Nanni Moretti sunar - Suha Çalkıvik

(Bu yazı CNBC-e Dergi’nin Şubat 2008 sayısında yayımlandı)

 

 

Suha Çalkıvik

 

Nanni Moretti sunar: Caro Diario / Sevgili Günlük

 

Son dönem İtalyan Sineması’nın en fazla hayal gücüne sahip olan yönetmenlerinden biri olarak gösterilen Nanni Moretti, daha 26 yaşındayken 1979'da Ecce Bombo adlı filmi ile Cannes Film Festivali’nde zekâsı ve yaratıcılığı ile izleyiciyi büyüler. Sogni d'oro / Tatlı Düşler (l981, Venedik Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü), Bianca (1984), La messa e finita / Ayin bitti (1985) ve Palombella Rossa / Kızıl Güvercin (1989) filmleriyle yükselişini sürdürür. Daniele Luchetti ve Taviani kardeşlerin filmlerinde de oyunculuk yapan Moretti, 1990 yapımı belgeseli La casa’nın ardından, Caro Diario / Sevgili Günlüğüm ile 1994’te Cannes Film Festivali'nde En iyi Yönetmen ödülünü alır. 2001’de ise seyircimizin çok iyi bildiği La Stanza del Figlio / Oğul Odası filmi ile Altın Palmiye ödülünü kazanır. Son olarak Il Caimano (2006) ile yine Cannes’da özel ödül alır.

 

Batılı sinemaseverler için bir kült figür olarak nitelendirilen Moretti, sıkça karşılaştırıldığı Woody Allen gibi kendi yazdığı senaryoları çekiyor ve filmlerinde mutlaka kendi de oynuyor. Çoğu aykırı olan düşüncelerini, endişelerini, kimi sürreal karmaşıklıkta, kimi son derece gerçekçi bir anlatımla sunuyor. Onun müthiş gözleri ve kulakları, espri ve ciddiyeti mükemmel bir biçimde harmanlıyor. Buster Keaton ve Woody Allen gibi, keskin gözlemlerini sadelik içinde sergiliyor.

 

Moretti, Caro Diario (1994) filminde yeteneğini sergilerken, sanki doğaçlama çekilmiş, sanki hiç çaba göstermeden yapılmış gibi, basit sorular soran saf, olayları fazla büyütmeyen biriymiş gibi görünüyor. İtalyanlar çok heyecanlı olarak bilinir, ama içlerinden biri serinkanlı olunca, bu yeni-otobiyografik filmde olduğu gibi, fazla serinkanlı oluyor. Filmin baş karakteri olan Moretti, günümüz İtalyasının kültürel, siyasi ve sosyal manzarasında kendi ile birlikte dolaşmaya çıkarıyor seyirciyi. Başlangıçta sessiz görünen bu gezi, metaforlar, semboller ve ince eleştirilerle gitgide sarsıcı bir boyuta ulaşıyor.

 

"Sevgili Günlüğüm, her şeyden fazla yapmak istediğim bir şey var...” Yazarın, en gizemli düşüncelerinin, günübirlik karabasanlarının tanığı olan günlüğüne itirafları böyle başlıyor. Üç bölümlük görsel bir günlük olan filmin, ‘Vespamda’ adlı birinci bölümünde, Moretti, motorunun üstünde kentin değişken mimarisi arasında az bilinen mahallelerini keşfe çıkarak, yaz boyunca Roma'da dolaşıyor. ‘Adalar’ adlı ikinci bölümde Moretti, James Joyce'un Ulysses'ini incelemek üzere bir çeşit inzivaya çekilen, ama pembe diziler olmadan yaşayamayacağını anlayan entelektüel bir arkadaşını ziyaret etmek için Sicilya açıklarındaki bir adaya gidiyor. ‘Doktorlar’ olan son bölümde ise, Moretti kansere karşı kemoterapi görüyor ve İtalyan sağlık sisteminin bürokratik labirentinde klinikten kliniğe, doktor doktor dolaşıyor. Çok acılı bir tecrübe yaşasa da Moretti umudunu hiç yitirmiyor. İzleyicilerin, yönetmenin iç dünyasıyla daha yakından tanışmasını sağlayan dokunaklı bir harman olan Caro Diario, komik olanla ciddi olanı, kişisel olanla politik olanı hiç zorlanmadan bir araya getiren, harika bir rehber.

 

Kendini ‘her tür ana akımın dışında’ tarif eden ve “ben hep azınlığın parçası olacağım, insanları seviyorum ama çoğunluğa inanmıyorum” diyen Moretti, şiddet ve seks ögelerine yer vermeden de beğeni toplayabilen çok iyi filmler çekilebileceğini ispatlıyor. Caro Diario / Sevgili Günlüğüm, öylesine içten ve sıcaktır ki, filmi izledikten sonra Nanni Moretti ile tesadüfen bir yerlerde karşılaşsak, ona can-ı gönülden sarılmak isteriz.