Ballıkayalar Tırmanış

06 April 2019

Dış ses: Kulüp odasında sıradan bir gün. Biraz fazla gürültülü olması dışında her şey normal görünüyor. Bir yanda oyun oynayanlar varken odanın önündeki banklarda gizlice cips partisi dönmekteydi. Zamanın ilerlemesiyle birlikte cumartesi gitmeyi planladıkları Ballıkayalar’da kaya tırmanışı için ve Pazar günü gidecekleri Cinlikuyu mağarasındaki yan kol tırmanışı için malzemeleri hazırlamaya başladılar.

Balli Toplu taşıma ile gideceğimiz için malzemeleri olabildiğince minimuma indirmek bizi çok rahatlatacaktı. Teknik malzemeleri kısamayacağımız için kişisel malzemelerde bir kısmaya gittik. Daha doğrusu ben biraz abarttım. Yedek kıyafet almasam, sadece içliklerimi götürsem, uyku tulumuna gerek yok mağara tulumuyla uyusam, çadırda zaten 3 kişi kalacağız mat almama gerek yok derken, çantam sadece teknik malzemelerden oluşmaya başladı (Çizmeyi de almama rağmen Enes’te kaldı ve mağaraya çizmesiz girecektim, onu da almasam olurmuş.). Tabi gece olunca pişmanlık duyacaktım henüz farkında değildim bunun.

Balli

Sırt çantalarımız haricinde ekstra bir mağara çantasıyla İTÜ Ayazağa kampüsünden yola koyulduk. Metro ve metrobüs yolcuğu sonrasında Ayrılıkçeşmesi’nde inip Buket ile buluştuktan sonra Marmaray’a bindik ve uzun bir yolculuğa başlamış olduk. Tabi biraz kalabalık olduğu için farklı vagonlara binmek zorunda kaldık. Ayakta yolculuk etmek sıkıcı ve yorucuydu. Gebze’ye vardığımız saat 21.00’a geliyordu. Bir şeyler atıştırıp taksiye binerek Ballıkayalar Tabiat Parkı’na ulaştık. Hava kararmıştı. Tepede bulunan düzlükte kamp atmak için vadinin içinden yukarıya çıktık. Diğerleri çadırları kurarken Enes ile beraber su almaya gittik. Geri döndüğümüzde çadırlara girdik ve uyumaya çalışmaya başladık. Yürümenin de vermiş olduğu ısı ile birlikte “Hava sıcakmış yaaaa, tulumu iyi ki almamışım, uyuruz böyle” diye söylenmeye başladım. Enes de benimle aynı fikirde olmuş olacak ki uyku tulumunu çantasından çıkarmadı ve o şekilde yattı.

Balli

Dış ses: Hava gece saatlerine doğru gittikçe soğumaya başlamıştı. Rüzgarın da ortaya çıkması hipotermi riskini artırmaktaydı. Vahşi doğada hipotermiye girmek ise gerçekten en son isteyeceğiniz durumlardan biridir. Vücut ısınız düşer ve halüsinasyonlar görmeye başlayabilirsiniz. Sabah olduğunda bulunduğumuz konumdan vadi manzarası gerçekten güzeldi. Biran önce kalkıp kahvaltı yaptık ve eşyaları toplayarak Gizli Bahçe sektörüne doğru kaya tırmanışı yapmaya yola koyulduk. Üst sektörde bulunan 4 ve 4+ zorluğundaki Ayakla ve Kitap rotalarını sırasıyla çıktık. Daha sonra 5c+ zorluğundaki Beta rotasını denedik ancak pek başarılı olduğumuzu söyleyemeyeceğim. Bu sırada bir ekip su almaya aşağıya gitti. Yanımıza ip iniş çalışmaya gelenler oldu. Fotoğraflar ve videolar çekildi.

Balli

Biraz oyalanıp yemek (Tost peyniri(kaşar değil)+salam+ekmek) yedikten sonra Derin Çatlak sektörüne doğru göçe başladık. Vadi gayet kalabalıktı. Neredeyse her noktada tırmanış yapan insanlar görünüyordu. Bu sektörde ise 5a zorluğunda Bebek rotasını çıktık. Daha sonra Bülent biraz gaza gelip 5c+ zorluğundaki Ekmek Arası rotasına girdi. Biraz düşü kalka da olsa çıkmayı başardı. Saat geç olmaya başlamıştı ve bu rotayı da denedikten sonra dönüşe başladık.

Balli

Dönüşte otostop çekme fikri daha cazip geldi. Ancak 6 kişi asla bir arabaya sığmayacaktı. İlk duran arabaya binen şanslı kişiler Enes ve ben değildik. Onlar gittiler ve biz de çaresiz bir şekilde beklemeye devam ettik. Nerede nasıl buluşabileceğimizi ise hiç bilmiyorduk. Aradan 10 dakika geçtikten sonra bir hafriyat kamyonu durdu ve kurtarıcımız oldu. Ancak Gebze merkeze uğramadığı için biraz uzakta indik. Bu sırada diğerleri de Gebze’nin farklı bir yerinde inmişti. Ancak iki grup da metroya uzaktaydı ve nasıl gideceğimizi bilmiyorduk. Enes ile beraber biraz ilerleyince bir taksi durağı gördük ve metroya kadar bu şekilde gittik. Ancak diğerleri bizim kadar şanslı değildi ve yaklaşık 2 km yürümek zorunda kalmıştı. Buluştuktan sonra ise açlığın da etkisiyle önce döner sonra çiğ köfte yiyerek anca kendimize geldik. Bu noktada diğerleri İstanbul’a dönerken ben de Efe ile beraber İzmit’e Ahmetlerin evine doğru yola çıktık.

Balli

Category: Climbing