Jüri
Ödülü,
17.
İstanbul
Kısa Film Günleri
Jüri Ödülü,
16. Ankara Uluslararası Film Festivali Ulusal Yarışması Kurgu dalında ikincilik,
Akbank Ulusal Kısa Film Festivali Jüri Mansiyon Ödülü,
Avrupa Film Akademisi (EFA) En İyi
Kısa Film dalında
seçilen aday 12 filmden biri (Aralık
2005’te sonuçlar açıklanacak)