(Bu söyleşi, 9 Ekim 2005 Pazar günü yayımlanmıştır.)

 

 

Suha Çalkıvik

 

Fatih Kızılgök ileTozüzerine

 

Yönetmen Fatih Kızılgök’ün katıldığı hemen her festivalde ödül kazananTozadlı kısa filmi bu defa İrlanda’da, Cork Film Festivali’nde yarışacak.

Bu yıl 50. kez yapılacak olan Festival, film sanatının tüm formlarında nesnel yaklaşımı ile takdir topluyor. 9-16 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan Cork Film Festivali, özellikle kısa filmciliğe verdiği destek ile ün yaptı. Cork’ta Uluslararası Kısa Film Yarışması bölümünde 11 Ekim’de gösterilecek olanToz’, 14 dakikalık bir sürede, aynı evi paylaşan iki genç insanın birbirlerine yakınlık kuramamalarını, korkularını, yabancılaşmalarını anlatan bir film.

Colorado Üniversitesi Serbest Sanatlar Bölümü mezunu olan yönetmen Fatih Kızılgök, 1999 yılından bu yana deneysel video ve film çalışmaları yapıyor. Toz’, yönetmeninİsimsiz’ (2001), ‘Sekiz’ (2002) ve ‘Invisible Majestic’ (2003) filmlerinden sonra çektiği dördüncü film.Toz’, son olarak geçtiğimiz hafta sonuçları açıklanan Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En iyi Kısa Film seçilmişti. Fatih Kızılgök ile Tozve geleceğe dair konuştuk.

 

Neden kısa film?

 

Fatih Kızılgök -Kısa filmin bir kısıtlama ve uygulama sistemi olarak kompakt, hafif ve daha ekonomik olması, yönetmeni maddi ve düşünsel açıdan daha yaratıcı olmaya itiyor. "Toz" bu yüzden süre ve anlatım olarak bir kısa film olarak tasarlandı ve böyle çekildi.


-'Toz'un öyküsünden yola çıkarsak, nasıl bir anlatım yolu ile film dilinizi oluşturuyorsunuz?

F.K.- "Toz" bilinçli olarak bir öykü üzerinden değil, bir durum ve hal
üzerinden akan bir film. Öykü ya da kurmaca denilen anlatımlar
sinemanın madde doğasıyla çok uzak olmasına rağmen beni çok şaşırtan
bir şekilde en popüler ve yaygın biçimde kullanımdalar. Hikâye, daha
doğrusu kurmaca ya da gerçek haliyle hikâye, daha çok dil ve yazıyla
alakalı gibi geliyor bana, yani daha çok edebiyat'ın özeline giriyor.

Oysa 'Sinema' ya da bence daha doğru tanımıyla 'film' kendi öznelliği
olan ve tamamen kendine has durumları, sesleri, görüntüleri, ya da
karanlığı olan bir ortam. 'Toz'da hikâye kolaycılığına kaçmadan
'film'e özel bir durum oluşturmaya ve bunun benim ve muhtemelen
yaşıtlarımın çoğunun içinde bulunduğu bir hali anlatabilmesine çalıştım.



-‘Cork Film Festivali’nden umutlu musunuz? 'Toz' ile başka hangi festivallere katılmayı plânlıyorsunuz?

 

F.K.- Cork Film Festivali benim için ayrı bir önem taşıyor, o da filmin görüntü
yönetmeni Robbie'nin ülkesi İrlanda'da yapılıyor olması. Umut denen
şey ise festivallerde pek bir şey ifade etmiyor benim için.
Daha
doğrusu, ödül umudu maddi bir ihtiyaç dışında bir önem taşımıyor demek
istiyorum.
Tabii ki ödül almak insanın gururunu okşuyor ama ertesi
gün bu duygunun hava kadar hafif olduğunu anlıyor insan.
Filmin bu döneme kadar ve önümüzdeki dönemde 40'tan fazla
uluslararası gösterimi oldu ya da olacak. Bu festivallerin arasında,
Rotterdam, Edinburgh, Tampere, Stockholm, Milano, Krakow, Sevilla,
Saraybosna ve Sao Paolo gibi çok önemli Uzun ve Kısa Metrajlı Film
Festivalleri var. 'Toz'un bence en önemli başarısı ise -komiktir ki
Türkiye'de muhtemelen bundan çoğu insanın haberi olmayacak- bu seneki
Avrupa Film Akademisi Ödülleri’nde Kısa Film Ödülü için aday
gösterilen 12 filmden biri olması. Aralık ayında Berlin'de ödül
töreni var. ‘Avrupa Oscarlarıolarak adlandırılıyor, çünkü burada da
Amerika'da olduğu gibi tüm üyeler oy veriyor, yani jüri, sayıları
2000'e varan tüm Akademi üyeleri.

 


-Çekmeyi düşündüğünüz filmlerinizden bahsedebilir  misiniz?


F.K.- İki tane daha kısa metrajlı filmin üzerinde çalışıyoruz. Konularını
açıklamak şu anda pek istemiyorum.
Ama muhtemelen önümüzdeki kış
ilki, ondan sonraki yaz da ikincisi çekilecek.
Tozfilmi giderlerini
karşıladığı anda bu yeni filmlere başlamak istiyoruz.
Daha sonra da
bir uzun metrajlı film projesi bekliyor ama henüz çok erken...


-Sinemada hedefiniz, düşleriniz?

 

F.K.-Benim için Sinema bir düş kurma ya da hedef belirleme yeri değil.
Aksine çok da disiplin gerektiren, insana acı çektiren ve çoğu zaman
içten içe yanlızlığa iten bir şey.
Daha çok isteklerimin ve
arzularımın karşılandığı ve kendimce memnuniyetle yapabildiğime
inandığım bir akıl yürütme mecrası.
Dramatik Sinema eğitimi almadığım
için kendimi buraya hapsolmuş gibi hissetmiyorum ve açıkçası film
elastiğinin esneyebileceği uçlar beni sürekli farklı anlamların
üzerine çalışmaya itiyor. Tabii ki bu işin mikro ve makro kesitleri
ilgimi çok çekiyor ve ekonomik olarak uygulanabilir bir sistemin nasıl
kurulabileceği, üretim, dağıtım, ve pazarlama organlarının ne gibi
yönlere doğru manipule edilebileceği de beni merakta bırakıyor.

 

 

 

Toz’un Ödülleri:

45. Krakow Film Festivali Uluslararası Yarışma FIPRESCI Ödülü (Polonya),

4. Corta Uluslararası Film Festivali En İyi Film Ödülü (Portekiz),

Ludwigsburg Kısa Film Bienali Jüri Ödülü (Almanya),

Antalya Altın Portakal Film Festivali En iyi Kısa Film Ödülü,

Columbia Tristar Ulusal Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü,

İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulusal Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü,

4. ‘if İstanbulUluslararası Film Yarışması Jüri Ödülü,

17. İstanbul Kısa Film Günleri Jüri Ödülü,

16. Ankara Uluslararası Film Festivali Ulusal Yarışması Kurgu dalında ikincilik,

Akbank Ulusal Kısa Film Festivali Jüri Mansiyon Ödülü,

Avrupa Film Akademisi  (EFA) En İyi Kısa Film dalında seçilen aday 12 filmden biri (Aralık 2005’te sonuçlar açıklanacak)