(Bu yazı Mart 2011'de CNBC-e dergisinde yayımlanmıştır.)
Sinema tarihine
baktığımızda, insanlığın en büyük sorunlarından uyuşturucu ticareti ve bağımlılığı üzerine, daha çok
polisiye türde filmler üretilmiştir. Steven Soderbergh’in Traffic
(2000) filmi, polisiye kalıplarının dışına çıkarak soruna geniş açıdan yaklaşan
ve perde arkasındaki ilişkileri sorgulayan bir başyapıt olma
özelliğini taşıyor.
Javier Rodriguez (Benicio
Del Toro), ortağı Manolo
Sanchez ile birlikte Meksika'nın bir numaralı suçlu avcısı General Salazar'ın denetiminde sınır hattında uyuşturucu kaçakçılığına karşı savaşmaktadır. Başsavcı Robert Wakefield (Michael
Douglas), başkan tarafından
uyuşturucuya karşı yapılan mücadelede görevlendirilmiştir.
Benicio Del Toro’nun
en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında
Oscar kazandığı film ayrıca
en iyi yönetmen, en iyi kurgu, en iyi
uyarlama senaryo dallarında da ödüllendirilerek toplam dört dalda
Oscar sahibi oldu. Soderbergh’in omuz kamerasıyla çektiği film, temposu hiç azalmayan bir
kurguyla, atmosfer yaratmadaki başarısı (Meksika sahnelerinde sarı renk egemen) ve mükemmel oyunculukları ile uyuşturucu sorununa insan merkezli ve kahraman yaratmadan odaklanmayı başaran bir yapıt.