Çıktığımızda hava kapkararmıştı. Biraz yemek yiyip haşmetli otağımıza girerek uyku safhasına geçtik. Ertesi sabah mağaraya girmek baya geç saate kalmıştı. Çünkü az kişiydik ve herkes mağaranın kokusuna doymuştu. Ya da öyle sanıyorduk. Uğur ve Gamze döşeme ekibi olarak mağaraya öğle saatlerinde girdiler. Onların ardından Bora, Emel, Türker ve benden oluşan ölçüm ekibi mağaranın yolunu tuttu. Mağaranın sifon yaptığı yerden başlayıp geri geri ölçmeye başladık. Çamur şelalesi olan kısımda Emre Bey ile karşılaştık. Medeni bir selamlaşma ardından saz arkadaşlarını da toplayıp çıkışa geçti. O sırada biz bir yandan ölçüm yaparken Bora da darallara dalıyordu. 60 metrelik inişin altına geldiğimizde “Çıkışa geçmeden diğer tarafta kalan daralı da ölçelim bari” dedik. Gökten üç elma düştü. İkisini Bora yedi bir tanesini Emel ve Türker paylaştı. Türker’in darala girip “Gitmez herhalde ama bir ölçelim.” dediği yeri ölçmek için önden Bora arkasından ise defterdar olduğum için ben girdim. Daralı geçince karşımıza çıkan bacalı dik bir iniş ardından mağaranın devam etmesine o an için sevindik mi üzüldük mü tam algılayamadık. Sekiz metrelik bir inişin başından döşeme yapmadan gidemeyiz diyerek geri döndük. Ertesi gün Tabak Mağaralarına gideceğimiz için bir yandan ölçerek bir yandan da mağarayı toparlayıp çıktık. Kampa döndüğümüzde gece olmuştu. Mağaranın devam ettiğini kamptakilere söyleyince ani bir karar değişikliğiyle ertesi gün yeniden döşeyip ölçme fikri daha mantıklı geldi. Ertesi sabah Uğur ile beraber döşeme ekibi olarak mağaranın yolunu tuttuk. Mağaranın girişi üçüncü kez döşenmiş oldu ve 25 metrelik inişi indiğimizde arkamızdan gelen ekip bize yetişti. Emel ve Türker ile beraber buradaki daralları ölçerken Bora ve Emre ise döşenmesi gereken yere gittiler. Darallarda yaşam mücadelesi vermemiz düşünülenden çok daha uzun sürmüştü. Bora ve Emre bizim gelmediğimizi görünce sıkılıp 60 metreyi çıkıp yanımıza geldiler. Daha sonra Emel ve Emre mağaradan çıkışa geçti. Türker, Bora ve ben ise inmeye başladık. Yeni döşenen yerden geçip ölçüme devam ettik. Sifonla bitmesi Bora’yı pek memnun etmemişti ve daral arayarak mağarayı uzatmakta kararlıydı. Başardı. Bulduğu daral ile beraber sifonu by-pass etmeyi başardık ve zamanımız dolana kadar ölçmeye devam ettik. En son geldiğimiz noktada mağara ikiye ayrılarak devam ediyordu. Ama çıkış zamanımız yaklaşmıştı ve buruk bir şekilde çıkışa geçtik. Mağarayı da toplayıp kampa döndük. Saat akşam sekiz olmuştu ve otobüs geleyazıyordu. Hızlıca kampı toplayıp otobüse bindik. Aramızda bir kişi eksikti. Bora kamp alanında yalnız başına kaldı. Bir rivayete göre mağaranın ölçümünün bitmemesi yüzünden dönmek içine sinmemişti. Bir rivayete göre ertesi gün Antalya’ya gidecekti. Otobüste giderken gözlerimi kapadım… Yine mutlak karanlık. Kimdim ben algılayamıyorum?
Category: Caving