(Bu yazı Temmuz 2012'de CNBC-e dergide yayımlanmıştır.)

 

The Departed

Ölmeden önce görmeniz gereken 500 film ya da 1000 film reçeteleri hazırlamak, popüler kültürün vazgeçemediği işlerdendir. Usta yönetmen Martin Scorsese’nin  Taxi Driver (1976) ve Raging Bull (1980) filmleri, dünya sinema tarihine dair her çalışmada ilk 100 arasına girmiş filmlerdir. Ancak bu iki film, kararları her yıl tartışmalı olan Oscar ödüllerinden ne en iyi film ne de en iyi yönetmen ödülü alabilmişlerdir. Hele hele  Taxi Driver’ın aday olduğu yıl, Rocky filmine Oscar verilmesi, traji-komiktir. Scorsese’nin dâhi bir yönetmen olduğunun tescili, neyse ki Cannes’dan gelmiştir.  Oscar mağduru yönetmenin başyapıtlarından Hugo (2011) filminin de Akademi üyelerinden yeterli teveccühü görememesi anlaşılır gibi değildir. İnsanın durup dururken Scorsese-Akademi ilişkisi  hakkında komplo teorileri üretesi geliyor.

Neyse ki The Departed (2006) filminin Leonardo DiCaprio, Matt Damon, Jack Nicholson, Mark Wahlberg, Martin Sheen ve Alec Baldwin gibi dev oyunculardan oluşan kadrosu karşısında Akademi fazla direnememiş ve en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi senaryo ve en iyi kurgu Oscar’larını vermiştir. The Departed, daha önce Hong kong yapımı olarak çekilen Infernal Affairs filminin uyarlaması olup Massachusetts eyalet polisinin Güney Boston’daki büyük bir mafya örgütünü çökertme mücadelesinin öyküsünü anlatır. Gerek polis içindeki, gerekse suç örgütü içindeki iki köstebeğin ekseninde merak, endişe ve adrenalin had safhada tutulmuştur.  The Departed, iktidar ve suç kavramlarını olabildiğince sorgulayan bir film.  Senaryonun güçlü yapısı, ritmin hiç azalmayışı, zekice sinematografik buluşlar ve de en önemlisi tüm oyuncuların mükemmel bir çizgide oynamaları, filmin başarısını sağlayan etkenler. Yıllarca kalıp oyunculuk sergileyen Leonardo DiCaprio’nun bu filmdeki performansı, bebek yüzlü şablonundan kurtulmasını da sağlamıştır. Jack Nicholson ise About Schmidt (2002) filminde geldiği noktanın daha da ötesine geçmiştir. Sahi siz, Martin Scorsese’nin  kötü yaptığı bir iş gördünüz mü?

Suha Çalkıvik