AVRUPA’DA (HOLLANDA) KÜLTÜR ŞÖLENİ
multi festijn

huseyintoros@yahoo.com

 

 Hollanda Kraliyet Meteoroloji Enstitüsünün düzenlediği atmosferik model (HIRLAM/ALADIN 2009) toplantısına katılmak ve incelemelerde bulunmak üzere 8-17 Mayıs tarihleri arasında Hollanda'da bulundum. Bu toplantımı meslektaşlarımla ve öğrencilerimle paylaşacağım. Fakat sizlerle aynı döneme denk gelen ve hayran kaldığım bir etkinliği paylaşmak istiyorum.



Öncelikle Hollanda hakkında bazı genel bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Hollanda (Nederland) veya Hollanda Krallığı (Koninkrijk der Nederlanden), Aruba ve Hollanda Antillerinden oluşmaktadır. Yaklaşık %10'u yabancılardan oluşmaktadır. Vergi konusunda ve başkalarının hakkını gözettiğinizde hürriyetler ülkesidir. Her türlü gelenek, görenek ve inanca saygılıdır. Hollanda topraklarının çoğunluğu deniz seviyesi altındadır. Her tarafta kanallar mevcuttur. Hollanda, kuzey ve batıda Kuzey Denizi, güneyde Belçika, doğuda ise Almanya ile komşudur.  Belçika ve Lüksemburg ile birlikte Benelüks ülkelerinden bir tanesini oluşturur. Hollanda meşruti monarşi ile yönetilen bir Avrupa ülkesidir. Hollanda nüfus yoğunluğu fazla olan bir ülkedir. Ülke özellikle peynirleri, yel değirmenleri, bisikletleri, laleleri ve sosyal hakları ile tanınır. Yol kenarlarında bol miktarda yayılan inekler ve koyunlar görülebilmektedir. Başkenti Amsterdam olan ülkenin nüfusu yaklaşık 16 milyondur. Kişi başı milli geliri 35 bin $ civarındadır. Kısaca en dikkat çeken özelliklerinde bazıları özgürlüğü, sosyal düzeni,su kanalları, rüzgar türbinleri sayılabilir.



   Gittiğim Utrecht şehrinde 7-10 Mayıs tarihlerinde düzenlenen Avrupa'nın en büyük kültür fuarını (MultiFestijn) ziyaret fırsatı buldum. İlk bahsettiklerinde aklıma küçük bir etkinlik olarak gelmişti. Multi festijn alanına girdiğimde bir de ne göreyim etkinlik 20 dönümlük kapalı büyük bir alanda yapılıyor. Kendimi bir anda TÜYAP fuar merkezindeyim zannettim. 200’ün üzerinde stant kurulmuş. Kimileri hünerlerini sergiliyor kimileri ürünlerini satıyorlar. Şölen alanının yaklaşık 4'te birlik bölümünü çocuklara ayırmışlar. Çocuklar için çarpışan arabalar, dönme dolaplar, mini futbol sahası, zıp zıplama alanları, tırmanma alanları vs aklınıza ne geliyorsa var. Küçük birde hayvanat bahçesi getirmişler. Çocuklar ilginç hayvanları sevebiliyorlardı. Çocuklara yönelik tiyatro ve sirk ise ayrı bir güzellik katmış kültür şölenine. Çocuklara yönelik doyasıya eğlence imkanı olunca, çocuklar anne-babalarının ellerinden tuttukları gibi şölen alanına getirmişler. On binleri bulan kalabalığın izdihamını ise itfaiye zaman zaman girişi engelleyerek önlemeye çalışıyordu.



Çocuklar eğleniyor, veliler eş dostlarıyla buluşuyor, alış veriş yapıyor en önemlisi ise Adana kebaptan, saç kavurmaya, Mersin tantuniden, Urfa’nın çiğ köftesine, dönerden balık ızgaraya, kuzu çevirmeden piliç çevirmeye, Türkistanlıların çadırında ise çeşit çeşit el emeği yiyecekler (börekler, çörekler, sıkmalar), yer sofralarında ziyaretçilere tarihlerini hatırlatıyordu. Bu arada Faslıların çadırını da hatırlatmadan geçemiyorum. Böyle bir etkinliğe imkânı olanlar dünyanın her yerinden gelse değer.



Şölen sadece maddi yönden zengin değildi. İstanbul Büyükşehir Mehteran takımı günde 2 kez gösteri yaparak izleyicileri hayal dünyalarına gönderiyordu. Mehteran takımı gösteri öncesi stant alanlarında tur atarken arkasında ise büyük bir kalabalık onları takip ediyordu. Temel ile Dursun, Hacivat ile Karagöz gösterileri ise şölene ayrı bir değer kazandırıyordu. Türkiye’den gelen Şair Dursun Ali Erzincanlı'nın okuduğu natı-şerif ile araştırmacı yazar Sıtkı Aslanhan'ın aile içi iletişim konuşmaları, araştırmacı-yazar Salim Dağ ise Çanakkale'yi atalarımız anlatıyordu.



Hollanda’nın bir kültür ve belgesel  TV’si ayağına gelen bu fırsatı titizlikle değerlendiriyordu. Şölenden en fazla istifade eden bir kurumda da belki TV kanalı idi. TV kanalı çalışanları Anadolu’yu avuçlarında bulmuşlardı. Ebru, hat ve uygulamalı cam işleme sanatı, lüle taşı süslemeciliği, oltu taşı, bakır işleme ve kumaş baskı işlerine kadar kültürel değerleri Hollandalılar için çekiyordu.







Multifestijn 2009, çocukları eğlendirirken her yaştan insanımıza yönelik  kültürel zenginliklerimiz ve dünya mutfağının lezzetleriyle çeşitliliğin zevkini ve farkını yaşattı. Etkinlik hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler www.multifestijn.nl web sitesini ziyaret edebilirler. Darısı diğer ülkelere diyorum. Multifestijn 2010'da buluşmak ümidiyle sağlıcakla kalın.

18.05.2009

 







Şehirler arası yollarda etrafımızın hep yeşil olduğunu görüyoruz. Çünkü yaz kış buralarda yağış eksik olmuyor. Tabiî ki bu kadar otun olması tarlaların inekler ve koyunlar süslenmesini sağlıyor. Bu ise doğal olarak süt ve süt ürünleri bolluğunu ve çeşitliliğini doğuruyor.

Amsterdam'a inerken ilk dikkatlerimi çeken sular içindeki şehir oluyor. Her taraf kanal ve kanallar içinde binalar gözüküyor. Bir arkadaş anlattı bir yakını Amsterdam'a geldiğinde bulunduğu noktayı anlatırken köprü başındayım demiş. Arkadaşımda buranın her tarafı köprü başka şekilde bulunduğun yeri tarif etmeye çalış diyerek yardımcı olmaya çalışmış.

Kanallar her yerde. Bazı tarlalarda ise uzun kanallar ve tarlalar birbirlerine paralel uzanıyorlar. Urtecht'te merkezi müzede MS 47 yıllarında Utrecht'in Roma'nın bir parçası olduğu yazıyordu. Yine MS 975 yıllarından kalma büyükçe bir kayık sergileniyordu. Utrecht merkezi su kanalları ile çevrili bu kanallar eski zamanlarda düşmanlara karşı korunma amaçlı yapılmış ve  kale görevi görüyormuş.

Evler genelde bir kaç kat. Giriş kat pencere camlarında koruma demirlerinin olmayışı dikkatimi çekti. Buradan da anlıyoruz ki pencereden kimse bir başkasının evine kötü amaçlı girişimde bulunmuyor. Kültürlerinde böyle bir kötülük oluşmamış.

Şehirlerarası yolculukta dikkatimi çeken bir diğer nokta ise her tarafta gözüken rüzgar türbinleri. Hatta yol kenarlarında güneş panelleri bile var. Doğru dürüst güneş olmayan bir ülkede güneş panellerinin varlığı bizlerin güneş enerjisinden istifade konusunda çok hızlı çalışmalar yapmamız gerektiğini gösteriyor. Örneğin bağımsız birer güneş enerji sistemi kurup yolların aydınlatmasında kullanabiliriz.

Hollanda'da topografyanın düz oluşu bazı nimetleri beraberinde getiriyor. Büyük şehirlerin en büyük sorunlarından birisini trafik oluşturuyor. Burada bisiklet kullananların fazla oluşu trafiği rahatlatıyor.