savaşa hayır

 

 

Bakış Açısı

Dr. Hüseyin TOROS

huseyintoros@yahoo.com

SAVAŞA HAYIR
Bugünlerde her tarafta gördüğümüz bir slogan. Gazeteler, radyo ve televizyon programları hep savaşı işliyor.
Bu kampanyaları anlamak bazen güç oluyor.
Örneğin bir üniversitemiz önünde pankart asılmış.
“Irak savaşını boykot için derse girmiyoruz” diye.
Atalar boşuna dememişler bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye.
Savaşı boykot ediyoruz. Farkına vararak veya varmayarak aslında savaşı desteklemiş oluyoruz.
Bu savaş niye var. Cahillikten değil mi? O zaman biz derse girmeyerek cahilliği dolayısıyla savaşı desteklemiyor muyuz?
Biraz dikkat gerek.
Yaptıklarımızı düşünmek gerek.
Neyi niçin yapıyoruz.
Bilmek gerek.
Ateşin üzerine benzinle gitmekle ateş sönmese gerek.
Toplumlarda güçlü ve zayıf hikayesi devam ediyor.
Peki güç kimde bugün.
Bilgiyi en iyi şekilde kullananda değil mi?
Yeryüzünde altı milyar civarında insan yaşıyor.
Biraz düşündüğümüzde altı milyarı bir elin parmakları kadar insanların idare ettiğini görüyoruz.
Çoğunluğumuz bir sürü gibi sürükleniyoruz.
Çok iyi yetişmiş toplum mühendislerine ihtiyacımız var.
Bir cahil dostum olacağına bin bilgili düşmanım olsun sözü kim bilir ne hatıralar içeriyordur.
Boşuna dememişler.
Tecrübe yenen kazıkların bileşkesidir diye.
Atasözleri kolay söylenmiyor.
Ah Ata sözlerimizi yaşayabilsek.
Dünya üzerinde oynanan entrikalar, dönen dolaplar...
Yıllar sonra öğreniliyor.
Fakat çoktan iş işten geçmiş oluyor.
Tarih tekerrürden ibaret ama ders alamıyoruz.
Türkiye’nin de işi bayağı zor gözüküyor.
Aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık.
Veya yeni verse paçayı da kaptıracak.
Karar vermek dirayet istiyor, sabır istiyor.
Toplum mühendisleri film senaryosu gibi gerçek senaryomuzu yazıyor.
Bizler ise bedava oynuyoruz.
Oyunda yaptığımız rollerin yaptığı tahribatı ise yıllar sonra fark ediyoruz.
Farkına vardığımızda ise ders almak yerine öncekileri eleştirip filme yeni yazılan senaryo ile biz devam ediyoruz.
Bizim oğlan bina okur döner döner yine okur misali.
İnsanoğlunu anlamak çok zor.
Hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşıyor da biz niye konuşa konuşa anlaşamıyoruz.
Düşünmek gerek.
Dünya üzerinde dostluklar kurulması gerekirken düşmanlıklar niyedir bilmek gerek.
Medeniyet niçin tek dişi kalmış canavar anlamak zor olsa gerek.
Lütfen fikir jimnastiği yapmaya devam edelim.
Kuru lafları bırakalım.
Yarınlara nasıl ümitle ulaşırız ona bakalım.
Ne, niye, niçin, nerede, ne zaman cinsinden sorulara biraz kulak asalım.
Savaşsız bir dünya için barış temellerini nasıl atarız biraz kafa yormamız dileğiyle.