ELEKTRONİK FIRSATLAR

 

 

Bakış Açısı

Dr. Hüseyin TOROS

huseyintoros@yahoo.com

Elektronik fırsatlar

 

Sektörlerde otomatikleşmeye geçerken kullanılacak cihazların yerli beyinler tarafından imalatı yapılmalıdır. Gençler yönlendirildiğinde büyük başarılara imza atacaklardır.
 

Her çağın kendine göre nimetleri bulunmaktadır. Bu nimetlerden istifade eden kişi, kurum ve toplumlar diğerlerinden bir adım öne geçmektedirler. Çağımızda ise elektronikleşmenin sunduğu imkanları iyi değerlendirenler rakiplerini geride bırakmaktadırlar.
 

Elektronikleşme insan kaynaklarını daha verimli kullanmamıza sebep olmaktadır. Teknoloji bedenen ve zihnen daha az yorulmamıza ve kısa zamanda birçok işi başarmamıza yardımcı olmaktadır. Buna en güzel örnek kullanılma grafiği hızla artan kredi kartlarıdır.

Meteorolojik bilgiler sosyo-ekonomik ve askeri öneme haizdir. Birçok alanda hayatımıza giren elektronikleşmenin kullanıldığı alanlardan birisi de meteorolojik gözlemlerin yapıldığı rasathanelerdir. Rasathanelerde yapılacak bir otomasyon diğer alanlara da örnek teşkil edebilir. Örneğin ülkemizde yaklaşık 1000 civarında meteoroloji gözlem parkı bulunmaktadır.

Bir istasyondaki ölçümler için en az 5 kişi istihdam edilmektedir. Türkiye genelinde yaklaşık beş bin kişi eder. Ayrıca bu kişilerin çalışmaları için gerekli bina, demirbaş eşya ve sarf malzemeleri ekonomik olarak büyük rakamları oluşturmaktadır.

 

* * *


Ülkemizde meteoroloji istasyonları elektronik ölçüm cihazları ile donatıldığında dakikalar mertebesinde ölçümler yapılabilecektir. Elde edilen sonuçların güvenirliği çok fazla olacaktır. Yine gözlem sonuçları kısa zamanda toplanarak insanlığın hizmetine sunulabilecektir

İstasyon sayısı kat ve kat artarken çalışan personel sayısı ise yüzde 5'ler mertebesine kadar azaltılabilecektir. Şu an çalışanların birkaç yıllık masrafı ile bütün istasyonlar elektronikleşecek ve yenileri de devreye girecektir. Çalışacak olanlar ise günlük düzenli mekanik işler yerine merkezlerde verileri yorumlayıp değerlendireceklerdir. Meteorolojik verilerden daha fazla nasıl istifade edebileceğimiz konusunda araştırmalar artacaktır. Ülkemizde bir çok alanda sırf iş olsun diye yapılan işlerden elimizi eteğimizi çekmenin zamanı gelmiş ve geçmektedir.

Şu an teknolojiden yeterince istifade edemiyoruz. Bunun benzerini matbaanın atalarımız tarafından geç kullanılmasında yaşamıştık. Şimdi her ortamda atalarımızı eleştirirken biraz ders alabilsek bari. Onlar yakın çevrelerine iş yaptığından işsiz kalmaları söz konusu idi. Fakat günümüzde küreselleşen dünya sayesinde, dünya bir bilgisayar ekranına sığdığından dağdaki çoban bile dünyaya geliştirdiği bir sistemi pazarlama imkanına sahiptir. Yeter ki yönlendirebilelim.

Bir sektörde insanların yaptığı işleri cihazlar yapabiliyorsa o zaman çalışanların işe gidip gelişi, çalıştığı süre zarfındaki mekan, elektrik, su ve demirbaş kullanımları ekstra yük olarak topluma geri dönmektedir. Bunların kullandığı ulaşımdan yazışmalara tüketilen her şey gelecek neslin haklarının yenmesidir. Elektronikleşme sayesinde bazı alanlarda çalışan personel evde oturarak aynı maaşı bile alsalar ülkeler daha karlı duruma geçeceklerdir.

Sektörlerde otomatikleşmeye geçerken kullanılacak cihazların yerli beyinler tarafından imalatının yapılması yönüne gidilmelidir. Bu konuda üniversite gençleri yönlendirildiğinde büyük başarılara imza atacaklardır. Bunun en güzel örneklerinden birisi 1990 yılında İTÜ Uzay Mühendisliği bölümü öğrencilerinden Hakan Altınay'ın bitirme ödevi olarak yaptığı ilk sanayi tipi Türk robotudur. Altınay bugün yurtdışına otomatik cihazlar satmaktadır. Ayrıca dünyada tescilli robot üreten 28 firmadan birini kurmuş ve işletmektedir. Üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi kaçınılmazdır.

 

* * *


Dünya devleri arasında kıyasıya yaşanan yarışta genç nüfusa sahip ülkemiz bu yarışı önlerde götürme fırsatını kaçırmamalıdır. Elektronikleşen dünyada geri kalamayız. Bu kadar çalışanı sokağa mı atacağız diye bir soru aklımıza asla gelmemelidir. Çünkü dünya küçülüyor. Ülke sınırları sanal olarak kalktı. Belki de çok yakında fiziksel olarak da kalkacak. Bu küçülen dünyada atı alan Üsküdar'ı geçecektir. Yeni bin yıl toplumlar açısından acımasız olacaktır. Bilgi ve teknolojiden yoksun topluluklar tabiri caiz ise modern köle olarak kullanılmaya mahkum olacaktır.

Günümüzde en büyük sorun eğitim ve istihdamdır. Bunu başarmak zorundayız. Devletlerin birinci görevi budur. Koltuk için bir ürün asla alınıp denize dökülemez veya yakılamaz.

Ülkemizin acı gerçeklerinden birisi de işlerin ehline verilmeyişidir. Örneğin Meteoroloji Genel Müdürlüğü (DMİ) makamına hiçbir zaman meteoroloji mühendisi atanmamış olmasını izah etmek mümkün değildir. Bu meteoroloji mühendislerine yapılan bir haksızlık ve saygısızlıktır.

Söylemlerle değil gerçek sayısal, istatistiki, bilimsel ve mantıklı düşünen, konuşan yöneticilerle buluşmak ümidiyle. Neyin araç, neyin amaç olduğunun farkına varabilirsek ne mutlu bizlere.