YUMURTALAR
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde gemisi olan bir kaptan yaşarmış. Kaptan bir gün bir limana demir atmış ve karnını doyurmak için bir han bulmuş. İçeri girmiş ve hancıya sormuş:
- “Yiyecek bir şeyin var mı?”
- “Hiçbir şey kalmadı. Yemekler tükendi. Sadece dört haşlanmış
yumurtam var. İster misin?”
- “İsterim” demiş kaptan ve masaya oturmuş.
Kaptan
yumurtaları yerken bir tayfası gelmiş ve demir almaları gerektiğini çünkü
rüzgarın şiddetlenmeye başladığını haber vermiş. Kaptan yemeğini öylece bırakmış ve hesabı ödemeden hemen gemisine
geri dönmüş. Çıpayı çekmiş ama tehlike
büyükmüş. Tanrı’nın ve Aziz Nikola’nın
yardımıyla fırtınayı atlatmışlar.
Beş-altı
yıl sonra kaptan aynı limana tekrar geri dönmüş ve yediği yumurtaların parasını
ödemek için hana gitmiş. Hancı hesabı
çıkartmış ve kaptana demiş ki:
- “Bu yumurtalar tavukta kalsalardı dört
piliç haline geleceklerdi. Piliçler
palazlanıp tavuk olacaklar ve yumurtlayacaklardı. O yumurtalardan da
yeni piliçler ortaya çıkacaktı.
Bu yüzden yediğin yumurtaların bedelini
ödemek için bana gemini vermelisin.
Eğer buna yanaşmaz isen yarın
mahkemede görüşürüz.”
Kaptan gemisinin nasıl olup da dört pişmiş yumurtaya karşılık geldiğini anlayamamış. Bir başka hana gidip şarap içmeye başlamış. Handa bulunan bir adam kaptanın kederli olduğunu görüp neyi olduğunu sormuş. Kaptanın hikayesini dinleyince,
- “Kaptan, bardağıma biraz şarap doldur ve
sakın kederlenme. Ben senin
avukatın olacağım ve yarın mahkemede sana gemini geri kazandıracağım.”
demiş.
Kaptan
adama şarap doldurmuş ve ertesi gün sabah saat dokuzda onu mahkemede
bekleyeceğini söylemiş.
Ertesi
gün saat dokuz olmuş, on olmuş, onbir olmuş.
Vakit neredeyse öğlene yaklaşmış ama “avukat” ortalarda gözükmemiş. Sonunda oniki sularında adam şarkı
söyleyerek ortaya çıkıvermiş.
Hakim,
adama
- “Aferin sana! Nerelerdeydin? Kaç
saatten beri seni bekliyoruz.”
diye
çıkışmış.
- “Benim suçum yok.”, demiş adam, “Dün beş
kilo fasülye satın aldım ve
karım hepsini pişirdi. Dün bütün
gün fasülye yedik; bitmedi. Bu sabah
kalanları ekmeye götürdüm ve bu yüzden de mahkemeye gelmem gereken
saatte gelemedim.”
diye eklemiş.
O zaman hancı adama sormuş:
- “Amma da yaptın! Pişmiş fasülye hiç filizlenir mi?”
Adam cevap vermiş:
- “Neden olmasın; pişmiş yumurtadan piliç çıkıyor ya!”
Bu cevabı duyan hakim kararını hemen vermiş:
- “Kaptan, dört yumurta yemişsin; bu dört drahmi eder. İki drahmi de
ekmek için, toplam altı drahmi. Hancıya öde.”
Böylece kaptan gemisine tekrar kavuşmuş. Hancıya yediği yumurtaların ücretini ödemiş ve “avukat”’a sağlığına içmesi için para vermiş.
c d