(Bu yazı CNBC-e dergisinin Temmuz-Ağustos Yaz 2013 sayısında yayımlanmıştır.)

The Men Who Stare at Goats

Başrollerinde George Clooney, Jeff Bridges, Ewan McGregor ve Kevin Spacey’nin rol aldığı The Men Who Stare at Goats (2009) Jon Ronson’ın aynı adlı kitabından Peter Straughan’ın uyarladığı ve Good Night, and Good Luck filminden senarist ve oyuncu olarak tanıdığımız Grant Heslov’un ilk uzun metraj filmi. Jon Ronson’ı eseri yazmaya iten şey, Amerikan ordusunun fazladan bir duyumsal algı ve savaşta kullanılacak telepatik yöntem donanımları hakkında duyduğu benzersiz ve şaşırtıcı bir hikâye olmuş. Sallantıda olan ilişkisini ayakta tutmak için sansasyonel bir olayın peşinde koşan gazeteci Bob Wilton’ın (Ewan McGregor) anlatımıyla Irak’taki Amerikan ordusunun gizli bir grubuna yolculuğun öyküsü filmimiz.

Gerçek ötesi, garip hikâyeler peşinde koşan gazetecimiz, gizemli bir kişiliğe sahip ve ordu içinde psişik deneyler yapan özel bir gruptan Lyn Cassady (George Clooney) ile tesadüfen tanışır. Cassady’ye göre, New Earth Army (Yeni Dünya Ordusu) farklı savaş yöntemlerinin peşindedir. Savaşçı Rahipler adlı birlik hiç kimsede görülmeyen psişik güçlere sahip askerlerden oluşmaktadır. Düşmanın zihnini okuma, duvardan geçme, hatta bir keçiye bakarak onun kalbini durdurmak gibi becerilere sahiptirler. Programın yaratıcısı Bill Django (Jeff Bridges) ortadan kaybolmuştur ve Cassady’nin görevi de onu bulmaktır. Zihni karışan Bob, birdenbire Lyn’in peşi sıra gitmeye karar verir ve kaçak medyum Larry Hooper (Kevin Spacey) tarafından yönetilen gizli kampa doğru yol alırlar.

Film, ABD ordusunun paranormal yetenekleri kullanarak düşmanı yenme çabalarının mükemmel bir incelemesi. “Orduları, hippiler yönetiyor olsaydı, dünya o zaman nasıl olurdu?” sorusuna yanıt aranan, yer yer duygusal sahnelerin yer aldığı filmde, silahlanma merakı ve işgalci anlayış, absürd komedi diliyle ti’ye alınıyor. Clooney alışılmışın dışında bir tipleme ile göz doldururken, Jeff Bridges ve Kevin Spacey mükemmel oyunculuklarıyla filmin yıldızlarını çoğaltıyorlar. Keçileri öldürmeden onlarla birarada yaşamayı becerebileceğimiz bir yarın umuduyla...

Suha Çalkıvik