Zor Günler 19 Mayıs 2002

 

Bakış Açısı

Dr. Hüseyin TOROS

huseyintoros@yahoo.com

ZOR GÜNLER

Son iki yıl içinde ülkemizde yaşanan ekonomik buhran tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Çünkü binlerce şirketin iflas etmesi veya ekonomik çıkmaza girmesi sonucu, yüz binlerce çalışan sokağa atılmıştır. Daha acısı hala sorunun tam olarak tespit edilemeyişidir. Yine olayın suçlusu olarak bir kimse veya kurum bulunamamaktadır.

Tarih derslerinde okuduğumuz ve keşke olmasaydı veya ne geri kafalı atalarımız varmış diye bize öğretilen konular çoktur. Okullarda okuduklarımızın bir benzerinin bizler tarafından yaşanması ne kadar üzücüdür. Hiç kimse toplumdaki buhranı çözememektedir. Ülke ise büyük kayıp içindedir. Bu kayıplar geri getirilemeyecektir. Hep övünüyoruz fakat "Övünen öküz tarlayı pisler" ata sözü bize sürekli fısıldıyor  ve lütfen icraat diye bağırıyor.

Milleti temsil edenler kendi dertlerine düşmüşler. Yine onlar belli bir grup çıkarını halkın çıkarından üstün tutar hale gelmişler. Örneğin bir RTÜK yasası halka rağmen halk adına meclisten geçirilebilmektedir. Yıllardır aynı kişilerin başrollerini üstlendiği bir yönetim gelecek nesiller tarafından kim bilir ne acımasız eleştirilere tabii olacaktır. Bir yazar halkın %60'ı aptal dediği için günlerce eleştirilmişti. Yazarı eleştirdiğimiz kadar kendimizi sorgulayabilseydik. Niçinler hep zihnimizi meşgul etseydi. Geçen gün elektronik postama gelen bir mektupta bir okurum, bütün uğraşlarına rağmen sıkıntı içinde olduğunu yazıyordu.  Okur nedenlerini araştırıp bir sonuca varmış. Kararı ise kendisinin geri zekalı olduğunu düşünüyordu. Anlattıklarını biraz düşündüğünüzde olayın kendisi ile ilgili olmadığını ve ülkemizde yaşanılan bir gerçeği yansıttığını fark edeceksiniz. Tahmin ettiğinizi düşünüyorum. Ekonomik kriz.

Yaşanılan ekonomik kriz işçi-işveren arasında istenmeyen sorunları doğurmaktadır.  İşçi-işveren arasında yaşanan tatsız olaylarda her iki taraf da birbirini suçluyor. İşten çıkarılan bir işçi işverene kızarken acımasız davranıyor. Birçok kimse de işçinin işten çıkarılması işleminin daha da zorlaştırılmasını öneriyor. Normal şartlarda hiç bir patron işçisini işten çıkarmak istemez. Eğer istiyorsa mutlaka ekonomik sıkıntısı vardır veya işçi yeterince çalışmıyordur.  Bu konu bir de arz talep dengesi ile ilgilidir. Eğer bir ülkede iş çoksa işçiler değer kazanır. Yok, işçi çok ise işveren değer kazanır. Ülkesel ölçekte bu dengeyi gözetmek ve çözüme kavuşturmak gerekir. Aksi taktirde katı kanunlarla korunan işçi-işveren kanunu küreselleşen dünyada ülkenin zarar görmesinden başka bir işe yaramayacaktır. Bunun örneğini şu an işçi haklarının çok fazla olduğu Fransa'da göreceğiz. Yakın gelecekte Fransa ekonomik olarak çökmeye aday gibi görünüyor.

Tarih önünde hepimiz suçlu olarak yargılanacağız. Yargı sonuçlarının daha hafif olması için sürekli meraklara ve niçinlere ihtiyacımız var. Düşünen, tartışan, ve karar verebilen genç beyinler haydi iş başına.