Bilişim

 

 

Bakış Açısı

Dr. Hüseyin TOROS

huseyintoros@yahoo.com

Türkiye’nin Geleceği Bilişimdedir.

Her devrin sunduğu avantaj ve dezavantajları vardır. Aklını kullanarak avantajları yakalayan kişi ve kurumlar yükselmekte, diğerleri ise maalesef yerinde saymakta hatta gerilemektedirler. Elinde çok önemli cevherleri (genç beyinleri) bulunduran Türkiye ise çağın sunduğu en büyük fırsat olan bilişim teknolojisinden den yeterince faydalanamamakta ve üçüncü dünya ülkesi konumunda kalmaktadır. Günümüzün sermayesi olan bilgi için bilgisayar teknolojisinden istifade etmek ve rakiplerimizi geride bırakmak hayati önem arz etmektedir.

 

1990’lı yıllarda bilgisayar ağındaki hızlı gelişmeyle birlikte dünya sanal olarak bir ekrana sığarken bunu değerlendiren firmalar ürünlerini dünya çapında pazarlamaya başladılar. Ülkeler arası fiziksel sınırların kalkmasıyla birlikte, isteyen ve yeterli altyapıya sahip kişi ve kurumlar fırsatları iyi değerlendirebilmektedirler. Dünya devi Microsoft’un sahibi Bill Gates bunun en güzel örneklerindendir.

 

Bilişim sayesinde bugün devlet kurumlarının çoğunda çalışan personelin bir yıllık maaşıyla sistem elektronikleşebilir. Elektronikleşen sistem sayesinde personel iş yapmadan evde yatsa ve devlet aynı maaşı personeline ödese bile devlet kârlı duruma geçebilir. Çünkü personelin kullandığı bina, servis, ofis, elektrik ve su vs’ye gerek kalmayacaktır. Bu durum özel kurumlar için de söz konusudur.

 

Bilişimdeki gelişmeler küresel ölçekte acımasız rekabeti de beraberinde getirdi. Birçok işte kemiyet değil keyfiyet önem kazanır oldu. Bilişim dünyasındaki gelişmeler bazıları için yıkım olurken bazıları için ise başarıda sıçrama aracı haline geldi.

 

Dünyada kıyasıya bir rekabetin yaşanması, kapitalizmin ve emperyalizmin çirkin yüzleri nedeniyle siz isteseniz de istemeseniz de birileri bilişim teknolojileri sayesinde hızla ilerliyor. Dolayısıyla Türkiye de bu teknolojiden istifade etmek suretiyle genç beyinleri harekete geçirip bütün dünyaya hizmetlerini sunmanın yollarını aramalıdır. İki yıl önce ülkemize gelen bir Hintli ile bilişim konusunda Brain bilgisayar kursu ile ortaklaşa iş görüşmesinde söylediği bir sözü unutamamaktayım.  “Eğer dünyada bilişim sektöründe çalışan Hindistanlılar bir an için işlerinden ayrılsalar dünya bilişimi çöker”. Bu doğru olmayabilir fakat sağlanan bu psikoloji her şeyin üstündedir. Halkın psikolojik olarak bu şekilde yönlendirilmiş olması bile büyük bir başarıdır. Hintli, Hindistan’daki bir Bilgisayar kursunun temsilcisi idi. O kurumun 42 ülkede 2500 şubesi vardı. Şube sayısı ile her şubenin sahip olduğu öğrenci sayısını dikkate aldığınızda ne kadar büyük bir potansiyelin olduğu ortaya çıkıyor.

 

Akılsız başın derdini ayaklar çeker. Fakat günümüzde sadece ayaklar çekmiyor ne yazık ki.Bedenimizin yanı sıra çoluk çocuğumuz ve gelecek nesillerimiz de ıstırap görüyorlar.

 

Bilişimdeki gelişmeler genç nüfusa sahip Türkiye için iyi değerlendirildiğinde, büyük bir şans olarak karşımıza çıkıyor. Fakat ülkemiz insanlarının bu şansı aramaları gerekiyor. Armut piş ağzıma düş devri bitti. Devir, mantıklı ve bilgili hareketle bilgisayarı iyi bir araç olarak değerlendirme devridir.

 

Zararın neresinden dönersek kârdır mantığıyla bütün aydınlara, sanatçılara, sivil toplum kuruluşlarına ve toplumu yönlendiren diğer kişi ve kurumlara büyük görevler düşüyor. Bir Çin atasözünün başta medya olmak üzere hepimizin kulağına küpe olmasını diliyorum: Küçük kafalar kişileri, orta kafalar olayları, büyük kafalar ise fikirleri, projeleri konuşur. Biz hangi sınıfa giriyoruz. Kendimiz, yakınlarımız, arkadaşlarımız, okuduğumuz gazete, dinlediğimiz radyo, izlediğimiz TV vs.

 

Devir ne petrol, ne bor devridir. Devir, eğitim devridir. Eskiden okuma yazma seferberliği vardı. Şimdi ise bilgisayar öğrenme ve doğru kullanma seferberliği var… Hepimizin bilgisayar teknolojisinden en iyi şekilde istifade etmesi dileğiyle…