Bakış Açısı

Dr. Hüseyin TOROS

huseyintoros@yahoo.com

OTOBÜSLE ŞEHİRLERARASI YOLCULUK

Geçenlerde Adana'dan İstanbul'a hareket eden bir otobüste yolcuları rahatsız eden, bir filmin konulması ve bir müddet sonra yolculardan gelen şikâyet üzerine filmin değiştirilmesi sebebiyle sizlerle fikir alışverişinde bulunmak istiyorum. Bu durum maalesef bir ilk değil değişik tarihlerde yolculuğum esnasında sıklıkla rastladığım tahminimce sizlerinde yaşadığı bir sorundur.

Ülkemizde tren yolculuğunun geliştirilememesi, uçak yolculuğunun artmasına rağmen yetersizliği, şehirlerarası yolculukta hala otobüs yolculuğunun ilk sırada yer alma nedenidir. Şehirlerarası yolculukta otobüs firmalarının müşterilere verdiği hizmetler sevindiricidir. Bununla birlikte son zamanlarda seyahatlerim esnasında otobüslerde gösterilen filmlerin izlediğim kadarı ile özellikle çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakacağını düşünmekteyim. Çünkü filmlerde vurdu, kırdılar, sahtekârlıklar, dolandırıcılıklar yer almaktadır. Ülkemiz kültürü, gelenek, görenek ve ahlakına uymayan filmlerin toplu taşıma araçlarında gösterilmesi otobüs firmalarının seviyesinin düşüklüğünün bir işaretidir. Bir eğitimci olarak seyahat firmalarından, otobüslerinde anlamlı film, sosyal, kültürel veya belgeseller göstermelerini temenni ediyorum.

Otobüs yolculuğu uzun süreli sabır isteyen bir iştir. Bu sıkıntılı ortamda yolcuları rahatlatmak ve dikkatini dağıtıp yolculuğun nasıl geçtiğini anlamalarına fırsat vermeden seyahati tamamlamak için teknolojinin sunduğu imkânlardan istifade edilebilir. Toplu taşıma aracında her yaşta ve kültürde insan olduğu unutulmamalıdır. Firmaların yolcularına azami saygı göstermeleri bir medeniyet ölçüsüdür. Eğer toplu taşıma araçlarındaki gösterimlerde seyircileri sıkmayan, germeyen, biraz gülümseten, komedi türü, eğitici ve bilgilendirici filmler tercih edilebilir. Yaptım oldu, TV'yi açtım yolcular izledi gibi ilkel davranışlardan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. 21. Yüzyılda büyük başarılara imza atabilmemiz için belgesel, sosyal, kültürel veya eğitim içerikli programlara çok ihtiyacımız olduğu unutulmamalıdır.

Günümüzde medya, toplumları yönlendiren en etkili araçtır. Kitle iletişim araçlarının takibi ile bir ülkenin geleceği hakkında bilgi edinmek mümkündür. Birçok ülkeyi gezdim. Bizdeki kadar medyada seviyesizliğe rastlamadım. Son yıllarda hızla gelişen ve 21. Yüzyılda damgasını vurması beklenen Çin ve Hindistan buna örnek gösterilebilir. İş sebebiyle kaldığım Çin'in başkenti Pekin'de farklı otellerde kaldığım sürece TV'de yer alan 100 civarındaki kanalda bizim ülkemizdeki gibi ciddiyetsiz TV programlarına rastlamadım. Aynı şekilde Hindistan TV'lerinde de haber, belgesel ve kültürel programların çokluğu dikkat çekicidir.

Geleceğimiz için hem sanatçılara ve hemde medya sahiplerine büyük görev düşmektedir. İzleyici kitlesinin çok olduğu akşam saatlerinde yalan, dolan içeren hatta nasıl kopya çekilir veya öğretmenle dalga geçildiği dizilerin filmlerin gösterildiği bir toplumun geleceği hakkında olumlu düşünmek mümkün değildir. Çocukların bu tür programları izleyerek büyümesi sonucunda okulda öğretmenlerine saygı göstermesi beklenemez. Çünkü çocuklar her şeyi taklit ederek büyürler. Daha doğrusu bu tür programların yaygın olarak gösterildiği ülkelerde kaliteli eğitimden bahsedilemez. Eğer halkımızı seviyor ve geleceğimizin daha aydınlık olmasını istiyorsak, yayınların kalitesini arttıralım. Unutmayalım “küçük beyinler kişileri, orta beyinler olayları ve büyük beyinli kişiler fikirleri” konuşur. Tahribatı herkes yapabilir, fakat imarı er kişiler yapar. Daha kaliteli yayınların olduğu medya organlarını görmek