(Bu yazı NTV Tarih dergisinin Nisan 2009 tarihli sayısında yayımlanmıştır.)

DER BAADER MEINHOF KOMPLEX

 

4-19 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin merakla beklenen yapıtı, Almanya’nın 2009 Akademi Ödülleri’ndeki temsilcisi ve şimdiye kadar üretilmiş en pahalı prodüksiyon olarak gösterilen DER BAADER MEINHOF KOMPLEX, “sert, hızlı hatta nefes nefese koşturan bir sinema yapıtı” olarak dünyanın sayılı saygın film festivallerinde seyirci ile buluştu. Film, Stefan Aust’un kitabından uyarlanarak Uli Edel’in rejisi ile çekildi. 1970’lerin Almanya’sında radikal silahlı sol bir örgüt olan Kızıl Ordu fraksiyonunun yükseliş ve düşüş sürecini inceleyen film, kusursuz senaryosu ile düşündürücü ve nefesleri kesen bir gerilim ürünü.

 

Ulrike Meinhof (Martina Gedeck),  Berlin’de yerleşik otorite ve kapitalizm karşıtı bir öğrenci gösterisine karışır, kısa sürede şiddete dönüşen bu eylemden sonra Gudrun Ensslin (Johanna Wokalek) ve sevgilisi Douglas Baader (Moritz Bleibtreu) ile yolları kesişir. Meinhof,  Baader ve Ensslin ile birlikte, Kızıl Ordu fraksiyonunu kurarlar. Amaçları, Almanya’daki siyasi iktidara ve de o dönemde Vietnam’a müdahale etmiş olan Amerika ile Alman devletinin bağlarına karşı silahlı mücadele yürütmektir. Grup, banka soygunlarına, bombalamalara, şiddet dozu yoğun saldırılara başlayınca, Federal Alman Polis gücünün başı Horst Herold (Bruno Ganz) örgütün peşine düşer. Sonunda hapse düşmeleri beklenmedik bir siyasi gücü de beraberinde getirir.

 

Filmin orijinal afişinde “onlar terörist mi devrimci mi?” diye bir soru yer alsa da senaryo, farklı açılardan yaklaşarak ana karakterlere karşı  adil davranıyor; yargılamak yerine, özgürleştirici anlatımı ile, izleyicinin kendi sonucuna kendinin varmasına izin veriyor. İzleyicinin sempatisini yitirmeye başladığı sahnelerin, öykünün merkezindeki Meinhof karakterinin en etkileyici olduğu anlar olduğunu söyeleyebiliriz. Bleibtreu ve Gedeck mükemmel birer başrol oyuncusu. Örgüt içindeki en antipatik ve en az idealist yapıdaki rolü canlandıran Bleibtreu, Baader'in karizmasını oldukça inandırıcı biçimde yansıtıyor. Aynı şekilde Gedeck de inandığı amaç uğrunda çocuklarını bile terk edecek kadar ideallerine bağlı Meinhof rolünde mükemmel bir performans sergiliyor.

 

Yönetmen Uli Edel, filmin temposunu sürekli ayakta tutmayı başarıyor; özellikle de mahkeme sahneleri kusursuz bir biçimde çekilmiş. Ayrıca, Stuttgart’ın Stammheim Hapishanesi gibi gerçek mekanlarda filmin çekilmesi, gerçeklik vurgusunu daha da pekiştiriyor. DER BAADER MEINHOF KOMPLEX, güçlü bir anlatım yapısına sahip, kışkırtıcı ve düşündürücü bir film. Filmin süresinin gereksiz bir biçimde uzun tutulması dışında, -kaçırılmaması gereken- bir yakın tarih hesaplaşma ve özeleştiri filmi. 

 

Suha Çalkıvik